Hastaya '6 aylık ömrün kaldı' demek yanlış

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 29 Nisan 2010 14:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Avusturya'da görev yapan Prof. Dr. Amir Kurtaran, "Hukuki olarak doktor hastaya teşhisini söylemek zorundadır. Hastadan hakikati gizlemek hukuk dışıdır ama nasıl söylenileceği önemlidir." dedi.

Başkent Viyana'daki Rudolfstiftung Hastanesi Nükleer Tıp Servisi'nin Genel Şefi olan Prof. Dr. Kurtaran, ölümcül hastalıkları söylerken hastanın hakikati ne kadar kaldırabileceğinin keşfedilmesi gerektiğini belirterek, "Her şeyden önce hasta ile uzun bir konuşma yapıp onun şahsiyeti hakkında bilgi toplamak gereklidir. Bazı hastalar gerçekten hakikati öğrenmek isterler ve sizi bu cevabı almak için zorlarlar. Hekimlik sanatını kullanıp çok dikkatli bir şekilde hastanın ne kadar hakikat kaldırabileceğini bulmak gereklidir." şeklinde konuştu.

Eğer hasta hakikati bilmek istemiyorsa bunu ona zorla söylememek gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Kurtaran, şöyle devam etti: "Hakikati söylerken şuna dikkat etmek lazım: Biz insan ve doktor olarak gerçekten hakikati tam olarak biliyor muyuz? Bu sorunun cevabı benim için çok açık ve net: 'Hayır.' Doktorlar hastalıklar hakkında çok şey bilirler, fakat hakikatlerin tümünü bilmezler. Biz hastalığın gidişine bakıp tahminlerde bulunuruz. Bu, yüzde yüz hakikat demek değildir. Nadir de olsa , bazen yakında öleceğini düşündüğümüz hasta bir mucize gibi kurtulur ve yaşamını sürdürebilir. Buna da dikkat etmek gereklidir. 'Hastanın altı aylık, iki senelik ömrü vardır' şeklindeki ifadelerden mutlaka kaçınmak gerekir."

Yakında öleceğini düşündüğümüz bir hastaya "Hiçbir şeyiniz yok, hastalığınız önemli bir şey değildir." demenin de hatalı olduğunu söyleyen Kurtaran, asıl sorulması gerekenin "Hastaya hakikat olarak düşündüğümüz şeylerin ne kadarını söylemeliyiz?" sorusu olduğunu dile getirdi.

DOÇ. DR. ŞENGÖLGE: SÖYLENMEMESİ, TEDAVİYİ GECİKTİRİYOR

Viyana'daki ünlü AKH Hastanesinde Dahiliye, Böbrek ve Yoğun Bakım Uzmanı olan Doç. Dr. Gürkan Şengölge ise ölümcül hastalara gerçeğin olduğu gibi söylenmesi gerektiğini düşünüyor. Şengölge, "Doğu kültüründeki aile yakınları hastadan durumu gizlemek istiyorlar ama bu tedavinin gecikmesine neden oluyor. Hastaya durumunu söylemeden ilacı veremezsiniz. Muhatabınız çocuk değil, söylemeyerek tedaviyi de ötelemiş oluyorsunuz." şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Gürkan Şengölge ölümcül bir hastalıkta hasta yakınlarına düşen sorumluklara da değinerek "Bilinmeli ki ölümcül hastaların en az beklediği şey acıma duygusudur." dedi.

"BAZI HASTALAR MEZARLARINI BİLE KENDİLERİ KAZIYOR"

Viyana AKH'da Mide ve bağırsak fizyolojisiyle ilgili araştırmalar yapan Uzman Doktor Tacettin Soğukoğlu da kimi gurbetçi Türk hastalarından tevekkül sahibi olanların ölümcül hastalığı sorunsuz bir şekilde karşılayabildiklerini dile getirdi. Soğukoğlu, "Hatta mezarlarını bile kendileri hazırlıyor. Bununla birlikte hastalığını öğrendikten sonra ciddi bir sarsılma yaşayarak şoka girenler de oluyor." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber