İşte Nakliyenin Devleri

İnsanlığın bugün geldiği noktada nakliyenin rolu çok büyük.

Özellikle sanayi devriminden sonra değişen üretim biçiminin özelliği...

gittikçe daha büyük ölçekte üretim yapılması.

Bir diğer özelliği ise dünyanın birbirine daha fazla entegre olması.

Bu da küçük ekonomik ve üretim merkezlerinin birbirinden bağımsız var olamaması demek.

Bu bağımlılık ise nakliyenin önemini vurguluyor.

Örneğin Avustralya'da ''Road Train'' diye adlandırılan yol trenleri.

Büyük çöllerle kaplı Avustralya kıtasında büyük merkezleri küçük merkezlere bağlıyorlar.

Avustralya'nın engebesiz coğrafyası ise buna izin veriyor.

Bu tırlar iç kesimlerde bulunan bir çok kasabanın hayat damarı.

Yağmurlardan dolayı yollar ağır tırların geçemeyeceği kadar gevşediğinde ise bu kasabalar kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyorlar.

Nakliye sadece uzun mesafelerde yapılmıyor.

Madenlerde çalışan hafriyat kamyonları kısa mesafe nakliye araçlarından.

Ancak boyutları göz kamaştırıyor.

Kolayca bir kaç insan boyutuna ulaşabilen bu kamyonlar bir seferde tonlarca yük taşıyorlar.

Ancak tükettikleri yakıt da göz ardı edilemeyecek kadar fazla.

Yakıtın tedarik işi de nakliye sektörünün işi.

Bir kısır döngü bu aslında. Daha fazla nakliye daha çok yakıt tüketimi demek.

Bu yakıt da dünyanın belli yerlerinde üretildiğine göre daha çok yakıt tüketimi de aynı zamanda daha çok nakliye demek.

Bunun en ucuz yöntemi ise deniz taşımacılığı. Çünkü bir seferde çok fazla yakıt taşınabiliyor.

Sadece yakıt da değil. Konteyner gemileri de dünyadaki üretim merkezleri arasında mekik dokuyor. Çin de üretilen pili Amerika'ya...

Amerika da üretilen mısırı Türkiye'ye, Türkiye'de üretilen tekstili Avrupa'ya taşıyorlar.

Ve fark etmeden kullandığımız bir çok şey ömrümüzde görmediğimiz yerleri görüyorlar.

Hatta bazen bir kaç aktarma bile yapıyorlar. Aktarma yaptıkları her yerde farklı ellerde farklı ek işlemlere maruz kalıyorlar.

Deniz yolu ise Dünya'nın kuzeyinde her zaman geçilebilir değil. Burada ise devreye devasa buz kırıcılar giriyor. Buzda devasa yarıklar açıp gemilerin geçmesine olanak veriyorlar.

Deniz yolu askeri amaçlarla da binyıllardır kullanılıyor. Ancak artık savaşlarımız daha büyük. Devasa savaş adalarımız var artık.

Ömrünü dolduran gemileri ise daha büyükleri parçalanmaya götürüyor.

Bazıları ise bir çok orta sınıf ailenin hayali yeni arabalar taşıyor.

Deniz yolu eğlence amaçlı da kullanılıyor.

İçinde bir çok imkanı barındıran bu gemilerle yapılan seyahatler bazen günler hatta haftalar sürüyor.

Hava yolu ise en hızla ancak en maliyetli nakliye şekli.

Uçaklar boyutları her ne kadar büyümüşse de deniz yoluna göre daha küçük.

Havayolu nakliyesi bu yüzden daha çok çabuk bozulacak ürünler ve askeri mühimmat veya sağlık malzemeleri gibi acil ulaştırılması gereken şeyler için kullanılıyor.

Bunun yanı sıra yolcu taşımacılığında da gittikçe yükselen popülariteye sahip.

Ülkemiz de dahil olmak üzere artık bir çok şehirde havalimanları var.

Ancak uçakların da büyük çevre dostu olduğu söylenemez.

Uçaklar uzay misyonlarında da kullanılıyor. Mekikleri atmosferin üst tabakalarına taşımakta kullanılıyorlar.

Helikopterlerin avantajı ise uçaklara göre daha pratik olmaları.

Taşıma hacimleri daha düşük olsa da her yere inebilmeleri tercih sebebi.

Nakliye ettiğimiz bir çok ürün ise kullanım ömürleri dolunca veya dolmadan bir yerlerde yığılıyorlar. Ve bu yığınları da ileride belki dünyamızdan nakliye etmek için çok daha farklı araçlara muhtaç olacağız.