Rektörün geçici görevlendirme yetkisi sınırlandırılmalı!

Yükseköğretim kurumlarındaki personelin keyfi olarak yer değişikliklerinin engellenmesi için rektörün geçici görevlendirme yetkisi sınırlandırılmalı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 27 Nisan 2022 14:04, Son Güncelleme : 22 Nisan 2022 12:06
Rektörün geçici görevlendirme yetkisi sınırlandırılmalı!

1981 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda üniversitelerin tüzel kişiliğini temsil etme görevi Rektörlere verilmiştir.

2547 sayılı Kanuna göre "Rektör"; "Üniversitenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde, öğrencilere gerekli sosyal hizmetlerin sağlanmasında, gerektiği zaman güvenlik önlemlerinin alınmasında, eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerinin devlet kalkınma plan, ilke ve hedefleri doğrultusunda planlanıp yürütülmesinde, bilimsel ve idari gözetim ve denetimin yapılmasında ve bu görevlerin alt birimlere aktarılmasında, takip ve kontrol edilmesinde ve sonuçlarının alınmasında birinci derecede yetkili ve sorumlu" kılınmıştır.

Rektör bu görevleri icra ederken, ilgili Kanunun 13 üncü maddesinde kendisine kadro, bütçe, personel, eğitim öğretim gibi hususlarda önemli yetkiler verilerek üniversitedeki vazifesini yetkili organlarıyla birlikte yapması hedeflenmiştir.

Kanunda Rektöre verilen görevler şunlardır:

-Üniversite kurullarına başkanlık etmek, yükseköğretim üst kuruluşlarının kararlarını uygulamak, üniversite kurullarının önerilerini inceleyerek karara bağlamak ve üniversiteye bağlı kuruluşlar arasında düzenli çalışmayı sağlamak,

-Her eğitim-öğretim yılı sonunda ve gerektiğinde üniversitenin eğitim öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri hakkında Üniversitelerarası Kurula bilgi vermek,

-Üniversitenin yatırım programlarını, bütçesini ve kadro ihtiyaçlarını, bağlı birimlerinin ve üniversite yönetim kurulu ile senatonun görüş ve önerilerini aldıktan sonra hazırlamak ve Yükseköğretim Kuruluna sunmak,

-Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek,

- Üniversitenin birimleri ve her düzeydeki personeli üzerinde genel gözetim ve denetim görevini yapmak,

- Bu kanun ile kendisine verilen diğer görevleri yapmak.

Yukarıda yer verdiğimiz ve üniversitelerde "13/b görevlendirmeleri" olarak geçen işlemler üniversitelerde sıklıkla yargıya konu olan bir husus olarak göze çarpmaktadır. Yıllar içerisinde yargının bakış açısıyla üniversitelerde bir farkındalık ve uygulama birliği olsa da, yetkisinin sınırsızlığından zevk alan Rektörler için bir zulüm yöntemine dönüşebildiği zaman içerisinde görülebilmektedir.

Danıştay'ın ilgili dava dairelerinin 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesine dair bakışı ise somut olaylar bağlamında olduğu için farklı farklı kararlara sebebiyet vermiş, bu konuda istikrarlı bir içtihat henüz oluşturulamamıştır. Bunlardan yakın tarihli olan bazılarının karar gerekçe kısımlarını sizlere özet olarak sunalım:

-"2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmenin geçici nitelikte olması gerekirken, dava konusu işlemin, davacının naklen atanması sonucunu doğuracak şekilde belirli bir süre belirtilmeksizin tesis edildiği anlaşıldığından, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Danıştay 8. Daire, 2022/310 K."

- "2547 Sayılı Kanun'un 13. maddesinin (b) fıkrasının (4) numaralı bendi ile üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirme veya bunlara yeni görevler verme konusunda rektöre takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır. Danıştay İDDK, 2021/222"

-"İlgili madde metninden de anlaşılacağı üzere, görevlendirmelere ilişkin herhangi bir süre şartı veya kısıtlaması söz konusu değildir. Bu nedenle, dava konusu işlemin, geçici görevlendirme niteliğinde değil; gerekli görülen hallerde, zorunlu ihtiyacın karşılanmasına yönelik bir görevlendirme işlemi olarak kabulü gerekmektedir. ...Daktilograf kadrosunda görev yapan davacının, Yasa ile öngörülen görevlendirmenin koşulu, hizmetin gerekli kılması durumu olarak kabul edildiği halde, belli bir hizmeti yürütme amacı güdülmeksizin, salt takdir yetkisine dayanılarak, aynı idareye bağlı Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi'nde görevlendirilmesine ilişkin dava konusu işlemde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemesi gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken,.. Danıştay 2. Daire, 2018/2505 K. "

- "2547 Sayılı Kanun'un 13/b-4 maddesinin düzenlenme amacı, üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerin herhangi birinde hizmetle ilgili olarak ortaya çıkacak bir ihtiyacın, üniversitenin kendi elemanları ile ve süratli bir biçimde karşılanması, böylece kamu hizmetinin aksamadan ve sürekli olarak yürütülmesini sağlamaktır. Maddede, görev yerlerinin değiştirilmesi veya yeni görevler verilmesi yetkisinin "gerekli görülen haller"de kullanılabileceğinin belirtilmesi, bu yetkinin, makul sebep, somut gerekçe olmaksızın, personelin farklı birimlerde ard arda ya da süreklilik arz eder nitelikte görevlendirilmesi anlamına gelmemektedir. Danıştay 2. Daire, 2018/3230 K."

- "2547 Sayılı Kanun'un 13/b-4 maddesinin düzenlenme amacı, üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerin herhangi birinde hizmetle ilgili olarak ortaya çıkacak bir ihtiyacın, üniversitenin kendi elemanları ile ve süratli bir biçimde karşılanması, böylece kamu hizmetinin aksamadan ve sürekli olarak yürütülmesini sağlamaktır. Maddede, görev yerlerinin değiştirilmesi veya yeni görevler verilmesi yetkisinin "gerekli görülen haller"de kullanılabileceğinin belirtilmesi, bu yetkinin personelin naklen atanması, görevden uzaklaştırılması veya cezalandırılması maksadıyla kullanılması anlamına gelmemektedir. Disiplin soruşturması yapılması nedeniyle, görevi başında kalmasında sakınca görülen personel hakkında, dava konusu işlem tarihinde her ne kadar 2547 Sayılı Kanun'da konuyla ilgili bir düzenleme bulunmasa da, genel kanun niteliğinde olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanması gerekeceği memur hukukunun bilinen ilkelerinden olup, bu tür durumlarda geçici tedbir mahiyetinde olduğundan bahisle görevlendirme yoluna gidilemeyeceği açıktır. Danıştay 2. Daire, 2018/3094 K."

-"Yukarıda aktarılan yasa kuralı ile idarelere, üniversite personelinin kurum içinde görev yerlerinin değiştirilmesi hususunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olup, bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Her ne kadar davalı idarenin savunmasında, davacının hizmetine duyulan ihtiyaç nedeniyle Diş Hekimliği Fakültesi'nde görevlendirildiği ileri sürülmüş ise de, davacının hizmetine ihtiyaç duyulması hususu, somut bilgi, belge ve hukuken geçerli sebeplerle ortaya konulamadığı gibi, sürekli olarak yenilenen görevlendirme işlemi ile davacının asli kadrosundan uzaklaştırılması sonucu doğurulduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemin, davacıyı, kadro görevinden uzaklaştırma niteliğinde olduğu, bu nedenle görevlendirme müessesesinin amacı, görevinin niteliği ve yürütülen hizmetin özelliği ile davacının geçmiş hizmetleri, kariyer ve liyakat ilkeleri dikkate alındığında, davacının asıl kadrosuna döndürülmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Danıştay 2. Daire, 2018/1913 K."

Yukarıda özetlediğimiz kararların bir kısmında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmelerde herhangi bir sürenin öngörülmemesi sebebiyle işlem iptal edilirken, önemli bir kısmında ise süreden öte kamu yararı ve hizmet gereklerinin somut olarak ortaya koyulamaması ve Rektörün takdir yetkisini usulüne uygun olarak kullanmadığı düşüncesi ön plana çıkmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde paylaştığımız bir kararda ise, 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmelerdeki keyfiyet tam olarak ortaya çıkmıştır. Bir yükseköğretim kurumunda görevli Daire Başkanı hakkında yalnızca 1 yıl 2 ay gibi bir sürede Rektör tarafından beş defa yer değişikliği yapılmış ve Bölge İdare Mahkemesi bu kararı iptal etmiştir. (Haber için TIKLAYINIZ)

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmeleri yargı kararları ışığında özetlemek gerekirse öncelik işlemde aşağıdaki bazı şartların oluşması ve buna göre işlem tesis edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

1- Kanun maddesinde yer verilen "gerekli görülmesi" ibaresinin somut olarak ortaya koyulması, takdir yetkisinin sınırsız olmadığı düşünüldüğünde ihtiyacın kamu yararı ve hizmet gereklerine göre net bir şekilde belirlenmelidir.

2- Görevlendirme işlemi hiçbir zaman naklen atama sonucu doğurmamalı, ortaya çıkan ihtiyacın görevlendirilecek personel tarafından ne kadar bir süre içerisinde yerine getirilebileceği ve bunun da onayda belirtilmesi sağlanmalıdır. Şayet, ihtiyaç karşılığında yapılan görevlendirmede hizmetin devamı gerekiyorsa, aynı usulle görevlendirme süresi uzatılmalıdır.

3- Görevlendirilecek personelin seçiminde ihtiyaca karşılık gelen uzman personelin seçilmesi esas olmalı ve bu durum bilgi ve belgeleriyle birlikte ortaya konulmalıdır.

4- İlgili kanun maddesi personelin yer değişikliğine sebebiyet verdiği gibi mevcut personele Rektör tarafından "ek görevler"de verilebilmektedir. Verilen görevlerin seçiminde ilgili personelin yetkinliğiyle birlikte aynı şekilde takdir yetkisinin neden o personelde kullanıldığının ve zorunluluk hali somutlaştırılmalıdır.

5- Üniversitelerin ilçelerinde akademik birimleri olduğu düşünüldüğünde, personelin uzak ilçelerdeki birimlere görevlendirmelerinde personelin isteği aranmalı, ilçede ikamet eden personel varsa öncelik verilmeli, bu durumlar oluşmuyorsa zorunluluk halleri tespit edilerek bir personeli sürgüne gönderme zihniyetinden vazgeçilmelidir.

Son olarak, Rektörlerin görev değişiminde üniversitelerdeki idari yöneticilerin (Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı) yer değişikliğinde sıklıkla kullanılan bu görevlendirme yetkisinin, sürgün sürecine dönüşmemesi, husumetli meselelere yol açmaması ve keyfiyeti kısmen de olsa engellemek için idari yöneticilerin atama sürecinde görüş bildiren Üniversite Yönetim Kurulunun benzer şekilde bu maddeyle görevlendirilmesinde de yetkili bir unsur olarak yer alması için yasal düzenleme yapılması faydalı olacaktır!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber