'Hakim ve savcılarımızı yargılamak, hüküm vermek büyük bir haksızlık'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Sadece kamuoyunda siyasi taraftarlığa uygunluk esasları bakımından tartışılan bazı davalar nedeniyle hakim ve savcılarımızı yargılamak, hüküm vermek büyük bir haksızlık." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Aralık 2022 08:48, Son Güncelleme : 07 Aralık 2022 10:07

-

Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan Piyade Komando Binbaşı Mehmet Duman'a Allah'tan rahmet diledi.

Bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'te arzu edilmeyen olayların yaşandığını anımsatan Bozdağ, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs'e geçmiş olsun dileğinde bulundu.

AK Parti hükümetleri döneminde demokrasinin güçlenmesi, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, adil yargılanma ve pek çok noktada önemli adımlar attıklarını söyleyen Bozdağ, Anayasa'da demokrasi açısından, insan hakları açısından köklü reformalar yaptıklarını ifade etti.

Temel hak ve hürriyetlerin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi halinde Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuru hakkı getirdiklerini hatırlatan Bozdağ, "Anayasa Mahkemesini adeta bir insan hakları mahkemesine dönüştürdük." diye konuştu.

- "Bütün devleti, adeta vatandaşımızın denetimine açtık"

Bilgi edinme konusunu da ilk defa hak olarak düzenlediklerini anlatan Bozdağ, idarenin işleyişi ile ilgili şikayetleri incelemek üzere de Kamu Denetçiliği Kurumunu (KDK) kurduklarını kaydetti. Bozdağ, "Yaptığımız bu demokratik adımlarla, yasama, yürütme ve yargıyla ilgili bütün devleti, adeta vatandaşımızın denetimine açtık. Artık bugün devleti sadece Meclisimiz, idari yargı değil her bir vatandaşımız bilgi edinme hakkıyla, KDK'ye başvurarak, bunları da kullanmakta." dedi.

Geçmişte Türkiye'de hak aramanın önünde ciddi engeller olduğunu belirten Bozdağ, Yüksek Askeri Şuranın kararlarına, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere karşı yargı denetiminin kapalı olduğunu hatırlattı. Bozdağ, bunları da yargı denetimine açtıklarını söyledi.

Bozdağ, 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren darbecilerin yargılanmasını engelleyen yasağı da kaldırdıklarına işaret ederek, "12 Eylül'ü yapanları da 28 Şubat'ı yapanları da 15 Temmuz darbesini yapanları da yargının önüne çıkardık, hesap vermesini sağladık." ifadelerini kullandı.

Parlamenter sistemde cumhurbaşkanının hukuki sorumluluğu bulunmadığını anlatan Bozdağ, cumhurbaşkanını hukuken yaptığı her işlemden, hukuk karşısında, millet karşısında da doğrudan sorumlu hale getirdiklerini belirtti.

- "Yargı birliğini biz sağladık"

Adalet Bakanı Bozdağ, geçmişte kaldırmayı konuşmanın bile cesaret işi olduğu Devlet Güvenlik mahkemelerinin artık bulunmadığını kaydetti.

Geçmişte Türkiye'de ikili bir yargılama sistemi olduğunu dile getiren Bozdağ, "Bir yandan Askeri Yargıtay, diğer yandan Yargıtay. Bir yandan Danıştay, diğer yandan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi vardı.Türkiye'de iki devlet görüntüsü veren askeri yargı-sivil yargı ayrımına biz son verdik. Yargı birliğini biz sağladık." dedi.

Bekir Bozdağ, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da ciddi adımlar attıklarını vurgulayarak, "Düne göre yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı daha kötü bir noktada" demenin haksızlık olduğunu söyledi.

Bazı milletvekillerinin "Sen şu davayı neden seyrettin, neden müdahale etmedin?", bazılarının ise müdahale olursa "Niye müdahale ediyorsunuz?" dediğini aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bir karar verin Allah aşkına, ben görülen bir davaya müdahale edersem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum yoksa müdahale etmezsem mi hukuk devletine uygun davranmış olurum? Adalet bakanının görünen bir davaya müdahale etme hakkı, yetkisi yoktur. Daha önceki dönemlerde adalet bakanlarının Cumhuriyet savcılarına dava açma emri verme hakkı ve yetkisi vardı. Onu da biz kaldırdık. Anayasa'nın 138. maddesine uyan birisiyim. Hiç bugüne kadar yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili zorunlu olmadıkça konuşmadım, konuşmam da. Bundan sonra da konuşmamaya özen göstereceğim."

- "Mücadelemiz amasız, fakatsız bir mücadele"

Adalet Bakanı Bozdağ, kadına şiddetle mücadelenin hükümetlerinin değişmez ve değiştirilemez gündemi olduğunun altını çizdi.

Ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesine dair yasayı kendilerinin yürürlüğe koyduğunu anımsatan Bozdağ, "Meclisimiz takdir indirimine sınırlamalar getirdi. Israrlı takibi ilk defa suç haline getirdik. Bizim bu konuda mücadelemiz amasız, fakatsız, lakinsiz, lamsız, cimsiz bir mücadeledir." dedi.

Yargının önünde çok sayıda dosya olduğuna dikkati çeken Bozdağ, 2021 itibarıyla ilk derece mahkemelerinde 18 milyon civarında dosya olduğunu söyledi. Bozdağ, "Hakim ve savcılarımız büyük bir özveriyle görevlerini yapıyor. Sadece kamuoyunda siyasi taraftarlığa uygunluk esasları bakımından tartışılan bazı davalar nedeniyle hakim ve savcılarımızı yargılamak, hüküm vermek büyük bir haksızlık. Tartışılan dosya 100'ü geçmez ama 20 milyon dosyanın olduğu yerde tartışılan ama adalet terazisi üzerinde tartışma yürümeyen davalar üzerinden hakim ve savcılarımızı töhmet altında bırakmak çok büyük haksızlık olur. Adalet Bakanı ve Hakimler Savcılar Kurulu Başkanı olarak bu haksızlığı kabul etmediğimi yüksek sesle ifade ediyorum." diye konuştu.

Öte yandan TBMM Genel Kurulunda TBMM, Adalet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığının 2023 yılı bütçeleri kabul edildi.

Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap işlemine geçildi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un, Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki davalara ilişkin sorusu üzerine, mahkemeler ve hakimlerle ilgili Adalet Bakanı olarak değerlendirme yapmasının doğru olmadığını söyledi.

Kararların hepsinin gerekçeli olduğunu ifade eden Bozdağ, "Neden verildiği orada yazıyordur, onu ben bilemem. Bu dosyaların her birini takip etmek benim görevim değil. Çünkü 'görülmekte olan bir dava hakkında Mecliste soru sorulamaz, görüşme yapılamaz.' diyor Anayasa. Ve herhangi bir beyanda da bulunamaz." dedi.

Kararlara karşı itiraz, istinaf, temyiz yolu gibi hukuk müesseseleri olduğunu anlatan Bozdağ, "Önemli olan, sistemimizde bu müesseselerin sağlıklı işleyip işlememesidir. Bu müesseseler sağlıklı işlediği takdirde eninde sonunda hak yerini bulacaktır, adalet tecelli edecektir." diye konuştu.

Bakan Bozdağ, yargının görevini üstlenmesinin mümkün olmadığını ve bunu yapmanın anayasal suç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Ben yargıya müdahale edemem, yargının işleyişine karışamam, kararları hakkında değerlendirme yapmam, yapamam. Çünkü Adalet Bakanıyım, değerlendirmelerim farklı sonuçlara da yol açabilir. O yüzden yargıya intikal etmiş konularda bugüne kadar çıkan kararlara dair eleştirilerim var ama intikal eden konuları tek bir yerde konuştum, arzu etmedim ama mecbur kaldığım için konuştum. Onu da söyledim.

Yargı yetkisinin kullanılması konusunda benden bir cevap beklemeyin. Benim böyle bir cevap vermem de Anayasa'ya kesinlikle uygun değil. Yargı yetkisi, siyasetçi veya Bakan veya Kurul Başkanı olarak bizim müdahale edebileceğimiz bir alan değildir. Orası dokunulmaz bir alandır. Biz o alana müdahale etmeyelim. O alanın sağlıklı işlemesi için hepimiz üzerine düşeni yapalım."

- "Hangi matematiğin peşinden koşuyorsunuz"

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise yüzme öğretmeye devam edeceklerini belirterek, "Bizim amacımız bu ülkede herkesi her imkandan faydalandırmak. Eski Türkiye'de bir kısım insanlar faydalanabiliyordu bu imkanlardan. Artık bu ülkenin her bir tarafında, en ücra noktasında da milyonlarca insan faydalanıyor." diye konuştu.

Talep eden üniversite öğrencilerinin yüzde 98'ini yurtlara yerleştirdikleri halde hala "5 kişiden biri yerleşti" iddiasına dair "Hangi matematiğin peşinden koşuyorsunuz onu anlamadım." değerlendirmesinde bulunan Kasapoğlu, "Bu yıl yurtlarımızda başvuran 430 bin öğrenci var. Biz de bunun yüzde 98'ini yerleştirdik." dedi.

Şu an itibarıyla "Yüzme Bilmeyen Kalmasın" projesinden 5 milyon 59 bin 840 vatandaşın faydalandığını ifade eden Kasapoğlu, bunun hem fırsat eşitliğine hem de insanların boğulma tehlikesinden kurtulmasına yönelik bir proje olduğunu vurguladı.

Kasapoğlu, muhalefet partilerinin milletvekillerinin tepkisi üzerine, "Bu anlamdaki çabaları takdir etmeye davet ediyorum. Umarım ki vicdanınızla, yüreğinizle bu işi takip edersiniz." dedi.

Genel Kuruldaki görüşmelerde aleyhte söz alan Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Türkiye'nin daha fazla hukuk ve demokrasiyi merkeze alması gerekirken iktidarın kendi lehinde sınırsız yetki ve sıfır denetim mantığıyla bir düzen kurmaya kalktığını öne sürdü.

İktidarın "kuvvetlerin uyumu" söylemini dile getirdiğini aktaran Uysal, "Bugün geldiğimiz noktada maalesef hukuk; anayasayı, kanunları iktidara uzaklığına, yakınlığına, iktidarın lehine ve aleyhine işleyip işlemediğine göre uygular hale getirildi." sözlerini sarf etti.

Genel Kurul Salonu'ndaki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazısına işaret eden Uysal, "Burada maalesef milli egemenliğin üzerinde kayıt da vardır, beraberinde şart da vardır." görüşünü savundu.

Uysal, iktidarın tarafında bulunanlara ceza ve günah olmadığını savunarak, "Ama muhalefetteyseniz, maalesef. FETÖ'cülerin size miras bıraktığı hukuksuzluk icat etmekten vazgeçin, yeterlidir. 20 yılın sonunda söz tükenmiştir. Demokrasinin de güzelliği buradadır. Sözü bitenler gidecek, sözü olanlar gelecektir." diye konuştu.

Konuşmaların tamamlanmasının ardından TBMM, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumların 2023 yılı bütçeleri kabul edildi.

Meclis Başkanvekili Haydar Akar, birleşimi saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber