İstanbul'un erken uyarı sistemi çalışmıyor! Balıkçıların kabloları kopardığı açıklanmıştı
İstanbul Üniversitesi -Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İstanbul'un erken uyarı sisteminin çalışmadığını söyledi. Öztürk, "Erken uyarı sistemi için Kandilli Rasathanesi görevlidir yasal olarak, AFAD değil. Bütün datalar Kandilli'de 'proses' edilir. Kandilli kararı İstanbul'daki yöneticilere iletecektir, dijital olarak. Direkt sistemi kapatacaktır ama bu sistem bugün çalışmıyor maalesef. Bunu da üzülerek söylemek istiyorum" diye konuştu.

İstanbul Teknik Üniversitesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, "Denizcilik Sektörü Olası İstanbul Depremine Hazır mı" başlığıyla sempozyum düzenlendi. Konularında uzman olan önemli isimlerin katıldığı sempozyumda, Marmara depreminde Marmara Denizi'nin kıyılarının kullanılması gibi pek çok konu masaya yatırıldı. Sempozyuma katılan İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, olası Marmara depremi ile ilgili önemli uyarılarda bulunarak afet durumunda Marmara Denizi'nden yapılacak müdahale planlarına dikkat çekti. Deprem anında karada büyük bir kaosun yaşanabileceğini belirten Öztürk, "Marmara Denizi ayakta kalacak tek yerimiz olacak. O yüzden deprem afetine çevre illerle birlikte hazırlanılması lazım" uyarısında bulundu.

"MARMARA DENİZİ AFET KOORDİNASYON BAŞKANLIĞI OLUŞTURULMALI"
Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, "Marmaray'ın kendini kapatma
sistemi çalışacak böyle büyük depremde. Çıkışı açık verecek ama girişi kapatacak
önlemleri var. Fakat yine de karada büyük bir kaos olabilir. Marmara Denizi
ayakta kalacak tek yerimiz olacak. O yüzden deprem afetine çevre illerle birlikte
hazırlanılması lazım. Marmara Denizi Afet Koordinasyon Başkanlığı oluşturulmalı.
Bu çok önemli. Marmara Denizi'ndeki illerin valileri, belediye başkanları, garnizon
komutanları mutlaka düzenli toplantı yapıp, bu konuda birliktelik oluşturması
lazım" dedi.

"İSTANBUL'UN ERKEN UYARI SİSTEMİ ÇALIŞMIYOR"
İki dönem Jeoloji Mühendisleri Odası'nın şube başkanlığını yaptığını hatırlatan
Öztürk, "Uzun süredir bu konuları söylüyorum ama maalesef bir yol alamadık.
Dahası bugün, İstanbul'un erken uyarı sistemi çalışmıyor. Bunu da söylemek zorundayım.
Erken uyarı sistemi için Kandilli Rasathanesi görevlidir yasal olarak, AFAD
değil. Bütün datalar Kandilli'de proses edilir. Kandilli kararı İstanbul'daki
yöneticilere iletecektir, dijital olarak. Direkt sistemi kapatacaktır ama bu
sistem bugün çalışmıyor maalesef. Bunu da üzülerek söylemek istiyorum"
diye konuştu.
"MARMARA DENİZİ'NİN KIYILARINI İZLEMEMİZ VE HAZIR TUTMAMIZ LAZIM"
Zaman kaybetmeden atılması gereken adımlara dikkat çeken Öztürk, "Bu çok
önemli. Marmara Denizi'nin kıyı kullanımını mutlaka mercek altına alıp, santim
santim Marmara Denizi'nin kıyılarında kim ne yapıyor, onu bilmemiz lazım. Sadece
bunu değil. Ama bir dalganın da bu kıyılara, harekete geçecek operasyon gücümüze
de bir zararı olabilir. Yapacağımız hareketi de yapamayabiliriz. Bunu da gözeterek
Marmara Denizi'nin kıyılarını çok yönlü izlememiz ve hazır halde tutmamız lazım.
Balıkçı barınakları, limanlar, iskeleler, iletim hatları, fabrikalar, tersaneler,
risk altındaki konutlar, alt yapısı hazırlanmış toplanma alanları, iş makinalarının
yerleri gibi, bunların hepsi bir haritada çok net olarak konumlanması ve bu
hazırlığın yapılması lazım. Bunun başında da Marmara Denizi Afet Koordinasyon
Başkanlığı gibi bir başkanlık altında, zaman geçirmeden yapılması lazım"
şeklinde konuştu.
"AFETLE MÜCADELE SANILDIĞI GİBİ KOLAY DEĞİL"
Deprem bölgesine gittiğinde yaşadığı sorunu anlatan Öztürk, "İki defa deprem
bölgesine gittim. Son gittiğimde inanamayacaksınız. İskenderun bölgesinde ve
Hatay'da kullanacak tuvalet bulamadım. Beş tane benzin istasyonu geçtim. Bir
çok STK'nın yerine gittim ama hiçbirinde tuvalet bulamadım. İnanamazsınız. 'Araziye
gidin' dediler en sonunda. Araziye gittik en sonunda. Sanıldığı gibi afetle
mücadele etmek öyle çok kolay bir şey değil. Çok büyük bir mücadele sürüyor
şuan sahada ama beklemediğimiz bir sürü gelişme oluyor. Bununla mücadele etmek
kolay değil. Belki size tuvalet konusu çok kolay gibi geliyor ama tuvalet meselesi
bile başlı başına bir mesele oluyor" ifadelerini kullandı.
"DENİZDEN MÜDAHALE PLANLARI SÜREKLİ GÜNCELLENMELİ"
Denizden müdahalenin de afet anında çok önemli olduğuna vurgu yapan Öztürk,
"Afete denizden müdahale planları valilik, belediye, askeri yetkililerle
birlikte değerlendirilip sürekli güncellenmesi gerekir ve bu konuda da bir vali
yardımcısının hiç değişmeden bu işi takip etmesi lazım. Dolayısı ile bu işin
çok yönlü yürütülmesi lazım ama Marmara Denizi'nin elimizde kalıp fonksiyonunu
yerine getirmesi için deprem anında; çok hızla yapılmamış bir işi, kıyı planlarını,
kıyı kullanım şeklini ortaya koymamız lazım. Bu çok çok önemli" dedi.
FİBER OPTİK KABLOLAR ONARILMADI
Öte yandan Kandilli Rasathanesi'nden konuyla ilgili açıklama yapılmadı. Ancak,
2019 Aralık ayında açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi
ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Haluk Özener de, Marmara Denizi tabanına
yerleştirilen fiber optik kabloların trolle avlanan balıkçılar tarafından parçalandığını
açıklamıştı. Fiber optik kabloların geçen süreye rağmen hala onarılmadığı öğrenilirken
Haluk Özener o konuşmasında, "Fiber optik kablolar ile veriler kıyıya,
istasyonlara eş zamanlı olarak erişti. 2008'de farklı ülkelerden, farklı kuruluşlar
ile bilgi alışverişi yapıldı. İtalya, Almanya, İngiltere ve en sonunda İngiltere'den
bir firma ile bu çalışma başladı. Deniz tabanına bin 200 metre derinliğine dahi
bu istasyonlar kuruldu. Veriler geldi, Marmara denizine konuşlanmış fiber optik
kablolu istasyonlar vardı. Toplam 70 kilometre fiber optik kablomuz Marmara
Denizi'nde. Maalesef bunlar bütün deniz haritalarında işaretli olmalarına rağmen
trolle avlanan avcılar kabloları parçaladılar" ifadelerini kullanmıştı.
İSTANBUL DEPREM HIZLI MÜDAHALE VE ERKEN UYARI SİSTEMİ
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün
internet sayfasında İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi hakkında
şu bilgiler yer alıyor:"Boğaziçi Üniversitesi tarafından 1998 yılında,
1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden önce başlatılan "İstanbul Deprem Hızlı
Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi" projesi girişimi Bakanlar Kurulu'nun 5/4/2001
tarih ve 2001/2232 sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Boğaziçi Üniversitesi-Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE),
Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı tarafından 10 Mayıs 2001 tarihinde kuruluş
çalışmaları başlatılan İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi'nin
tüm tasarımı ve teknik şartnameleri KRDAE - Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı
tarafından hazırlanmıştır. 2012 yılında İstanbul Valiliği'nin katkılarıyla sistemin
teknik altyapısı güncellenmiştir. İstanbul Deprem Hızlı Müdahale ve Erken Uyarı
Sistemi 100 hızlı müdahale istasyonu ve 10 erken uyarı istasyonundan oluşmaktadır.Kuvvetli
deprem yer hareketi kaydedicilerinden gerçek zamanlı gelen veri vasıtası ile
bir deprem sonrasında kuvvetli yer hareketi parametre dağılımları belirlenerek
bina hasar dağılım haritaları hazırlanmakta ve deprem sonrası müdahalenin önceliklendirilmesine
destek vermek amacıyla kurumlarla paylaşılmaktadır. Erken uyarı istasyonlarına
ulaşan deprem dalgasının P ve S bileşenleri arasındaki saniyeler mertebesindeki
zaman farkından yararlanılarak, çeşitli kritik tesislerin kontrollü kapatma
işlemlerinin devreye girmesi için veri aktarımı sağlanabilmektedir."