Lokantalar cep yakıyor, dışarıda yemenin maliyeti 300 liradan başlıyor

Büyükşehirler ve turistik bölgelerde yemek yemek artık cesaret istiyor. Döner ekmek 250 liradan başlıyor. Uludağ gibi tatil beldelerinde bir tas çorba 500 liraya içilebiliyor

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 18 Ocak 2024 07:59, Son Güncelleme : 18 Ocak 2024 07:45
Lokantalar cep yakıyor, dışarıda yemenin maliyeti 300 liradan başlıyor

Asgari ücrete gelen zam sonrası menülerini güncelleyen lokantalar fiyatlarını ortalama yüzde 30 artırdı. Dışarıda yemek yemenin maliyeti kişi başı 300 lirayı geçti. Hatta bazı bölgelerdeki fahiş fiyatlar tüketicilerin tepkisine sebep oldu. Ucuz yemek servisi ile bilinen İKEA'da bile menü fiyatları uçtu; bir zeytinyağlı sarmanın 10 TL olduğu görüldü. Uludağ'daki tesislerde bir tostun 500 lira, memenin 400 lira, çayın 50 lira olması sosyal medyada yankı buldu. İstanbul'da ortalama bir lokantada kebap menüsü 500 lira, pilav üstü döner ise 400 lirayı buldu. Yapılan zamlar sonrası lokantalara giren müşteri sayısında yüzde 20'lik bir düşüş yaşandığı ifade edildi.

MASRAFLAR ÇIKINCA BİLE YÜZDE 200 KAZANIYOR

Bir anda yükselen fiyatların üzerine İstanbul'da bir dönerciden maliyet hesabı fiyat aldık. Kuzu, dana ve kuyruk yağı kullanılan bir dönerin 100 gramlık maliyetinin 50-60 lira olduğu; bunun içine kira, vergiler, faturalar ve çalışan ücretlerin de eklediğinde ortalama 80-90 lirayı bulduğu belirtildi. Aynı dönercinin 100 gramlık döneri 220 liraya sattığı görüldü. Aldığımız bilgilerde 60 liraya satılan bir lahmacunun maliyetinin, bütün giderler içine konulduğunda 20-25 lira, 150 liraya satılan bir kebap dürüm maliyetinin 50 lira olduğu ifade edildi.

BAHŞİŞ ÜCRETİNİ PEŞİN ALIYORLAR

Bazı lüks restoranlarda ise fiyatlar dudak uçuklatıyor. İstanbul Boğazı'ndaki bir balık restoranında; 4 çeşit meze ve ortaya büyük bir balık istendiğinde hesap ortalama 3 bin lirayı buluyor. Gelen adisyonlarda bahşişin de peşin alındığı görülüyor. Servis ücreti olarak fişe eklenen ücretin, bütün hesabın yüzde 10'u olduğu ifade ediliyor. Ayrıca masada bulunan çatal-kaşık-peçete-tuzluk gibi ürünler de 'kuver' ücreti adı altında fiyatlandırılıyor. Burada da kişi başı 30-40 lira kuver ücreti alınıyor.

NE UCUZ, NE PAHALI; ŞU AN BELLİ DEĞİL

İşletmeler arasındaki fiyat farklılıklarının kargaşaya yol açtığını söyleyen Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, ham madde fiyatlarının yükselişi, enerji ve personel gibi birçok şeyin karmakarışık olduğunu ifade etti. Fiyat artışlarının önlemek için bir yıldır üzerinde çalıştıkları proje olan kapı önüne menü fiyat listesinin konulması zorunluluğunun getirilmesi olduğunu aktaran Bingöl ''Bu uygulama 1 Ocak itibarıyla başladı. Bu hem çift menüyü önlemek hem de fiyatı düzeltmek için getirdik. Diğer yandan neyin pahalı, neyin ucuz olduğunu kimse şu anda çözemiyor. Yan yana olan iki mekanda farklı fiyat karmaşasında iş yine müşteriye düşüyor. Yediği ürüne verdiği paranın değip değmediğini bilinçli tüketiciye iş düşüyor. Arz talep meselesinden dolayı fiyat düzeltecek. Artan fiyatlardan dolayı özellikle son altı ayda müşteri kaybında yüzde 20'ye yakın düşüş yaşanıyor'' dedi.

SEFER TASINA DÖNDÜK

Yeme içme sektöründe bir diğer sorun ise dışarıda yemek yiyen çalışanlar. Birçok çalışan işverenlerden aldıkları yeme içme kartlarının yetersiz olduğunu belirtiyor. Özellikle İstanbul'un belli bölgelerinde fiyatların çok yüksek olduğu ve günlük 150-200 liralık ücretlerin yetmediğini ifade ediyor. Maslak'ta iş yeri bulunan bir çalışan sosyal medyadaki paylaşımında şu ifadeyi kullanıyor: İş yerinin verdiği 200 liralık günlük yemek ücreti ile yarım ekmek döneri zor alıyorum. Bu kartla eve alışveriş yapıyorum ve kendi yemeğimi kendim getiriyorum. Eskilerde olduğu gibi sefer tasına döndük.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber