Bakan Tekin: Gastronomi Liseleri, Birlikte Yaşamanın Sofrası Olacak
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Gastronomi Liseleri Projesi'ne ilişkin, "Bu liseler aracılığıyla kurulacak her sofra, yalnızca yemeklerin değil, birlikte yaşamanın, birlikte düşünmenin ve birlikte üretmenin yeniden tasarlandığı bir alan olacaktır." dedi.

Milli Eğitim Bakanlığınca hayata geçirilen Türkiye Gastronomi Liseleri Projesi, Etiler Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen programla tanıtıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da katıldığı tanıtım programında konuşan Tekin, 2013-2018 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, mesleki ve teknik Anadolu liseleri, güzel sanatlar liseleri ve spor liselerinin tematik hale getirilmesi talimatını verdiğini anımsattı.
Bu kapsamda çalışmalar yaptıklarını ancak gastronomiyle ilgili başladıkları sürecin yarım kaldığını kaydeden Bakan Tekin, Emine Erdoğan'ın teşvikleri ve himayeleriyle bu projeyi de hayata geçireceklerini söyledi.
Bakan Tekin, Emine Erdoğan'a, Türk mutfağının kültürel derinliğini ve diplomatik nüfuzunu pratikte tezahür ettiren öngörüsü, gastronomi diplomasisini kucaklayan kapsayıcı inisiyatifleri ve eğitim alanındaki her adımlarında sergilediği duyarlılık için teşekkür etti.
Türkiye gastronomi liselerinin gelecek dönemde yedi bölgeye yayılarak hem kültür hem de eğitim ekseninde kalıcı bir ağ oluşturmasını temenni eden Tekin, "Bir yandan 12 bin yıllık Anadolu mutfak hafızasını bilimsel literatüre dahil etmek, bir yandan da bu hafızayı koruyup gelecek kuşaklara intikal ettirecek gençler yetiştirecek olan projemizi hayata geçiriyoruz." dedi.
Tekin, projeye dahil edilen okullarda, gastronomiyi tarladan başlayıp sofraya kadar bir ekosistem olarak gören uygulama odaklı bir yaklaşım ortaya koyacaklarını ifade etti.
Bir yemeğin serüveninin toprakta başladığını, iklim, üretici, gelenek ve teknolojiyle şekillendiğini belirten Tekin, "Gastronomi liseleri, bu serüveni analiz edebilen, tarımsal üretimden gıda kimyasına, tarihsel anlatılardan duyusal deneyimlere kadar tüm süreçleri sorgulayabilen bireyler yetiştirecek bir müfredata sahiptir. Bu nedenle bu liseler, sadece okul değil aynı zamanda 'Anadolu Sofraları' için bir laboratuvar, yaşayan bir bilgi ve deneyim merkezi olarak tasarlandı. Burada öğrencilere sadece 'Nasıl yapılır?' sorusunu değil, 'Neden böyle yapılır?', 'Bunun toplum için anlamı nedir?' gibi daha kadim soruları sorma becerisi kazandıracağız." diye konuştu.
Tekin, Türkiye gastronomi liselerinin, üreticilerden yerel yönetimlere, ticari işletmelerden sivil toplum örgütlerine kadar sivil katılımlı bir model olacağını, bu çok paydaşlı yapı sayesinde öğrencilerin, yalnızca akademik bilgiyle değil, aynı zamanda sektörel tecrübelerle de donatılacağını söyledi.
- İstanbul'da Osmanlı mutfağı, Erzurum'da et ürünlerine odaklanan eğitim verilecek
Her biri Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde konumlandırılacak bu liselerin, bulundukları bölgenin iklimsel özelliklerine, tarımsal zenginliğine ve kültürel mirasına uygun özgün alanlara odaklanacağını bildiren Tekin, İstanbul'da Osmanlı mutfağı, Antalya'da endemik bitkiler ve doğal ürünler, Gaziantep'te daha çok baklava ve geleneksel tatlılar, Konya'da buğday, ekmekçilik ve hamur işleri, Trabzon'da fındık, çikolata ve pastacılık, İzmir'de meze ve zeytinyağlılar, Erzurum'da ise et ve süt ürünleri üzerine odaklanan eğitimler verileceğini aktardı.
Tekin, öğrencilerin okullarda dünyanın farklı coğrafyalarından usta şeflerin katılımıyla oluşturulacak uluslararası mutfak ağı sayesinde yalnızca Anadolu mutfağına değil aynı zamanda Fransız, İtalyan, Kore, Japon ve Latin Amerika gibi pek çok dünya mutfağına da yakından temas etme fırsatı bulacaklarını anlattı.
Bugünün dünyasında kültürel etkinin, yalnızca ekonomik ya da politik araçlarla değil, kültürel mirasın etkili temsili, anlatımı ve paylaşımı yoluyla da kurulduğunu ifade eden Tekin, "Dünyada artık kültürel güç, yalnızca müzelerde değil, sofralarda, menülerde, hikayelerde ve mutfaklarda temsil edilmektedir. Türkiye'nin gastronomik birikimi, yalnızca tariflerden ibaret değildir. Bu hafıza, aynı zamanda 12 bin yıldır Anadolu'da yaşamış medeniyetlerin doğayla, toplumla, emekle ve zamanla kurduğu ilişkinin en rafine göstergelerinden biridir. Gastronomi liseleri, bu bağlamda Türkiye'nin kültürel diplomasisinin taşıyıcı kolonlarından biri olma potansiyelini barındırmaktadır." şeklinde konuştu.
Bakan Tekin, gastronomi liselerinin özelliklerine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu liseler, yalnızca bölgesel tatları tanıtmakla kalmayacak, bu tatların taşıdığı tarihsel, ekolojik ve sosyolojik anlamları da derinlemesine analiz edecek bir eğitim anlayışı sunacaktır. Böylece Türkiye'nin gastronomi diplomasisi, yemek tariflerinin ötesinde, bir düşünce sistemi ve anlatı stratejisi olarak işleyecektir. Türk mutfağı, yalnızca damak tadına hitap eden bir unsur değil, bir kimlik, kültür ve toplumsal hafızanın gelecek kuşaklara taşındığı küresel bir sahnede yeniden tanımlanacaktır. Bu çerçevede gastronomi liseleri, Türkiye'yi yalnızca 'lezzetli yemekler ülkesi' olarak değil, aynı zamanda 'anlam, hikaye ve etik üreten bir mutfak kültürü ülkesi' olarak dünyaya tanıtmış olacaktır."
- Proje, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin tamamlayıcı unsuru
Türkiye gastronomi liselerinin, toplumsal dayanışmayı pekiştiren bir yapı ve evrensel değerler üreten bir vizyon sunduğunu vurgulayan Tekin, "Bu liseler aracılığıyla kurulacak her sofra, yalnızca yemeklerin değil, birlikte yaşamanın, birlikte düşünmenin ve birlikte üretmenin yeniden tasarlandığı bir alan olacaktır. Çünkü bu proje, yalnızca gastronomi eğitimi değil, aynı zamanda birlikte yaşama kültürünün korunduğu bir gelecek tasarımıdır." dedi.
Tekin, Türkiye'nin, sahip olduğu değerleri sadece geçmişin mirası olarak değil, geleceği kuran stratejik kaynaklar olarak da değerlendirdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bu proje, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile başlattığımız, kendi öz değerlerine bağlı, geleceğe güvenle bakan öğrenci profili tasarımımızın tamamlayıcı bir unsurudur aynı zamanda. Okullarımızda 'görgü ve nezaket kuralları', 'adab-ı muaşeret' ve 'temel yaşam becerileri' dersleriyle başlattığımız sürecin bir devamı niteliğindedir. Bu liseler, yalnızca Türk mutfağını temsil eden değil, dünya mutfağına yön verebilecek, geçmişini bilen, sıfır atık yaklaşımını içselleştirmiş, geleceği öngörebilen, birden fazla dili akıcı şekilde konuşabilen, ileri düzey mutfak tekniklerine hakim, yaptığı işin ekonomik boyutunun farkında olan ve sanatsal-entelektüel donanımını tamamlamış genç bireyler yetiştirecektir. Tüm bu çabanın temelinde ise Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'de eğitim alanında atılan devasa adımların katkısı kuşkusuz çok önemlidir."