Erdoğan'dan LGS iddialarına tepki: Çocukları rahat bırakın

Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Günlerdir evlatlarımızı kışkırtanlara yalnızca şunu diyorum, bu ülkenin kalbi ve zihni tertemiz çocuklarını artık lütfen rahat bırakın. Madem ülkeye bir faydanız yok, en azından Türkiye'ye zarar vermeyin. Dezenformasyon yapmayın. Siyaset kurumuna olan güveni zedelemeyin." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Temmuz 2025 21:25, Son Güncelleme : 17 Temmuz 2025 21:27
Erdoğan'dan LGS iddialarına tepki: Çocukları rahat bırakın
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

İlim, fikir ve gönül dünyasının öncülerinden Yusuf Has Hacip'in bundan bin sene önce Kutadgu Bilig'de, "İyi, yokuş tırmanmak gibidir, güçtür, kötü, iniş gibidir kolay elde edilir" tespitini yaptığını ifade eden Erdoğan, aradan geçen yaklaşık 10 asra rağmen bu tespitlerin bugün söylenmiş gibi geçerliliğini koruduğunu belirtti.

Erdoğan, iyi, doğru, hayırlı, faydalı olanın peşinden gitmenin kolay olmadığını, tıpkı yokuş çıkmak misali zor ve çetin olduğunu, sabır, irade ve emek istediğini söyledi.

- "Tekebbüre kapılmadan aziz milletimizin hizmetindeyiz"

İyiliğin millete hizmet etmek, Türkiye'nin şanını yüceltmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İyilik, mazlum ve mağdurlara yardım eli uzatmaktır. Biz iyiye talibiz, zora talibiz. Biz, hak bildiğimiz yolda son nefesimize kadar yürümeye talibiz. Bir başka gönül sultanımız Yunus Emre'nin dediği gibi 'yol odur ki doğru vara, göz odur ki hakkı göre, er odur alçakta dura, yüceden bakan göz değil.' Evet, kimseye yüceden bakmadan, kibirlenmeden, tekebbüre kapılmadan, gecemizi gündüzümüze katarak aziz milletimizin hizmetindeyiz. Eksiklerimiz, yapmayı çok istediğimiz halde irademiz dışında ortaya çıkan sebepler dolayısıyla yapamadıklarımız elbette oluyor ama gayretimizi ve samimiyetimizi 86 milyonun tamamı çok iyi biliyor."

- "Terörsüz Türkiye"

Erdoğan, milletin sorunlarına ve sıkıntılarına çözüm üretme iradelerinin ilk günkü gibi diri, canlı, güçlü olduğunu dile getirdi.

"Türkiye'nin itibarını artırmak, Türkiye'yi kardeşlikle büyütmek, Türkiye Yüzyılı'nı menziline suhuletle ulaştırmak, bölücü terör gibi ülkemizi yarım asırlık prangalarından kurtarmak için çok boyutlu bir çaba içerisindeyiz." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunun için riske girilmesi gerekiyorsa giriyoruz. Mücadele edilmesi gerekiyorsa ediyoruz. Kuvvet kullanılması gerekiyorsa kullanıyoruz. Konuşulması, görüşülmesi gerekiyorsa bunu da çekinmeden yapıyoruz. Şunu milletim bilsin ki biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Biz milletin ve memleketin istikbalini garantiye almanın peşindeyiz. Terörsüz Türkiye sürecimizde evlatlarımıza üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurla yaşayacakları bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Derdimiz millet, sevdamız Türkiye'dir. Ne yapıyorsak 86 milyonun birliği, dirliği, huzuru için yapıyoruz. Ne yapıyorsak Türkiye'yi muzaffer ve muvaffak kılmak için yapıyoruz."

- Temmuz gündemi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısından bu yana içeride ve dışarıda birçok programa, etkinliğe, toplantıya ve zirveye iştirak ettiklerini ifade etti.

1 Temmuz'da AK Parti'nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısının 172'ncisini düzenlediklerini anımsatan Erdoğan, aynı gün Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Reisi Rüstem Minnihanov'u parti genel merkezinde misafir ettiklerini belirtti.

Ertesi gün AK Parti Kadın Kolları Liderlik Akademisi vesilesiyle hanım kardeşleriyle bir araya geldiklerini aktaran Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aynı gün Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmut Meşhedani ve heyeti ile çok verimli bir görüşmemiz oldu. 4 Temmuz'da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 17. Zirvesi'ne katılmak üzere Azerbaycan'ın Hankendi kentindeydik. 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Karabağ, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimin liderliğinde yaralarını süratle sarıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ın da zirveye iştiraki ayrıca anlamlıydı. Buradan bir kez daha sıcak ev sahipliği için İlham kardeşime teşekkür ediyorum. 8 Temmuz Salı günü büyükelçilerin güven mektubu takdim töreni vardı. Ertesi gün ise partimizin son grup toplantısını gerçekleştirerek gündeme dair değerlendirmelerimizi paylaştık."

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, hafta sonu 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nı yapmak üzere Kızılcahamam'da olduklarını hatırlattı.

AK Parti'nin en geniş manada kurmay kadrosuyla iki gün boyunca önemli istişarelerinin olduğunu ifade eden Erdoğan, açılış ve kapanış hitabında başta "Terörsüz Türkiye" süreci olmak üzere ülkenin en kritik meselelerini enine boyuna değerlendirdiklerini söyledi.

Erdoğan, konuşmalarında ayrıca yeni dönemin tarihi, siyasi, fikri çerçevesini çizdiklerini, bundan yine birilerinin rahatsız olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bilhassa Türk, Kürt, Arap ittifakına yönelik mesajlarımız, dışarıda kandan ve çatışmalardan beslenenleri, içeride ise tek parti faşizminin günümüz temsilcilerini ciddi manada tedirgin etti. Çıktılar, sanki suçmuş, kabahatmiş gibi bizi ümmetçilikle itham ettiler. 'Cumhuriyet tehdit altında' diyerek korku yaymaya çalıştılar. Son beş gündür öyle saçma argümanlar, öyle absürt iddialar duyduk ki bütün bu saçmalıkları anlatmaya cehalet ifadesi bile yetersiz kalıyor. Ne millet kavramından ne ümmet mefhumundan haberdarlar. İkisini birbirinin zıddı görecek kadar da bilgisizler. Türk milletinin birliğini, beraberliğini savunurken Müslümanların evrensel kardeşliğini de savunmanın mümkün olduğunu, hatta bunun bizim için bir görev olduğunu anlamayacak kadar izansızlar, milletten ve milletin inanç dünyasından kopuk durumdalar."

Bütün bu hazımsızlığın işaretlerini sadece Kızılcahamam konuşmasına verilen histerik tepkilerde değil, LGS tartışmasında da gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Sınavda başarı gösteren öğrenci sayısı üzerinden günlerdir söylemedik yalan bırakmadılar. Burada da tartışma hemen İmam Hatip düşmanlığına evrildi. İmam hatipliyim ya, buralara kadar işi savurdular. Öyle ki Bursa'daki bir imam hatip ortaokulunun astığı tebrik pankartını çarpıtarak pırıl pırıl evlatlarımız maalesef hedef gösterildi." diye konuştu.

- "Kimsenin evlatlarımızın duygularıyla oynamaya hakkı yoktur"

Erdoğan, Bakanlığın gerekli bilgileri şeffaf bir şekilde paylaşmasına rağmen 13-14 yaşındaki çocukların temiz, saf, masum duygularının istismar edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün sınavlarda güvenliğin en üst düzeyde sağlanması bizim olmazsa olmazımızdır. Hiçbir evladımızın emeğinin, umutlarının heba edilmesine izin vermeyiz. Bu hususta her zaman dikkatli olduk, çok titiz davrandık, tavizsiz bir duruş sergiledik. Türkiye, sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilen bir ülkedir. Her yıl milyonlarca evladımızın, gencimizin, insanımızın girdiği sınavları hamdolsun hiçbir sorunla karşılaşmadan yapıyoruz.

Hal böyleyken ortaokul öğrencisinin duygularını manipüle ederek siyaset yapan zihniyet, aciz, özellikle de kötücül, siyaseten müflis ve müfsit bir zihniyettir. Siyasetin limanı ahlaktır, vicdandır. Siyasetin de itibarı, ilkeleri, gözetmesi gereken hudutları vardır. Bunlara riayet etmek, muhalif, iktidar fark etmeksizin hepimizin görevidir. Kimsenin evlatlarımızın duygularıyla oynamaya hakkı yoktur. Kimsenin çocuklarının eğitimi için her türlü fedakarlığa katlanan anne babaların hissiyatıyla oynamaya hakkı yoktur ve olamaz."

Duyumla, dedikoduyla, spekülasyonla siyaset yapılmayacağının altını çizen Erdoğan, böylesine hassas bir konuda ise hiç yapılmayacağını vurguladı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Günlerdir evlatlarımızı kışkırtanlara yalnızca şunu diyorum, bu ülkenin kalbi ve zihni tertemiz çocuklarını artık lütfen rahat bırakın. Madem ülkeye bir faydanız yok, en azından Türkiye'ye zarar vermeyin. Dezenformasyon yapmayın. Siyaset kurumuna olan güveni zedelemeyin. Buradan aldığı puan ne olursa olsun LGS sınavına giren evlatlarımızın hepsinin gözlerinden öpüyorum. Her birine Allah'tan başarılar diliyorum. Sevgili evlatlarım, unutmayın, biz size güveniyoruz. Biz sizi seviyoruz. Sizler, ebeveynlerinizle birlikte milletimizin de umudusunuz. Sizler aydınlık yarınlarımızın teminatı, istikbalimizin mimarlarısınız. Her biriniz inşallah ilerde çok iyi yerlere gelecek, başarılarınızla hem bizim hem de ailelerinizin gurur kaynağı olacaksınız. Cenabı Allah sizleri korusun, yolunuzu ve bahtınızı açık etsin."

- "15 Temmuz'a 'oyun' diyenleri daima esefle hatırlayacağız"

Salı günü tarihe altın harflerle yazılan muhteşem bir kıyamın 9. sene-i devriyesi olduğunu anımsatan Erdoğan, FETÖ'cü hainlerin bozguna uğratıldığı 15 Temmuz Milli İrade Destanı'nı 86 milyon olarak yine gururla idrak ettiklerini ifade etti.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde o gece toprağa düşen 253 kahramanı bir kez daha rahmetle andıklarını, gazilikle müşerref olan 2 bin 740 kişiye şükranlarını arz ettiklerini söyleyen Erdoğan, 15 Temmuz şehitleriyle birlikte vatana, bayrağa ve istikbale sahip çıkarken şehit olan tüm kahramanlara rahmet diledi.

Erdoğan, "'İnsan bir kere ölür, ama adam gibi ölür' diyen, 'Öleceksek ülkemiz ve milletimiz için adam gibi ölelim' diyerek darbecilere meydan okuyan yiğitleri daima şükranla anacağız. 15 Temmuz'a 'oyun' diyenleri, 'tiyatro' diyenleri, 'danışıklı dövüş' diyerek çamur atanları da hiçbir zaman affetmeyecek, daima esefle hatırlayacağız." dedi.

"Su uyur, FETÖ uyumaz" gerçeğinden hareketle örgütle mücadelelerinin kararlılıkla sürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, bugüne kadar yüzde 30'u İçişleri, yüzde 24'ü Milli Savunma ve yüzde 18'i Milli Eğitim olmak üzere 155 bin kişinin kamuyla ilişiğinin kesildiğini bildirdi.

Bunlardan 28 bininin görevlerine iade edildiğini belirten Erdoğan, 289 fiili darbe davasının tamamında karar verildiğini, bu davalarda 1634 kişinin ağırlaştırılmış müebbet, 1366 kişinin müebbet, 1891 kişinin ise süreli hapis cezası aldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ceza infaz kurumlarında 11 bin civarında örgüt mensubu bulunduğunu, örgütün finans, ticaret, eleman devşirme, bürokrasi ve özellikle mahrem yapılanmasına yönelik operasyonların devam ettiğini kaydetti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kuruluşundan itibaren, yabancı güçlerin himayesinde büyüdüğünü belirten Erdoğan, "Darbeler ve anti demokratik müdahaleler ise FETÖ'nün önünü açmıştır. Özellikle 1980 darbesiyle 28 Şubat müdahalesi, FETÖ'yü palazlandırmış, örgüt bu iki darbeden sonra asimetrik olarak devlete sızmayı başarmıştır. Vesayet odakları, irtica fobisiyle organik yapılara adeta kan kustururken, FETÖ'yü desteklemiş, korumuş, serpilmesine göz yummuşlardır." ifadelerini kullandı.

Gerek 17-25 darbe girişiminin aktörlerine gerekse 15 Temmuz ihanetinin elebaşlarına bakıldığında bunun rahatça görülebileceğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunun doğal mecrasında gerçekleşmediği gayet açıktır. İmam Hatiplerin kapatılması, üniversitelerde başörtüsü yasağı ve katsayı zulmü gibi uygulamaların gerisinde de FETÖ vardır, FETÖ'ye alan açma niyeti vardır. Asırlardır iman kalemizin muhafızlığını yapan, geleneksel dini kurumların alanı daraltılırken örgütün manevra alanı olabildiğince genişletilmiştir. FETÖ'nün, MİT krizinde 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da yapmaya çalıştığı darbeler bugün yaşananların ışığında daha bir anlam kazanmakta, bu hainlerin asıl gayelerinin ne olduğu daha belirgin hale gelmektedir.

Bu gerçek tam anlaşılmadan FETÖ'nün içimize sokulmuş ajanlarla dolu bir Truva atı olduğu anlaşılamaz. 15 Temmuz destanı, sadece milli iradeyi ve demokrasimizi ipten almamış aynı zamanda bu Truva atının da kolunu, bacağını kırmıştır. Küresel emperyalizm, 15 Temmuz'da Türkiye içindeki en sadık müttefikini kaybetmiştir. Mücadele henüz bitmiş değildir. Örgütün kökünü kurutuncaya kadar azimle, sabırla, titizlikle, suçlu-masum ayrımını çok iyi yaparak inşallah mücadelemizi sürdüreceğiz."

- "İsrail gözü dönmüş bir terör devletidir"

İsrail'in bölgeyi kana, kaosa, kargaşaya boğmak için elinden geleni yaptığını hatırlatan Erdoğan, "7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 58 bin Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yaralı kardeşlerimizin sayısı 138 bini aştı. İsrail, Filistin ile birlikte Lübnan'a, Yemen'e, İran'a da saldırdı. Oralarda da masumları katletti, sivil yerleşim yerlerini bombaladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, Dürzileri bahane ederek haydutluk sahasını son 2 gündür komşumuz Suriye'ye taşıdı. Şunu bir kez daha açık ve net söylemek isterim, İsrail hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık, şımartılmış ve gözü dönmüş bir terör devletidir." ifadelerini kullandı.

"Gelinen aşamada bölgemizin en büyük sorunu, İsrail'in saldırganlığıdır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün bölgeye yaşatılan bu acı, bu vahşet, bu soykırım, bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacak, vicdanlarda derin izler kalacak. Eğer canavar bir an evvel durdurulmazsa önce bölgemizi sonra dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecektir. Biz bunu görüyoruz. İki yıldır en yüksek perdeden bu gerçeği cesaretle dillendiriyoruz. Bununla kalmıyor her türlü senaryoya karşı gerekli önlemleri alıyoruz. Şunu bir kere daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğünün, milli birliğinin, üniter yapısının ve çok kültürlü kimliğinin korunması bizim temel politikamızdır. Suriye'nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, özellikle güneyiyle kuzeyi arasında koridor açma hayali kuranlar emellerine Allah'ın izniyle ulaşamayacaklardır. Suriyeli kardeşlerimizle birlikte biz buna izin vermeyeceğiz.

İsrail'in ipiyle kuyuya inenler çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır. Şunun da bilinmesini isterim. Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi Suriye'deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır. Evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Arap, Türkmen, Kürt, Hristiyan, Sünni, Nusayri, Dürzi demeden tüm kesimleriyle Suriye halkının sulh içinde yaşaması bizim en büyük arzumuzdur. Suriye'nin esenliğine giden yol da bundan geçmektedir. İstikrarlı bir Suriye, çevresindeki tüm ülkeler için de istikrar üretecektir. Tersi bir durumda, Allah korusun, bunun yükünü herkes taşıyacaktır."

- "İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler"

Suriye Hükümetine ve halkına en içten dayanışma mesajlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın basiretli, dirayetli, kuşatıcı ve güçlü liderliğiyle bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğine yürekten inandığını söyledi.

Şara ile bugün telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Sahadaki durumu ve özellikle akan kanın durması için neler yapılabileceğimizi ele aldık. İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler. Süveyda başta olmak üzere Suriye'deki tüm gelişmeleri anbean takip ediyoruz ve edeceğiz. Dün ülkemizin de katkılarıyla sağlanan ateşkesin, İsrail'in kışkırttığı silahlı militanların katliamlarıyla sabote edilmek istendiğini görüyoruz. İsrail, ne Gazze'de ne Suriye'de barış huzur istikrar istemediğini bir kez daha gösteriyor. İsrail'in saldırıları ile ayrılıkçı milislerin katliamlarında alçakça şehit edilen Suriyeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de Suriye'nin yanında olmaya, Suriyeli kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Zulüm ve katliamla kendilerine güvenli bir gelecek arayanlar, şunu hiçbir zaman unutmasın, onlar yolcu biz hancıyız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz.

Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Her karış toprağında ayak izimiz var, şehitlerimizin mübarek kanı var. Bin yıl boyunca buralara nice zalimler geldi. Kendilerini dokunulmaz zannediyorlardı. Şimdi onların yerlerinde sadece yeller esiyor. Harim-i hizmetimize kim göz diktiyse hepsinin hevesi kursaklarında kaldı. Bugünün zalimleri, zulümlerinde küstahlaşmak yerine dünün zalimlerinin akıbetlerine baksınlar ve ibret alsınlar. Tekrar ediyorum, onurlu dış politikamızla, barış çabalarımızla, diplomatik temaslarımızla biz sulh-u sükunun safındayız. Kimseye husumet beslemiyoruz, kimseye kem gözle bakmıyoruz, düşmanca yaklaşmıyoruz. Kimsenin hakkına, hukukuna, egemenliğine el uzatmıyoruz. Biz sadece barış istiyoruz. Bölgemizde huzur ve istikrar istiyoruz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapmayı da sürdüreceğiz. Dış politikada menfaatlerimizi gözettiğimiz kadar insanlığı, vicdanı, hakkı, komşuluk ve kardeşlik hukukunu da gözetmeye devam edeceğiz."

- "Memurlar doğumdan itibaren ilk öğretim çağına başlayana kadar yarı zamanlı çalışabilecek"

Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'ı Türkiye'de dün misafir ettiklerini anımsatarak, önce ikili, ardından heyetlerin katılımıyla oldukça kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti.

Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey'in ilk toplantısına başkanlık ettiklerini, bu önemli ziyareti imzaladıkları 7 anlaşmayla taçlandırdıklarını dile getiren Erdoğan, "Birleşik Arap Emirlikleri ile ticaretimizi bu sene 20 milyar dolara, inşallah orta vadede 40 milyar dolara yükseltmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde Körfez'deki kardeşlerimizle ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nda "Terörsüz Türkiye" sürecinde gelinen en son aşama ile bölgedeki güncel gelişmeleri de değerlendirdiklerini bildirerek, "Aile yılı kapsamında bu sene aile kurumunu destekleyici adımlar atıyoruz. Kadın ve erkek memurlara tanınan doğum veya evlat edinme sonrası yarım zamanlı çalışma hakkını hayata geçiriyoruz. Bu akşam yayınlanacak yönetmelikle memurlar doğumdan itibaren ilk öğretim çağına başlayana kadar yarım zamanlı çalışabilecek. Haftalık 20 saatlik çalışma esasına dayalı bu düzenleme, ebeveynlerin çocuklarının gelişimine daha fazla zaman ayırmalarına ve aile içi bağların güçlendirilmesine doğrudan katkı sağlayacak." şeklinde konuştu.

Ekonomide üretimi, ihracatı, istihdamı ve katma değer sağlayan teknoloji odaklı projeleri desteklemeye devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin stratejik öncelikleri ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler doğrultusunda yeni teşvik sistemini mayıs ayı sonunda ilan ettiklerini hatırlattı.

- "4 olan derin deniz sondaj gemimizin sayısını 6'ya çıkartıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile atıl kaynakları üretime kazandırmayı ve bölgesel rekabetçiliği artırmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, "Pek çok kriteri dikkate alarak her bir ilimiz için 4 adet olmak üzere toplam 324 yatırım konusu belirledik. Bu spesifik yatırımlara özgü ve nitelikli destekler sunma kararı aldık. Sanayi Bakanlığımız teşvik programının ilk çağrısını bugün yapacak. Belirlenen yatırımların her birine 240 milyon liraya kadar finansman desteği sağlayacağız. Bu müjdemizin de iş dünyamıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." diye konuştu.

Enerji konusunda son yıllarda büyük bir atılım içinde olduklarına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2020 yılında Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. Sakarya Gaz Sahası'nda 12 kuyuda günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 1'inci fazı tamamladık. Halihazırda 4 milyon hanede yerli gazımız kullanılıyor. Yurt içi ve yurt dışından günlük petrol üretimimiz ise 170 bin varile ulaştı. Filomuzu güçlendirmek için yatırımlarımız sürüyor. Şu an 4 olan derin deniz sondaj gemimizin sayısını 6'ya çıkartıyoruz. Yeni gemilerimizin de katılımıyla inşallah derin deniz filosu olarak dünyada 4. sıraya yükselmiş olacağız. Enerjide tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar çalışmaya, yatırımlarımıza yenilerini eklemeye inşallah devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetlerinin daha hızlı, daha etkin ve daha ulaşılabilir hale gelmesi amacıyla ilave bir adım attıklarının altını çizerek, "Zabıt katibi, destek personeli, infaz koruma memuru ve diğer unvanlarda peyderpey toplamda 20 bin yeni personel alımı yapıyoruz. Adalet ailesine katılacak her bir kardeşime şimdiden başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber