Men'i Veya Lüzumu Muhakeme Kararlarının Sonuç Kısmında 'Adı Geçen Şahıs' İbaresi Doğru Mudur?
Danıştay 1. Dairesi, 4483 sayılı Kanun kapsamında yapılan soruşturmalarda yetkili kurul kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği, , hakkında karar verilen şüphelinin isminin mutlaka kararın sonuç kısmında yer alması gerektiğinin belirtti.

Gerekçe neden önemlidir?
Kurul kararının Karar kısmında ise, "Adı geçen şüpheliler hakkında..." denilmek suretiyle şüpheliye özel olmayan, hiçbir gerekçe içermeyen, sadece mevzuattan ve dosyanın incelenmesinden söz edilerek men-i muhakeme kararı verildiği, oysa ceza soruşturmasının şahsilik ilkesi nedeniyle kişiye özel olduğu,
Her şüphelinin eyleminin ayrı ayrı irdelenerek ve gerekçeleri ortaya konularak Kurul kararına bağlanması gerektiği, fezlekenin sadece soruşturmacının kanaatini yansıtan, delilleri ortaya koyan, Yetkili Kurula şüpheli hakkında yol gösterici bir metin olduğu,
Yetkili Kurulun soruşturma dosyasını, fezlekeyi, tüm delilleri incelemekle, mevzuat gereği şüpheli hakkında vereceği kararı gerekçelendirmekle yükümlü olduğu, fezlekeye atıf yapmak veya soruşturmacının değerlendirmelerine, kanaatine katılmak şeklinde ibarelerin şüpheli için verilen karara dayanarak alınamayacağı,
Zira mevzuatın açık hükmü gereğince Kurulun hangi nedenle şüphelinin yargılanmasına veya yargılanmamasına karar verdiğini, yani kararın gerekçesini açıkça belirtmek zorunda olduğu,
Gerek bu dosyada gerekse Üniversitenin Kurul kararlarında şüpheliler hakkında gerekçe belirtilmeksizin karar verildiği,
Soruşturma dosyalarının incelendiğinden söz edilmesinin kararları gerekçelendirmediği, esasen soruşturma dosyalarının incelenmesinin Kurulun karar verebilmesi için doğal şart olduğu görülmüştür.
Sonuç kısmında şüphelinin ismin açıkça yazılması gerekir
Mevzuat gereğince Kurul kararlarının mutlaka gerekçeli olması ve her Kurul kararının kişiye özel olduğu, hakkında karar verilen şüphelinin isminin mutlaka kararın sonuç kısmında yer alması gerektiği, şüphelinin açıkça ismi, soy ismi, görevi belirtilmek yerine "adı geçen, şüpheli" şeklinde nitelendirilmesinin ceza hukukundaki şahsilik ilkesiyle bağdaşmadığı, Yetkili Kurul tarafından ismi, soy ismi, görevi açıkça belirtilen şüpheli hakkında hangi gerekçeyle men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme kararı verildiği açıklanarak yeni bir Kurul kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
BİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2024/192
Karar No: 2024/306
KARAR
Şüpheli: Diş Hekimliği Fakültesi Araştırma Görevlisi
Suçu: Şikayetçi .'nin kanal tedavisinde dikkatsizlik ve acemilik göstererek diş törpüsünün kırılıp ucunun kanalın içinde kalmasına, bu parçayı çıkarmadan tedaviyi sonlandırarak şikayetçinin acı çekmesine, yemek yiyememesine ve kilo kaybı yaşamasına neden olmak suretiyle adı geçeni taksirle yaralamak.
Suç Tarihi : 2022 Yılı.
İncelenen Karar: Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 23.10.2023 tarihli men-i muhakeme kararı.
Karara İtiraz Eden: Yok.
İnceleme Nedeni: Yasa gereği kendiliğinden.
Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğünün 10.1.2024 tarih ve 435841 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı, Tetkik Hakimi Selahattin Güngörmez'in açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53'üncü maddesi uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53'üncü maddesinin c/2-8 alt bendinde bu Kanun'da yer almamış hususlarda 2.2.1999 tarihli 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmış, bu maddede 2547 sayılı Kanun'un 53/c maddesi uyarınca son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar tarafından verilecek karar türlerinin belirtilmesiyle yetinilmiş, kararlarda bulunması gerekli zorunlu hususlara ilişkin maddede düzenleme olmaması nedeniyle bu hususların tespiti için 2547 sayılı Kanun'un 53/c-2/8 maddesindeki atıf gereğince 4483 sayılı Kanun'un 6'ncı maddenin uygulanması gerektiği belirlenmiştir.
Buna göre, 4483 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin son fıkrasında, yetkili merciin ön inceleme raporu üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar vereceği, bu kararlarda gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmış, yukarıda sözü edilen atıf hükmü uyarınca 2547 sayılı Kanun'un 53/c maddesi uyarınca son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar tarafından alınacak kararlarda gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, .'nin Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 21.7.2022 tarihli dilekçede, Diş Hekimliği Fakültesinde diş kanal tedavisi yaptırdığını, daha sonra dişinin ağrıması üzerine başvurduğu özel merkezde tedavi sırasında kırılan iğnenin diş kanalında kaldığının söylendiğini, iğnenin çıkarılması için uzun bir süre sonra randevu alabildiği .'in söz konusu iğneyi çıkarmadığını, kendisinin yönlendirdiği başka bir öğretim üyesinin de çıkarma isteğini kabul etmediğini, dişinin içinde kalan iğne nedeniyle acı çektiğini, kilo kaybı yaşadığını belirterek .'den şikayetçi olması üzerine Rektörün 27.9.2022 tarih ve 237321 sayılı soruşturma emri ile başlatılan soruşturmada düzenlenen 10.10.2023 tarihli fezlekede, şüpheliye isnat edilen eylemin suç teşkil etmediği belirtilerek şüphelinin men-i muhakemesinin gerektiği yolunda teklifte bulunulduğu, Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurul kararının Soruşturmanın Safhaları kısmında, soruşturma safhasında yapıldığı belirtilen ancak bu dosyadaki atılı suçla ilgisi olmayan "1-Dosyadaki belge ve bilgilerin incelenmesi (Hastaya ait hastane raporların incelenmesi) 2-Şüphelilerin ve müştekinin ifadelerinin alınması," şeklinde, Değerlendirme kısmında da, "Dosyada yer alan tüm resmi evraklar, şüpheli ve müşteki ifadeleri incelenmiş olup bu kapsamda değerlendirme yapılmıştır" şeklinde Üniversitenin bütün Kurul kararlarında matbu olarak kullandığı ifadelere yer verildiği, Kurul kararının Karar kısmında ise, "Adı geçen şüpheliler hakkında..." denilmek suretiyle şüpheliye özel olmayan, hiçbir gerekçe içermeyen, sadece mevzuattan ve dosyanın incelenmesinden söz edilerek men-i muhakeme kararı verildiği, oysa ceza soruşturmasının şahsilik ilkesi nedeniyle kişiye özel olduğu, her şüphelinin eyleminin ayrı ayrı irdelenerek ve gerekçeleri ortaya konularak Kurul kararına bağlanması gerektiği, fezlekenin sadece soruşturmacının kanaatini yansıtan, delilleri ortaya koyan, Yetkili Kurula şüpheli hakkında yol gösterici bir metin olduğu, Yetkili Kurulun soruşturma dosyasını, fezlekeyi, tüm delilleri incelemekle, mevzuat gereği şüpheli hakkında vereceği kararı gerekçelendirmekle yükümlü olduğu, fezlekeye atıf yapmak veya soruşturmacının değerlendirmelerine, kanaatine katılmak şeklinde ibarelerin şüpheli için verilen karara dayanarak alınamayacağı, zira mevzuatın açık hükmü gereğince Kurulun hangi nedenle şüphelinin yargılanmasına veya yargılanmamasına karar verdiğini, yani kararın gerekçesini açıkça belirtmek zorunda olduğu, gerek bu dosyada gerekse Üniversitenin Kurul kararlarında şüpheliler hakkında gerekçe belirtilmeksizin karar verildiği, soruşturma dosyalarının incelendiğinden söz edilmesinin kararları gerekçelendirmediği, esasen soruşturma dosyalarının incelenmesinin Kurulun karar verebilmesi için doğal şart olduğu görülmüştür.
Bu durumda, mevzuat gereğince Kurul kararlarının mutlaka gerekçeli olması ve her Kurul kararının kişiye özel olduğu, hakkında karar verilen şüphelinin isminin mutlaka kararın sonuç kısmında yer alması gerektiği, şüphelinin açıkça ismi, soy ismi, görevi belirtilmek yerine "adı geçen, şüpheli" şeklinde nitelendirilmesinin ceza hukukundaki şahsilik ilkesiyle bağdaşmadığı, Yetkili Kurul tarafından ismi, soy ismi, görevi açıkça belirtilen şüpheli hakkında hangi gerekçeyle men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme kararı verildiği açıklanarak yeni bir Kurul kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, usule ve mevzuata aykırı olarak gerekçesiz, şüphelinin kimliği ve görevi belirtilmeden verilen Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 23.10.2023 tarihli men-i muhakeme kararının bozulmasına, söz konusu eksiklik ve usule aykırılıklar giderilmek suretiyle usulüne uygun olarak Yetkili Kurulca gerekçeli bir karar verilmesi, verilecek kararın türüne göre şüpheliye ve şikayetçiye gerekli yazılı bildirimler yapıldıktan sonra bildirim alındılarının asılları ile birlikte Yasa gereği veya itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçesinin aslı da eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine 22.2.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.