İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmesine rağmen istinaf bu kararı bozmuştur.
İstinaf, "takdiren atandığı Daire Başkanlığı kadrosundan alınarak eğitim uzmanı olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne" karar vermiştir.
Danıştay 2. Dairesi ise bu kararı bozmuştur.
İdarenin savunmasına itibar edilmedi
Hem Danıştay 2. Dairesi hem de İDDK disiplin cezası savunmasına itibar etmemiştir.
davalı idarece, davacı hakkında 31/10/2016 tarihli işlemle Milli Eğitim Bakanlığı
ile İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği arasında İTKİB
Moda Enstitüsü kurulmasına ilişkin protokolün sonlandırılması ile ilgili iş
ve işlemleri zamanında gerçekleştirmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 125/B-a uyarınca kınama cezası verilmesi teklifi sonrasında 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 125/A-a maddesine göre uyarma cezası uygulandığı
belirtilmiş ise de, dava konusu atama işleminin anılan disiplin cezasından
yaklaşık 5 yıl sonra tesis edildiği, hakkında uygulanan disiplin cezasından
sonra 13/11/2018 tarihli olurla asaleten daire başkanı olarak atandığı hususları
birlikte dikkate alındığında, davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmemiştir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/3127
Karar No: 2025/102
İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...
sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünde ...Daire
Başkanı olarak görev yapan davacı tarafından, aynı Genel Müdürlük emrine (Personel
Genel Müdürlüğü Koordinasyon biriminde görev yapmak üzere) eğitim uzmanı olarak
atanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Davacının, 21/07/1992 tarihinde Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi ...
Öğretmenliği bölümünden mezun olduğu, 01/02/2008 tarihinde Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetim Bölümünde tezsiz yüksek
lisans yaptığı, kamu görevine 08/02/1993 tarihinde öğretmen olarak başladığı,
yaklaşık 18 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 18/11/2011 tarihinde Mesleki ve
Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü... Başkanı olarak görevlendirildiği, 09/10/2012
tarihinde asaleten atandığı, 14/03/2014 tarihinde İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü
Grup Başkanı olarak atandığı, aynı gün Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'ne
Daire Başkanı vekili olarak görevlendirildiği, 22/11/2016 tarihinde vekaleti
sona erdirilerek asaleten Daire Başkanı olarak atandığı, 703 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 179'uncu ve geçici 33'üncü maddesi uyarınca 07/08/2018 tarihinde
Personel Genel Müdürlüğüne araştırmacı (Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı olarak görev yapmak üzere), 13/11/2018 tarihinde ise Mesleki ve
Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne asaleten Daire Başkanı olarak atandığı, bu görevini
yürütmekte iken 14/08/2021 tarihli işlemle eğitim uzmanı olarak atanması üzerine
bakılmakta olan davayı açtığı, görevden alma işleminin herhangi bir disiplin
soruşturmasına ya da idari teklife dayalı olmadığı, idarece davacının yetersizliğine
ilişkin bir savın da ileri sürülmediği, dolayısıyla bu görevden almayı zorunlu
kılan herhangi bir idari zorunluluk bulunduğundan söz edilemeyeceği, atamanın
kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapıldığına ilişkin herhangi bir
tespit de bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:...
sayılı kararıyla;
Davacının, geçmiş hizmetleri ve Daire Başkanlığı görevinin hiyerarşik olarak
altında bulunan görevlerden yükselerek Daire Başkanlığı görevine atanmadığı
ve idarenin kamu hizmetinin gerekleri ve işleyişi doğrultusunda personelin görevini
değiştirme konusunda kanunen sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet
gerekleri dışında subjektif (öznel) nedenlerle kullandığına dair herhangi bir
bilgi ve belge de bulunmadığı, takdiren atandığı Daire Başkanlığı kadrosundan
alınarak eğitim uzmanı olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı
ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı
idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve
davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay İkinci Dairesinin 07/05/2024 tarih ve E:2023/6502, K:2024/2664 sayılı
kararıyla;
Olayda, davacının daire başkanlığı görevinden alınarak uzman kadrosuna atanmasını
gerektirecek şekilde hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında,
hizmetin yürütülmesi açısından sakınca bulunduğu yönünde hukuken geçerli somut
bilgi-belge ve görevden alınmasını gerektirir bir disiplin soruşturması veya
idari teklif bulunmadığından, geçmiş hizmetlerindeki yöneticilik görevleri ve
süreleri de dikkate alındığında salt takdir yetkisine dayalı olarak tesis edilen
dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık;
dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik davalı idarenin
istinaf başvurusunun kabulü, Mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi yolundaki
Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmediği,
Her ne kadar davalı idarece, davacı hakkında 31/10/2016 tarihli işlemle Milli
Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
arasında İTKİB Moda Enstitüsü kurulmasına ilişkin protokolün sonlandırılması
ile ilgili iş ve işlemleri zamanında gerçekleştirmediğinden bahisle 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-a uyarınca kınama cezası verilmesi teklifi
sonrasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/A-a maddesine göre uyarma
cezası uygulandığı belirtilmiş ise de, dava konusu atama işleminin anılan disiplin
cezasından yaklaşık 5 yıl sonra tesis edildiği, hakkında uygulanan disiplin
cezasından sonra 13/11/2018 tarihli olurla asaleten daire başkanı olarak atandığı
hususları birlikte dikkate alındığında, davalı idarenin bu iddiasına itibar
edilmediği, gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin...
tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...
sayılı kararıyla; Danıştay İkinci Dairesinin bozma kararına uyulmayarak, istinaf
başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki ilk kararda
ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, daire başkanlığı yaptığı süreçte disiplin cezası almadığı,
kariyer ve liyakat bakımından yetersizliği bulunduğuna dair herhangi bir tespit
ya da uyarı olmadığı, geçmiş hizmetlerine bakıldığında uzun yıllar idarecilik
görevini başarıyla yürüttüğü; görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği hususunda
somut bir nedenin ortaya konulmadığı, salt takdir yetkisine dayalı olarak tesis
olunan işlemin hukuka aykırı olduğu, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava
Dairesinin davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ve davanın reddine ilişkin
ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı
tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin
ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünde...
Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken, ... tarih ve ... sayılı işlem ile
aynı Genel Müdürlük emrine (Personel Genel Müdürlüğü Koordinasyon biriminde
görev yapmak üzere) eğitim uzmanı olarak atanmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinin 1. fıkrasında "Kurumlar,
görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları
bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde
daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler."
hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye
tanınan takdir yetkisinin kullanımının, mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı
ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu
İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, bir idari
işlem, dava konusu edilmesi halinde diğer unsurları yanında sebep unsuru yönünden
de yargı merciince hukuka uygunluk denetimine tabi tutulacak olup, sebep unsuru,
idareyi işlem tesis etmeye sevk eden maddi veya hukuki durumlardır. İdare hukukunda
sebepsiz idari işlemin olamayacağı, idarenin tüm işlemlerinin, idari faaliyetlerin
nihai amacı olan kamu yararını gerçekleştirmeye yönelen bir sebebe dayanması
gerektiği, bu anlamda, hakkında idari işlem tesis edilenlerce hukuka aykırılık
iddialarının etkin bir biçimde ileri sürülebilmesi ve yargı mercii tarafından
idari işlemin hukuki denetiminin gerçekleştirilebilmesi için idarece, tesis
edilen işlemin maddi ve hukuki sebeplerinin ortaya konulması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinde, davacının
1992 yılında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi ... Öğretmenliği bölümünden
mezun olduktan sonra 1993 yılında öğretmen olarak göreve başladığı, 2011 yılına
kadar görevini sürdürdüğü, bu süreçte Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisansını (tezsiz) tamamladığı,
21/11/2011 tarihinde Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne grup başkanı
olarak görevlendirildiği, 11/10/2012 tarihinde söz konusu göreve asaleten atandığı,
14/03/2014 tarihinde önce İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünde grup başkanı olarak,
yine aynı gün Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünde vekaleten daire başkanı
olarak görevlendirildiği, 22/11/2016-09/07/2018 tarihleri arasında aynı birimde
daire başkanı olarak görevini sürdürdüğü, 09/07/2018-27/08/2018 tarihleri arasında
grup başkanı olarak görevlendirildikten sonra 27/08/2018 tarihinde Personel
Genel Müdürlüğünde araştırmacı kadrosuna atandığı, aynı gün Mesleki ve Teknik
Eğitim Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak yeniden görevlendirildiği ve 13/11/2018
tarihli olurla asaleten atandığı, görevine devam ederken herhangi bir sebep
gösterilmeksizin eğitim uzmanı olarak olarak atanmak suretiyle dava konusu işlemin
tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, liyakat ve kariyer ilkelerine uygun olarak daire başkanlığı kadrosuna
atandığı sonucuna varılan davacının, davalı idarece görevinden alınmasını gerektirecek
haklı bir sebep ortaya konulamadığından, takdir yetkisi kapsamında kamu yararı
ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak,
eğitim uzmanı kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık
görülmemiştir.
Öte yandan, davalı idarece, davacı hakkında 31/10/2016 tarihli işlemle Milli
Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
arasında İTKİB Moda Enstitüsü kurulmasına ilişkin protokolün sonlandırılması
ile ilgili iş ve işlemleri zamanında gerçekleştirmediğinden bahisle 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-a uyarınca kınama cezası verilmesi teklifi
sonrasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/A-a maddesine göre uyarma
cezası uygulandığı belirtilmiş ise de, dava konusu atama işleminin anılan disiplin
cezasından yaklaşık 5 yıl sonra tesis edildiği, hakkında uygulanan disiplin
cezasından sonra 13/11/2018 tarihli olurla asaleten daire başkanı olarak atandığı
hususları birlikte dikkate alındığında, davalı idarenin bu iddiasına itibar
edilmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik
olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi
yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ...
tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari
Dava Dairesine gönderilmesine,
27/01/2025 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi
... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar
kararının, usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz
isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.