Cevdet Yılmaz'dan 'enflasyon' açıklaması: Hedef 2027'de tek hane
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hedefimiz yıl sonunda yüzde 30'un altında bir enflasyon oranı. Gelecek sene yüzde 20'nin altında bir enflasyon oranı, 2027'de ise tek haneli enflasyona yeniden ülkemizi kavuşturmak. Bunun için her türlü gayreti sarf ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler Konferans Salonu'nda "TOBB Türkiye 100-Türkiye'nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi" programına katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, çatışmaların yoğunlaştığı, belirsizliklerin arttığı ve krizlerin derinleştiği küresel bir ortamda Türkiye'nin siyasi istikrarı, güçlü kurumları ve kararlı politikalarıyla süreci etkin bir şekilde yönettiğini söyledi.
Orta Vadeli Program'a (OVP) göre bu yıl sonuna gelindiğinde Türkiye ekonomisinin 1,5 trilyon doları aşan bir hacme ulaşacağını, kişi başına gelirin ise 17 bin doların üstünde olacağını tahmin ettiklerini belirten Yılmaz, Türkiye'nin ilk defa tarihinde yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacağını ifade etti.
- "Büyüme performansımızı da belli bir seviyede koruyoruz"
Yılmaz, enflasyonu düşürmek için koordineli, çok boyutlu ve kararlı bir politikayı hayata geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Hedefimiz yıl sonunda yüzde 30'un altında bir enflasyon oranı. Gelecek sene yüzde 20'nin altında bir enflasyon oranı, 2027'de ise tek haneli enflasyona yeniden ülkemizi kavuşturmak. Bunun için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Kolay değil. Bir taraftan depremin yaralarını sararken, bir taraftan çevremizdeki jeopolitik gelişmeleri yakından takip edip tutum alırken, bir taraftan da bu programımızı hayata geçiriyoruz. Enflasyonu düşürürken büyüme performansımızı da belli bir seviyede koruyoruz."
Bu yılın sonunda 274 milyar dolara yakın bir ihracat rakamının yakalanacağını tahmin ettiklerini bildiren Yılmaz, "Sadece rakamların büyümesi değil aynı zamanda ihracatımızın, üretimimizin teknoloji içeriğinin yükseldiğini görmek de sevindirici. 2025'in ilk 8 ayında yüksek teknoloji ihracatımız yüzde 17, orta yüksek teknoloji ihracatımız ise yüzde 10 oranında artış göstermiş." diye konuştu.
Yılmaz, Merkez Bankası brüt rezervlerinin 2023 yılı mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinden 12 Eylül 2025 itibarıyla 177,9 milyar dolara yükseldiğini, küresel risklerin etkisiyle 379 baz puana kadar çıkan ülke CDS risk priminin, 19 Eylül itibarıyla 240 baz puan seviyesine gerilediğini kaydetti.
- "Üretim kapasitemizi enflasyonist baskı olmadan genişleteceğiz"
OVP'deki 2028 yılı hedeflerine ilişkin konuşan Yılmaz, enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli rakamlara indireceklerini, cari açığı yüzde 1'ler civarına çekeceklerini, gelecek 3 yılda 2,5 milyon ilave istihdam oluşturacaklarını ve işsizlik oranını yüzde 8'in altına ilk defa düşürecek bir perspektifle hareket ettiklerini söyledi.
Yılmaz, 2028'e gelindiğinde mal ihracatının 300 milyar doların üstüne çıkacağını, 75 milyar doları turizmden olmak üzere hizmet ihracatının 150 milyar doları aşacağını dile getirerek, milli gelirin 1,9 trilyon dolara yaklaşmasını, kişi başına gelirin ise 21 bin dolar seviyelerine çıkmasını hedeflediklerini belirtti.
Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu kendiliğinden olmayacak tabii. Bütün bu süreçlerde verimliliği artıracak, yapısal reformları hızlandıracak, üretim kapasitemizi enflasyonist baskı olmadan genişleteceğiz. Nasıl yapacağız bunu? Verimlilikle, toplam faktör verimliliğini artırarak, büyümenin kompozisyonunu tüketimden ziyade üretim, yatırım, ihracatla şekillendirerek başaracağız.
Sanayimizi yüksek teknolojiye dayalı ve yenilikçi bir yapıyla dönüştüreceğiz. AR-GE ve inovasyon ekosistemini derinleştirerek yapay zeka, yarı iletkenler, savunma sanayi, biyoteknoloji ve uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda özel sektör yatırımlarını güçlü şekilde destekleyeceğiz. Yeşil ve dijital dönüşümü kalkınma sürecimizin merkezine almış durumdayız. Her alanda yeşil ve dijital dönüşümü başarmak zorundayız. Düşük karbonlu üretim, döngüsel ekonomi ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla hem verimliliği artıracak hem de cari dengemizde kalıcı iyileşme sağlayacağız."
Organize sanayi bölgelerinden lojistik merkezlere, ulaşım hatlarından enerji altyapısına kadar tüm üretim ve ticaret ekosistemini güçlendirecek, maliyetleri azaltarak rekabetçiliğe destek olacaklarını belirten Yılmaz, "Beşeri sermayemizi daha da güçlendirecek, mesleki ve teknik eğitimin kalitesini yükseltecek, gençlerimizi kritik teknoloji alanlarına yönlendireceğiz. Özetle daha şeffaf ve öngörülebilir bir düzenleyici çerçevede kolaylaşan iş süreçleriyle, rekabetçi yatırım fırsatlarıyla ve yeşil-dijital dönüşüm odaklı yatırımlarla Türkiye'yi nitelikli yatırımlar için çok daha elverişli bir ortama kavuşturacağız." dedi.
- "Başarılı şirketlerin iyi analiz edilmesi gerekir"
Yılmaz, küresel değer zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde içe kapalı ekonomilerin sürdürülebilir büyüme üretme şansının bulunmadığına işaret ederek, "Türkiye'nin daha müreffeh bir geleceğe ulaşabilmesi, küresel ekonomiyle entegrasyonunun derinleşmesine, dış pazarlara erişimin genişletilmesine ve uluslararası sermayeyle işbirliğini artırmasına bağlıdır. Bu hedeflerin taşıyıcısı ise yenilikçi kapasitesi ve girişimcilik dinamizmiyle Türk özel sektörüdür." diye konuştu.
Türkiye 100 Programı'nın bu anlamda önemli olduğunu, Türk özel sektörünün hızlı büyüme potansiyelini görünür kılan en başarılı şirketleri takdir eden ve onların başarı öykülerini küresel ölçekte öne çıkaran bir platform niteliğinde bulunduğunu belirten Yılmaz, "Başarılı şirketlerin ödüllendirilmesi önemli ama ondan daha önemli olan, tüm girişim sisteminin başarıya odaklı bir kültüre yönlendirilmesi diye düşünüyorum. Bu başarılı şirketlerin iyi analiz edilmesi gerekir gerçekten. Diğer işletmelerimize de yol göstermesi anlamında." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, ilk 100 arasına giren şirketlerin çoğunlukla dijital alanda hizmet verdiğini, devlet desteklerinden yararlandığı ve yarısından fazlasının ihracat yaptığını görmenin çok anlamlı olduğunu dile getirdi.
Bölgede tırmanan çatışmaların, küresel ekonomide yükselen korumacılığın ve devam eden belirsizliklerin iş dünyasında oluşturduğu kaygıyı çok iyi bildiklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Biz de bu tabloyu yakından izliyor, risklerin yanı sıra doğabilecek imkanları değerlendiriyor, yeniden şekillenen küresel sistemde ülkemizi avantajlı bir konuma yerleştirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. Bütün bu politikalarda da girişimciliği ve yenilikçiliği çok önemli görüyoruz. Dinamik bir nüfusumuz var. Girişimci, yenilikçi bir nüfusumuz var. Bütün politikalarımızda bunun çok kıymetli bir unsur olduğuna yürekten inanıyorum. Girişimcilik aynı zamanda bir kültür meselesi. Risk alabilen, fırsatları görüp değerlendirebilen insanlarla yükselen bir kültür. Bizim kamu ve özel sektör olarak hep birlikte bu girişimcilik kültürünü ayakta tutmamız, güçlendirmemiz son derece kıymetli."
Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla düzenlenen törende, "TOBB Türkiye 100-Türkiye'nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi" listesine giren şirketlere ödülleri verildi.