Erdoğan'dan Özel'e tepki: Zihin fukara olunca akıl ukala olur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki göstererek, "Konuşan, Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı, yoksa ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı, maalesef belli değil. Öte yandan şunu da hepimiz çok iyi biliyoruz: Zihin fukara olunca akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış. Kendisine tavsiyem, biz az söyledik, o çok anlasın" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde, Kütüphane
5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı'nda konuştu.
Katılımcıları Millet Kütüphanesi'nde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade
eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başta yurt dışından ülkemizi teşrif eden misafirlerimiz
olmak üzere hepiniz Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine hoş geldiniz,
şeref verdiniz. Farklı alanlarda ortaya koydukları eser ve ürünlerle ufkumuzu
aydınlatan ilim ve kültür erbabımıza bu vesileyle şükranlarımı iletiyorum. Ebediyete
irtihal eden kütüphanecilerimizi, aydınlarımızı, sanatçılarımızı, çalışmaları
ile ülkemize ve insanlığa katkı yapan her bir ismi burada rahmetle yad ediyorum.
Türk kütüphaneciliğinin bugünlere gelmesinde emeği ve katkısı olan, ömrünü kütüphaneciliğe
adayan tüm muhibban-ı kütübe, yani kitap sevdalılarına aynı şekilde teşekkürlerimi
sunuyorum" dedi.
4 Kasım'da başlayıp bugün sona erecek konferansın hayırlara vesile olması temennisinde
bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu önemli konferansı tertipleyerek bir
araya gelmemize vesile olan Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu'nu
ve Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizin mensuplarını gönülden tebrik ediyorum.
Biz ilk emri 'İkra, bismi rabbikellezi halak.' Yani, 'Yaradan Rabbinin adıyla
oku" olan bir inancın müntesipleriyiz. İlim erbabımız bilgiyi yitik malları
olarak görmüş ve hayatları boyunca bilginin peşinde koşmuşlardır. Şunu da öncelikle
ifade etmek durumundayım. Kütüphanecilik anlamında bin 300 yıllık çok köklü
bir geleneğimiz var. Emevilerden Abbasilere, Selçuklulardan Osmanlı Cihan Devleti'ne,
oradan bugünkü Cumhuriyetimize bu alanda ciddi bir birikim sahibiyiz" açıklamasını
yaptı.
Asırlar boyunca imar edilen şehirlerde, kurulan devletlerde, inşa edilen medeniyetlerde
kitap ve alimin hep merkezde yer aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şam'daki
Beyt'ül Hikme, Bağdat'taki Nizamiye Medresesi, Anadolu'da Karatay Medresesi,
Gök Medrese, İstanbul'da Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Kütüphaneleri ve daha nicesi...
Tüm bu yapılar yalnızca kendi muhitlerine değil, tüm dünyaya ilim ve irfan yaymışlardır.
Gerek cami, gerekse vakıf ve medrese kütüphanelerimiz hem dini ilimlerde hem
pozitif bilimlerde güvenilir bilginin temel kaynakları oldu" ifadelerini
kullandı.
Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden bilim insanları ve talebelerin bu
merkezlerde asırlar boyunca ilim tahsil etmeye geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Buralardan öğrendikleri bilgi ve metotlarla kendi ülkelerindeki
üniversite ve kütüphanelerin kurulmasına öncülük ettiler. Hakkımız tam manasıyla
teslim edilmese dahi günümüzün bilim ve kültür mirasına milletimizin yaptığı
katkı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür" değerlendirmesini yaptı.
"Tarihe şöyle bir göz atıldığında karşınıza çıkan ilk hakikatlerden biri
şudur değerli dostlar: İlme ne zaman hak ettiği kıymeti vermişsek, kitaba ve
bilgiye ne zaman dört elle sarılmışsak, dünya tarihine geçen en büyük başarılarımızı
işte o zaman elde etmişiz" diyen Erdoğan, "Huzur ve güvenliğimizi,
refah seviyemizi işte o zaman istediğimiz düzeye getirebilmişiz. Fakat ilimle,
irfanla, bilgiyle, kitapla aramız açıldığında ise geriye düşmüş, zayıflamış,
güç kaybetmiş, takip edilen değil, takip eden konuma gelmişiz. Burada şu anekdotu
sizlerle özellikle paylaşmak istiyorum. Gençler, burası çok önemli. Yavuz Sultan
Selim Han hem alimlere büyük hürmet gösterir hem de okumayı çok severdi. O kadar
ki sefere çıktığı zamanlarda seyyar kütüphanesini de yanına aldırırdı. Mısır
seferi dönüşünde devrin en büyük alim ve müverrihlerinden Kemal Paşazade ile
yan yana at üstünde ilmi bir sohbete koyulmuşlardır. Bu sırada Kemalpaşazade'nin
atının ayağı aniden bir çukura girdi ve bu çukurdan Yavuz Sultan Selim Han'ın
kaftanına çamur sıçradı. Son derece müteessir olan Kemalpaşazade'ye Yavuz Sultan
Selim şu hükmetli cümleyi kurdu: 'Üzülmeyiniz hocam, alimin atının ayağından
sıçrayan çamur bizim için üzüntü değil, bir iftihar vesilesidir.' Sonra döndü
ve maiyetinde bulunanlara şu talimatı verdi: 'Alınız bu çamuru, bu çamurlu kaftanımı
öldüğüm zaman üzerime örtünüz.' Evet, sadece bu örnek bile tarih ve medeniyetimizde
ilmin ve alimin tuttuğu yeri göstermesi bakımından öyle zannediyorum ki önemli
bir referanstır" diye konuştu.
"Kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci uygulamalarından
dolayı merhum Cemil Meriç'in benzetmesiyle birer tuğla yığınına dönüştü"
Cami ve medrese kütüphanelerinin yanı sıra müstakil kütüphanelerin 17'nci yüzyılın
ikinci yarısından itibaren yükselmeye başladığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Köprülü Kütüphanesi, Atıf Efendi, Ragıp Paşa, Nuruosmaniye ve
Hamidiye gibi kütüphaneler uzun yıllar ilim hayatımıza damga vurdu. Hepsi birer
bilgi hazinesi olan bu yapılar sadece belli bir kesimin değil, halkın tamamının
kullanımına açık bir haldeydi. Okuyan, sorgulayan, merak eden, araştırma yapmak
isteyen herkes bu kütüphanelerden faydalanabiliyordu. Tabii şu acı gerçeği de
ifade etmek mecburiyetindeyim. Bu zengin müktesebatı, özellikle Cumhuriyetimizi
maziden bir kopuş olarak gören tek parti yıllarında ne yazık ki yeterince değerlendiremedik.
Eşsiz kaynaklarla bezeli kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci
uygulamalarından dolayı merhum Cemil Meriç'in benzetmesiyle birer tuğla yığınına
dönüştü. Nice kuşakların geçmişiyle arasına kalın duvarlar örüldü. Bu ülkenin
aydınlık yarınları olan genç nesillerin kendi kökleriyle bağı zayıflatıldı,
evlatlarımız medeniyet değerlerine bilerek yabancılaştırıldı. Bu politikalar
sebebiyle koca bir nesil ne şarklı kalabildi ne garplı olabildi, iki arada bir
derede maalesef oradan oraya savruldu. Türkçe ezan garabetinden musiki yasaklarına,
rahmetli Aşık Veysel'in bizzat yaşadığı kılık kıyafet dayatmalarına kadar hayatın
birçok alanında bunu gördük, yaşadık, milletçe tecrübe ettik" dedi.
Açıklamalarına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadığımız bütün bu
olumsuzluklara rağmen yeniden ayağa kalkmayı, köklerimizle ve tarihimizle yeniden
bütünleşmeyi öyle veya böyle başardık. Bakınız, bugün okul öncesinden doktora
sonrası düzeye kadar eğitim kurumlarımızla, kütüphanelerimizle, gençlik merkezlerimizle
çıtayı her geçen gün daha yükseğe taşıyoruz. Kültür Bakanlığımız, Milli Eğitim
Bakanlığımız, üniversitelerimiz, vakıflarımız ve yerel yönetimlerimizle el ele
vermek suretiyle kütüphanecilik mirasımızı yaşatmaya, geliştirmeye devam ediyoruz"
ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı olarak bu sürece liderlik ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 5 yıl önce Ankara'mıza ve ülkemize kazandırdık. 5 milyon 100 bini aşkın bölümü matbu olmak üzere dijitalleştirilmiş yayınlarla birlikte 141 milyon 700 bin kaynak ile burayı dünyanın en büyük üçüncü kütüphanesi haline getirdik" şeklinde konuştu.
"Millet Kütüphanemizi öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve tüm vatandaşlarımızın
hizmetine verdik"
300 milyonun üzerinde elektronik kaynağı araştırmacıların kullanımına sunduklarını
belirten Erdoğan, "112 ülkeden 135 farklı dilde eserin yer aldığı Dünya
Kitaplığı ile 13 ana veri tabanı, 233 alt veri tabanı ile 125 bin metrekarelik
alanı ve 5 bin kişilik oturma kapasitesiyle, toplantı ve seminer salonları,
teknoloji sınıfları, açık ve kapalı otoparkı, yemek salonları, kafeteryaları
ve tam 201 kilometre raf uzunluğu ile Millet Kütüphanemizi öğrencilerimizin,
akademisyenlerimizin ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine verdik. Geçtiğimiz sene
2 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayarak dünyada üçüncü sıraya yerleştik. Laf
ola beri gele yok. İcraat, icraat, icraat. Bu yıl Ekim ayı itibarıyla dikkatinizi
çekiyorum, toplam 8.5 milyon ziyaretçiyi Millet Kütüphanesi'nde misafir etmenin
kıvancını yaşadık. Bilhassa liseli ve üniversiteli gençlerimizin kütüphanemize
çok yoğun ilgi gösterdiğini görüyor, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Her sabah erken saatlerde pırıl pırıl evlatlarımız Millet Kütüphanesi'ne gelmek
için adeta birbirleriyle yarışıyor. Biz de burada okuyan, yazan, araştırma yapan
veya sınavlara hazırlanan gençlerimize günde 2 öğün çorba ikram ediyoruz. 15
çeşit içecek ve keklerimizi yine ücretsiz olarak buradaki genç evlatlarımıza
sunuyoruz. Bu yılın ilk 8 ayında 5 milyon 927 bin adet ücretsiz ikramda bulunduk"
açıklamasını yaptı.
Kütüphanede düzenlenen bin 894 eğitim ve bilim atölyesinde 17 bin 642 katılımcının
hiçbir ücret ödemeden eğitim aldığını bildiren Erdoğan, "Yine son 5 yılda
Millet Kütüphanemizde 46 büyük sergiye de ev sahipliği yaptık. Şunu da büyük
bir memnuniyetle ifade etmek isterim. 2024 yılı sonunda Kültür Bakanlığımıza
bağlı halk kütüphanelerimizdeki üye sayısını 6,7 milyona, kullanıcı sayısını
38,7 milyona ve kitap sayısını da 25 milyona çıkararak tüm zamanların en büyük
rekorunu kırdık. Bu yıl ise güncel üye sayımız 7,6 milyona, kitap sayımız da
25,6 milyona ulaştı. Halihazırda dağıtımda olan 800 bin yeni kitabımızla bu
sayıyı yıl sonunda inşallah 26,4 milyona yükselteceğiz. 2026 yılında açacağımız
yeni kütüphanelerle toplam kullanım alanımızı 800 bin metrekareden 1 milyon
metrekareye, oturma kapasitemizi ise 150 binden 200 bin kişinin üzerine taşıyacağız"
ifadelerini kullandı.
Kütüphanecilik hizmetlerinde başarılara her gün bir yenisini eklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2 yıl önce 'büyük yürüyüşümüzde yeni bir halka, yeni bir safha' olarak tarif ettiğimiz, bu çok önemli, Rami Kütüphanemizin açılışını yapmıştık. Orayı hatırlıyorsunuz herhalde. Bu kütüphanemizi sosyal donatılarıyla, atölye çalışmalarıyla, kültür ve sanat etkinlikleriyle yaşayan ve üreten bir merkeze dönüştürdük. Rami Kütüphanesi bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyanın en büyük yazma eser restorasyon laboratuvarı olan Kitap Şifahanesi'nde bu sene 40 bin eserin durum tespitini, 28 bin eserin ise temizlik işlemini yaptık. Çoğu tahribata uğramış 4 bin 446 eserin de restorasyonunu yaparak muhafaza altına almış olduk" dedi.
"Adı baskı ve zulümle anılan, zamanın rektörü tarafından üniversitenin
nadir eserler kitaplığı ve binlerce nadir eser çöpe atılmıştı"
28 Şubat döneminin ruhsuz, köksüz, tarih şuurundan yoksun zihniyetinin kurbanlarından
birinin de İstanbul Üniversitesi'ndeki tarihi kitaplar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Adı baskı ve zulümle anılan, zamanın rektörü tarafından üniversitenin
nadir eserler kitaplığı ve binlerce nadir eser çöpe atılmıştı. Bunların arasında
Sultan II. Abdülhamid Han'ın özel kitaplığı da vardı.Bu eserleri de okuyucuların
istifadesine sunduk. İstanbul'da tüm ithamlara, tüm iftiralara rağmen Atatürk
Kültür Merkezi'ni yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa ettik. Önümüzdeki
aylarda Haydarpaşa'da yine muhteşem bir kütüphanemizi hizmete açacağız. Son
yıllarda Türkiye'nin ilk gar havalimanı ve alışveriş merkez kütüphaneleri ile
0-3 yaş bebek, tarım, turizm ve müzik kütüphanelerini hayata geçirmiştik. Yakın
zamanda bir ilke daha imza atarak ülkemizin ilk hastane halk kütüphanesini Eylül
ayının sonunda hizmete açtık. Diğer taraftan dijitalleşme alanında da çok ciddi
mesafe kat ettik. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın koleksiyonunda
yer alan 457 bin eserin dijital nüshasını araştırmacılarımızın istifadesine
sunduk. Derleme ve kataloglama faaliyetlerinde de çok iyi bir karneye sahibiz.
2024'te 107 bin 33 kitabı derleyerek Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdık. Eylül
2025 itibarıyla 154 bin kataloglama faaliyetiyle yeni bir başarıya ulaştık.
Milli Dijital Kütüphane projemizle, Milli Kütüphanede verilen hizmetlerin sanal
bir modellemesini yaparak dijital ikizini oluşturduk. Milli Dijital Kütüphane
üyelerimiz, Ankara'daki yerleşkeye ek olarak ülkemizin dört bir yanındaki 69
halk kütüphanemizde kurulan erişim istasyonlarından 20 milyondan fazla kaynağa
erişebiliyor" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu hizmetlerde emeği geçen bakanlıklara, kurumlara,
kütüphanecilere teşekkür etti.
"Zihin fukara olunca akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki gösterdi. Erdoğan, "Sizler gibi seçkin konuklarımızın önünde gündeme getirmek istemezdim. Ancak siyasetçiler olarak saldırılar karşısında siyaset kurumunun itibarını da korumamız gerekiyor. Dün ana muhalefet partisi genel başkanının hezeyanlarını hem kendi partisi hem de ülkemiz siyaseti adına inanın hicap duyarak takip ettim. Konuşan, Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı, yoksa ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı, maalesef belli değil. Türkiye böyle bir siyasi üslubu, böyle bir çiğliği asla hak etmiyor. Öte yandan şunu da hepimiz çok iyi biliyoruz: Zihin fukara olunca akıl ukala olur, dilin de freni boşalırmış. Ortada, bakın gerçekten üzülerek söylüyorum, zihni ile dili arasındaki bağ tamamen kopmuş, ağzından çıkanı kulağı duymayan zavallı bir şahıs var. Bu zat gün aşırı söylediği yalanlarla, önüne gelene attığı iftiralarla, meydanlarda savurduğu hakaretlerle giderek saldırgan hale geliyor. Yerel yönetimleri ahtapot misali saran suç örgütünün yolsuzlukları ortaya döküldükçe, bu zat da panikliyor, çirkinleşiyor, kontrolü iyice kaybediyor. Biz elbette günden güne daha da seviyesiz ve sevimsiz bir hal alan bu dile, siyaseti enfekte eden bu zehirli söylemlere milletimizi mahkum etmeyiz. Dün zaten hem genel başkan vekilimiz ve parti sözcümüz hem de diğer arkadaşlarım bu zata hak ettiği cevabı onun düzeyine inmeden verdiler. Kendisine tavsiyem, biz az söyledik, o çok anlasın" ifadelerini kullandı.