Terör tazminat davalarında 60 gün ve 1 yıllık süre şartlarına iptal kararı
Anayasa Mahkemesi, terör olaylarından zarar görenlerin -özellikle ölenlerin mirasçılarının- dava açma imkanını önemli ölçüde daraltan 60 günlük ve 1 yıllık başvuru sürelerinin Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmederek iptal kararı verdi. Karar, 10 Aralık 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.
Karar, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında başvuru sürelerine ilişkin hükümleri hedef aldı. Mahkeme, düzenlemenin hukuk devleti ilkesine uygun olmadığını ve zarar görenlerin idari ve yargısal başvuru yollarına erişimini ölçüsüz biçimde kısıtladığını belirtti.
AYM: SÜRE ŞARTI, HAK ARAMA HÜRRİYETİNİ ÖLÇÜSÜZ ŞEKİLDE SINIRLIYOR
Mahkeme, süre hükümlerinin özellikle ölenlerin mirasçıları açısından ciddi
bir hak kaybı yarattığını, olayın niteliği ve koşullar dikkate alındığında bu
sürelerin gerçek zararın tespiti, bilgiye erişim ve delil toplama imkanını fiilen
ortadan kaldırdığını vurguladı.
Kararda, süre sınırlamalarının Anayasa'nın 2., 5. ve 125. maddelerinde güvence
altına alınan hukuk devleti ilkesi ve yargı yoluna erişim hakkı ile bağdaşmadığı
açıkça ifade edildi.
29 VE 30. MADDE GEREKÇELERİ: "KANUNUN VARLIĞI YETMEZ, BELİRLİ VE ÖNGÖRÜLEBİLİR OLMALI"
Anayasa Mahkemesi, kararın 29. ve 30. paragraflarında, temel hakları sınırlayan normların yalnızca kanun şeklinde düzenlenmiş olmasının yeterli olmadığını, düzenlemenin belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olması gerektiğini vurguladı.
Mahkeme şu tespitleri öne çıkardı:
"29. İdarenin eylemlerinden kaynaklanan zararların tazmini amacıyla başvurulacak
idari ve yargısal yol ilke olarak 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu ile belirlenmiştir. 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde, idari
eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri
yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir
yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurmaları,
bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini
izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği
takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği
düzenlenmiştir.
30. Bu itibarla idarenin eylemleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla
açılacak davalar için 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle zorunlu idari başvuru
şartı getirilerek başvuru için bir ve beş yıllık süreler öngörülmüş iken 5233
sayılı Kanun'da terör olaylarından kaynaklanan zararlar için idari başvuru süresi
çok daha kısa (altmış gün ve bir yıllık süreler) belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle
hizmet kusuruna dayalı maddi ve manevi tazminat talepleri ve sosyal risk ilkesine
dayalı manevi tazminat talepleri için 2577 sayılı Kanun'da öngörülen bir ve
beş yıllık süreler geçerli olmasına rağmen sosyal risk ilkesine dayalı maddi
tazminat talepleri için 5233 sayılı Kanun'da altmış gün ve bir yıllık süreler
geçerli olacaktır."
Bu değerlendirmeler sonucunda Mahkeme, başvuru süresi sınırlamasının ölçülülük ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığına hükmetti.
MİRASÇILAR AÇISINDAN AĞIR HAK KAYBI RİSKİ
Kararda, ölümle sonuçlanan terör eylemleri sonrası mirasçıların çoğu zaman olayın gerçekleşme biçimi, yer, zaman, sorumlular ve zarar kapsamı hakkında bilgiye geç ulaşabildiği belirtildi.
Bu koşullar altında katı sürelerin uygulanmasının, tazmin mekanizmasını anlamsızlaştırdığı ve yargı yoluna erişimi imkansız hale getirdiği vurgulandı.
İPTAL KARARI VE YÜRÜRLÜK
Anayasa Mahkemesi:
Başvuru sürelerine ilişkin ibarelerin iptaline,
İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine,
Yasama organına, hak arama hürriyetini koruyacak yeni ve ölçülü bir düzenleme yapması için süre tanınmasına
karar verdi.
Kararı görmek için tıklayın.