Bakan Tunç: Libya uçak kazasında kara kutu Almanya'ya gönderildi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Libya Genelkurmay Başkanı ve beraberindeki heyetin vefat ettiği uçak kazasına ilişkin yürütülen soruşturmada son durumu paylaştı. Kazanın nedenini belirleyecek olan kara kutunun tarafsız bir ülke olan Almanya'da inceleneceğini duyuran Tunç; İstanbul ve Ankara Adli Tıp Kurumlarının DNA eşleştirme çalışmalarına devam ettiğini, uçağın kalkışından düşüş anına kadar tüm detayların titizlikle incelendiğini vurguladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Valiliği'nde yaptığı açıklamada, 11. Yargı Paketleri ile ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni yılın başında kamuoyuna duyurulmasının ardından ceza adaletinin etkinliğinin attırılmasına yönelik yargı paketleri ve kanun çalışmalarının gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Tunç, toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Tunç, "Yargı Reformu Strateji Belgesi 2025'in hemen başında yaklaşık bir yıl oldu. Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ve o strateji belgesinde özellikle beş ana hedeften birisi, amaçtan birisi ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik hedeflerdi. Ve bu anlamda da meclisimizde ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik yargı paketleri, kanun çalışmaları gerçekleştirildi. Tabi ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik özellikle toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Gerek idari uygulamalar gerekse de yasal düzenlemeleri meclisimiz gerçekleştiriyor" dedi.
"Cezasızlık algısı ortadan kaldırıldı"
Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi ile denetimli serbestlikten kaynaklanan cezasızlık
algısının ortadan kaldırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bu kapsamda 10. Yargı Paketi geçtiğimiz aylarda yasalaşmıştı. 10. yargı
paketinde özellikle denetimli serbestlik uygulamalarından kaynaklanan cezasızlık
algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştı. İki yılın altındaki
suçlar bakımından cezaevinde hiç kalmama gibi bir eleştiri söz konusuydu. Bunlar
çözülmüştü 10. yargı paketinde. İki yılın altındaki suçlarda da yine cezaevinde
belli bir süre kalma durumu sağlanmış oldu ve böylece toplumdaki 'iki yılın
altında ceza aldı, hiç cezaevine girmeden yapanın yanına kar kaldı' gibi bir
düşünce artık söz konusu değil 10. yargı paketiyle. Tabii o pakette aynı zamanda
özel infaz usulleriyle ilgili gerek kadınlar gerek yaşlılarla ilgili cezaevi
şartlarıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapılmıştı hafta sonu ve konutta infaz
şeklinde"
11. Yargı Paketi'nin bu hafta itibarıyla yasalaştığını belirten Tunç, paketin
kapsamını şu sözlerle anlattı:
"Yasalaşan bu hafta itibariyle meclisimizde çarşamba günü görüşülüp milletvekillerimiz
tarafından kabul edilen ve Resmi Gazetede yayınlanan 11. yargı paketiyle de
yine ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik önemli düzenlemeler var. Burada
tabii 40 maddeden oluşuyor bu kanun teklifi, yasalaşan kanun. 13 farklı kanunda
düzenlemeler içeriyor. Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere ceza infaz kanunumuz
ve ceza güvenlik tedbirleri infazı kanunu yanı sıra ceza usul kanunumuzda da
farklı kanunlarda önemli düzenlemeler içeriyor."
Örgütlü suçlarda cezalar arttırıldı
Örgütlü suçlara yönelik cezaların artırıldığını vurgulayan Tunç, şöyle devam
etti:
"Tabii başta toplumsal huzur ve güvenliğin daha da sağlanması ve güçlendirilmesiyle
ilgili önemli maddeler var. Örgütlü suçlar, örgüt suçları, örgüt üyeliği, örgüt
yöneticiliğinin cezaları bu yargı paketiyle artırılmış oldu. Daha öncesinde
4 yıldan 8 yıla olan örgüt kurma ve yönetme cezası 5 yıldan 10 yıla çıkarıldı.
Hem alt sınır hem üst sınır yükseltildi. Üyeliğin cezası da üst sınır 4 yıldan
5 yıla yükseltilmiş oldu."
Çocukların korunmasına yönelik yeni düzenlemelere de değinen Tunç, şunları söyledi:
"Tabii burada önemli bir husus çocukların korunması. Çocukların suç örgütleri
tarafından kullanılmamasını sağlamak maksadıyla burada önemli bir düzenleme
var. Çocukların örgüt faaliyetinde kullanılması, örgütlü suçlar kapsamında çocukların
suçta kullanılması, suça itilmesini önlemek için özellikle bu suçlar bakımından
artırım sebebi sayıldı. Bu da ceza kanunumuza ilk kez giren bir husus oldu.
Çocukların korunmasıyla ilgili suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya
yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor. Meclisimizde meclis araştırma
komisyonu kuruldu bu konuda. Özellikle 18 yaşın altındaki çocukların suçtan
uzak tutulması bakımından hem suç mağduru çocuklar hem de suça sürüklenen çocuklar
bakımından Meclis Araştırma Komisyonumuzun çizeceği yol haritası çerçevesi içerisinde
yeni yasal düzenlemeler de önümüzdeki günlerde yapılacak. Ama bu pakette çocukların
örgüt suçları kapsamında kullanılmasının önüne geçmek için önemli bir caydırıcılık
getiren bir madde hayata geçmiş oldu, yürürlüğe girdi. Tabii örgüt silahlı olursa
artırım sebebi daha da yükseltilmiş oldu. Burada da yarı oranında artırım şeklinde
bir düzenleme gerçekleşmiş oldu."
Meskün mahalde silah atana hapis cezası
Meskün mahallede silah kullanımına ilişkin cezaların artırıldığını belirten Tunç, "Tabii örgütlü suçlardaki yaptırımın arttırılmasının yanı sıra bir de meskün mahallede silah atma. Bu önemli bir problemdi. Özellikle düğünlerde, nişanlarda, kutlama günlerinde o sevinç günlerimizi mateme dönüştüren maalesef tatsız olaylara meydan veriliyordu. Bu anlamda meskün mahallede silah atmanın cezası zaten mevzuatımızda vardı ama bunu artırmış olduk. 6 aydan 3 yıla kadarken 1 yıldan 5 yıla çıkarılmış oldu. Yani meskün mahallede silah atan bir kişi yaralamaya ya da ölüme sebebiyet vermese bile zaten ondan ayrıca ceza alır sadece silah attığı için 5 yıla kadar ceza alabilir. Ama bu düğünlerde ve nişanlarda ve kutlama günlerinde ise burada artırım söz konusu olacak yarı oranında ve dolayısıyla 7,5 yıla kadar ceza, yaralama ya da ölüm olmasa bile bu tabii önemli bir caydırıcılığı meydana getirecek. Burada yeni bir durum. Ses ve gaz fişe atabilen silahlar, kuru sıkılar da dahil onların da üç yıla kadar kullanılması durumunda ceza mümkün olabilecek" dedi.
"Trafikte yol kesme ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirildi"
Trafikte yol keserek başkasının aracını durduranlara hapis cezasına ilişkin
detayları paylaşan Bakan Tunç, "Trafikte yol kesme konusu sürekli karşılaştığımız
ve vatandaşlarımızı sıkıntıya sokan bir durumdu. Hoş hadiseler değildi. Ve bu
anlamda da trafikte yol kesmenin ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirilmesi
sağlanmış oldu. Eğer trafikte yol kesip aracı durdurursa bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecek. Yine eğer aracın hareketini farklı
yöne çevirmişse aracı başka bir tarafa yönlendiriyorsa bu durumda da ceza daha
ağır olacak. İki yıldan beş yıla kadar ceza alabilecek" ifadelerine yer
verdi.
Taksirle yaralamaya ilişkin cezaları da anlatan Bakan Tunç, "Yine 11. Yargı
Paketi'nde ceza hukukuyla ilgili taksirle yaralamaya sebebiyet vermenin cezaları
arttırıldı. Orada da basit yaralamada üst sınır 1 yılda 2 yıla çıkmış oldu.
Yine birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermişse 3 yıla kadar ceza
alırken artık 5 yıla kadar ceza alabilecek taksirle yaralama suçlarında"
şeklinde konuştu.
Bilişim suçlarında banka hesaplarına hızlı müdahale dönemi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi kapsamında bilişim suçları, banka
hesaplarına yönelik yeni yetkiler ve güveni kötüye kullanma suçlarına ilişkin
düzenlemeleri anlattı. Tunç, şöyle dedi:
"Yine görevi kötüye kullanma suçunda bir değişiklik oldu. Özellikle güveni
kötüye kullanma araç kiralamalardan kaynaklanan o kiralanan aracın suçta kullanılması,
kaçırılması ve bu anlamda da caydırıcılığı artıran önemli bir düzenleme hayata
geçmiş oldu. Tabii bir yandan toplumsal huzur ve güvenliği sağlamaya yönelik
önemli düzenlemeler yapılırken diğer yandan da bilişim suçlarıyla mücadele önemli.
Özellikle artık dijital çağda teknolojinin gelişmesiyle beraber suçların büyük
çoğunluğu sanal ortamda işleniyor. Dolayısıyla gerçek hayatta bir suçsa, gerçek
hayatta bir dolandırıcılık nasıl cezalandırılıyorsa, gerçek hayatta kumar için
yer temini nasıl cezalandırılıyorsa aynı şekilde sanal ortamda da bunlar yapılırsa
bunların cezalandırılması ve bu suçlarla özellikle suçluların tespiti ve suçun
tespiti teknolojik imkanlar bakımından daha da zorlaştı ve bu suçların çoğalması
toplumda sadece bizim ülkemiz için değil, bütün dünyada bir problem ama bu anlamda
mevzuatımızı da bu suçların önlenmesine yönelik hazırlamamız gerekiyor. Özellikle
bilişim suçları kullanılarak suç işlenmişse banka hesaplarının 48 saatte kadar
askıya alınabilmesiyle ilgili olarak bankalara bir yükümlülük getiriliyor. Ceza
Muhakemesi Kanunumuzun 128. maddesindeki rapor şartı aranmadan, vatandaş mağduriyet
edilmeden hesaba el koyma bu noktada birtakım mağduriyetlerin önüne geçilmesi
amaçlanıyor. Bu önemli bir düzenleme. Yine cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerinin
bilgi belge istediğinde bankalara yükümlülükler belli bir sürede cevap verme
zorunluluğu, vermezse buna ilişkin yaptırımlar getiriliyor. Yine biyometrik
yöntemlerle hesap açma, çipli kimliklerle banka hesabı ya da ödeme kuruluşlarında
hesap açma GSM aboneliklerinde de yine telefon hatları, telefon aboneliğinde
çiftli kimlik kartı, biyometrik doğrulamayla abonelik mümkün olsun şeklinde
düzenlemeler getirildi."
BTK'ya yeni yetki
Bilişim suçlarıyla mücadeleye yönelik düzenlemeleri de aktaran Tunç, şöyle
konuştu:
"Tabii Bilgi Teknoloji Kurumu'na da bazı yetkiler verildi bu anlamda. Hat
sayısını sınırlama. Çünkü özellikle patates hat dediğimiz, telefon hatlarıyla
dolandırıcılık, yabancı hatlarla dolandırıcılığı önlemeye yönelik önemli düzenlemeler
var. Bilgi Teknoloji Kurumu'na bu anlamda hat sayısını sınırlama yetkisi veriliyor.
Yabancılara özgü telefon hattıyla ilgili onlara özgü bir numara tahsisi çünkü
vatandaşımız o numaranın yabancıdan geldiğini görebilsin, bilsin ve bu anlamda
kendi tedbirini alsın diye. Yine GSM aboneliklerinin güncellenmesi lazım. Yani
ölen şahıslara ait hatlar var. Bunların suçta kullanılması var. Bu anlamda bu
güncellemelerin yapılması ile ilgili olarak özellikle GSM şirketlerine birtakım
yükümlülükler yükleniyor. Yine bu yükümlülükleri eğer yerine getirmezlerse bu
anlamdaki yaptırım ve sorumluluklarla ilgili düzenlemeler de bu kanun çerçevesinde
yapıldı."
Dolandırıcılık suçları Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek
Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine
alındığını böylelikle ağır ceza mahkemelerindeki davaların nitelikli görülebilmesi
için önünün açıldığını söyleyen Tunç şöyle devam etti:
"Burada özellikle dolandırıcılık suçlarıyla ilgili olarak ağır ceza mahkemelerinde
görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine alınarak burada
yargının daha hızlı bir şekilde işlemesi ve ağır ceza mahkemelerindeki davaların
daha nitelikli görülebilmesi anlamında önemli bir yol açılmış oldu. Tabii başka
düzenlemeler de var. Yani 40'a yakın madde var burada. Hakaret suçları sosyal
medyada hakaret suçlarının çoğalması artması ve giderek de bir sorun haline
gelmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamından çıkarılmıştı, ön ödeme kapsamına alınmıştı.
Özellikle bu bir sektör haline getirilmişti. Maalesef birtakım kişiler özellikle
sosyal medyada yaptıkları açıklamalar, konuşmalarla birtakım halkı özellikle
kendilerine hakaret edecek noktaya getirerek bir takım tavır ve davranışlar
gerçekten çoğalmıştı. Bir sektör haline gelmişti. Sosyal medyada hakaretin uzlaştırma
kapsamından ön ödeme kapsamına alınmasıyla beraber bu suçlarda bir azalma olduğunu
gördük. Yine uzlaştırmacıya ödenecek maliyet azalmış oldu. Ön ödeme kapsamında
bir caydırıcılık artmış oldu. Yine hakarete uğrayan vatandaşlarımız da yine
eğer tazminat davası açmak istiyorsa hukuk mahkemelerinde haklarını takip edebiliyorlar.
Tabii sosyal medyada bu düzenleme yapılınca Anayasa Mahkemesi özellikle yüze
karşı ya da gıyapta yapılan hakaretler bakımından da bu düzenlemenin yapılması
gerektiği yönde bir karar vermişti. Bu düzenleme yapıldı. Şu andan itibaren
artık gıyapta, yüze yüze, yüz yüze ya da sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaret
suçları ön ödeme kapsamına alınmış oldu."
Suç işleyen akıl hastalarına 1 yıllık rehabilitasyon
Avukatların disiplin hükümlerinin yanı sıra suç işleyen akıl hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamalarına dikkat çeken Tunç, "Bir yandan avukatların disiplin hükümleriyle ilişkili düzenlemeler var. Yine önemli özellikle toplumda da hepimizin karşılaştığı suç işleyen akıl hastalarının rehabilitasyonu. Suç işleyen akıl hastalarına yönelik tedbirler var mevzuatımızda. Bunlar hastanelerde tedavi olmak durumunda akıl hastanelerine özellikle tedavi altına alınıyorlar orada. Kısmi akıl hastalığına özgü tedbirler yönünden de birtakım düzenlemeler var. Bunların ceza infaz kurumlarında kalmalarına yönelik. Tam akıl hastaları bakımından da eğer müebbet hapis cezasına ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmışsa en az bir yıl tedavi edilmesi lazım. Yani bir yıldan önce hastaneden taburcu edilmemesi lazım. Buna yönelik bir düzenleme yapıldı. Yine üst sınırı 10 yıldan fazlaysa aldığı ceza bunun da en az 6 ay sağlık kurumunda tedavi edilmesi gerektiği yönünde bir düzenleme yapıldı. Burada özellikle istinaf mahkemelerindeki süreci hızlandırmaya yönelik bazı düzenlemeler var. Yine usule ilişkin istinaf ve temyiz parasal sınırlarının dava açıldığı tarihte olabilmesine yönelik usulü düzenlemeler var. Yine icrada ihalenin feshini kötüye kullananların kötüye kullanmasını engellemeye yönelik önemli düzenlemeler var. Bir de tabii vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan ön alım davasıyla ilgili önemli bir düzenleme yapıldı. Burada da özellikle vatandaşlarımız bu davalarda mağdur oluyorlardı. Tapudaki değer dikkate alınıyordu ve tapudaki değer de düşük kaldığı için burada bir mağduriyet söz konusu oluyordu. Burada da rayiç bedel neyse onun dikkate alınması yönünde bir düzenleme yapıldı. Süre de burada şufa davalarında iki yıldan bir yıla düşürülmüş oldu" ifadelerini kullandı.
Covid düzenlemesine de değinen Tunç, bunun bir af olmadığını vurgulayarak, "Covid düzenlemesi de bunun içerisinde. Covid düzenlemesi bir af değil. Covid düzenlemesi 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle, tarihinden önce suç işleyen, kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar Covid izninden yararlandı. Covid döneminde 3 yıl daha sonra Covid bittikten sonra da 31 Temmuz 2023'te çıkan kanunla 5 yıl şartlı salıvermesine 5 yıl kala cezaevine girmemesiyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Tabii burada özellikle uzun süredir kamuoyunda da tartışılan 31 Temmuz 2023 tarihi öncesinde suç işlemiş ama kararı kesinleşmemiş. 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunan kişilerden önce suç işleyenlerin faydalanamadığı aynı tarihte suç işlemiş, aynı durumda ama faydalanamamış çünkü mahkemesi uzun sürdüğü için. Burada ceza adaleti bakımından bir düzenleme yapılması gerekti. Meclisimize bu yönde talepler çok iletildi ve meclisimiz de bunu yeniden düzenlemiş oldu. 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işleyenler bakımından şartlı salıvermesine üç yıl kalanlar bundan yararlanmış olacak. Kapalı cezaevinden 3 yıl erken açık cezaevine çıkabilmesi yine açık cezaevinden de 3 yıl erken tahliye olabilmesiyle ilgili bir düzenleme. Bu tamamen ceza adaletini sağlamaya yönelik, eşitliği sağlamaya yönelik bir düzenleme. Burada tabii bazı suçlar istisna tutuldu meclisimiz tarafından. Özellikle kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk cinayetleri bunlar kapsam dışı tutuldu. Yine burada kapsam dışı tutulan terör suçları örgütlü suçlar kapsam dışı tutuldu. Yine deprem nedeniyle, depremde ölüme neden olanlarla ilgili olarak kapsam dışı tutulmuş oldu. Tabii kapsam dışında tutulan suçlar suçlular bundan yararlanamayacak" dedi.
"Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler ve
adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor"
Tunç, açıklamasının sonunda Libya heyetini taşıyan uçak kazasına da değinerek
şunları söyledi:
"Libya Genelkurmay Başkanı, yanındaki yardımcılarının ve mürettebatının
vefatıyla sonuçlanan uçak kazası ülkemizi, milletimizi bizleri de derinden sarstı.
Dost ve kardeş Libya halkına bir kez daha baş sağlığı diliyoruz. Tabii hızlı
bir şekilde hem idari hem adli soruşturmalar başlamıştı kaza anından itibaren.
Burada özellikle şu anda adli tıp süreci devam ediyor. Özellikle naaşların DNA
tespitleri Libya'dan gelen akrabalarından alınan örneklerle beraber eşleştirme
yapılıyor. Tabii çok acı verici bir kaza. Bu kaza sonucunda özellikle naaşların
durumu biraz vakit alıyor adli tıp tespitleri bakımından. Hem İstanbul Adli
Tıp Kurumu Başkanlığı hem de Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda DNA örnekleri,
naaş parçalarından alınan örnekler ve bu anlamda da süreç devam ediyor. Diğer
yandan adli soruşturma da devam ediyor. Tabii uçağın gelişinde, gidişinde, kalkışında,
inişinde hem mürettebat bakımından, görevliler bakımından tüm detaylı bir şekilde
titizlikle bütün soruşturma, adli soruşturma devam ediyor. Tabii kara kutusu
bulunmuştu uçağın kara kutusunun da tarafsız bir ülkede tespiti gerekiyor. Bu
anlamda Almanya ile irtibat kuruldu ve bu anlamda da kara kutu özellikle ses
kayıtları da var. Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler
ve adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor. Bir kez daha Libya halkına baş
sağlığı diliyoruz."