Erdoğan'dan Paşa'ya: Dinle beni o zaman

Haber Giriş : 29 Nisan 2009 15:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan, 2006'da düzenlenen bir güvenlik zirvesinde "irticai tehdit var" diyerek hükümeti suçlayan dönemin kuvvet komutanlarına sert çıkmış: Beni dinleyin, siz hangi dünyada yaşıyorsunuz.

Ergenekon'un ikinci iddianamesinin 248 klasörlük eklerinde Başbakanlık'ta 4 Ocak 2006'da gerçekleşen güvenlik zirvesi toplantısının kayıtları da yer aldı. 204'üncü klasörde yer alan belge gazeteci Mustafa Balbay'ın bilgisayarından çıkmış. Başbakanlık'taki güvenlik zirvesi toplantısına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra hükümct üyesi bakanlar katılmış. Askerlerden ise toplantıda dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, Hava Kuvvetleri Komutanı Faruk Cömert ve Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri'nin de olduğu kuvvet komutanlan bulunmuş. Kayıtlardan, komutanlar ile Erdoğan arasında başlayan karşılıklı diyaloglann, zaman zaman sert tartışmalara dönüştüğü anlaşıhyor. Erdoğan'ın "dinleyin" diye uyarı yapmak zorunda kaldığı toplantı, askcrlerin "irticai tehdit" vc "bölücü faaliyetler" maddeleriyle yaptığı sunumla başlıyor. İşte o toplantının kayıtları:

Milli Savunma Bakanı: Belirtilen konuların bir kısmı asayişe mütcallik konulardır. Türkiye'de hiçbir Avrupa ülkesinde olmadığı kadar savcılar bağımsızdır. Bu müşahhas suçlar savcılıklara iletildi mi acaba.

Deniz Kuvvetleri Komutanı: Gölcük teki olay iki sene önce oldu. Savcıya intikal ettirildi. Fakat hiçbir işlem yapılmadı.

Başbakan: İrtica konusu hassastır. Sizinle hemfikirim. Bu konuda ortak dil geliştirilmelidir. Cumhuriyetin ilk döncminde irtica vardı. Fakat bugün yok. "Cumhuriyet halkla kucaklaşamadı" denilmcmeli. Bugün büyük bir çoğunluk laiklikle banşıktır. (...) Tek parti döneminden yakın zamana kadar irtica malzeme f olarak kullanılmıştır. t 82 Anayasası'nda yer alan laiklik tanımı parti programına kondu. Atatürk'ün din eğitiminde öncelikli hedefi aydınlatılmış din adamlarının yetiştirilmesi olmuştur. Atatürk, Elmalılı Hamdi'ye zira tefsir yazdırmıştır. llahiyat, Imam Hatip Atatürk'ün fikridir.

Dini de laikliği de istismar yalnış

Burada üzülerck izliyorum ki, Imam Hatip konusunda rahatsızlık var. Bu okulların olnıayışı nıerdiven altı din eğitimine scbep verir. Rejim karşıtı aşırı uçlar var. Bunu kabul ediyorunı. Bunlara mücadele hukuk içerisinde yapılmalıdır. (...)

Din istismarı yanlış olduğu gibi, laiklik ve irtica üzerinden de prim yapılması, bunlann malzeme olarak kullanılması da yanlıştır. Atatürkçülük herkesin ortak malıdır. Kimsenin tekelinde değildir. Dindarlara suçlu muamelesi yapılmamalıdır. (...)

Ben tabii ki YAŞ'ta askeri konuların konuşulmasını isterim. MGK var. Biz neden o toplantıları yapıyoruz. Burada sadece TSK ile ilgili konuları görüşmemiz lazım.

Askerin Imam Hatip şikayeti

Genkr. Başkanı: Kutlu doğumun mülki amirlerle ilgisi yok. MEB yönetmeliğinde böyle bir konu yok. Kendi yönetmeliğinde yer almamasına rağmen internet sitesine bu konuyu koymuştur. Sunumda İmam Hatiplere karşı bir tavır yok. Imam Hatip okullarını farklı açılara çekmek isteyenler var. İmam Hatipler'de yapılan anketlere göre öğrencilerin yüzde 85i laikliğe inanmıyor. Dolayısıyla, maalesef İHO'ları aydın din adamı yeliştirmiyor. Bazılannın istismar eltiği okullar haline geldi bu okullar. (Atatürk'e hakaret ile ilgili) toplumda şöyle bir eğilinı var. Atatürk'e kim hakaret ederse toplumda Atatürk'e teveccüh artıyor. O kişinin (Yayla) isminin önünde Prof. olabilir. Ama bu kadar cehalet ancak okumakla olur.

Başbakan: Yayla, orada sorular üzerinde ccvap veriyor. Soruyu soran gazeteci. Başka Prof.lar da başka şeyleri eleştiriyor. Bunlar da yaşanan şeyler. Tabii, "bu adam" ifadcsinin kullanılmaması lazım idi.

Gnkur. Başkanı: Şimdi müsaadenizle bir ara veriyorum.

Kara Kuvvetleri Komutanı: Müzakereye devam etmeyccekmiyiz?

Gnkur. Başkanı: Ama programın çok gerisinde kaldık. (Ara verildi) (15 dakikalık arada 3. Ordu Komutanı Orhan Yöney ile KKK arasında şu diyalog geçti.)

Orhan Yöney: Her sene bu konuyu açıyoruz. Hep top bizde kalıyor.

KKK: (Gnkur.bşk.nın sözüne atfen) zaman kalmadı olur mu?

Orhan Yöney: Akşam Cumhurbaşkanına gidilecek.

KKK: Ya bana ne. Giderlerse gitsinler. (Kendi aralanna İmam Hatiplerin mevcut oranlarını görüştüler. TESEV'in raporu üzerinde söz ettiler.)

KKK: Bunu söylersek (Başbakan) morarır. Bak şimdi buna ne diyecek bakalım. (Aradan sonra KKK söz aldı.)

KKK: Bu konuya biraz üst seviyede baksak iyi olur. Anayasa 2. maddesinde Atatürk milliyetçiliğine bağlılık niteliği var. Bizim en büyük kabahatimiz bu konuyu anlatamamızdır. Ülkü, dil, kültür birliği ulusun oluşmasında temel unsurlardır. Din konusu ulusun oluşumunda söz konusu değildir.

Başbakan: Burada size katılmıyorum.

KKK: Belki de farklılığımız buradan kaynaklanıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin iki temel tehdidi mevcuttur. Bölücü terör ki bunun altında etnik milliyetçilik vardir. îkinci tehdit olan irticada ise dcvlctin csasını din temelleri üzerine oturtmak vardir. (...) Din konusuna saygılıyız. Tartışılacak bir noktası yok. Ulus devletin üç temel niteliğinden başka bir niteliğin ön plana çıkmasına irtica diyebiliriz.

Elimde bir araştırma var. Bilimsel olduğu iddia edildiğinden bilimseldir diyebiliriz. (TESEV'in raporu) Soru şu: Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Yüzde 44.6'sı öncelikle Müslüman olarak tanımlıyor.

Atatürk'ten sonraki bütün nesillerin suçudur bu. Bu bizi rahatsız ediyor.

Kendisine 'Türk' diyenler azalıyor

Kendini öncelikle Türk olarak tanmılayanların oranı 1999'da yüzde 20.8 iken 2006'da yüzde 19.4'e inmiştir. öncelikle Türk vatandaşı olarak tanımlayanlann oranı 1999'da yüzde 34 iken 2006 yılında bu oran yüzde 29'a inmiştir. Bizi rahatsız eden boyut bu. Sizcc Türkiye parti sistemi içinde temelinde din olan parti yer a]malı mı soıusuna 1999'da yüzde 25 evet dcrken 2(X)6'da bu oran yüzde 41'e çıkmıştır. Üzerinde ciddiyctle durulması gerekcn bir konudurbu. Bu gclişmeler bizi rahatsız ediyor. Endişelendiriyor. 2003 yılında yüksek öğretim kurulu ve diyanet işleri başkanlığından alınan rakamlara göre diyanet işleri başkanlığının kadro ihtiyacı 5500'dür. Imam Hatip Lisesi mezunlarının sayısı ise 25.000'dir.

Başbakan: Bu mümkün dcğil

KKK: Kimse İHL ve ilahiyat fakültelerine karşı değil. Başbakan: Bu sayıları Milli Eğitim Bakanlığı ile bir check edin. Bu rakamlan nereden aldınız?

KKK: Bekir Kalyoncu paşadan. Başbakan: Bekir Bey nereden aldıysa yanlış almış.

Korg. Bekir Kalyoncu: RTÜK'ten aldım.

Başbakan: Sıkıntı zatcn orada

Gnkur. Başkanı: Bu rapor TESEV'in

bunun bilimsel bir tarafı yok. Başbakan: Kendisinin tarikat şeyhi apaçık belli olan, sakalı olan bir kişinin başkanlığmı yaptığı partiye karşı bir uygulama yapıldı mı?

KKK: Biz hukuk devleti diyoruz. Siz tavır alırsanız birileri etkilenir. Başbakan: Savcılar niçin müdahale etmiyorlar.

Hava Kuvvetleri Komutanı: Hukuk devletinde savcı yasa neyse onu yapar. Siz hangi kanunu çıkarırsanız savcı onu uygular.

Başbakan: Sayın Cömert! Yoruma göre değişiyor.

Hava Kuvvetleri Komutanı: Biz hukuk sislemini de suçlamayalım.

Başbakan: Ama şunu da bileceğiz. Hukuk matematik değildir. Bana şeytan diyorlar. Bütün bunlara rağmen savcılık birşey yapmıyor.

'Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz'

Hava Kuvvetleri Komutanı: Bizim her söylediğimize siz karşı çıkıyorsunuz.

Başbakan: Dinle! Ben bu kurulun başkanıyım. Siz üyc olarak benim sizinle aynı şeyi düşünmediğimi söylüyorsunuz. Ben de başkan olarak kendi düşünccmi söylüyorum.

Hava Kuvvetleri Komutanı: Açık olarak söylüyorum. lktidarınızda öyle şeyler yaşanıyor ki büyük değişimler var ülkemizde. Okullar, TV'ler din ağırlıklı. TRT dini yayınlar yapıyor.

Başbakan: Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz. Nerede yaşanıyor bunlar.

Hava Kuvvetleri Komutanı: TR 2'de her sabah dini program yayınlanıyor. Bir milli eğitim bakanlığı var ki bütün meselesi İHL, dini konular vesaire vesaire.

Başbakan: Katılmıyorum.

Hava Kuvvetleri Komutanı: MEB'in o kadar sorunu varken Millilikten uzaklaştınlan bir eğitim sistemi var. Kısacası, hükümet başı olarak partinizin hassas olması, üniter devlet yapısına sahip çıkmasını istiyoruz. Ümmetçi yaklaşun sergiliyorsunuz.

Başbakan: Dinle o zaman beni. Siz başka bir dünyada yaşıyorsunuz. Size birileri birşeyler gctiriyor, onlarla konuşuyorsunuz. Biz okullara bilişim teknolojilerini gctiriyoruz. (örnekler veriyor) Doğuda Güneydoğuda (şunları şunları) yapıyoruz. Tabi siz oralarda fazla dolaşmıyorsunuz. Siz bunları takip etmiyorsunuz. Benden başka o bölgeye gidcn lider yok. TC vatandaşlığı üst kimliğini ben dile gctiriyorum. Eğer takip ettiyseniz görürsünüz. Laiklik konusunda tavrımız bellidir. Davet edin MEB bakanını konuşsun. "Milli Eğitim Milli değildir" yaklaşımını kabul etmiyorum. Ama kafatasçı yaklaşıma da sahip değildir.

Kadrolaşmalardan bahsediyorsunuz

Personelden sadece 52 tanesi

Imam Hatip menşelidir. Bunlar da bizden önceki dönemde devlete girmişler.

Şu anda KPSS ile mcmur alıyoruz. Bu sınavı biz çıkarmadık, rahmetli Ecevit zamanında uygulamaya başlandı.

Adalet bakanlığma hakim alacağiz. Yıllar yılı hangi sistemlc alınıyorsa o sistemle alacağiz. Ama daniştay alamazsınız dedi. Yüksek Askeri Şura'da bu konulann yeri olmamalı. Milli Güvenlik Kurulunda bu konuları görüşebiliriz. Şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür. (TARAF)

Hükümete "Osman Baydemir'i görevden alın" baskısı

Aynı toplantıda kuvvet komutanlan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydcmir'in görevinden alınmasını isteniyor:

Devletin tüm organlan terör konusunda kararhlığını ortaya koymalı. Bizim iki beklentimiz var. Birinci beklentimiz şudur: Diyarbakır Belediye Başkanı suç işlemektedir. İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılma şartlan oluşmuştur. Talep hukuk dış bir uygulama değildir. Hoşgörü devam edecek olursa, terör örgütü faaliyetlerini şehrc taşıyacaktır. Îkinci beklentimiz ise, köy korucuları terör örgütü sempatizanlarınm hedefi konumundadır, koruculann güvenlik kuvvetlerine katkısından faydaJanj)'oruz. Bu konuda 2 sorun bulunmaktadır. Birincisi: Koruculardaki zayiatları telafi edemiyoruz. Talebimiz, 2000 yılında çıkarılan genelge ve eylem planınm yeniden gözden geçirilmesidir. lkincisi de GKK sisteminin ıslahı ile ilgilidir.

Milli Savunnıa Bakanı (MSB): Diyarbakır Belediye Başkanı'nın görevden alınması konusunu lç İşleri Bakanlığı düşündü. Fakat, yargıyla ilgili problem sahaları tespit edildiği için (kararın geri dönmesi gibi) bundan vazgeçildi.

Başbakan: Diyarbakır Belediye Başkanı konusunu malumunuz MGK'da da görüşmüştük. Bu konuda yargı ile ilgili problemler var. İki kez cenazenin belediye araçlan ile taşınması mahkemeye intikal etti. Ancak, mahkeme onların lehinde karar verdi. Mahkemenin görevden alması farklı şey, bizim görevden almamız farklı şey. Bizim görevden almamız yanlış anlaşüır. Bu Belediye Başkanları bir tane değil ki, 56 tane. Son afet olaylarında birşeyler yapmak istediler. Ama devlet olarak onlann önünü kestik.

Geçici köy korucuları ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili yasa çıkaracağız. Başbakan ile yapılan toplantının ardından komutanların kendi arasında yaptığı toplantıda Baydemir hakkında dikkat çekici diyaloglar geçiyor:

J. Gn. K.: Belediye Başkanı dışarı çıkarken validen lzin almah. Diyarbakır valisi Baydemir'in gidişine müsaade etmesin.

Gnkur. Bsk.: Belediye başkanlannın (özellikle BAYDEMİR'in) DTP'ye sormadan dışan gitmesinden, parti aslında rahatsız. Bunlan birbirine düşürecek nifak tohumlan bulunabilirse, zayıflatmak daha kolay olur.

KKK. Org. Yasar BÜYÜKANIT: Hükümetin samimiyetine inanmıyorum. Bu konuda J. Gn. K.'na katılıyorum. Başbakan'ın danışmanlarının çoğu bölge kökenli, Terörle mücadeleyi olumsuz etkileyen hususlar arasında.

taraf

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber