Sayın Necmettin Yalçın'ın 'bazı sendikaları' suçlu gören yaklaşımı çözüm mü?

Milli Eğitim Bakanlığı 2004 yılından bu yana okullara yönetici atamaya çalışmaktadır. Ancak çıkarılan her yönetmeliğin satır araları, subjektif değerlendirmelere imkan tanıdığı için dava konusu olmuş ve iptal edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Sayın Yalçın ise bugün geldiğimiz noktada tüm sorumluluğu dava açan sendikalarda bulmaktadır. Ona göre şu sendikalar olmasa her şey çok güzel olacak...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Mayıs 2009 15:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

PERSONEL YÖNETİMİNE YÖN VEREN BİRİM PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜDÜR

Bir bakanlığın personel genel müdürlüğü, Bakanlığın tüm personel politikasına yön verecek derecede etkindir. Bu birim; kimi zaman siyasi iktidarın, kimi zaman kendini siyasi iktidara yakın gören öğretmen veya sendikaların kimi zaman da atanan Bakanın yönlendirmeleri neticesinde poltikalarını belirleyebilmektedir. Bu doğal olmasına karşın, Personel Genel Müdürlüğünün politakasını sadece buna göre belirlemesi kadar kötü bir yönetim tarzı olamaz.

Ne yazıkki bunun ceremesini şuan Sayın Hüseyin Çelik çekmektedir. Siyasi hayatına DYP'de başlayan ve entellektüel camiada sözüne itibar edilen bir isim olmasına rağmen, Sayın Çelik şuan en çok nefret edilen ve antipati beslenen kişiler birisidir.

2004 YILINDAN BU YANA YÖNETİCİ ATANAMIYOR

Personel Genel Müdürlüğünün kısa, orta ve uzun vadeli öngörülerinin yanlış olması neticesinde, 2004 yılından bu yana okullara yönetici ataması yapılamamaktadır. Danıştay'ın mülakat uygulamasını 2004 yılında iptal etmesine rağmen, Personel Genel Müdürlüğü sorunun çözülmesi yönündeki tüm talepleri, o yıldan bu yana hep Bakanlığa insiyatif sağlayacak şekilde karşılamaya çalıştı. Personel Genel Müdürlüğü hiçbir zaman "sendikalar ile birlikte objektif kriterler belirleyelim" yaklaşımında olmadı. Bu insiyatif sağlama girişimleri; kimi zaman mülakat oldu, kimi zaman değerlendirme forumuna konulan takdir hakkı ile oldu kimi zaman da vekaleten yapılan görevlendirmelere verilen puanlar ile oldu. Bu çözüm yönteminin basiretsizliği, aradan geçen 5 yıla karşın okullara hala yönetici ataması yapılamaması ve atanan 35 bine yakın öğretmenin görevlendirmelerinin iptali ile çok daha net görülmektedir.

SORUN SENDİKALARDA MI SAYIN YALÇIN?

Bugün geldiğimiz noktada ise Sayın Necmettin Yalçın sendikaları suçlamaktadır. Demektedirki, "Eğer sendikalar bu kadar dava açmasa hiç bunlar olmayacaktı. Bizim gibi büyük bir Bakanlık bu kadar aciz kalmayacaktı"...

Bu yaklaşım, sorunların ana kaynağıdır. Bu yaklaşım tarzında olan kişiler hala "Bize yakın olan kişilerin" okullara yönetici olarak atanması derdindedir. Sayın Yalçın'ın bu davranış tarzını Sayın Nimet Çubukçu döneminde de devam ettireceği görülmektedir. Sayın Çubukçu'nun geçen haftaki açıklaması ve Personel Genel Müdürünün bugün yaptığı açıklama bunun göstergesidir.

Bizim Bakanlıktan edindiğimiz bilgilere göre, bir türlü yönetici ataması yapamayan Sayın Hüseyin Çelik'e 76. madde yolunu gösteren de yine Sayın Yalçın'dır. Personel Genel Müdürünün yaptığı açıklama bu bilgiyi doğrular niteliktedir.

Bu saatten sonra söyleyeceklerimiz Sayın Yalçın'ı etkilemeyecektir. Ancak yeni Bakan Nimet Çubukçu, sorunlara iki farklı yaklaşım tarzının olduğu bir ortamda, Sayın Yalçın'ın önermiş olduğu yöntemi tercih etmesinin ne gibi bir sonuç doğuracağını görmek istiyorsa, sitemizin forum bölümüne veya Hüseyin Çelik'le ilgili yapılan herhangi bir haberin yorumlarına bakması yeterlidir. Takdir Sayın Çubukçu'nundur.

Ama şu unutulmamalıdır. Artık çok güçlü sivil toplum örgütleri bulunmaktadır. Adalet iddiası ile iktidarda olan bir parti gibi adil bir atama isteyen binlerce öğretmen bulunmaktadır. Yargı da, kendisinden beklendiği gibi adalet dağıtmaktadır. Sorun ne yargı ne de sendikalardadır. Sorun hala "bizim adamları atayalım" yaklaşımında olan MEB personelindedir.

Son 76. madde atamaları da bu çerçevedeki bir atamadır. Bu atamaların hala geri alınmaması her gün yeni bir tepki doğurmaktadır. Şimdi ise bir tarafta basında konuya dair haberler yer alırken bir taraftan da davalar açılacaktır. Yine iptaller olacaktır. Nihayetinde olan yine sadece ve sadece eğitime olacaktır.

Sayın Çubukçu'nun, bir önceki açıklamasında yargıyı şimdi ise sendikaları şikayet eden Sayın Necmettin Yalçın'ın yaklaşımı ile adil bir görevlendirme isteyenlerin yaklaşımları arasındaki farkı görmesini umut ediyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber