Hüseyin Çelik: YGS tartışmaları bir tezgah/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Nisan 2011 15:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''YGS'de şifre'' iddialarıyla ilgili olarak, ''Bu, bazı muhalefet partileri ve onlar adına kalem oynatan bazı yazarlar tarafından hükümete yönelik bir linç kampanyasına dönüştürülmüştür. Hükümete yönelik, seçimden önce muhalefet adına bir operasyona dönüştürülmüştür'' dedi.

Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara değindi.

''YGS'de şifre'' iddiaları konusunda değerlendirmelerde bulunan Hüseyin Çelik, eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan'ın bazı basın yayın organlarında yer alan iddialarıyla ilgili olarak, ''Sayın Yarımağan, maalesef kendisine yakışmayacak, bizi de herkesi de üzecek açıklamalar yaptı'' ifadesini kullandı.

Çelik, şunları kaydetti:

"Korkusundan konuşamadığını ifade ediyor ama bu nasıl korkuysa, sözleri Türkiye'deki en büyük gazetelerden birinde çok rahatlıkla manşet olabiliyor. Unutmayalım, Sayın Yarımağan bir skandaldan sonra görevini bırakmak zorunda kalmıştır. Sayın Ünal Yarımağan, AK Parti iktidara geldikten sonra da ÖSYM'yi yönetmeye devam etmiştir, görevden alınmamıştır. Bugünkü YÖK yönetimi 3 yıl önce atanmış olmasına rağmen Sayın Yarımağan görevinde bırakılmıştır.

Esas kadrolaşmadan söz edilecek olursa ÖSYM'de başka türlü kadrolaşmanın olduğu maalesef gün gibi aşikardır ve ortadadır. Yeni gelen yönetim sınav güvenliği ile ilgili olarak çok daha ileri tedbirler almıştır. Dikkat ederseniz YGS'de en ufak, güvenliği ihlal eden herhangi bir olay yaşanmamıştır. Bir toplu kopya olayına rastlanmamıştır. Bireysel bir kopya teşebbüsüne rastlanmamıştır. Bu manada sınavla ilgili olarak herhangi bir şaibe olmamıştır. 1 milyon 700 bin öğrenciye, 'adaya özgü soru kitapçığı' ilk defa bu dönem uygulamaya sokulmuştur. Yani 1 milyon 700 bin öğrenci sınava giriyorsa bu kadar öğrencinin soruları aynı olmakla birlikte, uygulanan algoritmadan dolayı hiçbir kitapçık dizaynı, soruların sırası ve şıkların sıralanması itibariyle birbirinin aynısı değildir. Bu ilk defa uygulanmıştır. Bir öğrencinin yanındakine, arkasındakine bakması mümkün değildir. Toplu kopya meselesi bununla birlikte halledilmiştir."

-"BİLGİSAYARLAR APTALDIR"

''Derhal sınav iptal edilmelidir. Bu sınav şaibelidir'' şeklinde insanların kafasının karıştırıldığını belirten Çelik, 18 Haziran tarihinde yapılacak ikinci sınav öncesinde gençlerin hayalleriyle oynanmaması gerektiğini vurguladı.

Çelik, şöyle konuştu:

''Ülkenin cumhurbaşkanı, hükümet sözcüsü, milli eğitim bakanı bu konuda gerekli açıklamalar yapıyor. Bu da medya tarafından şöyle değerlendiriliyor: 'Savcıya bir şey kalmadı'. Sayın Cumhurbaşkanı'nın tatmin olmuş olması, Hükümet Sözcüsü'nün tatmin olmuş olması, Milli Eğitim Bakanı'nın veya benim tatmin olmuş olmam sayın savcının görevini yapamadığı ya da yapamayacağı anlamına mı gelir Allah aşkına? Savcı meseleye el koymuştur. Eminim ki işin tabiatı gereği cumhuriyet savcılığından da halkımız adına ricada bulunuyoruz. Eminim ki bu işi hızlandıracaktır ve birkaç gün içerisinde sonuç alacaktır.

Bu, bazı muhalefet partileri ve onlar adına kalem oynatan bazı yazarlar tarafından hükümete yönelik bir linç kampanyasına dönüştürülmüştür. Hükümete yönelik, seçimden önce muhalefet adına bir operasyona dönüştürülmüştür. Buradan ben halkımıza, milletimize sesleniyorum: Bu bir tezgahtır. Medyamızın da bu tezgahın içinde olmaması gerekiyor.

Öngörülemeyen tartışmalar yaşandığını, bunun bir yanlışlık olduğunu ifade ettim. Bir başka yanlışlıktan ve bir başka acemilikten daha söz etmek istiyorum. Bu yönüyle ÖSYM'yi ben de eleştiriyorum. Eyüp'te sınava girecek olan 70 bin öğrenci potansiyeli var. 40 bin kişilik de sınava girilebilecek salon var. 30 bin kişinin Eyüp dışında sınava girmesi gerekiyor. Bu daha önce başka illerde de yaşandı. Eğer birileri kendi oturduğu mekanın dışında bir yerde sınava girecekse bu kızlar olmasın, erkekler olsun. Kızlara pozitif ayrımcılık uygulamak adına sisteme verilen komutta önce kızları yerleştir şeklinde bir komut verilmiş. Bilgisayarlara ne deseniz onu yapar. Bilgisayarlar zannedildiği kadar akıllı falan değil. Bilgisayarlar aptaldır. Ne derseniz onu yapar. 17 okulun tamamına kız yerleştirilmiş.''

-"KILIÇDAROĞLU İFTİRA MAKİNESİNE DÖNÜŞTÜ"

Çelik açıklamalarında CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine yönelik değerlendirmelerde de bulundu.

Bakan Çelik, CHP Genel Başkanı'nın her grup toplantısının adeta ''Küfürnameye'' dönüştüğü savunarak, "Sayın Kılıçdaroğlu sokak ağzıyla konuşmaya devam ediyor. Tahkir ve tezyife devam ediyor, hakaret etmeye, küfretmeye devam ediyor. Sayın Başbakan'ı 'ar damarı çatlamakla' itham ediyor" dedi.

Çelik, şunları kaydetti:

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ciddiye aldığımız için değil ama halkımızı ciddiye aldığımız için bunu duyan bunu seyreden halkımıza duyduğumuz saygıdan dolayı oradaki saçmalıkları bir şekilde cevaplandırmak zorundayız.

Bir çok konuya cevap vermiş olmama rağmen sanki bunlar yokmuş gibi hareket etmeye devam ediyor. İftira ederek, kara çalarak, çamur atarak, hakaret ederek, tahkir ve tezyifte bulunarak kimse siyasette yol ve mesafe kat etmemiştir."

-"NE FARKI VAR?"-

Kılıçdaroğlu'nu, ''makuliyete'' davet ettiklerini ifade eden Çelik, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren döneminde DGM'lerin olduğunu, bunların kaldırıldığını anımsatarak, Kılıçdaroğlu'nun, kendi dönemlerinde kurulan özel yetkili mahkemeler için ''ne farkı var?'' diye sorduğunu dile getirdi. Çelik şöyle devam etti:

''Bazı suçları tabiatı gereği, orada yargılama yöntemlerinde de farklılık olabilir ama bu hakimlerin kaynağı aynıdır. Bu mahkemeler, müstakil tüzel kişiliği olan mahkemeler değil, belli başlı bazı mahkemelere bazı görevler verilmesi sonucu, özel yetkili mahkemeler haline gelmiştir, bundan ibarettir. Sanki biz, Türkiye'de 'olağanüstü bir yargılama usulü getirmişiz' gibi bir değerlendirme yapmak, meseleye böyle bakmak, doğruluk ile gerçeklikle, hakkaniyetle bağdaşan şeyler değil.

Diyor ki; 'avukatlar artık savunma yapamıyormuş, barolara sesleniyor, suskunluğunuz utancınızdır' diyor. Yani kışkırtıyor. Yani baroları, hukuk fakültelerini Sayın Kılıçdaroğlu'nu zihniyeti ve ideolojisi doğrultusunda ayağa kalkmaya davet ediyor.

Sayın Kılıçdaroğlu neyi kast ediyor biliyor musunuz? Sanıklarla özdeşleşen, kendisinin üye olmak istediği bir Ergenekon örgütü vardı ya, hani adresini bilmiyor ya Sayın Kılıçdaroğlu... İllegal bir örgütün adresi, tabelası yoktur demiştim.

Üyesi olmaya çalıştığı terör örgütü Ergenekon'un avukatlığın yapan bazı avukatlar, kendilerini sanıklarla özdeş hale getirdikleri zaman, elbette mahkemelerin onlarla ilgili yapacakları vardır. Yani savunma pozisyonundan çıkıp, sanığın işlediği suçların içine girerseniz siz onun bir parçası haline gelirsiniz. Cerrahlık kutsal bir meslektir. Can kurtarır. Cerrah organ kaçakçılığı adına, sakatatçılık yapmaya başlarsa adalet cerrahın gırtlağına yapışır...''

-BAYKAL'IN ÖZÜR DİLEMESİ-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, eski CHP Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın, Başbakan Erdoğan'a yönelik ''nahoş bir ifade kullandığını'' dile getirerek, ''Sayın Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha onurluymuş ki çıkıp özür diliyor hiç olmazsa. Ama her hafta Sayın Kılıçdaroğlu bir başkasını ilave ediyor. Ben bunu seçime doğru giderken, tekrarlanmamasını, özellikle diliyorum. Ama CHP'den, Genel Başkanımıza, hükümetimize, camiamıza bu tür saldırı, iftira, itham ve karalamalar geldiği zaman bizim elimiz patlıcan toplamıyor, gerektiği şekilde cevaplarını alırlar'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber