Evim Evindir Van'la dertlerini unuttular
"Evim Evindir Van" kampanyasını başlatan gazeteci Tezcan'ın evine, Aslı Erat 11 kişilik ailesiyle yerleşti.
İSTANBUL/ANKARA - Sibel Ertürk Kurtoğlu - Hande İlbeyi Canca
Ahmet Tezcan'ın Beylikdüzü'nde bulunan bir sitedeki evine yerleşen Aslı Erat, yeni ikametinin kapılarını AA'ya açtı. Evde, 75 yaşındaki annesi Gülistan Erat, 22 yaşındaki kızı Zeynep Esim, 19 yaşındaki oğlu Muhammet Reşit Esim, 13 yaşındaki kızı Dilek Esim, 25 yaşındaki kızı Güneş Yürük ve 3 yaşındaki kızı İlayda, 4 yaşındaki kızı Rumeysa ve 1 yaşındaki oğlu Enes, 23 yaşındaki yeğeni Özlem Arat ve 1 yaşındaki oğlu Şiar Erat ile birlikte yaşamaya başlayan Aslı Erat, eve 2 hafta önce yerleştiklerini anlattı.

Aslı Erat, depremde, amcasının oğlu ile kızı Güneş Yürük'ün eşinin ailesinden 11 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Kanser hastası olan ve yılda 3 kez İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi
ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine kontrole gelen Aslı Erat, bu nedenle
depremin ardından başlatılan ''Evim Evindir Van'' kampanyası kapsamında, İstanbul'a
gelmek istediğini anlattı.
Kartal'da yerleştirildikleri ev, hastanelere uzak olduğu için Ahmet Tezcan'ın,
Beylikdüzü'ndeki evini önerdiğini ve buraya geldiklerini belirten Erat, ''Onlar
gibi duyarlı insanlar varken, biz derdimizi unuttuk. Ahmet bey ve eşi, bize
yardım ediyor, destek çıkıyor'' diye konuştu.
Aslı Erat 3 ayda aldığı 630 lira malullük maaşıyla geçinmeye çalıştığını, Esenler
Belediyesinin yiyecek yardımında bulunduğunu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun
da bin lira verdiğini belirten Erat, ''Günde en az 10 tane ekmek alıyorum, burada
ekmek bir lira. Suyunu içemiyoruz, bizim doğal suyumuz başkaydı. Bir tane su
geliyor, 2 günde bitiyor. Bir evin ihtiyacı bitmiyor. Temizlik malzemesi, yiyecek,
tencere, giyecek ihtiyacımız var'' dedi.
Gazeteci Ahmet Tezcan, ''Gelen aile, depremin yarattığı travmayı atlatırken
siz de içinizde kendi kendinizi rehabilite ediyorsunuz onlarla birlikte. Dolayısıyla
bu el ele tutuşarak, dayanışmanın verdiği karşılıklı bir tedavi süreci. Bunun
farkına varıyorsunuz'' dedi.
Tezcan, özetle şunları kaydetti:
"Benim 4 çocuğum var, gelen misafirlerden 4 küçük çocukla birlikte çocuklarımın sayısı arttığı gibi, ben 1 tane torun beklerken 4 tane torun birden geldi. Ailem Kafkasya'dan sürgün edildiğinde bu ülkenin insanları son derece yoksuldu, ama evlerini açtılar, sofralarındaki yemeklerini paylaştılar. Bu, benim, bu ülkenin insanlarına, ülkeye olan bir aile borcum olarak da düşünüyorum. Dışarıdan propagandalarla, 150-200 yıllık yanlış politikalarla toplumda bastırılmış bir kardeşlik duygusu vardı. Van depreminden sonra, bu yardım harekatı o propagandanın, son derece yanlış olduğunu kanıtladı.'