Milli Eğitim Bakanı, bürokrat gibi açıklamalar yapmamalı...
Özellikle uzun yıllar bürokrat olarak görev yaptıktan sonra Milletvekili olanlar bilahare de Bakan olanlarda maalesef bürokrat tarzı açıklamalara sıklıkla rastlanmaktadır. Kamuoyunda bakanın en detay konularda dahi bilgisi olduğu izlenimi vermekle birlikte nihai anlamda ciddi sıkıntılar çıktığı görülmektedir. Bakan Dinçer bunun tipik örneklerindedir.
Bir bakan ne kadar konu uzmanı olursa olsun detay açıklamalarda bulunmamalı ve bürokratların alanına girmemelidir. Detay açıklamalarda bulunan bakanların hatalarını bürokratlar düzeltmeye çalışırsa ciddi bir yıpranma olması kaçınılmazdır. Daha da önemlisi bakanın Başbakan tarafından düzeltilme zorunluluğunun ortaya çıkmasıdır.
Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanı sıklıkla basınla bir araya gelmekte ve çok detay açıklamalara yer vermektedir. Bazen hızını alamamakta ve öğretmenlerin yer değiştirmelerine ilişkin çok detay bilgiler vermeye çalıştığı dahi görülmektedir. Bu durum ise ortaya trajikomik bazı durumları da ortaya çıkarmaktadır. Mevcut uygulamada özür grubu ataması olan bir durumu yeni veriyor gibi bir açıklama yapmakta ve birçok bürokratın bu nedenle yüreği ağzına gelmektedir.
Niye mi dersiniz? Düzeltecek olanlar bürokratlar olduğu için.
Bizim sayın Bakana önerimiz detay açıklamalarda bulunmaması ve bu alanları bürokratlara bırakmasıdır. Şayet bürokrat hata yaparsa kendisi bu hatayı çok rahat bir şekilde düzeltebilir. Bunun aksine kendisi hata yaparsa bu hatayı düzeltecek merciler yoktur veya Başbakanca ağır bir düzeltme yapılacaktır.
Anadolu Ajansına verilen 29.6.2012 tarihli röportajda da ince detaylara girilmiş
Milli Eğitim Bakanı daha önceki birçok röportajında ayrıntıya girdiği için ciddi hatalar yapmış ve bu hatalar düzeltilmek zorunda kalınmıştı. Bu röportajında da ?Kıdem süresi hesaplamasında değişiklik? gibi sadece ilgili personelin içinden çıkacağı ince detaylar hakkında bilgi verildiğini görüyoruz.
Bu röportajda; ?Bakan Dinçer, ''Özür grubu atamalar ne zaman yapılacak?'' sorusu üzerine ise şunları kaydetti: ''Daha önceden Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerini daha erken alabiliyordu. Ağustos ayının başında veya Temmuz ayında öğretmen alabiliyordu. Dolayısıyla kıdem yılı hesaplanırken veya stajyerliğin kalkıp da memur olma şartıyla ilgili düzenlemeler hesaplanırken 30 Ağustos limit olarak belirlenmişti. Yönetmeliklerimizde de böyle durum. Ancak şimdi biz öğretmenlerimizi Ağustos ayı sonuna doğru aldığımız için büyük bir ihtimalle yönetmelikte bir değişiklik yapacağız ve bunu 30 Eylül'e çekeceğiz. Yine atamayı Ağustos ayında yapacağız ama kıdem süresi, yıl tamamlamasıyla ilgili hesaplamada limit olarak 30 Eylül'ü belirleyeceğiz. Çok büyük bir ihtimalle bir mağduriyetin doğmayacağını düşünüyoruz.'' ifadelerini görüyoruz.
Görüleceği üzere yapılan röportajda çok sayıda hata yapılmıştır. Şuan itibarıyla öğretmenlerin merak ettiği konu özür grubu atamalarının ne zaman olacağıdır. Ancak, sayın Bakan detay açıklama yapacağım derken hiç alakasız konulara alakasız cevaplar vermiştir.
Kıdem süresi diye bir hesaplamamı var ki sayın Bakan yeni bir kavram daha türetmiştir. Mevcut yönetmelikte kıdem kavramı dahi yoktur. Hizmet puanı hesabıyla kıdem süresinin karıştırılmış olduğunu düşünüyoruz.. Öncelikle sayın Bakanın yer değiştirme yönetmeliğinin ne zaman çıkarılacağını açıklaması gerekirken alakasız konulara değinmesi anlaşılır bir durum değildir.
Sayın Bakan yönetmelik değişikliği olmayacak yeni yönetmelik çıkarılacak
14/9/2011 tarihli resmi gazetede yayımlanan 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığı sil baştan dizayn eden Bakan, hala atama yer değiştirme yönetmeliğini çıkaramamıştır. Bu KHK ile en geç 14.09.2012 tarihine kadar bütün düzenleyici işlemlerin çıkarılması gerekmektedir. Mevcut düzenlemelerin birçok maddesi bu KHK ile taban tabana zıt hükümler içermektedir.
İşte bu bağlamda sayın Bakanın yönetmelik değişikliğinden ziyade yeni yönetmelikleri biran önce yürürlüğe koyması gerekmektedir. Ortada olmayan yönetmelik hükmünden bahsetmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Önce yönetmelik çıkarılır ve içeriğinde yer alan hükümlerden bahsedilir.
En önemli hususlardan birisi de öğretmen kesimi ilgisiz açıklamalardan ziyade yer değişikliği atamalarına ilişkin icraat beklemektedir. Eğer bir Bakan bürokrat gibi hareket ederse her şeyden önce bir çok konuda kilitlenme yaşanır ve işler içinden çıkılmaz hale gelir. Çünkü, bir Bakanın, bütün detaylarıyla bir bakanlığın her konusuna vakıf olması mümkün değildir ve gerekli de değildir. Bakanlığın bürokrat Bakan istemediği kesin de Bakanın bu konudaki kararı kesin değil gibi. Biz hatırlatalım da, ister kabul görür ister kabul görmez.