Bozdağ: BDP, PKK terör örgütünün tutsağı bir partidir

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Eylül 2012 14:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kanunlara göre BDP milletvekillerinin milletin temsilcisi olma özelliği taşıdıklarını, ama mana itibarıyla bu özelliği taşımadıklarını belirtti.Bozdağ, ''BDP, PKK terör örgütünün tutsağı bir partidir. Gönüllü tutsaklık söz konusu'' dedi.

NTV'nin canlı yayınında soruları yanıtlayan Bozdağ, ''BDP'nin son tavırlarının ardından siyasi muhatap bulamama söz konusu mu? Siyasette müzakere geri planda kalırsa askeri seçenek daha mı ön plana çıkacak?'' sorusu üzerine, ''Hayır, bir defa şunu söylemek lazım, BDP, PKK terör örgütünün tutsağı bir partidir. Gönüllü tutsaklık söz konusu. Yani, gönüllü bir işbirliği var, çok açık bir şekilde. Bağımsız hareket eden bir parti değil'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere diğer hükümet yetkililerinden bu partiye ''Terörle arasına mesafe koyması ve PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmesi'' tavsiyesinde bulunulmasına rağmen, bunun yapılmadığını anımsatan Bozdağ, son görüntülerin de ''kucak kucağa'' bir yapıyı ortaya çıkardığına işaret etti.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''BDP milletvekilleri milletin temsilcisi olma özelliğini belki kanunlara göre taşıyorlar, ama esasında mana itibarıyla o özelliği taşımıyorlar. Taşımadıkları için, milletin temsilcileriyle görüşülebilir, konuşulabilir. Onu söyledik. BDP'li milletvekilleri de ortaya koydukları şeylerle terör örgütünün adeta temsilcisi gibi görünüyor. Ortaya çıkan davranış, eylem ve söylemlerden sonra BDP ile bu anlamda bir görüşme, konuşmanın faydası ortadan kalkmıştır.''

-''BDP bölgenin temsilcisi değil''-

BDP'nin bölgenin temsilcisi olmadığını, bölgede kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları bulunduğunu, AK Parti'nin bölgede en fazla oyu alan parti olduğunu vurgulayan Bozdağ, ''Bu da büyük bir yalan. BDP kürtlerin temsilcisi değil'' dedi.

Bölgede yaşayan halkın sorunlarını iyi bildiklerini ve bunları çözmek için uğraştıklarını ifade eden Bozdağ, ''Bunlar ise ekmek gelmesin, yatırım olmasın diye uğraşıyor. Devlet buralarda hizmet vermesin diye uğraşıyor'' şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, halkla kalbi bir ilişkileri olduğunu ve bu ilişkinin bundan sonra da güçlenerek devam edeceğini söyledi.

-İdam cezası-

''İdam cezası kaldırılmalı mı, kaldırılabilir mi? Sizin görüşünüz ne?'' sorusu da sorulan Bozdağ, ''İdam cezası zaten kaldırıldı'' dedi.

''Kaldırıldı ama bir kez daha gündeme getirilmesi söz konusu olur mu?'' sorusu üzerine Bozdağ, şöyle konuştu:

''(Yeniden gündeme getirilmeli mi?) tartışmaları yapılıyor. Bu tartışmaları yapanların geçmişe de bakması lazım. PKK terör örgütü kurulduğundan beri Türkiye'de terör eylemleri gerçekleştiriyor. AK Parti 2002'de geldi. Bizden önce idam cezası vardı. Kaç tane terörist idam edilmiş? Geriye dönüp baktığınızda, terör suçları ve bazı suçlarda idam cezası varken terör suçlarında bir azalma olmuş mu? Olmamış. Bir defa şunu görmek lazım, teröristler, terör örgütleri ceza hesabı yaparak eylem yapmıyor. Çıkar amaçlı suç örgütleri bunu yapıyor. Ama terör eylemi yapanlar ceza hesabı yapmıyor. Dünyanın hiç bir yerinde de yaptıkları yok. Bugün Türkiye'nin geçmişinde bu uygulandı, uygulandığı dönemde de bölücü başı dahil bu lafı söyleyenler, kendi dönemlerinde bölücü başının idam cezasını infaz etmediler. Vardı uygulamadılar. O dönemde terör eylemleri oldu mu, oldu. O yüzden orada cezaları artırmakla bu meselenin çözülmediğini Türkiye geçmiş uygulamalarıyla da gördü.''

Bozdağ, bir yandan alınması gereken hukuki tedbirleri almak, atılması gereken ekonomik, sosyal ve siyasi adımları atmak, öte yandan güvenlik boyutuyla mücadele etmek ve bunu çok boyutlu ve çok yönlü olarak sürdürmek gerektiğini vurgulayarak, ''Sadece bir noktada şunu yaparsak, geçmişte olmuş ve başarı elde edilememiş şeyleri yeniden gündeme getirip koyduğunuzda yeni bir şey yapmamış oluyorsunuz. Netice vermeyen bir şeyi yeniden denemiş oluyorsunuz'' diye konuştu.

***

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP'nin sağduyunun sesi olması, Suriye'de olan bitenlere karşı insani ve hukuki bir tavır koyması gerekirken bu politikadan AK Parti'nin zarar göreceği bir sonuç çıksın diye büyük emek verdiğini söyledi.

NTV'nin canlı yayınında soruları yanıtlayan Bozdağ, CHP heyetinin Apaydın Kampı'na girememesi ve kampın açılmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin soru üzerine, CHP'nin Suriye konusundaki tavrını gerçekten çok manidar bulduğunu ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Esad ya da ekibinin açıklamalarının birbirine benzediğini ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

''Ben bazen konuşmaları alt alta koyup okuduğum zaman şaşırıyorum. Esad veya Esad'ın adamlarının yaptığı açıklamalara bakıyorum, Sayın Kılıçdaroğlu'nun veya CHP'li başka konuşan arkadaşların yaptığı açıklamalara bakıyorum, çok benzeşiyorlar. Bazen diyorlar ki; 'Bu isim hanelerine açıklamayı yapanların kapatsak da bu açıklamalardan hangisi CHP'ye aittir, hangisi Esad'a aittir' diye sorsak, eminim çoğu kimse bunu karıştıracak, ayıramayacak. Böyle bir şey olmaz, doğru bir şey de değil.

Bugün Suriye'de insanlar zalim bir yönetim tarafından katlediliyor. Şu anda 20 binden fazla insan öldürülmüş durumda, memleketlerini yuvalarını bırakıp başka ülkelere sığınmak için insanlar her türlü riski tehlikeyi göze alıyor ve CHP bu noktada durduğu yer Türkiye'nin çıkarları açısından da doğru değildir.''

Kilis'deki bir kampa yaptığı ziyarette, oradaki bir hanımın Suriye'de öğretmen olan evladının can güvenliğini tehlikeye sokmamak için basın mensuplarını istemediğini anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:

''Ben oraya girmek için ısrar etmedim. O insan kendi evladının hayatını tehlikede görüyor, kendince tedbir alıyor. Kampları gezmek istediği zaman kimse CHP'ye 'kamplara girmeyin' demiyor ama özelliği olan bir yer ve orayla ilgili de belirli kurallar var, o kurallara herkesin uyması lazım. Başka kamplara gidip gezebilir, İnsan Hakları Komisyonu o kamplara gidip geziyor.

Birileri Hatay'da ve bölgede bir takım kötü senaryolar ortaya koymak istiyorlar. Bugün de var, valinin açıklamaları var ve bütün bunların karşısında sağduyunun her yerde hakim olması lazım. Türkiye'nin Anamuhalefetinin de sağduyunun sesi olması lazım ama maalesef CHP, sağduyunun sesi olmaktan ziyade Suriye'de olan bitenlere karşı insani ve hukuki bir tavır koymak yerine bu politikadan AK Parti'nin zarar göreceği bir sonuç çıksın diye büyük emek veriyor.

Orada insanlar ölüyor, burada AK Parti hükümetinin ortaya koyduğu politika başarıyla sonuçlanmazsa işte AK Parti buradan zarar görür, bunun hesabında. Halbuki böylesi bir noktada insanlar ölürken öldürülürken hesap yapılmaz, doğru olan yerde durmak lazım. Biz doğru olan yerde duruyoruz, doğru çalışmalar yapıyoruz umarız ki CHP de ülkesinin çıkarları doğrultusunda doğru olan yerde bundan sonra hiç olmazsa vaziyet alır.''

-Cumhurbaşkanlığı tartışmaları-

Bozdağ, Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresi konusundaki tartışmalar sırasında adının geçtiğinin hatırlatılması üzerine de şu bilgileri verdi:

''Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına dönük bizim bir değerlendirmemiz olmadı. O zaman da olmadı. Esasında değerlendirmeye baktığınız zaman biz Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir karar üzerine yaptığımız hukuki bir değerlendirmedir. Ama bunu siyasal olarak bazıları değerlendirdi yorumlandı. Ben hukukçuyum, mahkeme kararları üzerinde de değerlendirmelerimi kamuoyu bilir, o zaman da hukuki değerlendirme yaptım. Değerlendirmemizde yanlış bir yanlış yoktu.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber