En yoksul ile en zengin arasındaki gelir farkı 8 kat

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 17 Eylül 2012 23:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Türkiye'de 2011 yılında, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı 8 kat oldu. Geçen yıl en yoksul yüzde 20'lik grup toplam gelirden yüzde 5,8 pay alırken, en zengin yüzde 20'lik grup ise yüzde 46,7 pay aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ortalama yıllık hane halkı kullanılabilir geliri 24 bin 343 TL oldu.

TÜİK tarafından ?Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2011' sonuçları açıklandı. Buna göre Türkiye'de hane halkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 24 bin 343 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir ise 10 bin 774 TL oldu. İstanbul Bölgesi 14 bin 873 TL ile ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge oldu. Bunu, 12 bin 924 TL ortalama gelir ile Ege Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 418 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Maaş-ücret gelirleri yüzde 44,8'lik oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip oldu. Bunu yüzde 21,4 ile müteşebbis gelirleri ve yüzde 19,4 ile sosyal transferler izledi. Sosyal transferlerin yüzde 92'sini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 17,8'lik paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1,5 oldu. Müteşebbis gelirlerinin ise yüzde 68,2'si tarım-dışı gelirlerden oluştu.

Eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 16,1'i yoksulluk riski altında yer aldı. Kentsel ve kırsal yerler için hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 13,9 iken, kırsal yerlerde yüzde 15,7 oldu. Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan ?sürekli yoksulluk? oranı, son yılda ve önceki 3 yıldan en az ikisinde de yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlandı. Sürekli yoksulluğun hesaplanmasında eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alındı. Buna göre, 2009 yılında sürekli yoksulluk riski altında olanların oranı yüzde 17,3 iken 2010 yılında bu oran yüzde 18,5 oldu.

Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 59,6'sı kendilerine ait konutta oturuyor. Yüzde 41,6'sının konutunda ?sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi sorunlar söz konusu. Yüzde 41,7'sinin oturduğu konutta ?izolasyondan dolayı ısınma sorunu? yaşanıyor. Yüzde 61,8'inin hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunuyor, bu borç ödemeleri, yüzde 26,2'sinin hanesine çok yük getiriyor. Yüzde 86,5'i ?evden uzakta bir haftalık tatili?, yüzde 67,6'sı ?beklenmedik harcamalarını? ve yüzde 80,3'ü ?yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını? ekonomik nedenlerle karşılayamıyor.

Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan ?maddi yoksunluk? oranı 2009 yılında yüzde 63, 2010 yılında yüzde 66,6 iken 2011 yılında yüzde 60,4 olarak hesaplandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber