Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları uyarınca 2004
yılına kadar ödediği yaklaşık 31 milyon Avro tazminatı, yasalar değişmesine
rağmen tazminat ödenmesine neden olan işlem ve işlemden sorumlu personelden
geri alamadığı öğrenildi.
AA muhabirinin, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği
ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'nden aldığı bilgiye göre devlet, kamu görevlilerinin
''ifade özgürlüğü ile adil yargılanma, örgütlenme, özgürlük ve güvenlik, mülkiyet
hakkı ihlalleri'' konusunda, AİHM kararları uyarınca, 2004 yılına kadar yaklaşık
31 milyon Avro tazminat ödedi.
Konu ile ilgili yeni yasaların yürürlüğe girmesine ve yasanın ödenen tazminatların
sorumlu kamu görevlilerinden alınmasını öngörmesine rağmen, ödenen tazminatlar
sorumlularından geri alınamadı. Buna neden olarak, kişisel kusura dayalı yaşam
hakkı ve işkence yasağına ilişkin suçlarda, ''failin tespit edilememesi veya
hakkındaki verilen takipsizlik, beraat kararları ile davanın zaman aşımına uğraması''
gösterildi.
Dolayısıyla, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca ''hukuksal sorumluluk yüklenebilecek
kişilerin saptanarak bildirilememesi'' nedeniyle de sorumlu kamu görevlisi hakkında
''rücuen tazminat davası'' açılamadı.
Konuyla ilgili olarak bugüne kadar tek bir dava açıldığı, bunun da halen devam
ettiği bildirildi.
''HUKUKA BAĞLILIK İLKESİ BENİMSENMEDİ''
AA muhabirine açıklama yapan Avukat Ömer Erlat, yasanın uygulanabilmesi için
ihlal kararlarına neden olan kamu görevlilerinin iç hukukça saptanması gerektiğini
söyledi.
İç hukukça yaşam hakkı ve işkence yasağı ile ilgili tazminatların, rücu edilecek
sorumlu kamu personelinin belirlenememesi, kamu görevlisinin yargılanabilmesinin
daha önce izine bağlı olması, takipsizlik, beraat kararları, davanın zaman aşımına
uğraması gibi nedenlerden dolayı ''rücu hükümlerinin'' uygulanmadığını belirten
Erlat, bunların yasayı ''kozmetik bir yasa'' haline getirdiğini ifade etti.
Erlat, ''Sadece normlarda değişiklik yapılması yeterli değildir. Bu değişikliklerin ilgililerce benimsenmesi ve uygulanması gerekir. Yasanın uygulanamamasıyla ilgili temel sorun, hukuka bağlılık ilkesinin benimsenmemesidir'' dedi.