Ömür uzatan ameliyat

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daimi Kaya ve ekibi, özellikle 70 yaş ve üzerinde sıkça görülen kalp yetmezliği sorununu, açık cerrahi yöntem yerine kasıktan girip kalbin en büyük damarına ait olan aort kapağını değiştirme imkanı veren yeni bir yöntemle ortadan kaldırıyor.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 09 Mayıs 2013 14:17, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Ömür uzatan ameliyat

Bugüne kadar sadece açık kalp ameliyatıyla değiştirilmesi mümkün olan bu ameliyat yöntemiyle, özellikle yüksek riskli, açık bir ameliyatı kaldıramayacak durumdaki hastaların kalp kapağı 1,5 saat süren operasyonla değiştiriliyor. Bu yöntemle aort kapağını değiştirdiği bir hastasının operasyonuna katılıp izlediğimiz Prof. Dr. Daimi Kaya, yöntemin daha önce kapak ameliyatı geçirmiş hastalar ile göğüs kanseri nedeniyle göğüs bölgesine radyasyon almış hastalarda da uygulanabildiğini söyledi.

DOKUZ EYLÜL REFERANS HASTANE HALİNE GELDİ

İzmir'de gerçekleştirdikleri onlarca başarılı operasyonla referans hastanesi haline gelen Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Daimi Kaya, "Bu tür hastalarda açık kalp ameliyatı mümkün değil ise veya çok yüksek riskliyse, hastalara kasık damarından yaklaşık 1-2 saat içerisinde, ortalama 1,5 saat içerisinde kapaklarını değiştirmek, yeni bir kapak takmak, bu darlığı ameliyatsız bir biçimde bertaraf etme imkanımız doğdu. Özellikle daha önce kalp ameliyatı geçirmiş, daha önce başka kapak ameliyatı geçirmiş hastalarda ikinci bir ameliyatın, bu kapak için yapılacak ameliyatın riski çok fazla oluyor. Bu, bazı özel hasta gruplarında da oluyor. Özellikle göğüs ameliyatlarından sonra göğüs bölgesine radyasyon almış hastalar, bazen damar sertliği çok ileri boyutlarda olup aortun genel çerçevesi çok sertleşmiş hastalar, -ki bunlara biz porselen aortu diyoruz- Bu tür hastalarda da yine açık ameliyatın riski yüksek oluyor. Bazen de çok yaşlı, çok düşkün, böbrek yetmezliği olan, akciğerleri bir kapak ameliyatını kaldıramayacak tarzda akciğer problemi yaşayan hastalarda da özellikle bu yöntemi tercih etmemiz söz konusu" diye konuştu.

İŞTE OPERASYONLA YAPILANLAR

Bir operasyonunu izlediğimiz Prof. Dr. Kaya, operasyonla ne yaptıklarını ise monitör üzerinde şöyle anlattı:

"Ekranda gördüğümüz gibi aort kapağı içinde bir balon şişiriyoruz öncelikle. Aort dediğimiz kapak kalbin en büyük damarının kapağı. Ve buradan asla kan kaçırmaması gerekiyor. Buradan çıkan bütün kanın vücuda gitmesi gerekiyor. Gördüğünüz gibi bu tür bir hastada kapak kireçlenmiş, yani buradaki kemiklerle hemen hemen aynı derecede kireçlenmiş koyulukta görülüyor. Öncelikle bu kapağı bir balonla açıyoruz. Açtığımızda balonun ortasında kapağın ne kadar daralmış olduğunu görüyoruz. Sanki orada bir boğum var. Yavaşça açtıktan sonra o kapağı önce güzelce genişletiyoruz. Daha sonra uzunluğu 5,5 santim olan bir stent platformunun içine sterilite edilmiş, alerjite özelliği kaybedilmiş bir kapak olan bir uzun stent getiriyoruz. Bu stenti daha sonra kontrollü bir şekilde bu kireçlenmiş kapağı yavaş yavaş açıyoruz. Devam ettikçe her seferinde biraz daha açtığımızı göreceksiniz. Burada kapağın içine stenti yerleştirmiş durumdayız. Yerini en son kontrol ediyoruz ve şurasında kapak olan ve aortun içerisine yerleştirilmiş stenti görüyoruz. En son kapaktaki durumu kontrol edip hastamızın ameliyatını sonlandırıyoruz."

"KLİNİK ÇALIŞMALAR BU YÖNTEMİN ÖMRÜ UZATTIĞINI GÖSTERDİ"

Yöntemin dünyada da henüz 4-5 yıldır uygulandığını ve yapılan tüm klinik çalışmaların da, operasyonun ardından hastaların yaşam süresini uzattığını kanıtladığını vurgulayan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yöntemin gerçekten hastaların yaşam süresini uzattığı da saptanmış. Klinik çalışmalar var. Bu yöntem uygulanan ve uygulanmayan hastalar arasında bariz yaşam süresi ve kalitesi farkı artık ispatlanmış ve dünyaca kabul edilmiş durumda. Hatta artık daha düşük riskli kapak ameliyatı daha düşük de olsa veya en azından orta riskli grup da olsa, bu ameliyatı, bu kapak yöntemiyle yapalım mı diye dünyada yeni çalışmalar yapılmaya başlandı."

"OPERASYONUN ARDINDAN, KULLANILAN İLAÇLAR MİNİMUMA İNİYOR"

Başarılı geçen operasyon sonrasında hastaların hem yaşam süresinin uzadığını, hem ilaç dozlarının minimuma indiğini ya da bazı ilaçları kullanmak zorunda bile kalmadığını anlatan Prof. Kaya, şu bilgileri verdi:

"Bu kapak artık daralması olmayan, kan kaçırmayan, hastanın kendisine ait, orijinal kapağa yakın bir kapak haline geliyor. Bu kapağın bir özelliği de tekrar daraldığında tekrar bu kapağın içine girip ikinci bir kapak da takabiliriz. Tekrar tekrar bu ameliyatı yapabilirsiniz. Bu tür durumlar da var. Buna da elverişli yani. Bu kapaklara ait yaklaşık 5-6 yıllık sonuçlar var. Genellikle yüzde 90'ın üzerinde 5-6 yıl çok iyi gidiyor. Ancak bazı hastalarda sorun olursa yine bunun içine girip kapak takma imkanımız da var. Kalp yetmezliği olan bir hastada bu kapak ameliyatından sonra en azından ilaçların dozunu azaltmak ve bazı ilaçları kullanmama şeklinde çok hastamız oluyor. Kapak darlığından kurtulduktan sonra çok ciddi fonksiyonel kapasitelerinde artma, daha uzun yürüme, nefesini daha rahat alma, geceleri daha az uyanma şeklinde çok iyi klinik yanıt aldığımız hastalarımız oluyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber