Doçent cinayetine müebbet hapis

ELAZIĞ'da Kadın Doğum Uzmanı Doç.Dr. Bilgin Gürateş'in öldürülmesi ile ilgili ömür boyu hapis cezasına çaptırılan Recai Yıldızhan ile oğlu Gökhan Yıldızhan, gasp suçundan beraat etti.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 19 Haziran 2013 18:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Doçent cinayetine müebbet hapis

Fırat Üniversitesi Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Doç.Dr. Bilgin Gürateş, geçen yılın Nisan ayında ortadan kaybolduktan 3 gün sonra el ve ayakları bağlı, kasığından tabancayla vurularak öldürülmüş halde, toprağa gömülü olarak bulundu. Doç.Dr. Gürateş'i öldürdükleri suçlamasıyla tutuklanan ve 4 ay süren yargılama sonunda, Recai Yıldızhan ile oğlu Gökhan Yıldızhan'a 'adam öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezası verildi.

Bu cezayı onayan Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, Doç.Dr. Bilgin Gürateş'in cep telefonu, dizüstü bilgisayarı ve kredi kartlarını öldürmeden önce almaları nedeniyle, sanıkların gasp suçundan da yargılanmasını istedi. Yargıtay kararı üzerine baba ile oğlunun gasp' suçlamasıyla 6-15 yıl hapis istemiyle yargılandığı davaya bugün Elazığ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davanın 2'nci duruşmasında ömür boyu hapis cezası alan Recai Yıldızhan, oğlu Gökhan Yıldızhan, avukatları Orhan Pekel ve Eren Keskin, yakınları ile Gürateş ailesinin avukatları İzettin Demir ve İbrahim Gök hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Hakim Sadık Özkan'ın, tutuklu 2 sanığa da Doç. Dr. Bilgin Gürateş'i öldürmeden önce cep telefonu, dizüstü bilgisayarı ve kredi kartını yağmaladıklarının iddia edildiğini hatırlatınca tutuklu sanık Recai Yıldızhan, maktul Doç. Dr. Bilgin Gürateş ile 2 yıldan bu yana arkadaş olduklarını söyledi. Yıldızhan, "Antalya'daki restoranının belediyeye satılıp- satılmayacağını öğrenmemi istedi. Ben de araştırdıktan sonra boşaltma kararı çıktığını öğrendim. Olaydan sonra maktulün aracını evinin önüne park ettiğimde elimde kamera görüntülerindeki benim çantamdır" dedi.

Hakim Sadık Özkan'ın, "Madem ki telaşlıydın, o telaşta çantayı niye taşıyorsun?" diye sorunca Yıldızhan, şunları söyledi:

"Maktul çantasını sürekli yanında taşırdı. Olaydan sonra çantayı yan komşuya bıraktım. Telefon meselesine gelince; kendisi beni aradı. İşi olduğunu söyleyerek kredi kartı ve şifresini bana verdi ve iddiada kazandığım telefonu almamı istedi. Yağma yapmadım. Limitsiz olduğunu biliyordum. Yağmalamadım. Öldürme eylemi kazayla oldu. Üzgünüm. Oğlumun bu işle yakından uzaktan alakası yoktur. Gökhan tamamen suçsuzdur. Olay kazayla olmuştur."

Mahkeme Başkanı Sadık Özkan, bunun üzerine "Madem ki 'kaza' diyorsun adamı hastaneye götür o zaman" diye çıkışınca Yıldızhan, "Ben öldürmedim, dövmedim. Kazayla vurduktan sonra kendimden geçmişim" dedi.

Sanık Gökhan Yıldızhan ise, hiçbir zaman öldürülen kişinin yanında olmadığını, bu nedenle 'Yağma' suçunu işlemiş olamayacağını savunurken "Olay esnasında Gazi Caddesi gibi merkezi bir caddede olmam suça katılığımın delili olamaz. Hiçbir şekilde suçlamaları kabul etmiyor, beraatimi istiyorum" dedi.

Gürateş Ailesi avukatlarından İbrahim Gök'ün savunmasında cinayet öncesi ciddi bir darp olduğu, sabit, kredi kartı ve bilgisayar olayının da yağma olduğunun kamera görüntülerinde açık olduğunu söyledi. Bunun üzerine tutuklu sanık Recai Yıldızhan avukata 'Yalancı' diyerek bağırdı. Yıldızhan, Hakim Sadık Özkan'ın uyarmasına rağmen avukata "Sen yalanın ta kendisisin" diye bağırınca sataşma cümleleri tutanağa geçirildi ve sanık son kez uyarıldı.

Gasp suçundan 6-15 yıl hapis cezası istemi ile açılan davanın ikinci duruşmasında cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü açıklaması üzerine; gasp suçunun işlendiğine dair somut kanıt elde edilemediği ve savunmanın aksini gösterir bulgu olmadığından dolayı her 2 sanığın da gasp suçundan beraatine karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber