Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade etti.

Haber Giriş : 02 Ocak 2004 17:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade etti.

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladıklarını ifade ederek, ''Türkiye'de kamu yöneticileri, kamuya ait paraları kendi paralarını harcıyormuş gibi hassas harcarlarsa, çok ciddi oranlarda hizmetlerin maliyetinin azalacağını düşünüyorum'' dedi.

Müsteşar Dinçer, Başbakanlık Merkez Binası Bakanlar Kurulu Salonu'nda, Başbakanlık muhabirleriyle düzenlediği kahvaltılı sohbet toplantısında, kamuda maliyetlerin azaltılması, verimliliğin ise artırılması için zaman zaman bir çok tedbirler alındığını söyledi.

Bu konuda, bütün bakanlıkların müsteşarları ile birlikte bir toplantı yaptıklarını ve bir proje çalışması başlattıklarını ifade eden Dinçer, projenin konusunun, kaynakların etkin kullanımı ve kamu hizmetlerinde maliyetin düşürülmesi olduğunu kaydetti. Dinçer, şöyle konuştu:

"YÖNETİCİLER, KAMU PARASINI HARCANKEN HASSAS OLMALI"

''Türkiye'de kamu yöneticileri, kamuya ait paraları kendi paralarını harcıyormuş gibi hassas harcarlarsa, çok ciddi oranlarda hizmetlerin maliyetinin azalacağını ve kaynaklarımızı daha etkin kullanmış olacağımızı düşünüyorum. 2004 yılını, maliyetlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkin kullanım yılı olarak planladık. Bu konuda, bütün bakanlıklarda, kamu kurum ve kuruluşlarında projeler başlatacağız. Bu projenin sonuçlarını da yıl sonunda sizlere duyurmak istiyoruz.

Yapılacak çalışmayı önce somutlaştıralım istiyoruz. Yani hangi tür maliyetler nasıl azaltılacak? Bu maliyetleri azaltırken bürokratik süreçlerin ve formalitelerin nasıl önüne geçeceğiz... Bunlar ciddi projeler olarak sunulacak. Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak takımlar, bunun yöneticisi olacak. Bununla ilgili fikirleri geliştiren takımlar olacaklar.

Bununla çok önemli bir fırsatı da yakaladık. Bugüne kadar böyle bir projeyi başlatsaydık, ölçülme şansımız da olmayacaktı. Çünkü kamu yönetiminin sahip olduğu muhasebe ve bütçe sistemi bunu öngörmemize müsait değildi. Biliyorsunuz 2004 yılından itibaren analitik bütçeye geçiyoruz. Bu bütçede, bizim hangi hizmetleri neye mal ettiğimizi görmemiz ve bunu ne oranda azaltabileceğimizi görme imkanımız da olacak.''

"SİSTEM, KAMU PERSONELİ AZALTMAYA İMKAN VERMİYOR"

Müsteşar Dinçer, maliyetlerin azaltılması konusunda bir örnek verip veremeyeceğinin sorulması üzerine, personelden tasarruf edilebileceğini söylemediğini anımsattı.

''Şu andaki kanunlar, devlet memurluğu sistemi, personelde azaltmaya imkan verecek bir sistem değil zaten'' diyen Dinçer, o yüzden sürekli olarak bütün çalışanların haklarını koruyacaklarını söylediğini kaydetti. Dinçer, memur sayısının, nicelik olarak, nüfusa ve hizmet üreten kesime göre düşük, nitelik olarak, kendi içindeki duruma göre düşünüldüğü zaman ise birtakım olumsuzluklar olduğunu belirtti.

Kamu hizmetinin sunulmasında sadece insanların göz önünde bulundurulamayacağını dile getiren Dinçer, ''kamuda hangi hizmette maliyeti azaltabiliriz?'' sorusunun sorulması gerektiğini ve her kurumun kendisinin bunu somut projelere dönüştüreceğini bildirdi.

MECRA MAX ŞİRKETİ İLE İLİŞKİLERİ

Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, ''Ortağı olduğunuz şirketler vardı. O şirketlerde ortaklığınız sona erdi mi?'' yönündeki bir soruya şu karşılığı verdi:

''Mecra Max adlı bir şirketimiz vardı. O şirket kurulduğu zaman ben devlet memuru değildim. Aslında devlet memuru olarak insanların şirket kurmalarının bir mahsuru yok biliyorsunuz. Ben o zaman Beykent Üniversitesi'nde dekan ve rektör yardımcısıydım. O dönemde, devlet memuru olmayan Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Nabi beyle birlikte şirketi kurduk. Bizim o şirketin yönetimini üstleneceğini düşündüğümüz bir arkadaşımız vardı.

O, şirketin yönetimini üstlenemeyeceğini ifade ettiği için, o şirket kaldı. Hiçbir eyleme geçmedi, faaliyette bulunmadı. Sadece kurulmuş bir şirket olarak kaldı. Sonra biz o şirketi unuttuk, gittik. Şirket ile ilgili haber basında yer alınca, gerekli talimatları verdim ve şirketteki hisselerimi devrettim. Şirket varlığını devam ettiriyor, ama benim bağım kalmadı. Nabi beyin de kalmadı. O önceden devretmiş. Başka da şirketim yok.''

''O ŞİRKETLERİN HİÇBİRİSİYLE ALAKAM OLMADI''

Dinçer, bir gazetecinin, ''Ensar vakfında da bir üyeliğiniz sözkonusuydu'' şeklindeki sözleri üzerine, ''Hayır üye değildim. Bir dönem, bir yıl kadar yönetim kurulu üyeliği yaptım. Yönetimle ilgili tavsiyelerde bulunurum düşüncesiyle, yönetim kurulu üyeliği konusunda gelen taleplere hayır dememiştim'' diye konuştu.

Ömer Dinçer, şu anda, devam eden tek yönetim kurulu üyeliğinin Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyeliği olduğunu ve onu da Başbakanlık'tan izin alarak sürdürdüğünü kaydetti.

DİĞER ŞİRKETLER İLE İLİŞKİLERİ

Dinçer, gazetelerde, değişik şirketlerde yönetim kurulu üyesi olduğuna dair yer alan bilgilerin, abartılmış bilgiler olduğunu ve doğru olmadığını söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışırken, bazı şirketlerde, bir kısmı ücretsiz olmak üzere yönetim kurulu üyeliği yaptığını ifade eden Dinçer, belediyedeki görevinden ayrıldıktan sonra o yönetim kurulu üyeliklerinin de otomatikmen düştüğünü vurguladı.

Dinçer, ''Orada belirtilen bazı şirketler var. O şirketlerin hiçbirisiyle alakam olmadı. Çünkü onlar, ismi Ömer Dinçer olan bir başkasının ortak olduğu şirketler diye tahmin ediyorum'' dedi.

Dinçer, ''Mezun olduğu lisenin imam hatip lisesi mi, başka bir lise mi'' olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, bir dönem imam- hatip okulunda okuduğunu, ancak daha sonra geçtiği İstanbul'daki Gazi Osmanpaşa Plevne Lisesi'ni bitirdiğini söyledi.

''KAMUOYUNUN ÖNÜNE TEKNİK KONULARLA ÇIKTIM''

''Bu ülke için yapacak çok şeyimiz var'' diyen Dinçer, kamu yönetimde yeniden yapılanmanın ülkenin çok ciddi sorunlarından birisi olduğunu söyledi. Ömer Dinçer, şöyle devam etti:

''Aslında kamuoyunun önüne daha çok teknik konularla çıktım. Yönetim organizasyonu konusunun dışına çok fazla çıkmadım. Bildiğim konular neyse, onunla ilgili bir alanda hizmet etmek istiyorum. Dolayısıyla bence bu ülkede gerçekten bu ülkenin geleceğiyle ilgili meselelerimiz ve sorunlarımız varsa bunları tartışmaya devam etmeliyiz.

Birtakım siyasi tartışmalar, birtakım sloganvari yönlendirmeler bizim tartışacağımız bir mesele değil. Ciddi ciddi oturup yaptığımız bu değişikliği ülkemizin hayrına mı olacak, yoksa bir takım sıkıntılar mı olacak diye kafa kafaya verip hep beraber birşey için çalışmamız gerekir.

Bence bunu ufak tefek şeylere heba etmemeliyiz. Mevcut tartışılan yöntemimizin çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Bu sağlıklı bir tartışma değildir.''

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber