HSYK: Adli Kolluk yönetmeliği Anayasa'ya aykırı

Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasıHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) açıklama geldi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Aralık 2013 17:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
HSYK: Adli Kolluk yönetmeliği Anayasa'ya aykırı

Kamuoyunda yargıya ilişkin yapılan tartışmalar ve Adli Kolluk Yönetmeliği değişikleri HSYK Genel Kurulunda görüşülerek aşağıdaki

açıklamanın yapılmasına oyçokluğu ile karar verilmiştir.

Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz temel esaslarıdır. Kuvvetler ayrılığı yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız, birinin diğerine üstün olmadığı, medeni bir iş bölümü ve iş birliği içerisinde görev yaptığı sistemdir.

Anayasamıza göre herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları da bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsızlığı korunan yargı, yönetenlere karşı yönetilenlerin güvencesidir. Hukuka aykırı eylem ve işlemlerde bulunulması halinde yönetenlerin de herkes gibi yargı tarafından denetlenmesi demokratik hukuk devletinin bir gereğidir.

Anayasamızda savcıların adli görevleri ile hakimlerin idari görevleri yönünden teftiş, denetleme ve genelge düzenleme yetkisinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na ait olduğu belirtilmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 157, 160, 161 ve 164 üncü maddelerinde de; soruşturmanın gizli olduğu; ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle doğrudan doğruya her türlü araştırmayı yapabileceği; adli kolluk görevlilerinin el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlü oldukları; adli kolluk görevlilerinin adli görevlerin haricindeki hizmetlerde üstlerinin emrinde oldukları, ancak soruşturma işlemlerinde sadece Cumhuriyet savcısının emirlerini yerine getirecekleri; Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk amir ve memurları hakkında da Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacağı hususları açıkça vurgulanmıştır.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 167 nci maddesinde Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca çıkarılacak Adli Kolluk Yönetmeliğinin kapsamı düzenlenmiş olup, Cumhuriyet savcılarının adli görevlerine ilişkin hususların bu Yönetmelik kapsamında bulunmadığı izahtan varestedir. Ayrıca adli görevi bulunmayan mülki idare amirlerinin de bilgilendirilmesini içeren 21.12.2013 tarihli "Adli Kolluk Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 2 nci ve 3 üncü maddeleri yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ile Anayasanın ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili hükümlerine açıkça aykırıdır.

Diğer taraftan Anayasamızın 159 uncu maddesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 4 üncü maddesinde hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görevleri arasında sayılmıştır.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasanın ve Kanunun kendisine verdiği yetki ve görev çerçevesinde, hakimler ve savcılar hakkında bugüne kadar gelen tüm ihbar ve şikayetleri titizlikle değerlendirmiş ve ilgili kanunlarda yer alan disipline ilişkin hükümleri uygulamıştır. Nitekim 2013 yılı içerisinde Kurulumuza gelen ihbar ve şikayetler üzerine 13.500 hakim ve savcıdan 331'i hakkında soruşturma izni verilmiş ve 19'u meslekten çıkarma cezası olmak üzere toplam 288 hakim ve savcıya değişik disiplin cezaları verilmiştir.

Görüldüğü üzere HSYK, hakim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevlerinin icaplarına uyup uymadığını titizlikle araştırmakta ve eylemleri sabit görülenler hakkında gereken disiplin cezalarını uygulamaktadır.

Bu itibarla; hakim ve savcıların yasalara aykırı davranışta bulunduğunu veya sıfat ve görevlerine uygun davranmadığını düşünen herkesin HSYK'ya şikayette bulunması mümkündür. Görev sınırlarını aşan veya suç teşkil eden eylemlerde bulunan hakim ve savcı varsa o hakim ve savcılarla ilgili bugüne kadar gereğine tevessül edildiği gibi bundan sonra da edileceği izahtan varestedir. Ancak; özveri ve titizlikle görev yapan tüm yargı mensuplarını zan altında bırakan beyan ve yazıların, hukukun üstünlüğü ve çağdaş demokrasinin unsuru olan bağımsız yargıya zarar vereceği hususu da gözden ırak tutulmamalıdır.

Bu nedenle; yargı bağımsızlığını ihlal etmeden, yargıya duyulan güveni zedelemeden varsa yanlışlıkları ortaya çıkarmak ve gereğini yapmak başta HSYK olmak üzere tüm yargı kurumlarının görevidir. Bu görevlerin yerine getirilmesi sırasında tüm yetkililerin, basın mensuplarının ve kamuoyunun yargıyı yıpratacak ve töhmet altında bırakacak tutumlardan kaçınması da yargı camiasının ortak beklentisidir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber