Kılıçdaroğlu'dan fotoğraf yanıtı/ Video

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Haber Giriş : 28 Ocak 2014 14:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları biliyorsunuz. Her gün yeni bir güne rahmet okutuyor. Son olarak Balyoz'da 5 no'lu hard diskin bilirkişi raporuyla sahte olduğu ortaya çıktı. Artık adaletin sağlanması gerekiyor. Yasa teklifi mi?, arkadaşlarımız verdi. Çözüm yeri Meclis'se CHP hazır. Gelin adaleti sağlayalım.

Siyasal partiler demokrasilerin vazgeçilmezi. MHP'nin Esenyurt'ta seçim bürosunda bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Şiddetle kınıyoruz. Şiddet siyasi partilerin yarışında olmamalıdır. MHP'ye başsağlığı diliyorum.

Siyasal partiler demokrasilerin vazgeçilmezi. MHP'nin Esenyurt'ta seçim bürosunda bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Şiddetle kınıyoruz. Şiddet siyasi partilerin yarışında olmamalıdır. MHP'ye başsağlığı diliyorum.

Kışla birlikte artan kazalar var. Devletin denetimlerini sıklaştırması gerekiyor. Her kaza can ve mal kaybına yol açıyor.

Bugünlerde milli irade hırsızlığından sözediliyor. Defalarca söyledik yüzde 10 barajı milli irade hırsızlığı diye. Kim bunu sağladı darbe hukuku. Her vatandaşın verdiği oy Meclis'e yansısın, gelin barajı kaldıralım diyoruz, 'yok' diyor. O zaman sen milli irade hırsızlığından bahsedemezsin. Bizim 33 milletvekilimizi çaldılar.

Erdoğan 25 Ocak'ta diyor ki 'Pazar gününe kadar Sarıgül dosyasını açıklamazsan ben açıklayacağım' dedi. Ben de açıklamazsan namertsin dedim. Elinde bir fotoğraf almış, onunla da oynanmış, sahtekarlık yapılmış? Sen Başbakan'sın sana sahtekarlık yakışır mı? İsimleri karalamışlar. Sahte dijital veriler vardı ya onu yapanın o olduğu sonucuna varılır. Dosyayı açıkladı. Bilgi, belge gelir önce bunun doğruluğu açıklanır. Eline bir dosya verilmiş. Olay 2004'te olmuş. İçişleri Bakanlığı 9 Ağustos 2004'te raporda diyor ki 'imar yasasına aykırı uygulamalar var, 27 yapıdan 5'i hakkında iddialar yerini bulmamıştır.' Danıştay inceleniyor ve '22 dosyadan, 21'i hakkında yapacak bir şey yoktur diyor, bir dosya için konu soruşturulsun deniliyor. Olay mahkemeye intikal ediliyor. Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde beraaatle sonuçlanıyor.

Bu fotoğraf 17 Aralık'tan 3 hafta öncesine ait. Bakın bu fotoğrafta üzerinde oynama yok, sadece üzerinde isimleri yazılı. Rıza Zarrab, Ali Ağaoğlu, Suat Kılıç, Recep Tayyip Erdoğan var. Bu tablo devlet protokolü. Erdoğan, o tarihte bu operasyon yapılmamıştı diyebilir. 18 Nisan 2013'te MİT Başbakan'ın önüne rapor koyuyor. 'Sarraf'ın iki bakanla ilişkisi ortaya çıkarsa hükümet zor durumda kalabilir.' O ne yaptı, gitti bu pozu verdi. Haberim yoktu diyemez. Ben onun için buna başçalan diyorum zaten. Boşuna söylemiyorum. Ölçüyorum, tartıyorum, biçiyorum ondan sonra söylüyorum. Senin haberin olmadan bu tablo oluşamaz. Peki bu adam ne yapmış? Tabloya bakalım.

Zarrab, hani bu bir bakana 700 bin liralık kol saati verdi ya işte o adam Başbakan ile aynı protokolde oturuyor. 700 bin liralık saat veriyor. Başka? Yine bize gelecek olan fezlekeleri bekliyoruz. O fezlekelerde çok güzel şeyler var. Bir bakana 28 kez, rüşvet veriliyor. Toplamı 52 milyon dolar. Bir başka bakana 10 kez rüşvet veriliyor, toplamı 10 milyon dolar. Bunlar istifa etti malum. Bir başka bakana, üç kez rüşvet veriliyor, toplamı 1,5 milyon dolar. Başaktör kim? Başbakan ile aynı safta oturuyorlar, başçalan.

Bu Zarrab'ın bir konuşmasını size okumak isterim, mahkeme kararıyla alınmış tapeler bunlar. Bir bakana 500 bin dolar rüşvet gönderecek, telefon ediyor arkadaşına diyor ki 'Abi yarın güzel bir tane çikolata, lokum yaptır. Çikolata hani bir tane gümüş tabak, içine çikolata dizdir, tamam mı? Bir tanede çikolata kutusu olsun. Onun içine de 500 bin yerleştir. Tamam mı? Sadık biliyor. İstinye tarafında bir yer var ya. Egemen'e gidiyor. Daha önce de hani göndermiştik ya 500, 500.

Kim o? Kimin yanında oturuyor? Başçalanın yanında oturuyor. Kimin bilgisi dahilinde oluyor. Başçalanı kim uyardı MİT' uyardı. Yapmayın dedi bu adamla. Ben onun için sana başçalan diyorum. Sıradan bir olay değil bunlar. Hala kalkmış, yok 2004'te bu oldu, 2005'te bu oldu. Açıkça söylüyorum. Yolsuzluk varsa sonuna kadar gitmeyen namerttir diyorum.

AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sesleniyorum. Oy verdiniz, rüşvet bitsin, yolsuzluk bitsin diye. Sizin paralarınızı çaldılar. Harama ortak oldular. Onun için diyorum. Helal bunların kapısının önünden geçmiyor. Bu tabloyu herkesin düşünmesi lazım. Herkesin elini vicdanına koyması lazım. Ne oluyor bu ülkede demesi lazım. Sadece ben değil. Her yurttaşımın söylemesi lazım.

TÜRGEV diye bir vakıf var. Erdoğan Ailesi'nin kurduğu. Başında da Bilal var, Bilal oğlan var. Benim oğlumla uğraşmayın diyor. Sevgili Recep Bey, biz senin oğlunla boşuna uğraşmıyoruz. Sen bulunduğun makamı kullanarak oğluna çıkar sağlıyorsun. Sen bulunduğun makamı kullanarak nüfuz ticareti yapıyorsun. Sen diyorsun ki, şu ihaleyi sana vereceğim, rüşveti de oğlumun vakfına ödeyin diyorsun. Orayı rüşvetin merkezi yaptın sen. Unuttun mu Recep Bey sen ne söylüyordun? "Bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba görmedim" diyordun.

Erdoğan'a bir soru sorayım. Biliyorum hiçbir soruma cevap vermedi ama medya mensupları da korkudan sormuyorlar. Malum bizim grup toplantılarını kesiyorlar, onların aday tanıtım törenlerini bile sonuna kadar veriyorlar. Medya, medya değildir. Ayıp olmasın diye bizimkini de araya kaynatıyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. Yolsuzluk olayı ciddi olaydır. Demokrasilerde halk adına soru sorma yetkisi medyadır. Medya yolsuzluk olaylarının üstünü örtemez, örterse ona medya denmez.

Protokol diye bir şey var. TÜRGEV'in de Vakıflar Bankası'nda bir hesabı var. TÜRGEV'in böyle bir hesabı var mı Vakıflar Bankası'nda bir? İki, bu hesaba 26 Nisan 2012'de 99 milyon 999 bin 990 dolar para yattı mı? Bu para neyin parasıdır? Bu para bir rüşvet parası mıdır? Çıksın, açıklasın öğrenelim merak edelim. Bugün diyor ya, şu kadar çamaşır makinası sattık. Recep Bey bütün dünyayı çamaşır makinalarıyla donatsan senin kirliliğini temizleyemez.

Bizim sihirli formüle gelelim, fotoğrafa gelelim. İkinci adam kim? Ali Ağaoğlu. Bakırköy'de arsası vardı malum imar durumunu değiştirecek, bir türlü değiştiremiyor. Nereye gidiyor, başçalana gidiyor. Diyor ki ben bu imar durumunu değiştirmek istiyorum. O da Erdoğan Bayraktar'a talimat veriyor, 'hemen gereğini yapın' diyor o da gereğini yapıyor. Bunun üzerine mahkeme kararlarıyla tespit edilen konuşma Ali Ağaoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'den birisiyle konuşuyor. 'Orada bak, şunu söyleyeyim. Ben onu bakanlığa yaptırmadım. Açık da net de konuşuyorum Başbakan'a yaptırdım. Ben de gittim büyük patrona söyledim. O da direk talimat verdi halledin burayı dedi ve hallettiler.

Şimdi ben Erdoğan'a söylüyorum. Sen böyle bir fotoğrafı CHP için gösterebilir misin? Asla gösteremezsin. Yolsuzluk yapanlarla kol kola geziyorsun Bildiğin, uyarıldığın halde. Çıkmışsın, dinden imandan söz ediyorsun. Emin olun, ben bile bazen iç dünyamda isyan ediyorum. Bunlar dinden imandan bahsedecekse, biz neden bahsedeceğiz. Söyler misiniz Allah aşkına? Bu bakanlarla ilgili fezlekeler geldi. Adalet Bakanlığı'nda bekliyor. 'Efendim, şimdi Meclis'e göndermeyelim, bütün pislikler saçılacak. Seçime gidiyoruz. Saçılacağı kadar saçıldı zaten. Sen göndermezsen biz daha çok şey açıklayacağız. Adam gibi gönder, adam gibi o bakanları da Yüce Divan'a gönder. Kimsenin, yolsuzluk yapan hiç kimsenin yanında durma. Yoksa bu başçalan ünvanı senin yakana yapışacaktır. Alnına yazacağım senin bunu."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber