Köşk için siyasilerin görevden ayrılmasına gerek yok

Hukukçular, siyasilerin cumhurbaşkanı seçiminde aday olması durumunda görevlerinden ayrılmalarının gerekmediği görüşünü paylaştı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mayıs 2014 11:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Köşk için siyasilerin görevden ayrılmasına gerek yok

- Ferdi Türkten

Hukukçular, başbakan, genel başkanlar veya bakanların cumhurbaşkanı seçiminde aday olması durumunda görevlerinden ayrılmalarının gerekmediği görüşünü paylaştı.

Konuyu AA muhabirine değerlendiren eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, cumhurbaşkanlığı seçiminin Anayasa'nın 102. maddesinde ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda düzenlendiğini anımsattı.

Buna göre, 20 milletvekilinin imzasıyla ya da toplam oyları yüzde 10'u geçen siyasi partilerce ortak aday gösterilebileceğini belirten Türk, tek başına aldığı oy oranı yüzde 10'u geçen bir partinin de aday gösterebileceğini anlattı. Türk, "Birisinin çıkıp 'ben cumhurbaşkanı adayıyım' demesi mümkün değil" dedi.

Türk, yasada geçen ortak aday ifadesinin, cumhurbaşkanı seçilenin tarafsız olma zorunluluğundan kaynaklandığını aktardı.

Adayların mevcut görevlerinden çekilmesinin gerekip gerekmediğine değinen Türk, "Bu konuda herkes Başbakan'ın olası adaylığı dolayısıyla onun çekilmesi açısından konuya bakıyor. Fakat Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda kimlerin çekilmesi gerektiği 11. maddede sıralanıyor. Bu aslında Milletvekili Seçimi Kanunu'nda da benzeri bulunan bir hükümdür. Bunların arasında başbakan geçmiyor" diye konuştu.

Çekilme hükümlerinin temelindeki düşüncenin adaylar arasındaki yarış eşitliğini sağlamak olduğunu dile getiren Türk, yine bu kapsamda devlet olanaklarının propaganda döneminde kullanılamayacağına ilişkin düzenlemeler bulunduğunu anımsattı.

"Seçimin tarafsız bir ortamda yapılması, başbakanın, bakanların ağırlıklarını koymamaları için Seçim Kanunu'nda hüküm var ama bizzat kendileri aday olduğu takdirde çekilmelerini gerektiren durum yok" ifadesini kullanan Türk, buna karşın, başbakanın istifa etmeden cumhurbaşkanı seçimine girmesinin etik açıdan eleştirilebileceğini savundu.

Türk, başbakanın istifa etmeden cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda, yeni bir başbakan gerekeceğini ve mevcut hükümetin sona ereceğini düşündüğünü aktardı.

"Şeffaflık aranıyor"

Seçim harcamalarıyla ilgili adaylara yardım konusunun da Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda düzenlendiğini anlatan Türk, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan kısaca yabancı organlardan yardım alınamayacağını vurguladı.

YSK'nın belirleyeceği süre içinde adayların mal bildiriminde bulunacağını anlatan Türk, "Kanun'a göre her bir kişinin adaylara yapabileceği yardım miktarı her tur için en yüksek devlet memuruna mali haklar kapsamında fiilen yapılan her türlü ödemelerin aylık brüt tutarını geçemez. Ayrıca seçimlerde şeffaflığın sağlanması amacıyla cumhurbaşkanı adayları hesap açtıracak ve YSK tarafından belirlenecek nakdi tutarın üzerindeki nakdi yardımlar bu hesaba yatırılacak. Alınan bağış, yardımlar sadece seçim harcamalarında kullanılabiliyor. Partiler de elbette adayları maddi olarak destekleyebilir ama şeffaflık aranıyor, bunların seçim hesabında gösterilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"İkinci turda yeni aday girmesi mümkün değil"

Muhalefet partilerinde "gerekirse ikinci turda adayı değiştiririz" gibi bir yanılgı gördüğünü ifade eden Türk, bunun mümkün olmadığını söyledi. Türk, "Baştan itibaren söylediğimiz koşullarda gösterilen adayların yarışa katılması gerekir. Çünkü ikinci tura birinci turda en çok oyu alan iki aday katılıyor. Yani yeni bir aday girmesi ikinci turda mümkün değil. Eğer adaylardan biri ölür veya seçilme yeterliliğini kaybederse ikame yoluyla yani ilk oylamada örneğin 3. sıradaki aday onun yerine geçer. Eğer tek aday kalırsa o da referandum şeklinde olur diyor anayasa" diye konuştu.

Seçilecek cumhurbaşkanının halk oyuyla göreve gelen ilk cumhurbaşkanı olmayacağını öne süren Türk, daha önce Kenan Evren'in "1982 Anayasası'nın kabulüyle devlet başkanı da cumhurbaşkanı seçilmiş olur" hükmü kapsamında 1982 Anayasası'nın yüzde 92 oyla kabul edilmesi üzerine cumhurbaşkanı seçildiğini söyledi.

Hikmet Sami Türk, şunları kaydetti:

"Şimdi doğrudan doğruya halk tarafından seçilecek. Bundan önce Meclis seçiyordu. Meclis'in toplantı yeter sayısıyla ilgili bir yanlış tartışılma başlatıldı. Anayasa Mahkemesi o görüşü kabul etti. Seçim için gerekli olan 367, toplantı yeter sayısı gibi gösterildi. O zaman ona tepki olarak 'madem Meclis'e seçtirmiyorsanız o zaman gelin halka seçtirelim' bu mantıkla cumhurbaşkanının halka seçtirilmesi düzenlendi. Bu aslında daha çok başkanlık, yarı başkanlık sistemine uygun düşebilecek bir seçim. Çünkü adaylar propaganda yapacaklar. Seçim otobüsü üzerine çıkacaklar, vaatte bulunacaklar. O dönemdeki o yanlış yorum, Anayasa Mahkemesinin bunu benimsemesi böyle bir düzenlemeyi zorunlu kıldı. Şimdi bunun gerçek anlamda ilk uygulaması yapılacak. Dilerim ki Türkiye için en uygun aday seçilir. Şüphesiz partilerin de milletvekillerinin de aday göstermeleri önemli konu. Ondan sonra Türk milletinin eşsiz sağduyusuna ben her zaman inanan birisiyim."

"İstifa etmesine gerek yoktur"

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez de cumhurbaşkanlığına 40 yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim görmüş, TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşlarının halk tarafından seçilebileceğini belirtti.

Hakyemez, "Başbakan, zaten milletvekilidir, dolayısıyla istifa etmesine gerek yoktur. Ama eğer dışarıdan milletvekilliğine seçilme yeterliliğine sahip bir kişi aday olacaksa söz gelimi, bir bakanlık müsteşarı aday olacaksa öncelikle görevinden istifa etmesi gerekir. Ama milletvekilleri için veya bakanlık veya başbakanlık yapmış olan kişiler için böyle bir zorunluluk yoktur bana göre" dedi.

Bu kişilerin istifa etmeden aday olabileceklerini ancak seçilmeleri durumunda partileriyle ilişiklerinin kesilmesi gerektiğini ifade eden Hakyemez, "Hem partiyle ilişiği kesilecek hem de Meclis üyeliği sona erecektir. Bu bir kişinin iki görevle hareket edememesinden kaynaklanıyor. Hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem milletvekili olunamıyor bizim sistemimizde. Cumhurbaşkanı artık siyasi aktör olarak parlamento üyesi değildir. O nedenle partiyle ilişiğinin kesilmesi lazım" diye konuştu.

Hakyemez, adayların propaganda döneminde seçim propagandasını sadece kendisinin değil partisiyle birlikte de yürütebileceğini, buna yasal bir engel bulunmadığını söyledi.

Anayasa'da 2007'de yapılan değişiklikten önce en az 110 milletvekilince cumhurbaşkanı adayı gösterilebildiğini anımsatan Hakyemez, "Şimdi dışarıdan veya içeriden bir kişinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilmesi için 20 milletvekilinin yazılı teklifi gerekiyor, ister milletvekili ister Meclis dışından olsun" diye konuştu.

Bunun dışında bir kesime daha aday gösterme imkanı verildiğini belirten Hakyemez, buna göre, son milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10'u geçen siyasi partilerin de ortak aday gösterebileceklerini aktardı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber