TİB'i kaldırıp yetkilerini MİT'e devredeceğiz

17-25 Aralık darbe girişimine kadar paralel yapının mesken tuttuğu ve yasadışı dinleme iddialarının merkezindeki TİB, tamamıyla MİT'e devrediliyor. 'TİB'i kurumsal olarak kaldırıp, yetkilerini MİT'e devredeceğiz' diyen Başbakan Erdoğan, Ordu mitingi dönüşü uçakta çok önemli mesajlar verdi.

Haber Giriş : 21 Temmuz 2014 07:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
TİB'i kaldırıp yetkilerini MİT'e devredeceğiz

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, hem Ordu mitingi dönüşü uçakta hem Ankara'da hem de Köşk kampanyasının son durağı Hatay'da çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Uçakta verdiği röportajda, cumhurbaşkanı seçilmesinin başbakanın yetkilerini elinden alacağı anlamına gelmediğini kaydeden Erdoğan, 'Herhalde başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Zaman zaman biraraya gelir, konuşuruz' dedi. CHP ve MHP'nin 'çatı aday'ı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun 'El Fetih ile Hamas'ı ben birleştirdim' sözünün Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı güldürdüğünü söyleyen Erdoğan, devlet içindeki paralel yapının bir dönem yuvalandığı merkezlerden olduğu iddia edilen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) ise Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) devredilmesi gerektiğini kaydetti. İşte Erdoğan röportajından satır başları:

YÜZDE 55-56 GÖRÜNÜYOR

Her gün bir ilde miting yapıyorsunuz. Meydanları nasıl görüyorsunuz? 10 Ağustos'ta yapılacak ilk tur seçim sizin için formalite gibi mi görünüyor?

Meydanların diline bakarsak öyle görünüyor. Şu ana kadar 11 ile 4 ilçeye gittim. Bayrama kadar kadar her gün bir ile, bayramdan sonra ise her gün 2 ile giderek 30 büyük ile gitmiş olacağım. Kamuoyu anketleri yüzde 55-56 gibi oy alacağımızı gösteriyor. Benim seçileceğime inananların oranı ise daha fazla. Anketler, CHP ve özellikle MHP tabanından da destek aldığımzı gösteriyor, tabii Güneydoğu seçmeninden de destek alıyoruz.

MEYDANLAR KARARLI

Seçimin garanti gibi görünmesi AK Parti tabanında bir rehavete yol açabilir mi?

Meydanlara bakarsak rehavet yok. 30 Mart seçimleri öncesindeki gibi canlı ve kararlı bir hava var. Diğer adaylar açısından ise böyle bir heyecan gözlemiyorum.

Valilik binasında yanınıza Arda isimli bir çocuk geldi, neler konuştunuz?

Evet, Arda geldi. Karşı apartmanda oturuyor, bana el sallayıp yanınıza gelebilir miyim, işareti yapıyordu. Ben de gel, dedim. Zeki mi zeki bir çocuk, çok sevimli. Bana, babam CHP, dedem MHP'li size oy vermiyorlar ama ben sizi seviyorum, dedi. Dersler nasıl dedim, 'Neredeyse 6 alacaktım' diye cevap verdi. Çok uyanık bir çocuk gerçekten.

BATI BENİ İLGİLENDİRMEZ

Nasıl bir cumhurbaşkanı olacağınıza ilişkin söyleminize batı dünyasından ve muhalefetten eleştiriler geliyor. Aktif olacağınızı, icranın başı olarak çalışacağınızı, yolları, köprüleri, yatırımları takip edeceğinizi söylemeniz, fiilen başkanlık sistemine geçeceğiniz, başbakanlığı da yürüteceğiniz şeklinde yorumlanıyor. Bu eleştirilere yanıtınız nedir ?

Batı beni ilgilendirmez. Beni anayasa ilgilendirir. Anayasa cumhurbaşkanının yetkilerini v eçalışma alanını belirlemiş. Ben ona bakırım. Cumhurbaşkanlarının çalışma anlayışını teamüllerle izaha kalkanlar olmuştur. Teamül böyle denilmiştir. Ama hizmet edeceksek, teamüllerin çizdiği bir cumhurbaşkanı olmaz. Anayasanın çizdiği cumhurbaşkanı olurum.O da millete hizmetin adıdır. Ben bürokrasinin içinden gelen biri değilim. Siyasetin, hizmetin içinden geliyorum. Vitrine vazo yerleştirmiyoruz. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak farkımı koymalıyım. Daha önemlisi iki hayati konuda çalışmalarımı aynı kararlılıkla götürmek zorundayım. Bunlardan birincisi barış sürecini sonuçlandırmak. İkincisi paralel yapıyla mücadeleyi sürdürmek. Diğer adayların öyle bir hassasiyetleri yok. Zaten Türkiye'de dikili taşları da yok. Ben 12 yıllık değişimin devamını omuzlamak zorundayım. Bir aday (Ekmelettin İhsanoğlu) çıkıp 'ben bu işlerin içinde olmam' diyor. Biri de çıkıp 'devletin başı olarak bu işlerin içinde nasıl olmazsın' diye sormuyor.

YERİNE GEÇECEK HALİMİZ YOK

Muhalefet, 'yetkilerimi kullanırım' sözünüze, her hafta bakanlar kuruluna başkanlık ederek, fiilen başbakanılğı da yürüteceğiniz eleştirisini yöneltiyor. Bu eleştiriyi nasıl karşılıyorsunuz?

Başbakanın yetkilerini elinden alacak değiliz. Bu sözkonusu olmaz. Seçilmiş cumhurbaşkanı, seçilmiş başbakan, bakanlar kurulu ele ele verip, görüşüp, konuşup çalışırız; hep birlikte Türkiye'ye uçururuz. Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olması her hafta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği anlamına gelmez. Herhalde gelip başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Oturur konuşuruz. Cumhurbaşkanı, MGK'yı belli aralıklarla toplamıyor mu? Topluyor, başkanlık ediyor. Bakanlar Kurulu'yla da belli aralıklarla böyle toplanılır. Konuşur, görüşürüz, bu da anayasaya aykırı olmaz.

BÖYLE BİR TİB OLMAZ

Yargıtay Başkanlık Kurulu seçimi, HSYK'nın bundan sonraki yapısını etkiler mi?

Çok farklı şeyler. HSYK'nın 22 üyesinden 4'ünü cumhurbaşkanı seçiyor, 1'ini adalet bakanı, 1'ini müsteşarı, 1'ini Türkiye Adalet Akademisi, 3'ünü Yargıtay, 2'sini Danıştay seçiyor. 7'sini adli yargı seçecek, 3'ünü ise birinci derece idari yargı hakim ve savcıları seçiyor. HSYK'nın yeni tablosunu 12 Ekim'de göreceğiz. Çarşaf liste belirleyici oluyor.

HSYK'nın yeni yapısı 'paralel yapı' diye isimlendirdiğiniz mücadele sürecini etkiler mi?

HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hakimleri bu süreci götürecek. Bugüne kadar toplanan tüm deliller, paralel yapı olgusunu şaiyadan vakaya dönüştürdü. Bunun yanısıra TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile ilgili bir çalışmamız var. Böyle bir TİB olmaz. Zaten MİT de bu işi yapabiliyor. TİB'i kurumsal olarak kaldırıp, yetkilerini MİT'e devredeceğiz.

Bize ensar olma şerefi kalacak

Hatay'da onbinlere seslenen Erdoğan, Suriyelilerin savaş bittiğinde elbet evlerine döneceğini, Türkiye'ye ise 'ensar olma şerefi kalacağını' ifade etti.

Abbas duyunca gülmeye başladı

Ekmeleddin İhsanoğlu, Filistin'le ilgili olarak kendisine yöneltilen eleştirilere, 'El Fetih ile Hamas'ı ben birleştirdim' yanıtını verdi. Ne diyorsunuz?

Mahmut Abbas bunu duyunca gülmeye başladı. 'Yok böyle bir şey' dedi. Ona (İhsanoğlu'na) Filistinliler nişan vermişler. Onu söylüyor. Mahmut Abbas, 'Biz emekliliği gelmiş uluslararası bürotratlara nişan veririz, bu da onlardan biri' dedi.

Kılıçdaroğlu, size Amerikan Musevi Komitesi tarafından verilen nişanı, İsrail'in Gazze'ye saldırısından sonra geri iade etmenizi istedi. Böyle bir düşünceniz var mı?

Bana verilen Musevi nişanını dillerine dolamışlar. Başbakanlığımın ilk yıllarında verilen nişanlar. İyi ama o tarihte İsrail'le aramız böyle değildi. Ayrıca Filistin-İsrail ilişkileri de böyle değildi. Mavi Marmara olayı yaşanmamıştı. Ben o nişanı hediye diye, rüşvet diye kabul edip sustum mu? Hayır. Gazze katliamına karşı en yüksek ses benden çıkıyor.

Asıl kırıcı Amerika

Başbakan Erdoğan, Gazze'de katliam yapan İsrail'e yönelik 'Hitler'i geçtiler' şeklindeki tepkisini eleştiren ABD Dışişleri'ne de cevap verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'nin, Hitler yorumunu 'kırıcı ve yanlış' olarak yorumladığı hatırlatılan Erdoğan, 'Ben öncelikle Amerika'yı özeleştiriye davet ediyorum. Asıl üzücü, kırıcı açıklamaları Amerika yapmıştır şu ana kadar. 500 ton bomba atılmış, 300'ü aşkın insan ölmüştür. Bunların karşısında hala Amerika, 'İsrail burada savunma hakkını kullanıyor' diyorsa, burada asıl özeleştiriyi Amerika'nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika'dır' dedi. Erdoğan, 'Kumsaldaki çocukları öldürecek kadar bu iş ihanete varmıştır. Amerika gibi bir ülke bunları nasıl görmemezlikten gelebilir? Tabi burada onların ciğeri sızlamıyor ama bizim sızlıyor. Çünkü bizim farklı bağlılıklarımız var. Bıraksınlar biz de düşündüğümüzü konuşalım yani. Onlar bize metin gönderecek de o metni mi okuyacağız?' ifadelerini kullandı.

ÇİN DOĞRUYU YAPTI

ABD'nin dünya barışına çok daha fazla katkı sunması gerektiğine işaret eden Erdoğan, 'Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olarak adil davranması gerekir. Ben Çin'in yapmış olduğu açıklamayı (Filistin'e destek mesajı) takdirle karşılıyorum, budur adil yaklaşım, bunu ortaya koymak gerekir. Şuanda hepsinin İsrail'in yanından yeralması düşündürücüdür' diye konuştu.

Batsın bu dünya!

Gazze'nin abluka nedeniyle çıkışı yok. İsrail'in saldırılarına tünelleri gerekçe göstermesini nasıl karşılıyorsunuz?

Mısır da Gazze'ye açılan tünelleri kapattı. İsrail zaten hem karadan hem denizden hep kapalı tutuyor. Gazze açık cezaevi gibi. Bu insanlar ne yapacak? İlaç, yiyecek, sağlık hizmeti bunları nasıl temin edecek? Ayrıca İsrail, 'bende her türlü silah olacak, atom bombası da olacak, fosforlu bomba da olacak' diyecek ama Filistin'in, Gazze'nin hiç silahı olmayacak. Onun için Orhan Baba (Orhan Gencebay) geliyor aklıma 'batsın bu dünya' diyorum.

Gazze'de ateşkes için Ankara devrede mi?

Çalışıyoruz. Ateşkesi temenni ediyoruz. Temsilcilerim sürekli temas halindeler. 2012 ateşkesine İsrail uymadı. Kerry (ABD Dışişleri bakanı) bunu biliyor. Türkiye, Filistin, Katar, Mısır, ABD olarak ateşkes için birlikte çalışıyoruz.(Yenişafak)


BAŞBAKAN ERDOĞAN İKİ HAYATİ KONUDA AYNI KARARLILIKLA ÇALIŞACAĞINI SÖYLEDİ

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Ordu'da yaptığı mitinginden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Aktif cumhurbaşkanlığını nasıl yapacağını anlatan Erdoğan, anketlerde kendisine yüzde 55-56 oranında oy verileceği sonucunun çıktığını söyledi. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak farkını ortaya koyması gerektiğini kaydeden Erdoğan "İki hayati konuda çalışmalarımı aynı kararlılıkla götürmek zorundayım. Bunlardan birincisi barış sürecini sonuçlandırmak. İkincisi, Paralel Yapı ile mücadeleyi sürdürmek" dedi.

-Miting meydanlarındaki genel hava, seçmenin çoktan tercihini yaptığı, 10 Ağustos'taki seçimi sadece bir formalite olarak gördüğü yönünde...

Meydanların dili onu gösteriyor. Kamuoyu araştırmaları da dediklerinizi doğruluyor. Yaptırdığımız araştırmalarda, bana oy vereceklerin oranı yüzde 55-56 çıkıyor.

-Aynı araştırmalarda seçimi sizin kazanacağınıza inananların oranı da daha da yüksek görünüyor. Yüzde 70'in üstünde. Bu da diğer adaylara oy vermeyi düşünenlerin bile sizin kazanmanızı bekledikleri anlamına gelmiyor mu?

Doğru, öyle.

-Peki, bu tablo tabanınızı rehavete sevkeder mi?

Meydanlara bakılırsa, kamuoyunda rehavet yok. Diri, inanmış kitleler görüyorum. Mevsim koşullarına ve Ramazan'a rağmen. Bugüne kadar 11 il ve 4 ilçede miting yaptık. Kampanya sonuna kadar 30 büyükşehirin hepsine gitmiş olacağız. Diğer adaylar kampanya yapmıyor. "Bayramdan sonra meydanlara çıkacağız" diyorlar. İyi ama bayramdan sonra seçime kadar 8-9 gün kalmış olacak.

-CHP ve MHP tabanından oy bekliyor musunuz?

Birinci derecede MHP tabanından gelir, ondan sonra da CHP'li seçmenlerden. Güneydoğu'dan da çok oy gelecek gibi. Kamuoyu araştırmaları öyle gösteriyor.

Hep birlikte ülkeyi uçururuz

-Batı basını sizin fiili başkanlık sistemini getirmiş olacağınız yorumları yapıyor...

Beni Batı değil, Anayasa ilgilendirir. Ben ülkeme hizmet edeceksem, teamüllerin değil, Anayasa'nın belirlediği kurallara göre davranırım. Ben bürokrasinin değil, siyasetin içinden geliyorum. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak farkımı koymalıyım. Ve daha önemlisi iki hayati konuda çalışmalarımı aynı kararlılıkla götürmek zorundayım. Bunlardan birincisi barış sürecini sonuçlandırmak. İkincisi, Paralel Yapı ile mücadeleyi sürdürmek. Diğer adayların öyle bir hassasiyetleri yok. Zaten Türkiye'de dikili taşları da yok. Ben ise 12 yıllık değişimin devamını omuzlamak zorundayım. Bir aday (Ekmelettin İhsanoğlu), "Ben bu işlerin içinde olmam" diyor. Biri de çıkıp "Devletin başı olarak nasıl bu işlerin içinde olmazsın" diye sormuyor.

-Nasıl bir cumhurbaşkanı olacağınızın ipuçlarını verdiniz. Sizden sonraki başbakan nasıl bir başbakan olacak?

Ben onca yıl başbakanlık yaptım, gördünüz. Cumhurbaşkanı olursam, başbakanın yetkilerini elinden almak sözkonusu olamaz. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş bir başbakan, seçilmiş bakanlar, hükümet... Hep birlikte Türkiye'yi uçururuz. Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olması, her hafta bakanlar kuruluna başkanlık edeceği anlamına gelmez. Herhalde başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Zaman zaman oturur, konuşuruz. Öyle götürürüz.

TİB'İ KALDIRABİLİRİZ

-Yargıtay Başkanlık Kurulu seçimleri, HSYK'nın bundan sonraki yapısını etkiler mi?

Çok farklı şeyler. HSYK'nın 22 üyesinden 4'ünü Cumhurbaşkanı, birini Adalet Bakanı, birini Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birini Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, 3'ünü Yargıtay Genel Kurulu, 2'sini Danıştay Genel Kurulu seçiyor. Geriye kalan 10 üyeden 7'si birinci derece adli yargı hakim ve savcılarınca, 3'ü ise birinci derece idari yargı hakim ve savcılarınca belirleniyor. HSYK'nın yeni tablosunu 12 Ekim'de göreceğiz.

-Yapılacak HSYK seçimlerinden sonra ortaya çıkan tablo Paralel Yapı ile mücadeleyi nasıl etkiler?

HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hakimleri götürecek. Paralel mücadele konusunda farklı bir safhaya giriliyor. Böcekte çok farklı deliller ortaya çıktı.

TİB, MİT'e devredilebilir

Bugüne kadar toplanan tüm deliller, Paralel Yapı olgusunu "Şayia"dan "Vakıa"ya dönüştürdü. Bunun yanı sıra TİB'le (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile de ilgili bir çalışmamız var. Belki de kaldırırız. Böyle bir TİB olamaz. Zaten MİT bu işi yapıyor. Benim kanaatim, TİB'i kurumsal olarak MİT'e devretmek yönünde...

Mahmut Abbas İhsanoğlu'nun nişanına güldü

-İhsanoğlu'nun "El Fetih ile Hamas'ı ben birleştirdim" açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mahmut Abbas bunu duyunca gülmeye başladı, "Yok öyle bir şey" dedi. Aslında yoğun ve ısrarlı çabalarımızla birleşmeyi biz sağladık. Ona (Ekmelettin İhsanoğlu) Filistinliler nişan vermişler. Mahmut Abbas "Biz emekliliği yaklaşmış uluslararası bürokratlara nişan veririz, bu da onlardan biri" dedi.

Bana verilen Yahudi nişanlarını dillerine doluyorlar. Başbakanlığımın ilk yıllarında verilen nişanlar... İyi ama o tarihte İsrail'le aramız böyle değildi ki... Ayrıca Filistin'in İsrail'le ilişkileri de bugünkü gibi değildi. Sonra ne oldu? Mavi Marmara baskını, Gazze katliamı... O nişanı hediye veya rüşvet kabul edip sustuk mu?

CHP 'İsrail'in savunma hakkı' dedi

Bugün de Gazze'deki katliama karşı en yüksek ses benden çıkıyor. Benim ifadelerim ABD'ye değil, İsrail'e yönelik. 300'ü aşkın Filistinli öldürülecek, bizden birileri çıkıp (CHP) "İsrail'in savunma hakkı" diyecek... Ayıp! CHP'nin getirdiği ortak bildiri metninde "İsrail'in savunma hakkı" ifadesi yazıyordu. Milletvekillerinin itirazı üzerine o söz metinden çıkarıldı. Bakın. Mısır, Gazze'ye açılan kapıları kapattı. İsrail zaten hep kapalı tutuyor. Gazze açıkhava cezaevi gibi oldu.

Ayrıca İsrail, "Bende her türlü silah olacak. Atom bombası da olacak, fosforlu bomba da" diyecek, ama Filistin'in, Gazze'nin hiç silahı olmayacak. Onun için Orhan Baba (Orhan Gencebay) gibi "Batsın bu dünya" diyorum.

Ateşkes için çalışıyoruz

-Gazze'de ateşkes mümkün mü?

Çalışıyoruz. Ateşkesi temenni ediyoruz. Temsilcilerim sürekli temas halindeler. 2012 ateşkesine İsrail uymadı. Kerry (ABD Dışişleri Bakanı John) bunu biliyor. Türkiye, Filistin, Katar, ABD olarak ateşkes için birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmanın içinde Mısır da var. Mısır'la çalışmaları tarafların istihbarat organları yürütüyor. 2012 'deki ateşkes seviyesinde bir ateşkes üzerinde görüşüyoruz. Şu anda uluslararası hukuk açısından İsrail'in yaptığı suç. Bu çok ciddi bir bedeli gerektirir. Filistin'in Cenevre'de elde ettiği haklar var.

Hitler'in yaptığından ne farkınız var

Başbakan Erdoğan, Hatay'da düzenlenen mitingde İsrail'İn Gazze'de soykırım uyguladığını belirterek "İsrail denilen terör devleti bir yandan Gazze'yi acımasızca vuruyor bir yandan bölge ve dünya barışını dinamitliyor" dedi. Erdoğan şunları kaydetti:

-Reyhanlı'da 53 kardeşimizi şehit ettiler. Bu saldırıda dışarıdaki alçaklar kadar içerideki hainler de yer aldı. Kim vardı bunların içinde CHP vardı. Hataylı kardeşim bir oldu alçakça provokasyonu aştı.

-Biz Ortadoğu'daki çatışmaların hiçbirinde taraf değiliz. Mezhepler dinler arasında taraf tutmadık.

-Yok Şia yok Sunni. Şia'nın ileri gelenlerine şunu söyledim: "Bırakın şu Şia'yı Sünniliği. Suriye'de 200 bin insan öldürüldü. Siz bunu yapan adama hala katil olarak bakmıyorsunuz."

-Mezhep aşkına bir katil savunulabilinir mi? Ama Kılıçdaroğlu gibiler olur.

-3,5 yıldır Suriyeli kardeşlerimize kapımızı açık tuttuk. Bunun bazı şehirlerimizde sıkıntı yarattığını biliyoruz.

-Osmanlı'nın torunu olmak kolay değil. Tarihi bir sorumluluğumuz var.

-Esad yanlıları ve CHP'liler çeşitli şehirlerde provokasyon yapmanın gayretinde. Sakın onlara fırsat vermeyelim.

-İsrail denilen terör devleti bir yandan Gazze'yi acımasızca vuruyor bir yandan bölge ve dünya barışını dinamitliyor. Ey ABD, ey batı neredesin.

-Türkiye, Katar, Şili, Venezuela ve son olarak Çin dışında İsrail'e tepki, gösteren ülke olmadı. Ama ülke yönetimleri sussa da halklar ayaklanıyor.

-İsrail bomba yağdırıyor. Bazı İsrailliler de evlerin çatısına çıkıp film izler gibi izliyor. Destek veriyor.

-Bir İsrail milletvekili de çıkıp bütün Filistinli anneler ölmeli diyor. Sen nasıl bir kadınsın ya. Yazıklar olsun yazıklar olsun...

-Türkiye'deki kadın örgütlerine sesleniyorum sesiniz neden çıkmıyor. Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'den izin mi alamadınız.

-İsrail'in yaptığının Hitler'in yaptığından ne farkı var. Hitler'in sizin atalarınıza yaptığından daha beterini siz Filistinlilere yapıyorsunuz.

-Şu kadına bakın. Bu alçaklık nasıl izah edilebilir. Biz Hitler zulmüne anti semitizme elbette karşıyız. Ama biz Hitler'in izinden giden terör devletlerine de karşıyız. Kim rahatsız olursa olsun İsrail terörünü eleştirmeye devam edeceğiz.

-Pensilvanya'daki zat sözüm ona itikaftan çıkmış Gazze için taziye yayınlamış. İsrail'e bir cümle var mı? Yok. İpini elinde tutan efendisine elbette söz söyleyemez.

ASIL KIRICI DAVRANAN ABD

Başbakan Erdoğan, İsrail'i eleştiren sözleriyle ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki'nin "kırıcı ve yanlış" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, "Hala Amerika, 'İsrail burada savunma hakkını kullanıyor' diyorsa, burada bir defa asıl öz eleştiriyi Amerika'nın yapması lazım. Asıl kırıcı davranan Amerika'dır" dedi. TGRT Haber'in sorularını cevaplayan Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde paralel yapıyla mücadelenin "kırmızı kitap"ta yer alıp almayacağına ilişkin Milli Güvenlik Kurulu'nun açıklamalarına "paralel yapı" ifadesinin girdiğini belirterek, şöyle dedi: "Buraya giren bir mücadele. Çünkü bu, ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapıdır. Bununla mücadele devletin öncelikli görevleri haline gelmiştir ve bundan sonraki süreç bu mücadele de çok daha farklı olacaktır. Ben Cumhurbaşkanlığına çıktığım andan itibaren bu işi böyle kendi akışı halinde asla bırakmam, takipçisi olacağım."(Star)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber