Babacan'dan seyyanen zam açıklaması

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Kaynak : TRT
Haber Giriş : 16 Eylül 2014 22:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Babacan'dan seyyanen zam açıklaması

'Haber Ötesi Özel' programında, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör ve Serhat Akça'nın konuğu olan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

"EN SAĞLAM EKONOMİLERDEN BİRİYİZ"

"2002 yılında devletin kamu borcu çoktu. Kamu borcunu sonlandırmak, mesele olmaktan çıkarmak bizim görevimizdi" diyen Babacan, şunları kaydetti;

"Bankacılık sistemimizi en sağlam hale getirdik. Biz 22 tane bankanın battığı bir ekonomi devraldık. Şimdi dünyanın en sağlam ekonomilerinden biriyiz.Türkiye'nin bir kaynak ve finans bulamama diye bir sorunu yok."

ÇÖZÜM SÜRECİ

Gündeme ilişkin önemli konularda açıklamalarda bulunan Babacan, çözüm süreciyle ilgili olarak ise;

"Çözüm süreci oldukça kapsamlı bir çalışmadır. Temeli iki alana dayanıyor. İlk olarak temel hak ve özgürlüklerden doyasıya istifade edilmesi, ikinci olarak ise Türkiye'de fikri olan, arzusu olan kim varsa bunu siyaset ve sivil toplum alanında gerçekleştirmesi. Fikirlerini silah kullanmadan siyasi ve sosyal alanda göstermesidir" ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecine, Türkiye genelinde yoğun bir destek olduğunu belirten Babacan, "Hükümetimizin yapmış olduğu çalışmaların doğru olduğunu görüyoruz. Bu süreç Türkiye'nin daha güvenli ve istikrarlı olmasını sağlıyor. Çözüm süreciyle birlikte son iki yıldır bölgede hava değişti. Ticaret daha canlı hale geldi. Bu vatan hepimizin ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin aynı şekilde çalışması gerekiyor" dedi.

BEDELLİ ASKERLİK KONUSU

Bedelli askerlik konusunda da merak edilen soruları cevaplandıran Ali Babacan, "Bedelli askerlik konusuna ekonomik perspektifle bakmıyoruz. Şu kadar para gelecek diye bütçe yapmıyoruz. Buranın bütçesi bazı hedefler var oralara yönlendirildi. Temel, teknik analizin ve çalışmanın Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelmesi gerekiyor. Önümüzdeki haftalarda böyle bir çalışma olacak. Beklentiyi fazla yükseltmemeliyiz" diye konuştu.

TAŞERON İŞÇİLER KONUSU

Babacan, taşeron işçiler konusunda ise;

"Taşeron işçiler konusu oldukça karmaşık bir konu. Yeni anayasayla birlikte çalışan kavramını getirmek arzusundayız. Bu tablo bizi mutlu eden bir tablo değil. Umuyoruz yeni anayasayla birlikte "çalışan" tanımı getirilir. Çalışan kavramıyla köklü çözümü buluruz diye umuyoruz. Küçük düzeltmelerle ilerleyebildiğimiz bir alan maalesef" ifadelerini kullandı.

SEYYANEN ZAM KONUSU

Seyyanen zam konusunda da önemli değerlendirmelerde bulunan Babacan, şunları kaydetti;

"Seyyanen zamdan 2014'te en çok öğretmenlerimiz etkilendi. Şuanda üniversitelerimizdeki akademik personel için çalışıyoruz. Teknik bir çalışma taslak olarak oluştu. Başka bir çalışmamız yok. Kamunun maaş rejimini bozacak bir adım atılmayacak".


AA- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, devlette çok farklı pozisyon ve çalışma şeklinin bulunduğunu ve bunun istenen bir tablo olmadığını belirterek, "Gönlümüzden geçen, yeni anayasayla beraber Türkiye'ye bir 'çalışan' kavramını getirebilmek" dedi.

Babacan, TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Bedelli askerlikte Genelkurmay'ın insan kaynağı planlaması önemli"

Babacan, bedelli askerliğin ekonomik boyutunun sorulması üzerine, bedelli askerlik konusuna ekonomik perspektiften bakmadıklarını söyledi.

Bedelli uygulamasında bütçeye bir miktar gelir olduğunu ve bunun önceden planlanmadığını kaydeden Babacan, "Bedelli askerlik meselesinde bir numaralı konu Genelkurmay Başkanlığımızın insan kaynağı planlaması. Genelkurmay Başkanlığı, ne zaman bu konunun uygun olacağını düşünür ve böyle bir öneriyle gelirse, o gün Başbakanımız ilgili bakanlarla, gerekirse Cumhurbaşkanımızla istişare eder ve nihayetinde bir karar verilir" dedi.

Gelecek haftalarda Genelkurmay Başkanı ile bu konuda bir çalışmanın olacağını belirten Babacan, "Bu olacak, kesinleşti diye okumamak lazım bunu. Beklentiyi de yükseltmemek lazım. Çünkü beklenti yükselirse insan kaynağı sıkıntısı başgösterebiliyor" ifadesini kullandı.

"Türkiye'ye bir çalışan kavramını getirebilmek"

Taşeron işçilerin kadro durumu hakkındaki soruyu da yanıtlayan Babacan, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın en az 12 yıldır hep söylediği şu oldu: 'Ya arkadaşlar bir çalışan kavramını getiremedik'. Devlette o kadar farklı pozisyon ve çalışma şekli var ve bu da bizim gönlümüzden geçen bir tablo değil. Gönlümüzden geçen yeni anayasayla beraber, Türkiye'ye bir çalışan kavramını getirebilmek" diye konuştu.

- "Kamunun geneline mal olmuş bir çalışma yok"

Babacan, hakimler ve savcılar için yapılan seyyanen zammın başka alanlarda olup olmayacağının sorulması üzerine, 2014'te ilk defa memurlar için bir seyyanen zam yaptıklarını hatırlattı.

Seyyanen zamdan geçen sene en çok öğretmenlerin istifade ettiğini kaydeden Babacan, "Bu seneki ayarlama sadece hakim ve savcılarla ilgili. Bunun haricinde kamunun geneline mal olmuş bir çalışma yok. Şu anda gündemimizde olan tek bir çalışma alanı üniversitelerdeki akademik personel. Bir teknik çalışma taslak olarak oluştu fakat siyasi bir karar haline gelmedi. Fakat bunu da yaptıktan sonra artık orada duruyoruz, başka bir çalışma yok" dedi.

Babacan, herhangi bir bakanlıktaki uzman yardımcısı maaşı ile araştırma görevlisi maaşı arasında ciddi fark olduğunun altını çizerek, başarılı öğrencilerin akademik dünyayı tercih etmeye ellerinin pek gitmediğini belirtti.

Dengeleyici bir yaklaşımda olacaklarını söyleyen Babacan, uzman yardımcıları ile araştırma görevlilerinin arasındaki dengeyi gözeteceklerini ifade etti.

Babacan ayrıca, üniversitelerde performans kavramını da getirmek istediklerini belirterek, "Başarıyı ödüllendirici, sembolik de olsa bir performans ölçümü ve buna bağlı bir maaş bileşeni olsun diye gönlümüzden geçiyor. Teknik bir çalışma var, bu ilerletilecek ondan sonra uygulama başlayacak" bilgisini verdi.

Babacan, yüzde 18'lik KDV'nin verginin kayıt dışılığını artırıp artırmadığı sorusu üzerine ise temel ihtiyaçlarda KDV'nin yüzde 8 olduğunu vurguladı.

Babacan, 77 milyon nüfusun 15 milyonunun devletten maaş aldığının altını çizerek, bu vergilerin alınması gerektiğine işaret etti.

KDV'yi az ödemek için kayıt dışı çalışan firmaların kurumsallaşamadığını belirten Babacan, kayıt içi çalışmaların firmaların lehine olduğunu dile getirdi.

Babacan, kayıt dışıyla mücadele için strateji ve eylem planının taslağının Maliye Bakanlığı tarafından oluşturulmuş durumda olduğunu söyleyerek, bunu Ekonomi Koordinasyon Kurulunda gündeme alacaklarını, mutabakat sağladıktan sonra yayınlayacaklarını bildirdi.

- "Merkez Bankası da bizim kurumumuz"

Merkez Bankası'nın faizlerle ilgili politikası konusundaki soruları da yanıtlayan Babacan, 2001'den bu yana parti programına ve 5 hükümetin programlarına bakıldığında resmi politikanın Merkez Bankasının bağımsızlığı olduğunu söyledi.

Babacan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına vurgu yaptığında farklı görüş var gibi algılara sebep olabildiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa Merkez Bankası'nın görev tanımında benzer ifadeler göreceksiniz. Gelişmiş ülkelerde, hükümetlerin Merkez Bankaları politikaları konusunda açıktan ifade kullanmaması gibi bir kültür var. Tabii ki oturup konuşuyorlar. Bu işin tabiatında vardır. Konuştukça, demeçler işin yürümesini de zorlaştırabiliyor. Dolayısıyla biz siyasi parti ve hükümet olarak herşeyi tartışırız.

Merkez Bankası da bizim kurumumuz. Şu anda Merkez Bankası Para Politikası Kurulunda 7 arkadaş var. Hepsi bizim hükümetlerimiz döneminde görevlendirdiğimiz kişiler. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız en üst düzeyde de temaslar olur ama orada bir Para Politikası Kurulu var, herkesi dinliyor ve kendi analizlerini yapıyor, bir karar veriyor."

- "Davet varken bundan kaçmak mümkün değil"

Başbakan Yardımcısı Babacan, 3 dönem kuralı doğrultusunda siyaseti bırakıp bırakmayacağının sorulması üzerine de 2001 yılına kadar siyasetle hiç ilişkisinin olmadığını söyledi.

Hükümetlerde kendisine hep görev verildiğini belirten Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben hala siyaseti tam öğrendim demiyorum. O oldukça ayrı bir alan. Yaptığımı bir hizmet olarak görüyorum, devlete millete bir hoş seda bırakıyorsak, bu en büyük mutluluk bizim için. Ben bunu askerlik görevine benzetiyorum, biz bedelli değil fiili askerlik yapıyoruz. Ancak, her askerliğin olduğu gibi başının da sonunun da olması gerektiğine inanıyorum.

Bu süre ne kadar uzun-kısa olur, o benim irademle ilgili olmadı bugüne kadar, bırakmam da herhalde kendi irademle olmayacak. Diyecekler ki; 'teşekkür ederiz', o gün de bırakmış olacağız siyaseti herhalde, tablo bu. Davet varken, bundan kaçmak mümkün değil. Katkıda bulunduğumuz sürece bunun verdiği bir haz var, onurlu bir görev, tatmin düzeyi çok yüksek. En verimli çağları devlet ve millet için kullanıyor olmanın herhalde mükafatı da daha fazla olur diye düşünüyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber