İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Emniyet, taltifi ve operasyon tazminatını herkese vermiş

Sayıştay Başkanlığı, taltif ödemeleri ve operasyon tazminatı ödemelerinde, şartları taşımayan kişilere de ödeme yapıldığını belirledi

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 13 Ekim 2014 18:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Emniyet, taltifi ve operasyon tazminatını herkese vermiş

Sayıştay'ın, Emniyet Genel Müdürlüğünün 2013 yılı işlemlerine yönelik incelemelerde, taltiflerin ve operasyon tazminatının, şartları taşımayan personele de verildiği tespiti yapıldı.

Taltif ödemelerine yönelik tespit'te; yazılı sınav soru kitapçık basımı ve eğitim kitapları basımına ilişkin çalışma yapmak, yazılım eğitimleri vermek, personel eğitimlerine katılmak, eğitici yetiştirilmesinde bulunmak, eğitimlerde tasarruf sağlamak, yabancı ülkelerde geçici görevle başarılı eğitim vermek, evrak ve dosya takibinde yüksek hizmet vermek, işi düşük bedelle ihale etmek gibi hususların birçok kez ödüllendiği belirtildi. Oysaki mevzuata göre sadece "ülkenin güvenlik ve esenliği, Devletin çıkarları ve kişilerin can, ırz ve mallarını korumada yüksek hizmetleri görülenler" ile "olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar gösterenler" hükümleri kapsamında taltif ödemesi yapılmalıydı.

Operasyon tazminatına yönelik tespit'te ise; 375 sayılı KHK'nın 28 inci maddesinin (A) fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar çerçevesinde verilen operasyon tazminatı ödemesinin, ilgili mevzuatta belirtilen şartları taşıyan personel yerine bütün personeli kapsayacak şekilde ve her ay mutat olarak yapıldığı tespiti yapılmıştır.

İŞTE SAYIŞTAY TESPİT'LERİ

BULGU 1:

Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve taşra Teşkilatında görevli personele 3201 sayılı Kanuna istinaden yapılan taltif ödemeleri örnekleme yöntemiyle incelenmiş ve yapılan incelemeler sonucunda; bazı ödemelerin Kanundaki amaca aykırı olarak gerçekleştiği; kurumun faaliyetleri kapsamına giren veya personelin görev tanımında bulunan işlerin taltif konusu edildiği ve bu şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü personeline sık sık ödeme yapılarak rutin uygulama haline getirildiği görülmüştür.

Taltif ödemelerinin dayanağını 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunun "Para Mükafatı" başlıklı 86 ncı maddesi oluşturmaktadır. Bu maddenin (a) bendinde "Ülkenin güvenlik ve esenliği, Devletin çıkarları ve kişilerin can, ırz ve mallarını korumada yüksek hizmetleri görülenler, fiilen almakta oldukları aylık tutarlarının iki katından beş katına kadar,"

(b) bendinde ise "Olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar gösterenler, fillen almakta oldukları aylık tutarlarının altı katından yirmi dört katına kadar, para verilerek ödüllendirilir." denilmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğünde taltif verilen personel ve ilgili birimlerin görev tanımları incelendiğinde, taltif konusu hususların olağan görev tanımında gerçekleştirilen işlerden olduğu, dolayısıyla bazı ödemelerin 3201 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin (a) bendinde belirtilen "ülkenin güvenlik ve esenliği, Devletin çıkarları ve kişilerin can, ırz ve mallarını korumada yüksek hizmetleri görülenler" ve (b) bendinde belirtilen "olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar gösterenler" hükümleri kapsamında değerlendirmesinin mümkün olmadığı

düşünülmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğünde para mükafatı ile ödüllendirilen personele ilişkin veriler incelendiğinde, 2013 yılında 157.913 personelin toplam 1.439.651 adet maaş taltifi ile ödüllendirildiği görülmüştür.

Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı mensuplarının çalışma şartları ve görev riskleri göz önüne alındığında, personele verilen ödül ve ikramiyeleri dayandığı koşullar ile diğer kamu kurumları çalışanlarına verilen ödül ve ikramiyelerin koşullarının kıyaslanamayacağı açıktır. Ancak taltif ödemesi yapılan personel sayısının toplam personel içerisinde çok büyük bir orana tekabül etmesi ve kurumun ilgili birim faaliyetleri kapsamına giren veya personelin görev tanımında bulunan bazı görevlerin taltif konusu edilmesi nedeniyle 3201 sayılı Kanunda belirtilen hallerde yapılması gereken ödül ve ikramiye ödemelerinde Kanunun amacına uygun hareket edilmediği sonucunu doğurmakta, bu durumun da ikincil mevzuatın ve objektif kriterlerin belirlenmemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Sonuç olarak ödül ve ikramiye ödemelerinin, 3201 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine uygun olması ve gerekli düzenlemelerin yapılması, yine 5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile 11 inci maddesi hükmü uyarınca kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılması hususlarında daha özenli davranılması gerekmektedir.

Kamu idaresi cevabında: Emniyet Genel Müdürlüğünce bulgu konusu ile ilgili olarak; Emniyet Teşkilatı personelini 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu uyarınca ödüllendirme yetkisi 65 inci maddesiyle oluşturulan ve 66 ncı maddesiyle vazifelendirilen Taltif Komisyonu'na aittir. Birimlerimizde oluşturulan taltif ön komisyonunda değerlendirilen ve birim amirlerimizin imzasıyla gönderilen taltif teklif dosyaları Taltif Komisyonunda görüşülmekte ve karara bağlanmaktadır.

"Taltif Komisyonu kararlarında ".... çalışmasında/olayında yüksek hizmeti geçtiği görülen" personelin ödüllendirildiğinin belirtilmesi olağan görevlerin ödüllendirilmesi ile değil, görevlerinde yüksek hizmetleri geçenlerin taltif edildiği şeklinde düşünülmelidir. Çünkü polisin görev tanımı kapsamında yaptığı işlerden başka ödüllendirme uygulamaları için ayrıca ve özellikle belirlenmiş hiçbir görevi bulunmamaktadır.

İstanbul ili Taksim Gezi Parkı ve çevresinde yapılması planlanan düzenlemeleri protesto etmek amacıyla, 28/Mayıs/2013 tarihinde başlayıp ülke geneline yayılan eylem ve etkinliklerde Teşkilatımız personelinin çok büyük kısmı görev almıştır. Anılan eylem ve etkinliklerde güvenlik tedbirlerinin alınmasında yüksek hizmeti geçen personelin ödüllendirilmesi ödüllendirilen personel sayısının artmasına neden olmuştur. Kaldı ki eylem ve etkinliklerde görev alan personelin "tamamı" ödüllendirilmemiş, birimlerimizden mezkur çalışmalarda "yüksek hizmeti geçtiği" belirtilen personel ödüllendirilmiştir.

Polislik hizmetinin niteliklerinden dolayı başarı değerlendirmesi genel olarak somut ve kesin verilerden ziyade mesleki tecrübe ve gözlemlerle yapılmaktadır. Çünkü hizmetin sonucunda elde edilen faydanın net ölçülebilirliği yoktur, yönünde cevap bildirilmiştir.

Ayrıca, ödüllendirme uygulamalarında tekliflerin 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununa uygun olarak yapılması gerektiğini vurgulayan, ödüllendirme sürecini ve dikkat edilmesi gereken hususları ayrıntılı olarak açıklayan, teklif dosyalarının hangi hallerde ret edileceğinin belirlendiği, kriterlerin düzenlendiği genelgeler (ikincil mevzuat) hali hazırda mevcuttur. . Özel ve ayrı emek sarfının olmadığı çalışmaların, olağan güvenlik önlemlerinin alındığı toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, dönemsel icraatların konu edildiği tekliflerin reddedileceği bu genelgelerle bildirilmiştir. Teklif edilen dosyaların yarısından daha fazlasının reddedilmesi ödüllendirme uygulamalarının kanunun amacına uygun olarak yapılmasının sağlanmasında gösterilen özenin bir göstergesidir.

Ancak ödüllendirmenin personelimiz tarafından "denge tazminatı" veya "fazla çalışma ücreti" olarak algılanması sebebiyle ödüllendirme uygulamaları şikayet-ihbar konusu yapılabilmektedir. Olaylarda bir gün dahi görev alan personelin, verimliliği ve çalışması amirlerince değerlendirilmeksizin ödül almak istediği görülmektedir. Aynı görevde yer alan herkesin birlikte ödüllendirilmesi gerektiği düşünüşü şikayet ve ihbarların özünü oluşturmaktadır, şeklinde cevap verilmiştir.

Öte yandan bundan sonraki ödüllendirme uygulamalarında raporda yer alan hususlara daha çok dikkat edileceği belirtilmiştir.

Sonuç olarak: Bulgumuzda da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinde ödül ve ikramiye verilmesi esasları açıkça düzenlenmiştir. Yine bulgumuzda da belirtildiği üzere mevzuat çerçevesinde verilen taltifler için herhangi bir tereddüt söz konusu değildir ancak, tenkit edilen husus taltif verilmesi değil, kanunun içermediği hizmetlerin de taltif konusu edilmesidir.

Her ne kadar ilgili kamu idaresi cevabında Komisyon kararları ile yapılan taltif ödemelerinin olağan görevlerin ödüllendirilmesi değil, görevlerinde yüksek hizmetleri geçenlerin taltif edildiği düşünülmesi gerektiği ve ödüllendirme sürecini ayrıntılı olarak açıklayan genelgelerin mevcut olduğu, ödül teklif dosyalarının özenle incelendiği belirtilmişse de; 3201 sayılı Kanunda belirtilen hallerde yapılması gereken ödül ve ikramiye ödemelerinde Kanunun amacına uygun hareket edilmediği görülmüştür. Mezkür kanunun açık hükümlerine rağmen Taltif Komisyonu kararlarında uygulamaya yön verdiği belirtilen genelgelerle hareket edilmesi, normlar hiyerarşisinin gerektirdiği bir normun kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma zıt veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getiremeyeceği ilkesine aykırı olduğu düşünülmektedir..

Nitekim 2013 yılı içerisinde Taltif Komisyonunca taltif konusu yapılan ödemeler üzerinde yapılan örnek incelemelerde; yazılı sınav soru kitapçık basımı ve eğitim kitapları basımına ilişkin çalışma yapmak, yazılım eğitimleri vermek, personel eğitimlerine katılmak, eğitici yetiştirilmesinde bulunmak, eğitimlerde tasarruf sağlamak, yabancı ülkelerde geçici görevle başarılı eğitim vermek, evrak ve dosya takibinde yüksek hizmet vermek, işi düşük bedelle ihale etmek gibi bu ve benzeri hususların birçok kez taltif konusu yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tür faaliyet ve hizmetlerin taltif konusu yapılması Kanunun amir hükümlerine aykırılık oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu durum söz konusu Kanun hükmü çerçevesinde taltif ödemesi yapılan personel sayısının toplam personel içerisinde çok büyük bir orana tekabül etmesi sonucunu da beraberinde getirmektedir.

Bahsi geçen husus Emniyet Genel Müdürlüğü 2011 Denetim Raporunda da tespit edilerek bulgu konusu yapılmış olup, ilgili kamu cevabı uyarınca bu husus izlemeye alınmıştır. Ancak uygulamanın 2013 yılı denetimlerinde de aynı şekilde devam ettiği anlaşılmıştır.

Birim faaliyetleri kapsamına giren veya personelin görev tanımında bulunan görevlerin taltif konusu edilmesi, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunun 86 ncı maddesinde belirtilen hükümlere aykırılık teşkil etmektedir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 1 inci maddesinde belirtilen amaca uygun, yine 5018 sayılı Kanunun 8 inci ve 11 inci maddesi hükümleri çerçevesinde kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılması gerekmektedir.

Sonuç olarak 3201 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinde ödül ve ikramiye verilmesi esasları açıkça belirlenmiş olup, bu çerçevede ikincil mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Hazırlanacak ikincil mevzuatta, özellikle taltif verilmesine ilişkin genelgelerde, ödül ve ikramiyelerin kimlere, ne miktarda ve hangi hususlara ilişkin olarak verileceği konularının kanunun amacına uygun olması ve objektif kriterler içermesi, ayrıca olağan görev tanımı kapsamında yapılan işlerin taltif konusu yapılmamasının sağlanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

BULGU 2:

Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli emniyet hizmetleri sınıfı kadrolarında bulunanlara 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin (A) fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar çerçevesinde verilen operasyon tazminatı ödemesinin, ilgili mevzuatta belirtilen şartları taşıyan personel yerine bütün personeli kapsayacak şekilde ve her ay mutat olarak yapıldığı görülmüştür.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin A fıkrasının 1 inci ve 2 nci bendinde sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgeler veya Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken belirlenecek kritik yörelerde özel harekat ve operasyon timi olarak görev yapan; Emniyet Genel Müdürlüğü Emniyet Hizmetleri Sınıfı kadrolarında bulunanlara yine bu madde ile belirlenen esaslar çerçevesinde, fiilen görev yapıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak ek tazminat, (B) fıkrasında yer alan tazminata ilave olarak ayrıca ödeneceği belirtilmiştir.

Söz konusu mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere, bu tazminatın alınabilmesi belirli şartlara bağlanmış olup; öncelikle personelin özel harekat ve operasyon timi olarak görev yapması ve fiilen bu görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Bulundukları birlik veya birimlerin dışına çıkarak fiilen operasyona katılmayan personele ek tazminatın ödenmesi mümkün görülmemektedir.

Öte yandan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin 2 nci bendi uyarınca çıkarılan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esasların "Ödeme Esasları" başlıklı 4 üncü maddesinin (c) bendinde;

"Ekli 3 sayılı cetvele göre ödeme yapılacak harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri, ödemeye esas olacak şekilde çözüme bağlamaya il valileri yetkilidir. Bu yetki, terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamaz. Genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemez. Bulundukları birlik veya birimlerin dışına çıkarak fiilen operasyona iştirak etmeyen personele ekli 3 sayılı cetvele göre ek tazminat ödenmez." hükmü ile bu ödemenin genele şümul etmesi ve sürekli olmasının engellenmesi öngörülmüştür.

Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı birimlerinin incelenmesinde Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar ekindeki İstanbul, İzmir ve Ankara dahil 37 ilde görevli personele yapılan ödemelerde bu hususa uyulmayarak, ek tazminatın bütün personeli kapsayacak şekilde mutat olarak her ay yapıldığı tespit edilmiştir.

Uygulamada Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esasların "Ödeme Esasları" başlıklı 4 üncü maddesinin (c) bendi hükmüne istinaden; terörle mücadelede artan önlemler kapsamında asli görevleri terörle mücadele etmek olan birimlerin sayısal yetersizliği ve "Terörle Mücadele Konsepti" çerçevesinde yoğun, etkin ve sonuç almayı sağlayacak nitelikte diğer birim ve büro personelinden de yararlanılması gerekçesiyle, mezkür Esaslar çerçevesinde yapılan operasyon tazminatı ödemelerinin, ilgili ilin Mülki Amirinin onayı ile tüm personeli kapsayacak şekilde ve sürekli olarak yapıldığı görülmektedir. Esaslarda ödeme yapılacak harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri, ödemeye esas olacak şekilde çözüme bağlamaya il valileri yetkilidir denilmekle birlikte; bu yetkinin terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamayacağı ve genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemeyeceği hükmü dikkate alındığında bu uygulamanın sürekli ve tüm personeli kapsayacak şekilde uygulanmasının mümkün olmadığı açıktır.

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin 2 nci bendi uyarınca çıkarılan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar göz önüne alındığında, ilave ek tazminat ödemelerinin gerekli şartları taşıyan personel yerine genele teşmil edilmesi nedeniyle bütün personele verilmesi ve ödemelerin her ay mutat olarak yapılmasının mevzuata aykırı olduğu düşünülmektedir.

Kamu idaresi cevabında: Bulgu konusuna ilişkin olarak; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28'inci maddesinin (A) fıkrası uyarınca 16.03.2012 tarihli Başbakan Onayı ile 01.01.2012 ile 31.12.2014 tarihleri arasında uygulanmak üzere yürürlüğe konulan "Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esasların 2 nci maddesinde ifade edilen mevzuat hükmü çerçevesinde; 1 inci Derece Kritik illerde görevli personele, söz konusu esasların "Ödeme Esasları" başlıklı 4 üncü maddesinin (ç) bendi saklı kalmak kaydıyla fiilen görev yapılan süreyle orantılı olarak (2) sayılı cetvele göre ek tazminat ödenebileceği, diğer kritik illerde görevli personele ise terörle mücadele amacıyla yapılacak harekat ve operasyona fiilen katıldıkları her gün için cetvelde yer alan, gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek tazminat ödenebileceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, operasyonel faaliyeti; terör örgütü veya mensuplarını, bunların çalışma usullerini, barınma ortamlarını istihbar etme, militanların aranmalarına, yakalamalarına, suç delillerinin toplanmasına ve muhafazasına, sorgulanmalarına ve adliyeye sevk ettirilmelerine kadar bütün zaman ve çalışmaları, bu zaman içerisinde alınan ve sürdürülen tüm güvenlik önlemleri olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Bu açıdan bakıldığında, kritik dereceli illerde operasyona direkt katılmayıp, istihbarat, muhabere, asayiş, karakol ve güvenlik tedbirleri, takip ve gözetleme gibi faaliyetlere destek veren birimlerin operasyon faaliyetleri dışı tutulması ile terör olaylarının muhatabı olan diğer birimlerin göz ardı edilmesi personeli maddi ve manevi olarak sıkıntıya sokmakta ve motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Nitekim terör olaylarının meydana gelişi göz önüne alındığında, tüm Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinin yapılacak olan bir operasyonun olgunlaşmasına, yürüttükleri görev nedeniyle katkı sağladığı kuşkusuzdur, cevabı verilmiştir.

Öte yandan bulguda bahsi geçen konuyla ilgili olarak merkez ve taşra teşkilatı genelgeyle uyarılmıştır, denilmektedir.

Sonuç olarak: Bulgumuzda bahsi geçen Esaslara göre, ilave ek tazminat ödenmesinde, harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri çözüme bağlamaya İl Valileri yetkili kılınmıştır. Yine aynı Esaslarda "Bu yetki, terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamaz. Genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemez "hükmü getirilmiştir.

Uygulamada operasyonel faaliyetlerdeki bütün zaman ve çalışmaları, bu zaman içerisinde alınan ve sürdürülen tüm güvenlik önlemleri olarak değerlendirmek gerektiği, destek veren birimlerin operasyon faaliyetleri dışı tutulması ile terör olaylarının muhatabı olan diğer birimlerin göz ardı edilmesinin personeli maddi ve manevi olarak sıkıntıya soktuğu ve motivasyonunu olumsuz etkilediği, nitekim terör olaylarının meydana gelişi göz önüne alındığında, tüm Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinin yapılacak olan bir operasyonunun olgunlaşmasına, yürüttükleri görev nedeniyle katkı sağladığı ifade edilmiştir. Bu nedenle gerekli şartlara haiz personel sayısının yetersiz kalması ve operasyonel faaliyetlerin gerekliliği nedeniyle özel harekat ve operasyon tazminatı ödemelerinin İl Valiliklerinin onayıyla tüm personele yapıldığı anlaşılmıştır.

Ancak Esaslarda belirtilen, ödeme yapılacak harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri, ödemeye esas olacak şekilde çözüme bağlamaya il valileri yetkilidir denilmekle birlikte; bu yetkinin terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamayacağı ve genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemeyeceği hükmü dikkate alındığında, bu uygulamanın sürekli ve tüm personeli kapsayacak şekilde uygulanmasının mümkün olmadığı açıktır.

Öte yandan söz konusu bulgu 2012 raporumuzda da yer almış olup, izlenmek üzere Başkanlığımızca Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirilmiştir. Ancak, bugüne kadar bahsi geçen hususun çözülmesi noktasında herhangi bir ilerleme kaydedilmediği ve uygulamanın devam ettiği anlaşılmıştır.

Sonuç olarak, ilave ek tazminat ödemesinin gerekli şartları taşıyan personele ödenmesi gerekirken bütün personele her ay mutat olarak yapılmasının mevzuata aykırı olduğu ve mevzuata aykırı bu uygulamanın yasal zeminde düzenleme yapılarak çözülmesi gerektiği düşünülmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber