Okullarda herşey karmakarışık

...

MEB'de artık işler raydan çıkmaya başlamıştır. Kişisel yaklaşımlar, günübirlik, hukuka aykırı uygulamalar hakim olmuştur.

Eğitim gibi bir alanda bilimsel gerekçe ve gerçekler ön planda olması gerekirken maalesef bu gerçekleşmemiştir.

Bakanlığın üst düzey kadroları akademisyenlerden oluştuğu halde bunun gerçekleştirilmemiş olması gerçekten düşündürücüdür.

Son 12 yılda sürekli kadrolaşma ve yargı kararları ile gündeme gelen MEB, 2010 yılında özellikle yönetici atamaları noktasında sendikalarla da yapılan istişareler neticesinde raya giren uygulamalar başlamıştır.

Son birkaç yılda ise MEB yeniden eski günlerine dönmüştür. On binlerce yöneticiyi ilgilendiren düzenlemeler yapılmış böylece yönetici atama değil yöneticilikten atma ya da istediğini atama dönemi başlamıştır.

Çünkü bu dönemde hakim olan uygulama Sözlü sınava dayalı atamalardır.

Bunun ilk örneğini şube müdürü atamalarında gördük. Bu atamalarla ilgili açılan davalarda bakanlık aleyhine kararlara rağmen bakanlık uygulama yapmamakta ısrar etmiştir, etmektedir.

Hal böyle olunca 1709 şube müdürü atama süreci ile ilgili yasa çıkararak hukuken sona eren görevler garanti alınmaya çalışıldı. Fakat akıl, mantık ve uzlaşma hakim oldu ve muhalefetin destek ve ısrarıyla hükümet bu konudaki maddeleri meclisten geri çekti. Yani birilerinin güvendiği dağlara bir şekilde kar yağmış oldu.

MEB artık uygulamadan kaçmamalı ve derhal yapılan hukuksuz Şube müdürü atamalarını geri almalıdır. Aksi halde hukuka olan güveni zedelemekte ısrar etmiş olurlar ve bunun bedeli de bir şekilde ödetilir. Bakan H.Çelik döneminde de bu yönde uygulamalara rastlanmış ve müsteşar dahil bir çok bürokrat yargılanmış ve ceza almışlardı. Milletvekili olmak suretiyle cezadan kurtulanlar olmuştu.

Aynı yolu izleriz milletvekili oluruz diye düşünenler varsa unutmasınlar ki her zaman evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

Bir başka sorun ve tehlike ise görevi sona erdirilen müdürlerle ilgili davalar bir bir kazanılmaya başladı. Bu durumda da işler karma karışık bir hal alacak. MEB bu durumu göze almamalı ve bir an önce tedbir almalıdır. Yapılan işlemleri geri mi alırlar, yeniden gözden mi geçirirler yoksa Anayasa mahkemesi ve Danıştay kararlarını mı beklerler bilmiyoruz fakat yol yakınken tedbir almak en iyisi. Yok ben gideceğim benden sonrası tufan, batırabildiğim kadar batırayım diyen varsa biz bir şey diyemeyiz. Ama bir diyen çıkar.

Kurgulayıcılar daha geçen hafta bu sistemi sorgulamaya başlamışlar Türk Eğitim Sen genel başkanı ile fikir alışverişinde bulunmuşlardı. Demek ki yanlış yapıldığının farkına varıldı. O zaman hatanın neresinden dönersek kardır denilmelidir.

Kaldı ki binlerce atama için yapılan sözlü sınavlarında artık cılkı çıkmıştır. Nereyi kaldırsanız kokuyor. Bu pis kokulara alet olmaya devam etmek bu pisliğe ortak olmayı itiraf etmektir.

O zaman yapılması gereken müdür yardımcısı sürecinin de askıya alınmasıdır.

Okullar açılalı aylar oldu halen okullar karma karışık. Bunu göremeyecek kadar kör iseniz Allah sizin gözünüzü açarken bizim de yardımcımız olsun.

Binlerce müdür görevden alındı, binlerce yer değiştirme oldu her seferinde binlerce müdür yardımcısı değişikliği yapıldı ve şimdi de binlerce müdür görevlendirmesi yapılıyor ve onlarda binlerce müdür yardımcısı görevlendirecekler...

Eş durumu nakil yapılsın denildiğinde yok olmaz eğitim öğretim devam ederken yaparsak eğitim öğretim aksar, öğrenci mağdur olur diyenlere diyoruz ki daha büyük mağduriyeti bu yönetici sirkülasyonunda yaptınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz.

Tüm bu nedenlerle diyoruz ki;

1- Kariyer ve liyakat esasına göre il müdürlerini görevlendirme olmaktan kurtarınız.

2- Hukuksuz olarak görev yapmakta olan şube müdürlerinin görevlerine son veriniz.

3- Yönetmelik düzenlemesi yaparak adaletli atamaları gerçekleştiriniz.

4- Aynı yönetmelikte kariyer ve liyakati ön plana çıkararak İlçe Müdürü atamalarını da kurala bağlayıp atamaları gerçekleştiriniz.

5- Okul müdürü ve müdür yardımcıları için gerek Anayasa Mahkemesi gerekse Danıştay kararlarını bekleyiniz ve mağduriyetleri arttıracak adımlardan kaçınınız.

6- Dava kazanan insanların haklarını derhal teslim ediniz.

Daha doğrusu artık Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğunu hatırlayınız ve hukuka direnmek yerine hukuk devletinin gereğine uygun hareket ediniz.

Maksut BALMUK

Öğretmen