İnsülinle diyabet hastalığı ölümleri azaldı
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Esin Şanlı Sayın, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle diyabet hastalığında insülin tedavisinin yeri ve önemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Diyabet tedavisinde amacın, normale yakın kan şeker düzeylerini
sağlayarak diyabete bağlı erken ve geç dönem komplikasyonların
engellenmesi olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Esin
Şanlı Sayın, "Diyabet tedavisinin en önemli yapı taşı olan insülin, 1921
yılında keşfedilmiştir. 1922 yılında tedavide kullanılmaya başlanılması
üzerine diyabete bağlı ölümlerde belirgin azalma olmuştur" şeklinde
konuştu.
"İNSÜLİN HORMONU GLİKOZ DÜZEYİNİ NORMALE GETİRİR"
İnsülin'in pankreas bezinden salgılanan ve kan şeker düzeylerini
kontrol altında tutan bir hormon olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Sayın,
"Diyabeti olmayan bireylerde gıda alındıktan sonra parçalanan glikoz
(şeker), pankreastan insülin hormonunun salgılanmasını uyarır. İnsülin
hormonu kanda yükselen glikoz düzeyini normale getirir. Diyabet
hastalığında bugün için nedenini tam olarak bilemediğimiz bir nedenden
dolayı pankreas bezinden yetersiz insülin salgılanır. Bunun sonucunda
kandaki şeker düzeyleri yükselir" dedi.
"DİYABET TEDAVİSİ HEKİMİNİZLE, SİZİN KONTROLÜNÜZDEDİR"
İlaç tedavisine rağmen kan şeker düzeyleri kontrol altına alınamayan
hastaların insülin tedavisi gördüğünü vurgulayan Sayın, "Bunun dışında
tip 1 diyabetliler, gebeler, kronik karaciğer ve böbrek nakli yapılan
hastalar, ciddi travma, operasyon ya da enfeksiyon geçiren hastalar,
yüksek şeker komasıyla hastaneye başvuran hastalarda da mutlaka insülin
tedavisi uygulanmaktadır. Diyabet tedavisi hekiminizle birlikte sizin
kontrolünüzdedir" diye konuştu.
"İNSÜLİN EN HIZLI KARIN BÖLGESİNDEN EMİLİR"
İnsülinlerin etki sürelerine göre hızlı, kısa, orta ve uzun etkili
insülinler olarak sınıflandırıldığının altını çizen Uzm. Dr. Sayın,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hızlı ve uzun etkili insülin
karışımları, karışım insülinler olarak adlandırılmaktadır. Hangi tip
insülinin kullanılacağı hastaya göre hekimi tarafından belirlenmektedir.
İnsülin deri altına uygulanır. Kollar, karın ve bacaklar insülin
uygulama yerleridir. İnsülin en hızlı karın bölgesinden emilir. İnsülin
tekrar kullanılabilen insülin kalemleri veya kullanıma hazır insülin
kalemleri ile uygulanır."
"SEÇİLECEK TEDAVİ ŞEKLİ HASTADAN HASTAYA DEĞİŞMEKTEDİR"
İnsülin tedavisinin kaç tipi olduğu hakkında da açıklamalarda bulunan
Uzm. Dr. Sayın, "İnsülin tedavisi ilaçlarla birlikte günde tek doz
kullanılabileceği gibi günde 2-3 ya da 4 kez uygulanan tedavi tipleri de
mevcuttur. Seçilecek tedavi şekli hastadan hastaya değişmektedir.
İnsülin tedavisinin yan etkilerini ise; hipoglisemi olarak adlandırılan
kan şeker düzeyinin 60mg/dl'nin altına düşmesi, kilo artışı ve alerjik
reaksiyon olarak sıralayabiliriz" dedi.
"İNSÜLİN TEDAVİSİ, DİYABET TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP"
İnsülin tedavisinin korkulacak bir tedavi olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Sayın konuşmasını şöyle tamamladı:
"İnsülin tedavisi, diyabet tedavisinde çok önemli bir yere sahiptir.
Gelişen teknolojiyle kullanılan iğne uçları sanıldığının aksine çok ince
ve kısadır. Dolayısıyla enjeksiyonlar ağrısızdır. Erken dönemde
başlanan insülin tedavisiyle pankreas bezi dinlenmeye alınmakta ve erken
dönemde sağlanan iyi kan şeker kontrolü ile diyabete bağlı
komplikasyonlar da belirgin azalma sağlanmaktadır. İnsülin tedavisinde
hastanın uyumu çok önemlidir."