Tutanaklara göre, Erdoğan, lafını esirgememiş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi 2 milyon Suriyeliyi misafir etmekle ve en son Halep saldırısıyla bu sayıyı daha da arttırarak ülke ekonomisini felç etme riskiyle karşı karşıya bırakan dış dünya politikaları için, AB ile yaptığı görüşmede lafını hiç esirgemeden konuşmuş...

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Şubat 2016 17:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Tutanaklara göre, Erdoğan, lafını esirgememiş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üst düzey AB yetkilileri Jean Claude Juncker ve Donald Tusk ile yaptığı görüşmede, Suriye'li mülteciler için hiç lafını esirgemeden konuşmuş.

Bilindiği üzere 5 yıldır devam eden Suriye krizinde, Esad ülkesini tanklarla ve bombalarla yok etmesine, İran ve Suriye askerleriyle Suriye'de çarpışmasına rağmen, yaşanan insani felakete herkes duyarsız kalmaktadır. Avrupa Birliği ülkesine gelen 500 bin civarındaki Suriye'linin gelmemesi için elinden geleni yapmaktadır. ABD ve AB, NATO ile birlikte sorunu çözmeye yanaşmamakta ve İran ile Rusya'nın Suriye İŞİD adı altında başta Türkmenler olmak üzere tüm ılımlı muhalifleri yok etmesine göz yummaktadır. Bu ortamda yaşanan insani dramlara Türkiye tek başına sahip çıkmakta, bütçesinden önemli bir kalemi Suriye'li kardeşlerine ayırmaktadır. Türkiye bir taraftan bunu yaparken diğer taraftan da AB'nin ve tüm dünyanın yaşanan insani drama destek vermesini istemektedir. Ancak savaşı çözmeye yanaşmayan dünya liderleri insani felakete de duyarsız kalmakta, Yunanistan'a 400 milyar avro verirken, Suriye için 3 milyar doları çok görmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu duyarsızlığı muhataplarına dolaysız olarak, lafını esirgemeden ifade etmektedir.

İşte Erdoğan'ın henüz doğrulanmayan konuşmaları

Erdoğan'ın G-20 sırasında AB Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Juncker'le yaptığı görüşmenin tutanakları

Tusk: İki yılda 3 milyar avro ödenmesi için anlaştık ama Davutoğlu'nın yılda 3 milyar istediğini öğrendim

Erdoğan: İki yıl için 3 milyar avro verecekseniz, konuşmaya gerek yok. AB'nin parasına muhtaç değiliz. Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını açıp mültecileri otobüslere doldururuz. Yunanistan'a kriz sırasında 400 milyar avro verildi. Bu paranın bir kısmıyla Suriye'de güvenli bölge kurup mülteci sorununu tamamen çözebilirdik.

Juncker: Türkiye dört yılda 8 milyar avro harcadı...

Erdoğan: Biz o parayı kamplara harcadık. İnsani davranıyoruz. Kızlarım mülteci kampına gitti, ağlayarak döndü. (BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Antonio) Gutteres bundan iyi kamp görmediğini söyledi.

Tusk: Kamplar gerçekten iyi ama Yunanistan'a Avro Bölgesi'ni kurtarmak için kredi verildi, böyle karşılaştırmalar yapmamalısınız.

Erdoğan: Bu da Schengen'le ilgili, o da bir Avrupa projesi.

Tusk: AB zor durumda, Paris saldırısından sonra Schengen Anlaşması iptal edilebilir. Bu yüzden sizinle anlaşmak istiyoruz.

Erdoğan: Anlaşma olmazsa mültecileri nasıl durduracaksınız, öldürecek misiniz?

Tusk: AB kendini daha az çekici yapabilir ama istediğimiz çözüm bu değil.

Erdoğan: AB, Türkiye kıyılarında boğulan bir çocuktan fazlasıyla karşılaşır. 10 ila 15 bini bulur. Bununla nasıl başa çıkacaksınız? Paris'teki saldırılar yoksulluk ve dışlanmışlıkla ilgili. Bunlar cahil insanlar, Avrupa'da terörist olmayı sürdürecekler.

Juncker: Schengen dağılırsa Türkiye AB'ye vize muafiyetinden faydalanamaz, Ankara ikili anlaşmak zorunda kalır. Anahtar Türkiye'nin elinde, ama 5 Ekim anlaşmasına uyulmazsa başka çözümler aramak zorunda kalırız. İlerleme raporunu Türkiye'deki seçimlerin sonrasına ertelediğimizi hatırlatırım. Bu erteleme yüzünden eleştirildik. Para konusunda ben ya da Donald (Tusk) rakamlarla oynayıp duramayız, iki hafta içinde netleştirmeliyiz. Yeni fasıl açmayı da kabul ettik.

Erdoğan: Erteleme AK Parti'nin seçimleri kazanmasına yardım etmedi. Zaten rapor da bir hakaretti. Bu raporu kim hazırladı? Nasıl böyle şeyler yazarsınız? Bu gerçek Türkiye değil, gerçeği öğrenmek için bana hiç gelmediniz. Bu raporlar yüzünden Türklerin çoğu AB'ye üye olmak istemiyor. İlerleme göstermemize rağmen fasıl açılmıyor. AB zirvelerine katılırdık, 11 yıldır bizimle görünmek istemiyorsunuz. 5 yıldır da yeni fasıl açmıyorsunuz.

Juncker: Siz istediniz diye raporu erteledik. Yoksa niçin eleştirilmek isteyelim? Avrupa'yla uzlaşmak istediğinizi sanmıştım, şimdi kendimi kandırılmış hissediyorum.

Erdoğan: Bize verdiğiniz tek bir sözü tuttunuz mu?

Juncker: Gerekli kaynaklar toplanıyor, müzakereleri ve vize muafiyetini hızlandırmaya çalışıyoruz, ama bunlar kolay kararlar değil

Erdoğan: AB Türkiye için hiçbir şey yapmadı. Para Türkiye değil mülteciler için. Üstelik üyelik öncesi fonlarımızdan kullanıyorsunuz. Tek bir fasıl da açılmadı. 53 yıldır bekliyoruz. Bizimle dalga geçiyorsunuz.

Juncker: Türkiye bu 53 yıl boyunca bir demokrasi değildi.

Erdoğan: Almanya ve Britanya da değildi, büyük bir savaşa da yol açtılar. Yunanistan, Portekiz, İspanya da değildi. Juncker Türkiye'yi Lüksemburg'la karşılaştırmamalı, Lüksemburg Türkiye'de bir şehir gibi.

Juncker: Çok yoğun çalışıyoruz, Brüksel'de sizi prensler gibi ağırladık.

Erdoğan: Prens gibi mi? Tabii ki, ben bir üçüncü dünya ülkesini temsil etmiyorum...

Juncker: AB hiç 28 artı 1 zirvesi yapmadı ama Türkiye için hazırız

Erdoğan: Ben de öyle yapardım ama bunu yüzüme vurmayın. 80 milyon insanı temsil ediyorum. Juncker'ın böyle konuşması saygısızlık. AB Türkiye'yi istemiyor diye düşünüyorum. Öyleyse bize açıkça söyleyin, biz de rahatlayalım.

Tusk: 29 Kasım'a dek anlaşmalıyız, böyle tartışmayı sürdüremeyiz. Üye ülkeleri mülteciler için para vermeye ikna etmek kolay değil. Sizi kandırmaya çalışmıyorum, ama 28 üyenin hepsi gemide olmalı.

Feridun Sinirlioğlu: Ama 3 milyar avro hakaret.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber