10 bin 856 kişinin pasaportu iptal edildi
İçişleri Bakanı Ala: Jandarmayı kesinlikle İçişleri'ne bağlayacağız; 10 bin 856 kişinin pasaportunu iptal ettik

İçişleri Bakanı Efkan Ala, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından merak edilen soruları yanıtlıyor.
Ala'nın konuşmasının satır başları şöyle;
O gece Erzurum'dan akşam uçağıyla Ankara'ya geliyordum. Esenboğa'ya indikten
sonra yakın korumam efendim darbe oluyor dedi. O arada Hakan Fidan aradı telefonda
"Efendim darbe oluyor bizi bombalıyorlar" dedi. Uçaktan indik havaalanına
geçtik. Oraya geçtikten sonra çok çeşitli haberler vardı. Benim jandarma yaverim
yanımdaydı tanklar geliyor diye belirtti. Sayın Cumhurbaşkanı'nı aradım ulaşamadım.
Ben emniyete sahada olun talimatını, geri çekilmeyecekleri emrini verdim. Ardından
size bağlandım. Bunun bir paralel çetenin darbe teşebbüsü olduğunu ve halkımızın
sokaklara inmesini istirham ettim.
Havaalanında bir karargah oluşturduk ve oradan olayları yönettim. Malatya'dan
Diyarbakır'a mesaj iletmişler Efkan Ala Van'dan geliyor F-16'ları Malatya'ya
indirin diye talimat vermişler.
Genelkurmay 16.00'da haberdar edilmiş önlemler alınmış. Ama bunun daha erken
haber alınması gerekiyordu böyle bir durum var Fakat şöyle de bir durum var
sistem zaafiyeti var. Bu yapıyı öyle bir kurgulamalıyız ki bir daha Türkiye'de
darbe olmamalı. Biz çok şey yaptık 17-25 Aralık girişimini önlememiz, 27 Nisan'daki
bildiren hemen sonra aldığımız önlemler...
17-25 Aralık'tan sonra iç güvenlik paketi yaptık. Jandarmanın önemli bir kısmını
İçişleri Bakanlığı'na bağladık keşke hepsini bağlasaydık.
İSTİHBARAT EMNİYETLE NEDEN PAYLAŞILMADI?
Bu yapı darbe üretiyor, çünkü güç dağılmamış. Silahlı kuvvetlerde güç tek yerde
toplanmış. Demokratik ülkelere bakın darbe yapılmıyor çünkü nereyi ele geçirecekler.
Biz uzun zamandır terörle mücadele ettiğimiz için çok fazla istihbarat geliyor.
Normal bir ülkede bir senede gelecek raporlar bizim ülkemizde bir günde geliyor.
İstihbarat emniyete verilmeliydi. Tekrarlanmaması için gereken işler yapılacak.
Tehlike tamamen ortadan kalkmadı. Hızlı kararlar alıyoruz. İnşallah bu kararları
uyguladıktan sonra ortadan kalkar. 2002'den ber inanılmaz projeler yapıyoruz.
Türkiye'yi bundan geriye götürecek böyle bir saçmalığa kim izin verir. Bizim
milletimize olan inancımız, Allah'a olan inancımız, kendi siyasetimize olan
güvenimiz bize bunları söyletiyor. Az bile söylemişiz millet tankların üstüne
çıktı, şehit oldu. Söyleyecek kelime bulamıyorum inanılmaz bir durum Türkiye'yi
bu hale düşürmeye kimin ne hakkı, haddi var?
Ben buraya gelirken Genelkurmay'la görüştüm. Kayıp askerler değil de kaçaklar
var. Soruşma açılmış, gözaltına alınması gerekirken kaçmış. Muğla'da Sayın Cumhurbaşkanımızın
otelini basmaya gidenlerin 17'si yakalanmamış aranıyor. Bugün 10 bin 856 kişinin
pasaportunu iptal ettik. Şu an itibariyle Allah rahmet eylesin, onların haklarını
ne yapsak ödeyemeyiz, 246 şehidimiz var. Yaralımız 2 bin 185, gözaltı 10 bin
607 tutuklu 4 bin 496, durum bu.
VATANDAŞ OHAL'DEN NASIL ETKİLENECEK?
İlk gece daha ilan edilir edilmez ben vatandaşın hayatında hiçbir değişiklik
olmayacak dedim. Eskiyle karıştırılmasın biz olağanüstü hali devleti düzene
sokmak için ilan ettik. Eskiden halkı hizaya getirmek için OHAL ilan edilirdi.
OHAL ilan edilince devlet kanun üstü kararnameler çıkarma yetkisine sahip oluyor.
Bir de bu darbe teşebbüsünde bulunanların gözaltı süresi. Birçok soruşturma
açılmıştı. Bu soruşturmalardaki kamu görevlileri bakımından hızlandırılabilir.
Bir devlete biz OHAL ilan ettik. İki OHAL hükümete bazı olanaklar veriyor ama
bunlar kullanılacak diye bir şey yok. Burada hükümetin daha hızlı karar almasını
sağlayacak bir imkan veriyor. Vatandaşımız müsterih olsun zaten hepsi sokakta
görüyorsunuz inşallah ona da devam edilecek. Farabi'nin bir sözü var, "Körü
körüne birine bağlanan grubun akıl seviyesi o kişinin akıl seviyesindedir".
Olup bitenler akıl seviyesinni altında. Türkiye'de birçok şeyde reform yapılmış,
bu ne biçim iştir anlaşılabilir değil.
Darbe teşebbüsünden sonra meydanlara indiğinizde, medyanın topyekün karşı duruşuna
bakın, bütün siyasi partiler, Türkiye nadiren bir işgal tehlikesi böyle bir
şeye karşı durur.