'Mağduriyet müracaatları, örgüt talimatıyla veriliyor'

Başbakan Yardımcısı Canikli, FETÖ'ye yönelik operasyonlarda mağdur edildikleri iddiasıyla yapılan başvurularla ilgili "Çoğunlukla örgütün talimatı çerçevesinde müracaatlar yapılıyor. Dilekçelere baktığımız zaman hepsi tek kalemden çıkmış gibi" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Ekim 2016 14:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Mağduriyet müracaatları, örgüt talimatıyla veriliyor'

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Kanal 7 televizyonundaki Başkent Kulisi programında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik operasyonlar hakkında konuşan Canikli, örgütün ana omurgasının çökertildiğini söyledi. FETÖ'nün artık karar alma ve uygulama kapasitesine sahip olmadığını dile getiren Canikli, örgüt üyelerinin kendi aralarındaki iletişimin de büyük oranda ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Söz konusu gelişmelerin, yapının tümüyle çökertildiği anlamına gelmediğini belirten Canikli, "Süreç devam ediyor. Biz sadece ana yapının çökertildiğini söylüyoruz. Özellikle bu tür terör yapılanmalarında gizlilik esas olduğu için küçük ve tespit edilemeyen birimler halinde kalıntılar, kripto kişiler olabilir ama bunu karamsarlığa meydan verilsin anlamında söylemiyorum. Kesinlikle böyle bir tehlike söz konusu değil." diye konuştu.

Operasyonlarda orta ve alt düzeydeki örgüt üyelerinin dışındakilere dokunulmadığı yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Canikli, "Bu kesinlikle doğru değil. Çok daha büyük oranda çatıyı çökerttik. Şu anda bütün yönetim kademesi ya gözaltında tutuklu ya da firar etmiş vaziyette. Dolayısıyla şu anda kripto üst seviyedekiler ve diğer kademedeki yöneticiler tespit ediliyor." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün TSK içindeki yapılanması

Canikli, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki yapılanmasına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi vererek, üst yönetim kademesinde, kontrol edilebilir hale getirilmesini sağlayacak düzeyde temizlik yapıldığını söyledi.

Örgütün genel olarak kurmay subaylar üzerine yatırım yaptığını dile getiren Canikli, "Önceki dönemde general olabilmek için mutlaka kurmaylık sıfatına haiz olmak gerekiyordu. Dolayısıyla bütün yatırımlarını kurmay subaylar üzerine yapmışlar. Diğer sınıf subaylarında herhangi bir çalışma yapmamışlar ya da ihmal etmişler." dedi.

FETÖ'nün sınıf subaylarla ilgilenmemesinin kendileri açısından avantaj oluşturduğunu kaydeden Canikli, bu durumun kendilerine hareket kabiliyeti sağladığını dile getirdi.

Canikli, örgütün askeri okullara giriş sürecini çok büyük oranda kontrol ettiğini belirterek, önceki yıllarda askeri okuldan mezun olanlardan aktif olarak örgüte üyeliği tespit edilenleri de temizlediklerini vurguladı.

Kanun hükmünde kararnamelerle sistemi, bu tür darbe girişimleri ve oluşumlara meydan vermeyecek hale getirdiklerini anlatan Canikli, bu kapsamda askeri harekat görevleri dışında kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlandığını hatırlattı. Canikli, personel alımı ve eğitimini ise Milli Savunma Bakanlığının üstleneceğini ifade etti.

TSK'nın artık savaş, muhabere ve askerlik gibi konulara kafa yoracağına dikkati çeken Canikli, "Bu herkesin kendi alanlarıyla ilgili güçlerin optimal kullanılması anlamına geliyor. Bu, TSK'nın gücünü inanılmaz şekilde artıracak." değerlendirmesinde bulundu.

"Mağduriyet müracaatlarının çoğu örgütün talimatı çerçevesinde"

FETÖ soruşturmaları sırasında mağdur olduklarını iddia edenlere ilişkin de konuşan Canikli, bu konudaki çağrılarından önce bu anlamda başvuruda bulunanların azlığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adalet vurgusu ve illerde gerçekten mağdur olanların başvurularının en geniş şekilde incelenmesi talimatından sonra görevine son verilenlerin sayısından daha fazla müracaat sayısına ulaşıldığını belirten Canikli, şöyle devam etti:

"Çoğunlukla örgütün talimatı çerçevesinde bu müracaatlar yapılıyor. Sadece sayıdan anlamıyoruz. Dilekçelere baktığımız zaman hepsi tek kalemden çıkmış gibi, şablon başvurular. Cümleler, kelimeler hemen hemen aynı. Bu, müracaatların çoğunda kişi 'Ben FETÖ üyesi değilim' demiyor. Diyor ki 'Ben ByLock'u kullandım ama ByLock gizli, saklı değil. Böyle olsaydı yasaklanırdı.' Bu, 17-25 Aralık'tan sonra yani FETÖ'nün 'Bank Asya'da hesap açın, para yatırın' çağrısından sonra bu çağrıya uyarak para yatıranlar içinde geçerli. Onlar da 'Biz para yatırmadık' demiyorlar. Diyor ki 'Bank Asya resmi bir banka. Kurallara göre, ülkenin kanunlarına göre faaliyette bulunan bir banka. Biz de para yatırdık.' Genel müracaatların çok büyük bölümü bu şekilde. Aslında bu dilekçeler itiraf. 'Biz mensubu değiliz' demiyor. Sadece kendisine bir savunma mekanizması, bir kanal açmaya çalışıyorlar."

İhraç kriterleri

İhraçlarda esas alan kriterlerle ilgili de açıklama yapan Canikli "2014'ten sonra, FETÖ liderinin talimatıyla, Bank Asya'ya anlamlı miktarda para yatırma kriter alındı. Bu örgüt üyeliğinin bir göstergesidir.Sendikaya 2014'ten önce girip çıkmış olmak bir kriter olarak değerlendirilmiyor. FETÖ soruşturmasında bir mağduriyet söz konusu değil." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber