'Bize yapılan uygulama faşist bir uygulamadır'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "(Almanya'da katılacağı etkinliğe izin verilmemesi) Bize yapılan uygulama faşist bir uygulamadır, demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulamadır. Alman anayasasının, Almanya'nın taraf olduğu insan hakları sözleşmesinin ayaklar altına alınmasıdır

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Mart 2017 11:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Bize yapılan uygulama faşist bir uygulamadır'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Eğer Bugün Türk Adalet Bakanı'na yapılan haksızlık karşısında susan Alman siyasetçiler, yöneticiler, ülkelerinde sürekli artan aşırıcılık karşısında tavır ve tedbir geliştirmezlerse bu anlayış Almanya'nın her biri tarafını tuttuğu zaman Sayın Merkel bile konuşacak yer aramakta, bulmakta zorlanabilir." dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak için Yozgat'a gelen Bozdağ, Boğazlıyan Şeker Fabrikası'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve kendisinin Almanya'da katılacakları etkinlikleri iptal edilmesi üzerine Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yaptığı açıklamalara ilişkin görüşünün sorulması üzerine Bozdağ, şunları söyledi:

"Almanya'da yapacağımız toplantı bildiğiniz gibi belediye tarafından iptal edildi. İptal kararını veren belediyedir ama olayın oluş şekline baktığımızda oradaki organizasyonu yapan vatandaşlarımız belediyeye durumu pazartesi günü 27 Şubat'ta bildiriyorlar. Toplantıya kimin katılacağını kaç kişi olacağını bildiriyorlar. İlanlar yapılıyor. Nihayet çarşamba günü belediye yetkilisi, polis yetkilisi ve organizasyonu yapanlar adına bir temsilci ortak bir tutanağa da imza atıyorlar. Tutanakta binanın yeri, adresi, katılacakların sayısı, kirası, konuşmacı, toplantının ne kadar süreceği ve orada bir zarar meydana gelirse bu zararın nasıl karşılanacağını içeren tutanak tutuluyor. Toplantı perşembe günü 19.00'da yapılacak, bu imza çarşamba günü atılıyor. Perşembe günü de Alman Adalet Bakanı ile saat 18.00'de bir görüşmemiz var. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda belediyenin bu toplantıyı iptalden günler öncesinden bildiği, toplantıya gerekli desteği verdiği gözüküyor ancak perşembe günü ne oluyorsa bir müdahale oluyor. Çok net gözüküyor burada. Bu müdahaleyi Alman istihbaratı mı yaptı yoksa Federal Hükümet mi yaptı. Onu tabii müdahaleyi yapanlar daha iyi bilir ama hayatın olağan akışına baktığımızda bir müdahale olduğu çok açık ve bu müdahale sonucu belediye bu toplantıyı iptal etmiştir."

Toplantının iptalinin belediyeyi aşan bir irade neticesinde olduğunu dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Aynı iptalin sayın Nihat Zeybekci'nin toplantı yapacağı yerde olması o da bu iradenin ortak bir irade olduğunu, her yerde geçerli bir irade olduğunu da açık şekilde ortaya koymaktadır. Bunu belediyenin aldığı bir karar olarak görmüyorum, değerlendirmiyorum. Belediyeye aldırılan bir karar olarak görüyorum, değerlendiriyorum. Sayın Merkel, 'Biz ifade hürriyetine saygılıyız' diyor, bu kararda Dışişleri Bakanı da 'Etkimiz yok' diyor. Ama ikisi de kararı eleştirmiyor. Kararı alan belediye 'Yanlış yapmıştır' demiyor. 'Türkiye'nin Adalet Bakanı'nın konuşturulmaması Alman demokrasisine, Almanya'da hakim olan insan haklarına aykırıdır, belediye büyük bir yanlış yapmıştır' diye bir açıklamaları yok. Böyle bir değerlendirmeleri ikisinin de olmadı. Belediyeyi eleştiren kınayan, 'Bu yanlış olmuştur, Alman anayasasına, Alman demokrasisine ve Almanya'da hakim olan özgürlükler düzenine bir leke düşmüştür' açıklamaları yok. Peki ben buradan soruyorum. Türkiye Adalet Bakanı'nın konuşturulmaması, Sayın Merkel, Almanya'daki insan haklarına uygun mudur, değil midir? Alman anayasasına, Almanya'nın taraf olduğu insan hakları sözleşmesine uygun mudur, değil midir? Belediye doğru mu yapmıştır, yanlış mı yapmıştır? Çok açık bir biçimde Alman hükümeti, bunu belediyenin yaptığını eğer öyle kabul ediyorlarsa bu tavrı kınamamıştır, eleştirmemiştir. Yanlış bulduğunu ifade etmemiştir."

Almanya'ya çağrıda bulunduğunu dile getiren Bozdağ, "Eğer Türkiye'de toplantı yapmak isteyen bir Alman siyasetçi varsa buyursun gelsin Türkiye'de dilediği gibi toplantı yapsın. Almanya'da seçimler var. Türkiye'de Almanya'daki seçimlerde oy kullanacak Alman vatandaşları var. Türkiye'nin neresinde istiyorlarsa diledikleri gibi toplantı yapsınlar." dedi.

Kapıların sonuna kadar açık olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bunu çok net şekilde ifade ediyorum. Aynı şeyi onlar söyleyebiliyorlar mı, söylemiyorlar. Söyleyebileceklerini de zannetmiyorum çünkü ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, İslamofobi gibi Avrupa Birliğinin üzerinde yükseldiği değerlerin düşmanı olan hastalıklar, demokrasinin düşmanı olan hastalıklar, hukuk devletinin düşmanı olan hastalıklar Almanya'da hızla yayılmaktadır. Bu hastalığa kapılanların sayısı her geçen gün artmaktadır." diye konuştu.

Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Eğer Bugün Türk Adalet Bakanı'na yapılan haksızlık karşısında susan Alman siyasetçiler, yöneticiler, ülkelerinde sürekli artan aşırıcılık karşısında tavır ve tedbir geliştirmezlerse bu anlayış Almanya'nın her biri tarafını tuttuğu zaman Sayın Merkel bile konuşacak yer aramakta, bulmakta zorlanabilir. Aşırıcılığa karşı demokrasiyi korumak, insan haklarını, hukuku korumak, hepimizin görevidir ve bu aşırılıklarla dünyanın neresinde olursa olsun birlikte mücadele etmemiz şarttır. Bize yapılan uygulama faşist bir uygulamadır, demokratik değerlerin çiğnendiği bir uygulamadır. Alman anayasasının, Almanya'nın taraf olduğu insan hakları sözleşmesinin ayaklar altına alınmasıdır. Hukuk devletinin çiğnenmesidir. Türk toplumunun toplanma hakkının engellenmesidir. Burada bulunan hem Türk toplumunun hem de Adalet Bakanı'nın kendini ifade edebilme hürriyetinin engellenmesidir. Almanya'nın geçmişindeki hastalıkların yeniden depreştiğini görmekten gerçekten büyük bir üzüntü duyduğumu burada ifade etmek isterim."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Türkiye'deki referandum sürecini etkilemek için Almanya'da ve yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın bu süreçte 'evet' oyu kullanmasını etkilemek için çaba gösterenler, boşuna çabalıyorsunuz. Türk milleti oy verirken yabancı devletlerin iradelerine bakmaz, kendi kalbine, aklına, iradesine bakar, öyle oy kullanır." dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak için Yozgat'a gelen Bozdağ, Boğazlıyan Şeker Fabrikası'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Almanya gibi Hollanda'nın da (Türk siyasetçilere) izin vermeyeceği yönünde açıklamaları var" yönündeki sorusu üzerine Bozdağ, aşırıcılığın her yerde yayıldığını, Almanya gibi Hollanda ve başka yerlerde de bu tarz aşırılıkların bulunduğunu söyledi.

Böyle bir yaklaşımın hukuk devletinin, demokrasinin yanı sıra Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi'nin üzerinde yükseldiği değerlerin de düşmanı olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları belirtti:

"Aşırıcılığa karşı hepimizin ortak tutum geliştirmesi lazım. Avrupa'nın pek çok yerinde seçimler var. Seçimlerde maalesef siyasetçiler Türkiye aleyhtarlığı üzerinden aşırıcılara şirin gelecek açıklamalar yapıyorlar. Türkiye karşıtlığı üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. Diyorum ki Türkiye karşıtlığı ve aleyhtarlığı üzerinden seçim kampanyası yürütenler büyük bir hata işliyorlar. Almanya'da veya başka ülkelerdeki seçimlerde Türkler oy kullanmayacak, Almanlar oy kullanacak, başka ülkelerin vatandaşları kullanacak, kendi vatandaşlarını seçecekler. Türkiye'yi bu seçimlere alet etmeleri hiçbir fayda vermez, vermeyecektir. Türkiye güçlü bir ülke, yoluna devam edecektir."

Bozdağ, Avrupa ülkelerinin takındığı bu tavrın, Türkiye'nin içinde bulunduğu halk oylaması süreciyle de alakalı olduğunu, Türkiye'nin 16 Nisan'da büyük bir anayasa reformu yapacağını ve hükümet sisteminin değişikliğini oylayacağını anımsattı.

"Benim gördüğüm Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği üyesi pek çok ülke Türkiye'nin hükümet sisteminin değişmesine karşılar" ifadesini kullanan Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:

"Bunu çok net bir şekilde ifade ediyorlar. Uygulamalarıyla da bunu ifade ediyorlar. Hükümet değişikliğinin yapılmasını isteyen, 'evet' oyu kullananların toplanmasına, kendilerini ifade etmelerine, bu yönde propaganda yapmalarına engel çıkarıyorlar. İstiyorlar ki Türkiye'de istikrar olmasın, güçlü iktidar olmasın. 'İstikrarsız Türkiye, güçlü iktidarsız bir Türkiye ile ülke yönetilmeye devam etsin. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti geçicidir, onların dönemindeki istikrar da geçici, güçlü iktidar da geçici. Onlar gittikten sonra yine istikrarsız eski günler, zayıf iktidarlar gelir, biz onlarla istediğimiz gibi yol alabiliriz, istediğimiz noktaya onları çekebiliriz' düşüncesi bunların bilinç altında yatıyor. Onu da çok net görüyoruz. Türkiye'deki referandum sürecini etkilemek için Almanya'da ve yurt dışında bulanan vatandaşlarımızın bu süreçte 'evet' oyu kullanmasını etkilemek için çaba gösterenler, boşuna çabalıyorsunuz. Türk milleti oy verirken yabancı devletlerin iradelerine bakmaz, kendi kalbine, aklına, iradesine bakar, öyle oy kullanır. 16 Nisan'da onlara en büyük cevabı sandıkta Boğazlıyanlılar, Yozgatlılar, 80 milyon aziz milletimiz, Almanya'da ve Avrupa'da dünyanın dört bir yanında yaşayan aziz vatandaşlarımız verecektir, hiç şüphem yok."

- "İnşallah iptal etmezler"

"Almanya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile sizin programlarınıza izin vermedi, CHP Milletvekili Deniz Baykal'ın programlarında ise şu an için bir iptal söz konusu değil" diyen bir basın mensubunun, bu konudaki görüşlerini sorması üzerine Bozdağ, "İnşallah iptal etmezler. Sayın Baykal bir siyaset, devlet adamı. Türkiye'de siyaset yapan, anayasal ve yasal düzene bağlı herkesin, meşru siyaset yapan herkesin her yerde propaganda yapması, konuşması demokratik bir haktır. Sayın Baykal'ın konuşması da öyledir. Umarız Sayın Baykal'ın konuşmasını engellemezler. Ben engelleyeceklerini de düşünmüyorum." sözlerine yer verdi.

Bozdağ, geçtiğimiz günlerde CHP'li bir vekil ile HDP'li bir vekilin Almanya'da toplantı yaptıklarını belirterek, onların toplantısına izin verildiğini, "hayır" çalışması yapanların toplantılarına, bu toplantılarda konuşanların kendilerini ifade etmelerine bir engel çıkarılmadığını, bundan sonra da çıkarılacağını zannetmediğini dile getirdi.

"Çıkarılmamasını da doğru görüyorum, bunu açıklıkla ifade etmek isterim" diyen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Ancak bu Almanya'nın Türkiye'deki referandum sürecine nereden baktığını ve bu olayların nereden kaynaklandığını görmek bakımından önemli. Almanya ayrıca Türkiye'nin aleyhine çalışan herkesi himaye eden bir tutum içinde. PKK terör örgütü mensupları Almanya'da cirit atıyor. FETÖ örgütü mensupları Almanya'da cirit atıyor, darbe yapan askerlerden ve darbecilerden bazıları Almanya'nın himayesi altında. Şöyle bir fotoğraf çıkıyor ortaya, kim Türkiye devletine düşmanlık ediyorsa kim Türkiye ve Türk milletine terör dahil, darbe dahil, yasaların suç saydığı eylemleri yapıyorsa Almanya'da himaye görüyor. Bunu çok net bir şekilde hep görüyoruz, ifade ediyoruz, bundan sonra da ifade etmeye devam edeceğiz. Suçluları himaye etmek, sadece bir devletin aleyhine suç işliyorlar diye onlara kucak açmak, demokrasiye, insan haklarına, hukuk devletine yakışmaz. Almanya Türkiye'nin kadim ilişkilerine ve dostluğuna da yakışmaz bu Almanya'ya da bir fayda vermez onlara da zarar verir."

Erdoğan'lar, Atatürk'ler, Menderes'ler, Özal'lar kolay gelmiyor"

- Adalet Bakanı Bozdağ:

- "Türkiye istikrar için her zaman Atatürk aramak zorunda kalmamalıdır. İstikrar için her zaman Adnan Menderes, Turgut Özal, Tayyip Erdoğan aramak zorunda kalmamalıdır. Çünkü Tayyip Erdoğan'lar, Atatürk'ler, Menderes'ler, Özal'lar kolay gelmiyor"

- "Onun için diyoruz ki 'Biz bir sistem kuralım ki bu sistem Türkiye'de daima siyasi istikrar kursun, daima güçlü iktidar oluştursun.' İşte bunun adı cumhurbaşkanlığı sistemi. Bu sistemde iktidarı doğrudan Türk halkı belirleyecek"

- Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Türkiye istikrar için her zaman Atatürk aramak zorunda kalmamalıdır. İstikrar için her zaman Adnan Menderes, Turgut Özal, Tayyip Erdoğan aramak zorunda kalmamalıdır. Çünkü Tayyip Erdoğan'lar, Atatürk'ler, Menderes'ler, Özal'lar kolay gelmiyor." dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak için Yozgat'a gelen Bozdağ, Boğazlıyan Şeker Fabrikası'nda yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da ülkenin yeni bir karar vereceğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bu yana anayasalarda yapılan en önemli reformu, milletin karara bağlayacağını belirtti.

Türkiye'nin istikrarsızlıklarla zayıf iktidarlarla yoluna devam edemeyeceğine dikkat çeken Bozdağ, "15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadık. Türkiye büyük bir felaketten kurtuldu. Yanı başımızda Suriye ve Irak'ta devam eden savaş, Türkiye'nin içindeki terör, başka güçlerin Türkiye üzerindeki planları, bu coğrafyada bizim daima güçlü daima refah içerisinde olmamızı zorunlu kılıyor. Güçlü olmamız için istikrar şart, güçlü iktidar şart. Güçlü olmamız için Türkiye'nin sisteminin saat gibi işleyen sağlıklı bir hükümet sistemi olması şart." diye konuştu.

- "Türkiye ne kazandıysa bu güçlü iktidarlar döneminde kazanmış"

Bakan Bozdağ, Türkiye'de güçlü liderlik özellikleri olan devlet adamları döneminde istikrarın sağladığının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de parlementer sistemlerde siyasi istikrar olmuş mu? Olmuş. Güçlü iktidarlar olmuş mu? Olmuş. Ne zaman? Atatürk döneminde olmuş, Adnan Menderes döneminde olmuş, Turgut Özal döneminde olmuş. Şimdi de Tayip Erdoğan döneminde var. Baktığımızda bu isimlerin hepsi güçlü liderlik özellikleri olan isimler. Milleti ile iyi bağ kurmuş, kucaklaşmış insanlar. Millet de onların arkasında durmuş ve o dönemlerde güçlü iktidarlar kurulmuş. Türkiye ne kazandıysa bu güçlü iktidarlar döneminde kazanmış. Ne yaptıysa bu güçlü iktidarlar döneminde yapmış. Ama ne zaman bu güçlü liderler siyaseti bırakmış, siyasetin dışına çekilmiş veya rahmete kavuşmuş Türkiye yeniden istikrarsız dönemlerine dönmüş. Türkiye istikrar için her zaman Atatürk aramak zorunda kalmamalıdır. İstikrar için her zaman Adnan Menderes, Turgut Özal, Tayyip Erdoğan aramak zorunda kalmamalıdır. Çünkü Tayyip Erdoğan'lar, Atatürk'ler, Menderes'ler, Özal'lar kolay gelmiyor. Onlar gibisini beklemeye kalkarsak belki 50 sene bekleyeceğiz belki 20 sene bekleyeceğiz, belki 100 sene bekleyeceğiz. O zaman Türkiye sıkıntıya girecek. Onun için diyoruz ki 'Biz bir sistem kuralım ki bu sistem Türkiye'de daima siyasi istikrar kursun, daima güçlü iktidar oluştursun.' İşte bunun adı cumhurbaşkanlığı sistemi. Bu sistemde iktidarı doğrudan Türk halkı belirleyecek."

- "Milletini iradesini alan ülkeyi yönetecek"

7 Haziran genel seçimleri sonrası ülkede hükümet kurulamadığını, yeni gelecek sistemle beraber 7 Haziran'ların yaşanmayacağını dile getiren Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"7 Haziran'da bir partiyi çoğunlukla seçmeyince ne oldu? Ankara'da pazarlık masaları kuruldu. Partiler birbirini ziyaret ediyor, 'Hükümeti beraber kuralım, bakanlıkları şöyle paylaşalım, şöyle yapalım, böyle yapalım' diye pazarlıklar kuruldu. Tezgahtarlar ortaya çıktı. Milletin vermediği iktidarı, Ankara'da birileri, 'Nasıl alır şuna buna veririz' onun pazarlığını yaptı. Neden çünkü milletvekillerinin oyuyla hükümet kuruluyor, onların oyuyla güvenoyu alıyor. Şimdi ne olacak ilk defa Türk milletine Türkiye'yi yönetecek hükümeti doğrudan hür oyuyla seçebilme hak ve yetkisi veriliyor. İki sandık konacak birinde milletvekillerini seçeceğiz ona oy vereceğiz, diğer sandıkta da Türkiye'yi yönetecek hükümeti seçeceğiz, ona oy vereceğiz. Milletini iradesini alan yani yüzde 50 artı birin oyunu alan ülkeyi yönetecek ve siz seçeceksiniz. Yani sandıktan doğrudan iktidar çıkacak demektir. Haziran gibi bir sonuç çıkmayacak. Kim kazanırsa kazansın milletin dediği olacak. Ankara'da pazarlık yok, Ankara'da katakulli yok. Sonuç sandıktan çıkacak."

Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, fabrikayı gezerek, çiftçilerle ve çalışanlarla sohbet edip fotoğraf çektirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber