'Eşimle modern bir cumhuriyet ailesiyiz'

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.

Duruşmada ilk olarak savunmasını yapan tutuklu sanık Aydoğan, 15 Temmuz'da Heybeliada'daki Deniz Harp Okulunda nöbetçi subay olarak görev yaptığını belirterek, "O gün Deniz Lisesinden mezun olan 167 öğrenci komutanlığa geldi. Onların işlemlerini yaptım. Saat 21.00 sıralarında da bu öğrencileri izne çıkarttım. 21.40'da internetteki haberlerden sıkıyönetim olduğunu öğrendim ancak terör saldırısı alarmı olduğunu zannettim." dedi.

Daha sonra haber merkezinden arandığını ve sıkıyönetim mesajı yayınlandığını öğrenince Personel Şube Müdürü Kurmay Binbaşı firari sanık Mustafa Köroğlu ile görüştüğünü dile getiren Aydoğan, Köroğlu'nun Mesut Özel'i karargaha götüreceğini söylediğini, kendisinin de Özel'i arayarak sıkıyönetim mesajının yayınlandığını aktardığını anlattı.

Aydoğan, saat 22.15'te haber merkezine gittiğinde sıkıyönetim mesajının içeriğini görünce darbe olduğunu anladığını, bunu bildirmek için her iki komutanı da aradığını ancak ulaşamadığını iddia etti.

EŞİMLE BİRLİKTE MODERN CUMHURİYET AİLESİYİZ

Haberlerden sivillerin askeri kışlaların önünde toplandığını duyması üzerine birliğin emniyetini almak için devriye attığını belirten Aydoğan, şöyle devam etti:

"Bu sırada Koramiral Adnan Özbal beni aradı. Mesut Özel'e ulaşamadığını, eşiyle görüşmek istediğini, ayrıca dışarıdan gelen mesajlara itibar etmememizi, kendisinin verdiği sözlü emirleri dikkate almamızı söyledi. Bunun üzerine lojmana giderek Özel'in eşi Gamze Özel ile görüştüm. Eşinin Maltepe Askeri Cezaevi'ne götürüldüğünü söylemesi üzerine Gamze Özel'i, Koramiral Adnan Özbal ile görüştürdüm. Daha sonra güvenlik kameralarını inceleyince, komutanın firari sanık Mustafa Köroğlu tarafından usulüne uygun bir şekilde araca bindirildiğini gördüm. Komutanın Mustafa Köroğlu'nun oyununa geldiğini anladım. Daha sonra Yarbay Ahmet Çakınberk'in karşılaştım. Mesut Özel'in talimatı doğrultusunda görevimi bırakmamı söyledi. Ancak Özel'in sözlü talimatı olmadan bırakmayacağımı söyledim. Bunun üzerine Çakınberk Özel'i telefonla aradı. Özel ile telefonda ben görüştüm. Bana 'Bunu bana söyleyen ilk kişi sensin. Bu nedenle şüpelisin. Bu nedenle görevi arkadaşına devret' dedi. Ben de görevi devrederek evime çekildim ve bir gün sonra da gelen polisler tarafından gözaltına alındım."

Sanık Cüneyt Aydoğan, FETÖ'cü olmadığını ve Bylock programını kullanmadığını öne sürerek, "Eşimle birlikte modern bir cumhuriyet ailesiyiz. FETÖ'cü oldukları iddiasıyla haklarında soruşturma açılan 2 askeri lise öğrencisinin atılması konusunda 2015'te komutanlığa görüş bildirdim. 2 öğrenci de okuldan atıldı. Suçlu değilim. Eğer darbe başarılı olsaydı ilk tutuklayacakları kişi ben olurdum. Suçlu olanlar kaçtı." iddiasında bulundu.

'DARBE DEĞİL TERÖR TEHDİDİ ZANNETMİŞ''

''Darbeci olan biri o gece 167 öğrenciyi saat 21.00'de izne çıkarmazdı. Bir güç olarak kullanırdı.'' diyen Aydoğan, darbe girişimi gecesi yanında silah da bulunmadığını söyledi.

Aydoğan, o gece kimin darbesever kimin vatansever olduğunu anlamının çok güç olduğunu öne sürdü.

Savunmasının ardından soruları yanıtlayan Aydoğan'a Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı, "Sıkıyönetim, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunun toplanması üzerine alınır. Bir mesaj üzerine alınmaz. Siz bunu bilmiyor muydunuz?" diye sordu.

Aydoğan da, "15 Temmuz öncesi yaşanan terör olayları ve bu tehdidinin yüksek olması nedeniyle sıkıyönetim ilan edildiğini düşündüm." yanıtını verdi.

Bunun üzerine Lorasdağı, "Ortada terör tehdidi yoktu. Ayrıca böyle bir tehdit olsa önce polis, sonra jandarma, yine ihtiyaç olması durumunda valilik isterse asker devreye girer. Sizin böyle bir muharip göreviniz mi vardı?" sorusu üzerine Aydoğan, "Bizim sadece seferberlikte böyle bir görevimiz var. Bunun dışında görevimiz yok." dedi.

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Muhammed Enes Can