FETÖ'nün medyadaki amiral gemisi: Zaman gazetesi

Kapatılan Zaman gazetesinin çalışanlarına yönelik iddianamede, gazetenin, FETÖ'nün medyadaki 'amiral gemisi' olduğu ve örgüt medyasının "2013 yılından sonra devlete karşı açıktan saldırıya geçtiği" belirtildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Nisan 2017 14:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarından oluşan 30 şüpheliye yönelik "darbe girişimi" ve "FETÖ/PDY üyeliği" suçlarından hazırlanan iddianamede, "şüphelilere atfedilen suçların açıklanması" başlığıyla FETÖ/PDY medyası anlatıldı.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) medyasının, 2013 yılından önce izledigi strateji geregi Türkiye Cumhuriyeti devletine ve hükümeti ile kisi, kurulus ve kurumlara karsı gizli ve derinden bir mücadele yürüttüğü belirtilen iddianamede , örgüt medyasının 2013 yılından itibaren FETÖ/PDY'nin eylemleri ile es zamanlı olarak, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve hükümetine, kisi, kurulus ve kurumlara karsı açıktan saldırıya geçtiği, basın ve ifade özgürlügünün sınırlarını asarak devlet sırlarını ifsa ettiği, örgüt ideolojileri ve amaçları dogrultusunda algı olusturduğu, mesru hükümetleri çalısamaz hale getirmeyi hedeflediği, Türkiye'yi uluslararası arenada suçlu göstererek zor duruma düsürmek istediği, kisi, kurum ve kurulusların haklarını ihlal niteliginde ifadeler kullanmaya, ulusal güvenligi tehdit edebilecek, toplum huzurunu ve asayisi bozabilecek beyanlarda bulunmaya basladığı kaydedildi.

ZAMAN GAZETESİ: ÖRGÜTÜN MEDYADAKİ AMİRAL GEMİSİ

FETÖ/PDY medyasının tarihi süreç içerisindeki gelisimi, amaçlarının neler oldugu, yayın ilke ve politikalarının nasıl belirlendigiyle ilgili tahliller yapıldığı anlatılan iddianamede, şu bilgilere yer verildi:

"Nurculugun bir kolu olan Yeni Asya hareketinden ayrı hareket ederek FETÖ/PDY'yi örgütlemeye baslayan Fetullah Gülen, faaliyetlerine mesru bir görüntü kazandırabilmek, daha genis kitlelere ulasabilmek, örgütün finansmanını ve devamlılıgını saglamak maksadıyla egitim-ögretim ve medya alanlarında görünürde din ve ahlak temelli ancak esasta menfaat odaklı, dini, siyasi ve iktisadi hedefleri olan aglar kurmak üzere harekete geçmis, bu baglamda 1979 yılı şubat ayından itibaren örgüt üyeleri ile birlikte Sızıntı dergisini yayınlayarak düsüncelerini bazen dogrudan bazen dolaylı olarak dile getirmeye baslamıstır. Ülkede siyasi, iktisadi ve sosyal sıkıntıların yasandıgı bu dönemde meshur aglayan çocuk fotografının yer aldıgı kapakla ilk sayısını yayımlayan Sızıntı, 'egitim, bilim, iman, sevgi, barıs ve hosgörü sayesinde ülke sorunlarının çözülecegini' ifade ediyordu. Kulaga gayet hos ve mantıklı gelen bu söylem, bundan böyle Fethullah Gülen tarafından örgütlenen FETÖ/PDY'nin gizli ajandasındaki faaliyetlerini gizleyen bir paravan olarak kullanılacaktı. Tarihi süreç içerisinde FETÖ/PDY'nin egitim ögretim faaliyetleri kaliteli egitim- ögretim kurumlarına giris amacıyla hazırlık yapılan veya yabacı dil egitiminin verildigi özel dershaneler, özel okullar (kolejler), yurtlar ve ısık evlerinde organize edilirken, muhtelif gazete, dergi, tv, radyo ve internet siteleri, medya alanındaki örgütlenmede islevsel bir rol oynadı.

Organizasyonun büyümesiyle birlikte Feza grubu çatısı altında örgütlenecek olan medya alanındaki faaliyetlerin nüvesini olusturan Sızıntı dergisi ile birlikte 3 Kasım 1986 tarihinden itibaren Ankara'da yayımlanmaya baslanan ve 1987 yılında tamamen FETÖ/PDY'nin kontrolüne geçen Zaman gazetesi bu örgütün medyadaki 'amiral gemisi' haline geldi. FETÖ/PDY bundan böyle günlük olarak yayınlanacak, genis kitlelere ulasarak örgütsel faaliyetlerin propagandasını yapabilecek bir yayın organına sahip olmustu."

İddianamede, Zaman gazetesinin baslangıçta özellikle Islami kesime yönelik yalan haberleri çürütmeye ve dogru haber yapmaya yönelik bir yayın politikası izlediği belirtilerek, gazetenin 1987 yılı içerisinde FETÖ/PDY önde gelenlerinden Alaeddin Kaya tarafından satın alınıp Istanbul'a tasındığı, Alaeddin Kaya ile birlikte örgüt liderinin yakın çevresinden Dr. Ismail Büyükçelebi ve Abdullah Aymaz'ın yayın politikalarını belirlediği, bunun FETÖ/PDY ile dogrudan baglantılı olmayan isimlerin Zaman gazetesinden ayrılmasına ve bu gazetenin tamamen örgüte hizmet edecek bir yapıya sahip olmasına zemin hazırladığı vurgulandı.

"KAYIT DIŞI BAĞIŞLARLA AYAKTA KALABİLDİ"

"Bu dönemlerde yeterli tiraja ve gelire sahip olmayan Zaman gazetesinin halktan toplanan ve 'himmet' adı verilen kayıt dısı bagıslarla ayakta kalabildigini, hem örgüt lideri Gülen hem de Zaman gazetesinin kurucu, yönetici ve yazarları çesitli vesilelerle alenen ifade ve itiraf etmekten çekinmemislerdir." ifadelerinin de yer bulduğu iddianamede, 1990'lardan itibaren medya alanındaki faaliyetlerini artıran FETÖ/PDY'nin medyayı adeta bir silah olarak kullanmak suretiyle bilgi kirliligi ve manipülasyonlarla algı olusturarak sistemli bir sekilde toplumu yönlendirmeye basladığı dile getirildi.

Fetullah Gülen'in artık sadece kendi yayın organlarında degil, diger yayın organlarında da boy göstermeye basladığı ve sadece muhafazakar çevrelerde degil gerek yurt içinde gerekse yurt dısında çesitli din, inanç ve düsüncelere mensup sahıslarla dirsek temasına geçtiği bilgisi verilen iddianamede, "Gülen, örgütü destekleyebilecek tarzda düsüncelere sahip sahısları yazar olarak örgütüne katmıstır. 1993 yılından itibaren Feza grup dünyaya açılmıs, Zaman Romanya, Bulgaristan, Azerbaycan, Avrupa, Amerika, Benelux, Vandaag, Avusturya, Kazakistan, Kırgızistan, Makedonya ve Türkmenistan adlı gazeteler yayınlanarak muhtelif ülkelerde dagıtılmıstır." bilgisi aktarıldı.

Gazete ve süreli yayınlarla genis kitlere ulasmayı hedefleyen FETÖ/PDY'nin uluslararası habercilik ve haber servisi yaparak etki alanını daha da genisletebilmek düsüncesiyle 1994 yılında Cihan Haber Ajansını kurduğu, bu ajansın kısa süre içerisinde Türkçe ile birlikte Ingilizce ve Arapça haber ve servis hizmeti sunacak seviyeye ulaştığı vurgulanan iddianamede, şöyle devam edildi:

"1994 yılı aralık ayından itibaren yayımlanmaya baslayan Aksiyon dergisi de 'batı tarzı habercilik' anlayısı ile örgüte hizmet eden bir medya organı haline gelmisti. Feza grup bünyesinde toplumsal ve kültürel temaları isleyen Yeni Bahar adlı dergi, Zaman gazetesinin eki olarak Püff adlı mizah dergisi, Turkish Rewiev ve Cihan dergi gibi süreli yayınlarla birlikte Radyo Cihan, Irmak Tv ve Cihan Network grubun medyadaki temsilcileri olarak kayıtlara geçmistir. Dünyada ve Türkiye'de internet kullanım alanının son derece sınırlı oldugu bir dönemde (2 Aralık 1995) yayına baslayan www.zaman.com.tr ise, 'Türkiye'de internetin ilk Türkçe gazetesi olması' dolayısıyla örgüte ciddi denilecek bir destek saglamıs, bu destek internetin yaygınlasmasıyla birlikte üst düzeye ulasmıstır."

MEDYA ALANINDAKİ ATILIMLARIN NEDENİ...

"FETÖ/PDY'nin medya alanındaki bu atılımlarının temelinde Gülen'in 1990'lı yıllarda Türkiye'de ve dünyada üst düzey devlet adamları, muhtelif din ve inanç temsilcileri ve istihbarat servisi sorumluları ile kurdugu temasların etkili oldugu kusku götürmez bir hakikattir." ifadesi kullanılan iddianamede, Gülen ve örgütüne baglı yayın organlarının, faaliyetlerinin üst düzeyde desteklendigi algısını olusturabilmek maksadıyla gizlemeye gerek duymadıkları bu temasları çesitli sekillerde sunarak örgütün reklamını yapma fırsatı elde ettiklerine de dikkat çekildi.

Türkiye'den ayrılmadan önce üst düzeyde temaslar kuran Gülen'in Amerikan gizli servisi CIA Baskanlıgına getirilen Morton Abromowitz ile 1983 ve 1990 yılları arasında görüserek dostluk kurduğu, Abraham Foxman ve Papa II. John Paul ile görüsmeler yaptığı, örgüt medyasında Türkiye ve uluslararası kamuoyunda ünlü sahıslarla yapılan temasların yogun olarak islenip propaganda malzemesi olarak kullanıldığı da kaydedilen iddianamede, "12 Eylül 1980 askeri darbesini destekleyen Gülen ve FETÖ/PDY medyası, 28 Subat 1997 postmodern darbesine de aynı sekilde destek vermistir. Türkiye'de bu tür antidemokratik eylemlerden en fazla etkilenen kesimlerin basında muhafazakar kesimler yer aldıgı halde sözde, 'Islami degerlerle mücehhez bir toplum ideali' olan Gülen'in bu tür eylemleri desteklemesi ve yasanan süreçlerden sürekli gücünü artırarak çıkması,sorgulanması gereken bir husustur." değerlendirmesinde bulunuldu.

"GÜLEN'İN DOSYASI ASKIYA ALINDI"

Fetullah Gülen'in 28 Subat sonrasında, 17 Nisan 1997'de katıldığı bir televizyon programında "mevcut hükümetin iktidardan çekilmesi gerektigini" ifade ederek bir kez daha darbeyle yönetime müdahale etmek isteyen kesimlerin yanında yer aldığına dikkat çekilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"28 Subat sürecinde Zaman gazetesi, baglı oldugu örgütün lideri Gülen'in düsünceleri dogrultusunda bir yayın politikası takip etti. 28 Subat'ın etkisinin yogun olarak hissedildigi ilk dönemlerde Fethullah Gülen aleyhinde herhangi bir dava açılmadı. FETÖ/PDY'ye baglı olusumların ve yayın organlarının faaliyetlerine de engel olunmadı. 1999 yılı mart ayı içerisinde Gülen sözde tedavi amacıyla ABD'ye gitti. Ancak Gülen'in Amerika'ya gidisinden birkaç ay sonradır ki, 19 Haziran 1999 tarihinde haber bültenlerinde Gülen'in, devlet kurumlarına sızarak devleti ele geçirmeye yönelik ifadelerinin yer aldıgı ve artık kamuoyunun malumu olan kaset yayınlandı ve bir yılı askın bir süre sonra DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel, 'Laik devlet yapısını degistirerek yerine din kurallara dayalı bir devlet kurma amacıyla yasa dısı örgüt kurdugu' gerekçesiyle Gülen hakkında dava açtıysa da daha sonra bu dosya askıya alındı."

Yurt dısında muhtelif ülkelerde faaliyetlerde bulunan FETÖ/PDY'nin bilhassa ticari yatırım yaptıgı ve egitim çalısmaları yürüttügü ülkelerde medyanın gücünü örgütlenme aracı olan Zaman gazetesiyle kullandığına dikkat çekilen iddianamede, "2005 yılında örgütün önde gelen üye ve finansörlerinden Akın Ipek tarafından satın alınan Bugün gazetesi de farklı bir kulvarda FETÖ/PDY'nin medya gücüne güç katmıstır. 2006 yılında Ali Özmen Safa, (Zaman gazetesinin eski imtiyaz sahibi) Alaaattin Kaya ve oglu Cüneyt Kaya tarafından satın alınan Star gazetesinde de hisselerin yüzde 60 gibi büyük çogunlugu o dönem örgüte yakın isimlerden Alaaattin Kaya ve oglu Cüneyt Kaya'ya aitti. Bu hisselerin elden çıkarılmasına degin Star gazetesi de büyük oranda FETÖ/PDY'nin kontrolü altına girdi." bilgisi verildi.

"HÜKÜMETE SALDIRIYA BAŞLADILAR"

İddianamede, 2007 yılından itibaren Türkiye'de Ingilizce olarak yayımlanmaya baslanan Today's Zaman'ın ise yerli yazarlarla birlikte Türkiye ile ilgilenen ve dünyada tanınan yabancı siyasetçi, akademisyen, bürokrat, yazar, ve arastırmacıların yazılarına yer vererek örgüte farklı bir taban yaratmaya çalıstığı aktarılarak, "2002 genel seçimleri öncesinde herhangi bir siyasi partiye açık destek vermeyen FETÖ/PDY yayın organları, seçimler sonucunda iktidara gelen AK Parti hükümetleri ile ilk dönemlerde açıktan karsı karsıya gelmekten kaçındılar. Ne var ki, AK Parti hükümetinin, FETÖ/PDY'nin gizli faaliyetlerini ögrenerek bu faaliyetlere son verebilmek maksadıyla harekete geçmesi üzerine, örgüt medyası basın özgürlügü ile çizilen sınırları çigneyerek, açıktan hükümete yönelik saldırılara basladı. Ergenekon sorusturmalarında aktif olarak çalısan ve sonradan FETÖ/PDY üyesi oldugu anlasılan emniyet mensuplarının 2011 yılı içerisinde mevzuata uygun bir sekilde görev yerlerinin degistirilmesi Zaman gazetesinin iktidara tehdit yollu telkinlerde bulunmasına neden oldu." değerlendirmesi yapıldı.

Zaman gazetesinden Ali Ünal'ın 16 Eylül 2011'de dogrudan o dönem Basbakan olan Recep Tayyip Erdogan'ı hedef alarak, "kanaat önderleriyle görüşmesi" yönünde telkinlerde bulunmaya kalkıstığı ve söz ettiği "kanaat önderi"nin FETÖ/PDY lideri Gülen oldugunun, 15 Temmuz 2016 darbe tesebbüsü sırasındaki söylemlerden net bir sekilde anlasıldığı da belirtilen iddianamede, "Örgütün tarzına uygun ima, töhmet ve tehdit yollu göndermeler, hükümet, dershaneleri kapatma düsüncesini hayata geçirmeye kalktıgında daha da arttı. 12 Kasım 2012 tarihinde Ali Ünal, 'bütün reformlarda gayenin siyasi ve ideolojik oldugunu' ifade ederek, 'yapılmak istenenin özel mütesebbis hürriyetine müdahale oldugunu' ileri sürdü. Görünürde normal bir elestiri gibi görünen bu düsünceler, Türkiye'de dershanelerdeki muazzam payı dikkate alındıgında FETÖ/PDY'nin menfaatlerini savunmak için sarf edilmisti." ifadeleri aktarıldı.

"HÜKÜMETE PROFESYONELCE HAKARETLER YAĞDIRDILAR"

Bu tarihten itibaren Zaman gazetesinin, hükümet aleyhine yalan haberler üretmeye basladığı, örgüt menfaatleri dogrultusunda hükümete yönelik elestiri dozajını artırdığı, hukuki müeyyidelerden etkilenmemek amacıyla hükümete profesyonelce imalı ve sifreli ya da üstü kapalı hakaretler yagdırdığına dikkat çekilen iddianamede, "Zaman, hükümetin dershaneleri kaldırmaya yönelik kararlılıgı karsısında tekrar saldırıya geçti ve bunu, 'egitime darbe vurmaya yönelik' bir uygulama olarak okuyucularına sundu. Bu arada 6 Nisan 2015 tarihinde Feza Gazetecilik AS Levent Kenez'in idaresinde Meydan adlı gazeteyi yayınlamaya basladı. 13 Kasım 2015 tarihinde olası bir operasyonda zarar görmesini engellemek amacıyla bu gruptan ayrılarak Levent Kenez'in idaresinde yayına devam etti." değerlendirmesin yapıldı.

Murat Kaya

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber