Zaman gazetesinde darbe çağrışımı iddianamede

Kapatılan Zaman gazetesinin eski çalışanlarına yönelik iddianamede, FETÖ/PDY medyasında darbe çağrışımı yapacak yayınlar yapıldığı, şüphelilerin malvarlıklarını usulsuz devrettiği vurgulandı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Nisan 2017 15:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Zaman gazetesinde darbe çağrışımı iddianamede

Kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarından oluşan 30 şüpheliye yönelik "darbe girişimi" ve "FETÖ/PDY üyeliği" suçlarından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY medyasında darbe çağrışımı yapacak yayınlar yapıldığı, önceki darbelere destek olunduğu belirtilerek, şüphelilerin kayyum atanmasından önce sahip oldukları malvarlıklarını usulsuz devrettikleri vurgulandı.

'FETÖ cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek istedi'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Sızıntı dergisi ile başlayan ve Zaman gazetesi ile birlikte hızla buyuyen FETÖ-PDY medyasının, örgutun gayrimeşru faaliyet, beklenti ve hedeflerinin meşrulaştırılarak geniş kitlelere ulaştırılması noktasında son derece önemli misyona sahip olduğu, ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarak örgut amacı doğrultusunda yayın politikası izlediği kaydedildi.

İddianamede, 2012 yılı sonlarına doğru özel dershanelerin kapatılmasına dair duşuncelerin gundeme gelmesiyle bu kurumlardan yuksek gelir elde eden ve insan kaynağını devşiren FETÖ/PDY medyasının, elebaşı Fetullah Gulen'in talimatları doğrultusunda devlet adamlarına basın yayın özgurluğunun sınırlarını aşacak şekilde hakaret ve saldırılar yönelttiği, akabinde örgütün komplo ve kumpaslarla Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, hukumetini ve anayasal kurumlarını ortadan kaldırmayı hedeflediği, örgut medyasının da bu amaçlar doğrultusunda asli bir işlev gördüğü anlatıldı.

Turkiye Cumhuriyeti Hukumeti'nin örgut menfaatleri aleyhine aldığı kararlar karşısında rövanşist bir tavır sergileyen FETÖ/PDY ve medyasının harekete geçtiği; eş zamanlı, sistematik, planlı ve programlı bir biçimde yurutulen komplo, kumpas ve kurgu urunu "MİT tırları operasyonu", sözde "Selam Tevhid-Kudus Ordusu" ve "17-25 Aralık soruşturmaları" ile Turkiye Cumhuriyeti hukumetine ve anayasal duzene karşı darbe gerçekleştirmeyi planladığı aktarılan iddianamede, bu noktada örgut medyasının, hedefe yönelik fonksiyonel bir araç olarak kullanıldığı, örgutle iltisaklı gazeteci ve yazarların başlattıkları toplumsal muhendislik çalışmasının özellikle Zaman gazetesi ve yazar kadrosunun desteğiyle yurutulduğu kaydedildi.

"Eziyet kumpas yalanı"

FETÖ/PDY medyası aracılığıyla ters algı operasyonlarının yapıldığı, televizyon dizileri de dahil olmak uzere muhtelif yayınlarda "örgut mensuplarına karşı eziyet ve kumpas yapılıyormuş" gibi bir algı hedeflendiği belirtilen iddianamede, örgut liderinin talimatı üzerine "örgut uyeliği" suçlaması kapsamında tutuklu şupheliler hakkında örgutun yargıdaki uyeleri tarafından ''sözde tahliye kararı'' alındığı belirtildi. İddianamede, örgutun deşifre olan etkili uyelerine örgut lideri tarafından yurt dışına çıkma talimatı verildiği ve bu talimatın da buyuk ölçude uygulandığı anlatıldı.

Koza Holding AŞ bunyesinde kayyum atanan Bugun ve Millet gazetelerinin kanuna aykırı olarak Feza Gazetecilik AŞ tesislerinde "Özgur Bugun" ve "Özgur Millet" adı altında basıldığı ve dağıtıma hazırlandığı hatırlatılan iddianamede, bunun, örgutun farklı ticari kuruluşları bunyesinde faaliyette bulunan medya organları arasındaki organik bağı gösterdiği ve bu kuruluşların eşgudumlu hareket ederek kanunları çiğnediklerini kanıtladığı aktarıldı.

İddianamede, "Buna rağmen Zaman gazetesinin 'basına sansur uygulandığını' iddia ederek, kamuoyunu hukumet aleyhine kışkırttığı, Turkiye ve dunya kamuoyunda örgut amaçları doğrultusunda algı oluşturmaya çalıştığı, FETÖ/PDY medyasının iş birlikçi yayın organlarıyla Turkiye Cumhuriyeti devletini ve hukumeti itibarsızlaştırmaya yönelik casusluk faaliyetleri gerçekleştirdiği, örgut amaçları doğrultusunda belirlediği kişi, kurum ya da grupları hedef aldığı, kaynağı belirsiz haberler ve bu haberleri destekleyici köşe yazılarıyla yoğun ve şiddetli bir karalama kampanyası yuruttuğu, bilgi kirliliği ve manipulasyon yöntemleri ile hakikatleri gizlediği ya da çarpıttığı" vurgulandı.

Gülen'e atfedilen vasıflar

İddianamede, FETÖ/PDY medyasının "Muhterem Fetullah Gulen Hocaefendi" şeklinde takdim ederek kutsiyet ve saygınlık kazandırmak istediği örgut lideri Gulen'in, uzun vadeli "parlatma" teknikleri ile "dini bir otorite" haline getirildiği belirtilerek, Gulen'in dini, siyasi, toplumsal, kulturel ve iktisadi meselelerle ilgili göruşlerini örgut medyası uzerinden ustu kapalı mesaj ve göndermeler yoluyla iletmeyi tercih ettiği, duşuncelerinin ve örgutun "hizmet" adı verdiği faaliyetlerin örgut medyası tarafından "ilahi duşunce ve görevler olarak devamlı surette işlenegeldiği, aksine hareket ettiği halde FETÖ/PDY'nin, milli ve dini değerleri esas alarak bu değerleri dunyaya tanıtmakla mukellef bir 'gönulluler hareketi' olduğu şeklinde propaganda kampanya yuruttuğu" kaydedildi.

Reklam filmleriyle darbe çağrışımı

FETÖ/PDY medyasının nuvesini oluşturan Sızıntı dergisinden itibaren Turkiye'de yapılan antidemokratik darbeleri desteklediği, örgute yönelik operasyonların ardından yuruttukleri saldırı kampanyalarının başarısız olması ve kamuoyunda taraftar toplamaktan ziyade tepki çekmesi nedeniyle askeri darbe çağrışımı yapacak bir yayın politikasına yöneldikleri, sembolik darbe mesajlarının medya aracılığıyla tabana iletildiği, orduyu tahrik etmeye ve kamuoyunu baskı altında tutmaya yönelik bir yayın politikası izlendiği anlatılan iddianamede, Zaman gazetesinin 2013 yılı Kasım ayı içerisinde "Kardeşlik Zamanı" başlıklı sloganıyla hazırladığı reklam afişinin, Aksiyon dergisinin 2014 yılı Ocak ayı reklamının, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbusunden 9 ay 10 gun önce yayınlanan Zaman gazetesi reklam filminin ve Sızıntı dergisinin 2016 yılı Mayıs sayısı için seçilen kapaktaki görselin darbe çağrışımı yaptığı ya da bu yönde mesaj veremeye yönelik olduğu, ayrıca Gulen ve örgutunun bu minvalde medya uzerinden ustu kapalı tehditler yönelttikleri ifade edildi.

Tiraj hileleri

"FETÖ-PDY ust duzey uyelerinin baskılarıyla örgute kazandırılan şahısların Zaman 53 gazetesine abone yapılması, abone kayıtlarının tutarsız oluşu, gazetenin meccanen abonesi olmayan muhtelif kurumlara, hatta apartmanlara bırakılması dahi tirajların sorgulanması için yeterli nedenlerdi." denilen iddianamede, bu nedenlerle ilk dönemlerde ABC Tiraj Denetleme Kurulu'nun Zaman gazetesine sertifika vermediği ancak örgutün muadil kurumlardan sertifika aldığı kaydedildi.

İddianamede, FETÖ/PDY medyasının asimetrik saldırılarına karşı anayasal kurumların harekete geçtikleri, inceleme ve denetimler neticesinde bahsi geçen medya organlarının kendi tabanı dahil olmak uzere toplumsal dinamikleri lehlerine yönlendirebilmek maksadıyla geçmişten bu yana basın-yayın organlarının tirajlarını manipule ettikleri ve ilgili organlara kayyumların atanmasından önce sahip oldukları malvarlıklarını usulsuz devrettiklerinin ortaya çıktığı belirtildi.

Zaman gazetesinin abonelik sisteminin de FETÖ/PDY politikalarına uygun olarak psikolojik baskı, şantaj, dışlama, iltimas, tehdit gibi yöntemler uzerine kurulu olduğunun tanık ifadelerinden anlaşıldığı aktarılan iddianamede, Emniyet Genel Mudurluğu Teftiş Kurulu Başkanlığında yurutulen soruşturma kapsamında ifadelerine muracaat edilen emniyet görevlilerinin, "Zaman gazetesine zorla uye yapıldıklarını, kabul etmeyenlerin ise dışlandıklarını ve zor işlerde görevlendirildikleri"ni anlattıkları bildirildi.

İş adamlarının Zaman gazetesinin temsilcilerinin ve yakın arkadaşlarının psikolojik baskıları ve ticaret hayatlarında örgutun gazabına uğramamak için bu gazeteye abone olmayı kabul ettikleri anlatılan iddianamede, gazeteye zorla abone olduklarını beyan eden müştekilerin ifadelerine de yer verildi.

Zorla satılan gazetelerden yumurta kartonu yapılmış

İddianamede, ilgili mevzuat gereği gunluk satışı 200 binden az olmadığını beyan ederek ek gösterge almaya hak kazanan gazetelerin, gunluk asgari fiili satış adedinin dörtte birini bayiler aracılığıyla gerçekleştirmelerinin zorunlu olduğu, gunluk fiili satışa dahil edilecek diğer satışların abonelerle ilgili hususları duzenleyen usul ve esaslar dahilinde yapılması gerektiği belirtilerek, ''Oysa Zaman gazetesinin gunluk fiili satış adedi ortalamasının sadece 2014 yılı Mart ayında 50 bin-100 bin arasında gerçekleştiği, geriye kalan Ocak 2014-Ağustos 2015 döneminde 10 bin-25 bin arasında kaldığı, abone olduğu iddia edilen kişilerin karşılığının olmadığı, gazetenin gunluk 50 binin altında satıldığının tespit edildiği, Zaman gazetesinin göstergesinin duşurulduğu ve reklam payının buna göre tekrar duzenlendiği, Ocak 2014-Temmuz 2015 ayları arasına ait gösterge farkları karşılığının mahsubuna karar verildiği görulmuştur." bilgisine yer verildi.

Zorla satılan gazetelerin, paketler halinde hiç açılmadan kağıt niyetine İstanbul'un çeşitli bölgelerindeki kağıt hurdacılarına (toplayıcılarına) ve geri dönuşum firmalarına satıldığı, buralarda işlenerek yumurta kartonu vesaire yapıldığı anlatılan iddianamede, FETÖ/PDY'nin Ataşehir'de bu işlemler için özel bir depo kiraladığı, Amasya'nın merkez ilçesindeki TOKİ konutlarında Zaman gazetesinin ambalajlarının açılmadan depolandığı, belli periyotlarla kamyonetlere yuklenerek hurdaya verildiği, abone olduğu iddia edilen kişilerin karşılığının olmadığı vurgulandı.

Kayyum öncesinde malvarlıklarının usulsüz devri

İddianamede, FETÖ/PDY medyasının bağlı olduğu şirketlerin malvarlıkları 2014 yılına kadar olağan şekilde değişme kaydederken, örgutun 2013-2014 yılında hukumeti devirmeye yönelik teşebbuslerinin başarısız olmasının ardından 2015 yılı içerisinde söz konusu şirketlerin bilançolarında bulunan ve "Maddi Duran Varlık" bölumunde yer alan "bankalar", "binalar", "arsalar", "taşıtlar", "tesis, makine ve cihazlar", "amortismanlar" gibi kalemlerdeki malvarlıklarının olağan dışı ve usulsuz bir şekilde devredildiği, el değiştirdiğinin ya da azaltıldığı anlatılarak, "alınan çekler" ve "diğer çeşitli alacak" kalemlerinin ise olağan dışı bir şekilde arttığının MASAK raporları ile tespit edildiği vurgulandı.

Söz konusu Feza Gazetecilik, Cihan Haber Ajansı, Cihan medya Dağıtım adlı şirketlerin malvarlıklarını sattıkları gerçek ve tuzel kişilerin FETÖ/PDY aidiyetleri, iltisakı ve irtibatları bulunduğu, söz konusu şirketlere kayyum atanmadan önce gerçekleşen bu buyuk çaplı değişikliklerin şupheli olduğu anlatılan iddianamede, bunların örgutun finansmanında kullanılmasının ve örgut amaçlarına hizmet etmesinin kuvvetle muhtemel olduğunun denetçiler tarafından saptandığı vurgulandı.

İddianamede, kayyumların atanmasıyla FETÖ/PDY mensuplarının harekete geçerek, gazete ve dergi abonelikleri iptal ettirmek ve iade yapmamak suretiyle bir yandan tahsil edilen ucretleri örgute aktararak örgute mali kaynak sağlarken, diğer yandan gazete ve dergi tirajlarının duşmesini hedefleyerek kayyumda bu medya organlarının zarar ettiği algısını oluşturmaya çalıştırdıkları belirtilerek, ''Kayyumların atanmasıyla örgut ile iltisaklı kuruluşların önemli kayıtlarının tutulduğu harddisklerin çalınmış olması da saklanmak istenen bilgiler olduğu yönunde ciddi kuşkulara neden olmaktadır.'' ifadesine yer verildi.

Şüphelilerin eylemleri

İddianamede, şupheliler Mumtazer Türköne, Ali Bulaç, İbrahim Karayeğen, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal, Şahin Alpay, Nuriye Ural, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Orhan Kemal Cengiz, İhsan Duran Dağı'nın FETÖ/PDY medya organlarında görev yapan köşe yazarları oldukları, şüphelilerin yazılarında hukumete sadece muhalefet yapılmadığı veya eleştiri yöneltilmediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Görunurde suç unsuruna rastlanılmayan yazılarında dahi basın ve ifade özgurluğunun sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullanarak örgüt amacına hizmet ettikleri ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları; ulusal guvenliği tehdit edebilecek, toplum huzurunu, toplumsal barışı ve asayişi bozabilecek beyanlarda bulundukları, askeri darbe çağrısında bulunmaktan çekinmedikleri, bu haliyle şupheli yazarların gerek suç unsuru ihtiva ettiği tespit edilen yazılarıyla gerek tek başına suç unsuru olduğu belirlenememekle birlikte örgutsel hedef ve amacı tamamlayan yazılarla FETÖ/PDY terör örgutu hiyerarşisi içerisindeki görevlerini yerine getirdikleri anlaşılmıştır."

Diğer şupheliler Sedat Yetişkin, Huseyin Turan, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Mehmet Özdemir, Faruk Akkan, Murat Avcıoğlu, Yuksel Durgut, Zafer Özsoy, Şeref Yılmaz, Hakan Taşdelen, Huseyin Belli, Onur Kutlu, İsmail Küçük, Ali Huseyin Çelebi, Ahmet İrem, Suleyman Sargın, Osman Nuri Öztürk, Osman Nuri Arslan'ın FETÖ/PDY medya kuruluşları olan Feza Gazetecilik AŞ, Cihan Medya Dağıtım AŞ, Cihan Haber Ajansı, Fia Produksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Irmak Radyo TV Hizmetleri AŞ, Dunya Dağıtım AŞ bunyesinde yönetici ve çalışan oldukları, FETÖ/PDY terör örgutunun genel amaçlarına ulaşmak için medya gucune duşen görevi yerine getirdikleri anlatılan iddianamede, "Bu şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgutu uyesi olduğu anlaşılan şuphelilerin, örgütün medya gucunu oluşturdukları, örgütün genel amacı doğrultusunda, anayasal duzeni, TBMM'yi ve Turkiye Cumhuriyeti hukumetini ortadan kaldırmak için örgut stratejisi ve hiyerarşisi içerisinde rollerini yerine getirerek uzerilerine atılı suçları işledikleri anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Muhammed Enes Can

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber