'Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulacağını biliyordu'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesi darbeyi önceden bildikleri ve bu konuda çağrışım yapan mesajlar verdikleri iddia edilen 17 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, şüpheli Tuncay Opçin'in Twitter'da yaptığı paylaşımla Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdogan'ın Marmaris'te ailesiyle birlikte bulundugu sırada rehin alınmaya calısılacağını önceden bildiği kaydedildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Nisan 2017 15:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulacağını biliyordu'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından aralarında Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Tuncay Opçin, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Prof. Dr. Osman Özsoy'un da bulunduğu 10'u firari 6'sı tutuklu 17 kişi hakkında hazırlanan iddianamede şüphelilerin darbe girişimini önceden bildiklerine, bu konuda çağrışım yapan mesajlar verdiklerine dair tespitler yer aldı.

İddianamede, şüpheli Emre Uslu'nun Twitter'da 14 Mart 2016'da "Bilet paramı ödemek isteyen twitçiler lütfen 22 Temmuz 12 Ağustos arasında DC-İstanbul için bilet alın? Emailimi biliyorsunuz." dediği anlatılarak, 14 Eylül'de ise bir kullanıcının "Hacı merak ediyorum. Memlekete tatilde bile olsa geri dönmen en az kaç yıl sonra olur sence? Yoksa tümden vazgeçtin mi?" seklinde sorusu üzerine Uslu'nun, darbe girisiminin yaşandığı "2016 Temmuz..." seklinde cevap verdigi belirtildi.

Yurt dısındaki Uslu'nun ülkeye döneceği tarih olarak darbe girisiminin gerçeklestiği ayı söylemesinin tesadüf olamayacağı vurgulanan iddianamede, şüphelinin darbe girisimini önceden bildiği ve konumu geregi toplumda kamuoyu oluşturma, yönlendirme şeklinde etki gücü itibariyle meşru hükümete karşı darbe girişiminin haklılığı ve örgütün gücü konusunda toplumsal algı yaratma faaliyeti yürüttüğü anlatıldı.

"TWİTTER'DA TEHDİT ETTİ"

İddianamede, şüpheli Tuncay Opçin'in Twitter'da darbe girişiminden iki gün önce "Biz size, zulmedemezsiniz, bize eziyet edemezsiniz demedik ki. Biz, size, ne yaparsanız yapın yolumuzdan dönmeyeceğiz dedik.... Yatakta basıp şafakta asacaklar." seklinde paylaşımda bulunduğu anlatıldı.

Opçin'in, bu paylaşımıyla, iki gun sonra gece 03.00'te gerçekleşmesi düşünülen ancak erkene çekilen darbe girişiminde Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te ailesiyle birlikte bulunduğu sırada rehin alınmaya çalışılması planını önceden bilerek ve eylemi kastederek, Erdoğan'ı tehdit ettigi kaydedildi.

İddianamede, Opçin'in bu şekilde darbe girişimini önceden bildiği, faillerin eylemine sözde neden teşkil eden siyasal ve toplumsal kaos ortamının yaratılmasına yönelik örgütsel amaçla gerçekleştirilen kalkışma suçlarının bir parcası olan söylem ve propağandalarda bulunduğu anlatıldı.

Şüphelinin medya etki gücünü kullanarak toplumun darbe girişimine karşı koymamasını telkin etmek veya TSK'daki FETO hücrelerinin bir kısmının katıldığı darbe girişimine ilişkin talimat iletmek suretiyle iştirak ettiği ve asli fail oldugu vurgulandı.

"PKK VE FETO/PDY LEHİNE DEZENFORMASYON YAPTILAR"

İddianamede, şüpheli Ahmet Altan'ın, diger şüpheliler Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan'ın hazırlayıp sunduğu Youtube sitesinde ve alternatif kanallar üzerinden yayın yapan Can Erzincan TV'deki programda darbe girişimine çağrışım yapan ifadeler kullandığı belirtilerek, programda yer alan söylemlere iliskin şu değerlendirmede bulunuldu:

"Şüpheliler, proğramın uzunca bir bölümünde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet yetkilileri hakkında tehdit ve hakaretvari söylemlerde bulunmuşlardır. Yapılan is ve islemlerin hukuka aykırı olduğu, suç işledikleri, askeri darbeye zemin hazırladıkları, ülkemizde gerçekleşmiş askeri darbelerin önünü açan gelişmeler her ne ise, Cumhurbaşkanının günümüzde aynı kararları vererek o yolları teker teker açtığı, kısa bir süre içerisinde ülke yönetiminden gideceği ve yargılanacaklarının defalarca dile getirildiği görülmüştür. Şüphelilerin bu söylemler kapsamında darbenin gerçekleşeceğini beyan ettikleri anlaşılmıştır."

İddianamede, şüphelilerin darbe girişimini terör örgütüyle fikir ve eylem birliği içerisinde olmadan bilmelerinin, bunu bir gün önce kamuoyu algısını şekillendirecek biçimde beyan etmelerinin mümkün olamayacağı vurgulanarak, şüphelilerin amaçlarının gerçekleşecek darbe girişimini meşrulaştırmak olduğu kaydedildi.

Yine "Cizre'de insanların öldürüldüğü, Kürt sehirlerinin yakıldığı, bodrumlarda insanların yakıldığı" seklinde söylemlere iştirak eden şüphelilerin, güvenlik güçlerince PKK mensuplarının etkisiz hale getirilmesi olayında PKK ve FETO/PDY lehine, kaos ortamı oluşturulmaya calışılması faaliyeti doğrultusunda dezenformasyon faaliyetinde bulundukları vurgulandı.

"BALYOZ'U AKLAMA, BARANSU'YU MASUMLAŞTIRMA ÇABASINA GİRDİLER"

Programın gerçekleştiği Can Erzincan TV isimli televizyon kanalının da darbe girişimi sonrasında FETÖ ile irtibatlı olduğu için kapatıldığı belirtilen iddianamede, şüphelilerin söz konusu programda TSK icindeki terör örgütü mensubu olmayan subayların tasfiye edilerek yerlerine örgüt mensubu subayların atanmasını sağlamak amacıyla, örgütün emniyet ve yargı mensubu üyelerini kullanarak kurguladığı anlasılan ve kamuoyunda "Balyoz" soruşturması olarak bilinen kumpas operasyonunda sözde askeri darbe belgelerinin gerçek olduğu yönünde söylemlerde bulunarak Balyoz kumpasını aklamaya çalıştıkları kaydedildi.

İddianamede, şüpheli Ahmet Altan'ın kendisinin de sanığı olduğu dava kapsamında "Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme" suçundan tutuklu bulunan Mehmet Baransu'nun suça konu eylemlerini görmezden gelerek "gazetecilik" faaliyetinden tutuklanmış gibi algı oluşturmaya çalıstığı anlatılarak, bu şekilde ülkede ifade özgürlüğünün olmadığı şeklinde yorumlarda bulunularak yürütülen soruşturmaları itibarsızlaştırmaya çalıştığı ifade edildi.

Mustafa Hatipoğlu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber