Parmak izinin bulunduğu eve gittiğini kabul etmedi

Yurtta Sulh Konseyinden ancak soruşturma aşamasında haberdar olduğunu iddia eden Harmancık, iddianamede, Temmuz 2016'da, Ankara Konutkent'te darbenin hazırlık toplantılarına katıldığı belirtilen ve parmak izine de rastlanılan eve gittiği suçlamasını reddetti.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Ağustos 2017 21:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Parmak izinin bulunduğu eve gittiğini kabul etmedi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davanın sanığı eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, üsse arkadaşının kullandığı otomobille girişini anlatırken, "Bizim girişimiz en kalabalık zamanlara denk geldi. Kimsenin kimseye ne dur, ne geç diyecek hali vardı demek ki. O arada geçmiş olduk. 'Dur' bile denilmeden girdik içeri." dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen davada savunmasını yapan Harmancık, üste o gece hiçbir sivil şahıs görmediğini iddia etti.

Üste sabaha kadar hareket olduğunu, ancak üssün darbenin sevk ve idare edilebileceği bir merkez olmadığını öne süren Harmancık, "Bana sorarsanız, o gece oradan hiçbir faaliyet icra edilemezdi. Kaos ve kargaşa dışında hiçbir şey yoktu. Orada televizyondan durumu anlamak dışında hiçbir şey yapmadım. Zaten Sayın Cumhurbaşkanının gece 03.00'teki İstanbul konuşmasından sonra da pis bir işin içine çekildiğimizi anladım. Sanırım orada televizyon seyreden herkes anladı. Artık yapılacak bir şey olmadığını anlayan kalabalık azalmaya başladı." diye konuştu.

- Parmak izinin bulunduğu eve gittiğini kabul etmedi

Yurtta Sulh Konseyinden ancak soruşturma aşamasında haberdar olduğunu iddia eden Harmancık, iddianamede, Temmuz 2016'da, Ankara Konutkent'te darbenin hazırlık toplantılarına katıldığı belirtilen ve parmak izine de rastlanılan eve gittiği suçlamasını reddetti.

Bu konuda "Kuzgun" ve "Şapka" adlı gizli tanıkların ifadelerinin esas alındığını söyleyen Harmancık, "Kuzgun" adlı gizli tanığın kim olduğuna ilişkin bir generalin ismini verdi ve gizli tanık ifadelerinin "asılsız, mesnetsiz, uydurma, hayal ürünü" olduğunu iddia etti.

Harmancık, "Deniz Kuvvetlerinde tanıyanlar psikolojik olarak rahatsız olduğunu bilirler. Nasıl amiral olduğu anlaşılamamıştır." diye konuştu ve bu kişinin kendisini çekemediğini öne sürdü.

Akıncı Üssü'nde o gece darbecilerin kendisine bir şey yapmadıklarını söyleyen Harmancık, "Çünkü orada olmamı beklemiyorlardı, bana dair bir plan yapmamışlardı ya da beni denizci olduğumdan etkisiz eleman olarak gördüler, kaale bile almadılar ya da kendi telaşları yetti, benimle uğraşmadılar." diye konuştu.

- "Ben değilim"

Akın Öztürk'ün ifadesinde, "Ömer Faruk Harmancık darbe yapma konusunda kararlı olduklarını belirtir cümleler kullandı." dediğine yer verildiğini anımsatan Harmancık, "Akın Öztürk'ün muhtemel duyduğu 'kararlıyız' sözünü kimin sarf ettiğini bilmiyorum. Biri söylediyse bile ben değilim." dedi.

Darbe planlaması yapmadığını, toplantılarına katılmadığını, bu konuda sivil veya askerlerle görüşmediğini, villaya gitmediğini iddia eden Harmancık, savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtladı.

Sanıklardan üs komutanı Hakan Evrim ve harekat komutanı Ahmet Özçetin'i tanımadığını savunan Harmancık, ailesinin Ankara'da bulunması sebebiyle 13 Temmuz'da mazeret izni alarak Ankara'ya geldiğini, olay günü de İstanbul'a dönmek için Hava Kuvvetleri Komutanlığının kurye uçağından faydalanmak üzere saat 20.00-21.00 sıralarında Akıncı Üssüne gittiğini ifade etti.

- "O arada geçmiş olduk"

Üsse bir arkadaşının otomobiliyle gittiğini bildiren Harmancık, Mahkeme Başkanı Giray'ın üsse askerlerin bile alınmadığını, alınacak kişilerin nizamiyeden telefon açılarak içeriye sorulduğunu ya da sadece "Yurtta Sulh" parolasını kullananların alındığını söylemesi üzerine, gittiği sırada bir anormallik gördüğünü söyledi ve şunları kaydetti:

"Bizim girişimiz en kalabalık zamanlara denk geldi. Kimsenin kimseye ne dur, ne geç diyecek hali vardı demek ki. O arada geçmiş olduk. 'Dur' bile denilmeden girdik içeri. Kimse durdurmadı. Onun için anormallik var diye düşündüm. Üs komutanının olabileceği yere gidiyorduk. Yol bizi 143. Filonun yakınına götürdü. Orada durduk, arabayı park ettik. Binaya gittik, kalabalık başladı zaten. 100'den fazla, belki 200 silahlı, teçhizatlı asker vardı. Gittim baktım, ilk duyduğum yurt çapında hava sahasının kapatıldığı, havadan büyük bir terör faaliyeti beklendiği idi. Duyduklarımı teyit edebilmek için meslektaşım amirallerle telefon trafiğine başladım. Beni getiren arkadaşa dönmesini söyledim. Ondan sonra üste kalmaya devam ettim. Ben üsten çıkmaya teşebbüs etmedim. Harekat Başkanlığı yapmış, olayların nasıl gelişebileceğini az buçuk bilen bir insanım. Ortada hava sahasını kapattıracak bir kriz varsa bunu bilip öğrenebileceğiniz en iyi yer, ilk öğreneceğiniz yer. Çıksam eve mi gideceğim?"

Harmancık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın bulunduğu odada sanıklardan Akın Öztürk, Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli'yi gördüğünü, generaller dışında girip çıkan başkaları olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece 03.00'te yaptığı konuşmanın ardından "pis bir oyunun içine çekildiklerini herkes gibi kendisinin de anladığını" kaydeden Harmancık, "TSK emir komuta zinciri içinde yönetime el koymuştur diye başlayan haberin sonunda bir asparagas olduğu, TSK'nın bir şeye kalkıştığı fakat bunun emir komuta zincirinde olmadığı anlaşıldı. Benden gelip de 'Bu darbeyi bitirt' diyen olmadı. Çünkü orada 'Ben darbeciyim' diyen kimse yoktu. Herkes konuşuyordu, fakat 'Ben darbeciyim.' diyen yoktu. Son kalanlar da 'Bu işe nasıl bulaştım. Rezalet. Beni kandırdılar.' diyenler vardı." diye konuştu.

Başkan Selfet Giray, Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanık Hayrettin İmren'in, FETÖ/PDY mensubu olduğunu belirtiğini bildirdi ve İmren'in ifadesinden, "Harmancık, darbenin 03.30'da olacağını söylemişti. Saat 20.00 sıralarında aradığında darbenin deşifre olduğunu, erkene alınacağını söyledi." kısmını okudu.

Harmancık, İmren'in akıl sağlığının yerinde olmadığını düşündüğünü söyledi, beyanlarının yalan olduğunu iddia etti.

Harmancık, "Bu görevi (darbe) alan birinin ilk yapacağı şey kolluk kuvvetlerine, amirlerine ihbar etmektir. Beni de kendileri gibi aynı örgütün içine sokmaya çalışıyorlar. Ben onlarla aynı cemaatten değilim. Ben onlarla aynı otobüse bile binmem." diye konuştu.

Soru üzerine o gece Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki amirallerin neredeyse hepsiyle görüştüğünü ifade eden Harmancık, İmren ile de bir görüşme yaptığını söyledi.

Ömer Faruk Harmancık, kendisi hakkında "Fetullah Gülen'in adamıdır." diyen kişinin bir referans göstermesi gerektiğini belirterek, kendisine bu iftirayı atan kişi hakkında dava açacağını ifade etti.

Harmancık, kendisine "Fetullah Gülen'in adamıdır" iftirasını atanların vatan haini, satılmış ve şizofren kişilikler olduğunu iddia ederek, "15 Temmuz'u niye beklediler benim Fetullah Gülen'in adamı olduğumu söylemek için? Eğer varsa benim Fetullah Gülen'in adamı olduğumu yüzüme bakarak söyleme cesareti olan, işte meydan." diye konuştu.

16 Temmuz akşamına kadar Akıncı Üssü'nde olduğunu, kaçmaya teşebbüsü dahi olmadığını, kolluk güçlerine teslim olduğunu savunan Harmancık, 143. Filo'dan hiç ayrılmadığını, odalar arasında, telefonunu şarja takabildiği yerlerde tamamen Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki amiralleri arayarak vakit geçirdiğini savundu.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, Akıncı Üssü'nde sivil şahıslar bulunduğunu, bunları görüp görmediğini sorması üzerine sanık Harmancık, kalabalık içinde sivil elbiseli, saç traşlı, asker traşı olmayan, bıyıklı, sivil elbiseli insan görme ihtimali bulunduğunu ancak net hatırlamadığını söyledi.

Harmancık, "Akıncı Üssü'nde saçı uzun kimseyi görmedim. Görseydim akılda kalan bir şeydir. Mesela orada mini etekli bir bayan görseniz unutmazsınız, 300 tane erkeğin içinde bir bayanı unutmazsanız. Saçı uzun birini görseydim, onu da mini etekli kız gibi unutmazdım." dedi.

"Genelkurmay Başkanı seni çağırıyor." denildiği zaman sivil elbiselerini resmi elbiseyle değiştirdiğini, Orgeneral Akar ile görüştükten sonra Akıncı Üssü'nün bombalanmaya başlanmasına kadar hep askeri üniformasıyla kaldığını anlatan Harmancık, Akıncı Üssü'nde bulunduğu süre boyunca da kimsenin "Denizci amiral burada ne arıyor?" sorusunu sormadığını, yadırganmadığını, herkesin bir telaş içinde hareket ettiğini, 250-300 kişilik kalabalık bir grubun 143. Filoda bulunduğunu savundu.

Olaylar bittikten, Akıncı Üssü bombalanmaya başlandıktan sonra sanıklardan Hakan Evrim dışında kimseyle bir irtibatı olmadığını öne süren Harmancık, Kubilay Selçuk ile bir kere uzaktan Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanlığında çalışırken mesleki olarak tanıştığını, o gece de uzaktan selamlaştıklarını, Akın Öztürk ve Mehmet Dişli'yi de Genelkurmay Başkanı Akar ile görüştükleri odanın dışında sadece birer kez gördüğünü iddia etti.

- "Harmancık ile ilgili niye bu kadar çok beyan var?"

Sanık Mehmet Dişli'nin "Ömer Faruk Harmancık, Hakan Evrim, ismini bilmediğim üç rütbeli subay Genelkurmay Başkanının teklifi kabul etmemesi üzerine 'biz bir düşünelim.' dediler" şeklinde ifadesi olduğunun hatırlatılması üzerine de Harmancık, "Biz Dişli generalle mesleki olarak derin bir çatışmanın içindeyiz ancak bu çatışmanın bu cümleleri söyleyebilecek noktaya geldiğini zannetmiyorum. Çıktığında sorarsanız, vicdanen söylediklerini doğrusu söyleyeceğini zannediyorum. Onların hepsi o gecenin telaşından kaynaklanan cümlelerdir. Çünkü aksi kabul edilebilir bir şey değildir." dedi.

Harmancık, Genelkurmay Başkanı Akar ile görüştükleri odada sivil şahıs olmadığını, Adil Öksüz'ü Akıncı Üssü'nde görmediğini savundu.

Başkan Giray'ın, "Birçok rütbeli hakkında beyanlar var. Ömer Faruk Harmancık ile ilgili niye bu kadar çok beyan var?" sorusuna karşılık sanık Harmancık, hakkında ifade veren kişilerin cezalarının azalabileceğini veya tahliye olacaklarını düşünerek bu beyanları vermiş olabileceklerini ya da kendisine kumpas kurulmuş olabileceğini iddia etti.

Harmancık, Gökhan Polat'ın "Faruk Harmancık aradı, 'bize katılın.' dedi." ifadesinden sonra tahliye edildiğini belirterek, "Ortada bir kumpas varsa, bugüne kadar kimsenin önünde eğilmemiş, kimsenin eteğini öpmeyen, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir amirale bu kumpası kurmuş olabilirler. Bu yargılanma sürecinin sonunda ahlaksız kumpasları, iftiraları yapan kimse hepsi açığa çıkacaktır. Sizin ve diğer mahkemelerin bu sonuca ulaşmak için elinden geleni yapacağına inanıyorum." dedi.

Duruşmaya yarın Harmancık'ın çapraz sorgusuyla devam edilecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber