Akıncı Üssü davası yarına ertelendi

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Ekim 2017 21:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Akıncı Üssü davası yarına ertelendi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları, müştekiler ile gaziler ve şehit yakınları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasını yapan sanık eski teğmen Hasan Hüseyin Cerrahoğlu, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Akıncı Üssü'nde İkmal Tabur Komutanlığına bağlı depoların amirlik görevini yapmakta olduğunu söyledi.

Cerrahoğlu, 15 Temmuz'da servisle mesaiye gittiğini ve hava sıcak olduğu için mesai bitimi saat 14.30'da evine döndüğünü ifade ederek, gün boyu ailesiyle vakit geçirdiğini savundu.

Televizyondan saat 22.30 civarında köprülerin kapatıldığı haberlerini gördüğünü ve Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasını dinlediğini anlatan Cerrahoğlu, bu habelerin ardından bir karışıklık olduğunu anladığını ifade etti.

Cerrahoğlu, amiri Hüseyin Tanju Taşkıran'ı aradığını, haberlerden bahsettiğini ancak onun da evde bulunduğunu ve durumdan haberdar olmadığını söylediğini belirterek, astlarından Melih Yılmaz'ın arayıp bir grup pilot teğmenin gelip silah talep ettiklerini ifade ettiğini aktardı.

Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığı ve karışıklıktan haberdar olduğu için "Kimseye bir şey verme" diyerek amiri Yarbay Taşkıran'ı aramak için telefonu kapattığını anlatan Cerrahoğlu, Yılmaz'ın tekrar arayıp "Amirim bizi zorluyolar" demesi üzerine yanındaki en kıdemli teğmeni telefona çağırdığnı söyledi.

- "Kime sorarsan sor, silahları zaten alacağız"

Cerrahoğlu, kendini üsteğmen olarak tanıtan kişinin silah istemesi ve kendisinin de tabur komutanına sormaları gerektiğini belirtmesine rağmen, bu kişinin "Sen kime sorarsan sor, zaten alacağız." diyerek telefonu kapattığını öne sürdü.

Durumu amiri Yarbay Taşkıran'a söylediğini, onun da silah verilmemesini söylemesinin ardından Yılmaz'ı arayıp bu şekilde izah ettiğini dile getiren Cerrahoğlu, sonraki konuşmaların Melih Yılmaz ve Tanju Taşkıran arasında geçtiğini öğrendiğini bildirdi.

Yılmaz'ı saat 00.00 gibi durumlarını merak ettiği için aradığını, üs komutanlığına götürüldüklerini söylemesi üzerine telefonu kapattığını, yarım saat sonra tekrar arayıp durumlarını sorduğunu, onun da başlarında Başçavuş Erkan Çoban'ın bulunduğunu söylediğini ifade eden Cerrahoğlu, kıdemli olduğu için Çoban ile görüşme gerçekleştirdiğini, ancak yanındaki birinin telefonu kapattırdığını iddia etti.

Cerrahoğlu, bu konuşma sırasında Çoban'ın silahları vermesi için emir aldığını ve bu silahların güvenlik gerekçesi öne sürülerek istendiğini öğrendiğini savunarak, o gece yaşadıklarının bundan ibaret olduğunu belirtti.

Hasan Hüseyin Cerrahoğlu, gözaltı ve tutuklanmasının ise sonradan İkmal Tabur Komutanlığındaki subayların ifade vermek üzere çağrılması üzerine nizamiyeye gitmesi sonrası savcıya ifade veremeden gerçekleştiğini öne sürdü.

Darbe faaliyetlerine katılmadığını, o gece silah verilmesi için bir emir de vermediğini iddia eden Cerrahoğlu, suç isnatlarını kabul etmeyerek tahliyesini ve beraatini istedi.

- "Terörle mücadele harekatı" diye uçaklara mühimmat yüklemiş

Akıncı Üssü'nde Hatlar Bakım Bölük Komutanı olarak görev yapan sanık eski yüzbaşı Abdullah Gençay da savunmasında, 15 Temmuz gündüz saatlerinde Bakım Komutanı Binbaşı Ersin Eryiğit'in Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in emri doğrultusunda, terörle mücadele harekatı yapılacağı için uçak hazırlamasını istediğini öne sürdü.

Gençay, uçak sayısı konusunda ise 143. Filo Komutanı Mustafa Azimetli ile görüştükten sonra 27 uçaklık bir plan hazırlandığını ve çalışmaya başladıklarını belirterek, personel sayısı az olduğu için hazırlıkların beklediklerinden uzun sürdüğünü söyledi.

Hazırlıklar tam olarak bitmeden hava görevi için 2 uçağın 143. filodan kalkış yaptığını anlatan Gençay, uçuş yapanlardan birinin Binbaşı Mehmet Fatih Çavur olduğunu gördüğünü ifade etti.

Gençay, bir kargaşa ortamı oluştuğunu, yolunda gitmeyen şeyler olduğunu fark ettiğini dile getirerek, haberlere baktıklarını ve durumu anladıklarını bildirdi.

Ekibiyle birlikte hiçbir yasa dışı teşebbüse destek vermeyeceklerini kararlaştırdıklarını ve 141. hatta bulunan Bakım Komutanı Binbaşı Ersin Eryiğit'i bulup kendisine çalışmak istemediklerini söylediklerini savunan Gençay, net bir açıklama beklediklerini ve gidip üs komutanı ile görüşmesini talep ettiklerini öne sürdü.

Gençay, Eryiğit'in herhangi bir bilgisi olmadığını belirterek üs komutanı ile görüşmeye gittiğini, döndüğünde ise içeri alınmadığını ve bakım ekibinin çalışmak istemediğini söylemesi üzerine silahlı iki askerin "Kimmiş o çalışmayanlar? Biz gerekeni yaparız." dediğini, ancak onları engellediğini anlattığını iddia etti.

Bundan sonra uçaklara mühimmat yüklenmemesi kararı alıp, bakımlarını ve yakıt ikmali yapmadıklarını savunan Gençay, üssün giriş çıkışları tutulduğu için buradan ayrılamadıklarını öne sürdü.

Sabah olduğunda nizamiyelerin boşaldığını öğrenip personeli tahliye ettiklerini savunan Gençay, darbe girişimine ise kesinlikle destek vermediklerini söyledi.

Gençay, uçakların terörle mücadele harekatı kapsamında hazırlatıldığını öne sürerek, bu doğrultuda mesaiye kaldığını, darbe girişimine yönelik bir toplantıya da katılmadığını iddia etti.

Uçak bakım personelinin de kalkışma yapanlarca kandırıldığını söyleyen Gençay, uçakların uçamaması doğrultusunda yaptıklarıyla da kalkışmanın engellenmesinde önemli katkıları olduğunu düşündüğünü söyledi.

Gençay, FETÖ ile bir bağı bulunmadığını ileri sürerek, tahliyesini ve beraatini talep etti.

Duruşma, yarına ertelendi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber