Bakan beyin kurduğu maraton sözlü sınav analojisi ne kadar doğru?

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı programda, sözleşmeli öğretmen mülakatlarını, maraton koşularına benzetti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Mart 2018 15:30, Son Güncelleme : 29 Mart 2018 15:48

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı programda sözleşmeli öğretmen mülakatlarına yönelik açıklama yaptı.

Yılmaz, sözlü sınava katılmak için 3 katı aday arasına giren tüm adayların başarılı olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti.

Bakan Yılmaz ayrıca, nasıl ki maraton koşularının ilk etabında birinci gelenin ikinci etapta da birinci sayılmadığını vurgulayarak, KPSS'de en yüksek puanı almış olanın da sözlü sınavda başarılı sayılmasının sözkonusu olamayacağını belirtti.

Ancak Bakan beyin kurmuş olduğu analoji doğru bir analoji değildir.

Çünkü, Maraton koşularının ilk etabında birinci gelen, ikinci etap koşusunda adil bir şekilde yarışmaktadır. İkinci etap koşusunda, Bakan beyin torpili geçmemektedir. Maratonun ikinci etabında yarışmacı, kendi emeğiyle kendi yeteneğiyle objektif şekilde yarışacak ve final çizgisini geçen de yine objektif bir şekilde belirlenecektir.

Fakat sözlü sınav böyle midir? Üstelik, sözlü sınavın adil bir şekilde yargı denetimine tabi olması için sesli ve görüntülü kayıt altına alınması taleplerine bile kulak tıkanmaktayken...

KPSS maraton koşusunun ilk etabıysa, ikinci etap olan sözlü sınavda adayın yeteneğine mi bakılmaktadır, yoksa bir siyasetçinin bir sendikacının bir sivil toplum örgütünün bir il başkanının veya bir bürokratın referansına mı!

Dürüst olmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan dürüstlüğüyle biliniyor ve dürüstlüğüyle oy topluyor.

Ancak bu şekilde saçma sapan analojilerle, Bakan bey sadece kendini kandırır kendi vicdanını rahatlatır. Hayatta, en kötü şey kesin inançlı olmaktır. Ünlü yazar Eric Hoffer, Kesin İnançlılar kitabını bugün yazmış olsaydı, İsmet Yılmaz'ı bir vaka olarak mutlaka eklerdi.

Daha önce bir kaç ay önce "sözlü sınavda adaya, KPSS'de aldığı puanı vereceğiz" diyen bir Bakanın bugünkü geldiği nokta üzücüdür. Bu şekilde sözleri güven vermeyen bir bakan ancak Süleyman Demirel kadar itibar görebilir.

Bakan İsmet Yılmaz dürüst olmalı ve daha bir kaç ay önce yaptığı sözlere sahip çıkmalıdır. Mülakatlar Geçti-Kaldı şeklinde olmazsa yine haksızlık ve adaletsizlikler yaşanacaktır. Kendini dindar olarak tanımlayan bir Bakan 60 bin adayın hakkına girmemelidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber