Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası ertelendi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası Başkanı'' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Haziran 2018 19:16, Son Güncelleme : 26 Haziran 2018 21:03
Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası ertelendi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası Başkanı'' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.

Bakırköy Adalet Sarayındaki konferans salonunda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan duruşmaya, 24 tutuklu, 2 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Cengiz Altun, Bank Asya'ya talimatla para yatırmadığını, yapılan işlemlerin günlük para hareketlerinin olduğunu, böyle bir işlemin söz konusu olmadığını, yeni açılan hesap görüntüsü olduğunu, bu durumun ise mevcut parasından kalan parayı değerlendirmek için olduğunu söyledi.

Parasına para kazandırmak ve tasarruf yapmak için hesap açtığını ifade eden sanık Altun, ''Kaynak Holding'de muhasebe müdürü olarak çalışıyordum. Hiçbir derneğe üyeliğim yoktur. Bylock kullanmadım. 944 kişinin yer aldığı dua listesinde adım yoktur. Pak-İş'e üye olmamız için çok baskı vardı. Şirketlere kayyum atanırsa işten atılacaksınız, özlük haklarınızı ve maaşlarınızı alamayacaksınız gibi şeyler söylediler. Ben kaçtım, üye olmadım. Sendika Ahmet, Mehmet hakkını alırsa ben de alırım diye düşündüm. Bir yönlendirme var diye üye olmadım.'' diye konuştu.

Terör örgütüyle anılan bir şirkette çalışmaktan utandığını bildiren sanık Altun, 13 aydır tutuklu olduğunu, terörle mücadele ettiğini söyledi.

Mahkeme başkanı, ''Terörle mücadele ettiğini söylüyorsun, muhasebecisin, hiçbir şey anlatmadın. Para transferlerini açıkla.'' Demesi üzerine sanık Altun, "Sürat Kargo'da 7 yıl çalıştım, eleman düzeyindeydim. Holdinge geçtikten sonra gayri resmi rastladığım bir durum yoktu." dedi.

Başkan da ''Bağış yok muydu, Amerika'ya transfer yok muydu?'' diye sordu.

Sanık Altun da, ''Holdingde transfer kapsamında Kimse Yok Mu, Fatih Üniversitesi'ne bağışlar vardı. Her şirket şu kadar bağış yapacak diye şeyler vardı. Ben Kaynak Holding'e kayyumla geçtim.'' şeklinde cevap verdi.

Başkanın, ''12 yıl çalışmışsın, hiçbir sohbete katılmadın mı?'' sorusuna sanık da, ''Katılmadım.'' dedi.

Bir diğer tutuklu sanık Kadir Karakoç da savunmasında, Zambak Mimarlık'ta çalıştığını, mimar olduğunu, çalıştığı şirkette yüzde 10 hissedar olduğunu, ortaklarından ikisinin yurt dışına çıktığını, birinin ise zaten Amerika'da yaşadığını, şirketinin ise Kaynak Holding ile alakasının olmadığını öne sürdü.

Sanık Karakoç, Zaman Gazetesi'ne ve Sızıntı Dergisi'ne abone olduğunu belirterek, "Ben mimarım, Zaman Gazetesi'nin tasarımı değişti, tasarımı hoşuma gittiği için abone oldum. Bir kaç defa hayır amaçlı burs verdim. İddianameye konu sohbetlerde Kuran okunuyordu. 3-4 arkadaş kuran dersi alıyorduk. Kuranı öğreten İsa bey isimli biriydi. Soyadını bilmiyorum." diye konuştu.

Mahkeme başkanının, "Kim bu adam, belki hırsız. Sormadın mı?" diye sorması üzerine sanık Karakoç da "Sormadım." dedi.

Sanık Karakoç, "Ortaklarım bırakıp gitti, ortada kaldım. Arkadaşlar niye çıkıp gittiğini bende merak ediyorum." diye konuştu.

Duruşma yarına ertelendi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün finans merkeziolduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası Başkanı'' Mustafa Özcan, holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanık yer aldı.

İddianamede, Kaynak Holding ve baglı sirketlerin, olagan ticari faaliyetlerini yuruturken kurdukları ile orgute baglı tum sirketlerinin para trafiginin kesisim noktasında bulundugu belirtilirken, bu sayede orgut adına sisteme sokulması planlanan paraların FETO/PDY silahlı teror orgutunun kontrolunde olan ulke icerisindeki ve yurt dısındaki vakıf, dernek ve egitim kurumları uzerinden finansının saglandıgı vurgulandı.

Gorunen ticari faaliyetleri dısında FETO/PDY teror örgutunun finansmanı kapsamında faaliyetlerde bulundukları, sirket icerisinde kayıt dısı, burs, kurban, bilet, zekat, fitre adı ile duzenli para toplandıgı anlatılan iddianamede, sirket calısanlarının ''Rehberlik'' adı verilen yapılanma adı altında, kurum kulturu anlayısı ile orgutsel olarak yetistirildikleri, sirketlerin genel yonetimlerin, bizzat orgut elebasının talimatları, kitaplarında ve dergileri ile internet uzerinden yayımlanan mesajları ile surekli motive edildikleri kaydedildi.

İddianamede, bu anlayıs ile birinci hedefin orgutun toplumda gorunen, kamuflaj yapılanması olan ''hizmet hareketi'' adı altında sozde dinsel bir yapılanma ile faaliyet yuruttukleri ve tum talimatların dogrudan orgut elebasından geldigi kaydedilirken, sirket icerisinde orgutün kriptolu programlarının kullanıldıgı, orgutun kendisini sadece insanlıga ve dine hizmet eden bir yapı gibi gosterme cabasında oldugu ancak orgutun yapılan sorusturmalarla acıga cıkarılan yapısında teror orgutlerinde oldugu gibi hucre yapılanmalarının oldugunun tespit edildiği aktarıldı.

''Islami gercekliginden uzak olarak orgut icerisinde eleman kazandırılan hucre evlerinden sorumlu olanlarla, kamu kurumunda bulunan orgut mensuplarından sorumlu olan orgut yoneticilerinin 'Kod adı' kullanmaları goz onunde bulundugunda orgutun kendini gizleme politikası oldugu'' belirtilen iddianamede, 15 Temmuz 2016'da gerceklestirilmeye calısılan darbe girisimi ile birlikte orgutun tum amacının Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tum organları ile ele gecirmek oldugunun anlaşıldığı kaydedildi.

İddianamede, Kaynak Holding ve baglı sirketlerinde tum is ve islemlerin orgutsel olarak planlandıgı, orgut liderinin tum soylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tum calısanlar uzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının gelistirilmeye calısıldıgı anlatılarak, orgutun yayın organlarına zorunlu abonelikler, surekli himmet ile orgute finans saglandıgı, orgutun tum alanlarda gosterdiği faaliyetlerin bizzat holding merkezinde ve yoneticileri tarafından takip edilerek orgutun nihai amacına ulasılması icin her imkanın kullanıldıgının yurutulen sorusturma ve elde edilen dijital verilerdeki bilgi ve belgeler ile tespit edildiği vurgulandı.

Sanıklar Kemal Batmaz, Harun Biniş, Mustafa Özcan, Naci Tosun hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terörörgütü yönetici olmak'' suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenilen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer 54 sanığın benzer suçlardan 7,5 yıldan 30'ar yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber