'FETÖ'cüler en büyük zararı İslam'a veriyorlar'

Türkiye'ye musallat olan FETÖ ve Adnan Oktar gibi suç örgütlerinin dini istismar ettiğine vurgu yapan Prof Dr. Köse: Bir lider kendisine kutsallık atfediyorsa ve görünmez alemden haberler veriyorsa orası tehlikelidir... Bu akımlar sadece Türkiye'yi değil İslam dünyasını tehdit ediyor

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 23 Temmuz 2018 07:05, Son Güncelleme : 23 Temmuz 2018 06:35
'FETÖ'cüler en büyük zararı İslam'a veriyorlar'

Türkiye, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) toplumda açtığı yaraları tam olarak sarma imkanı bulamadan bu kez Adnan Oktar operasyonu ile sarsıldı. SABAH'a değerlendirmede bulunan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Ali Köse, Adnan Oktar ve FETÖ gibi suç örgütlerinin en büyük zararı İslam'a verdiğine işaret etti. İşte özetle söyledikleri:

(Adnan Oktar ve FETÖ'yle dini açıdan mücadele) Ben meseleye Türkiye ölçeğinde bakmıyorum. Tüm İslam dünyası ölçeğinden bakıyorum. İslam dünyasının neresinde bir kavga, kargaşa ve kaos varsa orada FETÖ ve Adnan Oktar benzeri yapıların ortaya çıktığını görüyoruz. Sadece Türkiye'de değil, İslam dünyasının neresinde olursa olsun bu yapıların birileri tarafından kesinlikle kullanıldığını görüyorsunuz. Emperyal güçler İslam dünyasındaki bu tür yapıları kullanıyor. Batı'da da bu tür sapkın akımlar var ama onlar üzerinde kaos yaratamayacaklarını biliyorlar. Kontrol altında tutulması gereken ve uzun vadede kaos potansiyeli taşıyan bu yapılara özellikle dikkat çekiyorum.

'HATA KABUL ETMEZLER'

(Suç sadece liderde mi?) Böyle oluşumlarda liderlere kutsallık atfediliyor. Sorun da burada başlıyor işte. O cemaat yapısı kutsal bir hareket olarak adlandırılıyor. Başındaki liderde kutsal, yanılmaz ve hatasız olarak kabul ediliyor. Bu tür yapıların içerisinde olan insanların "Benim cemaatim ve önderim çok iyidir ama şöyle bir hatası vardır" dediğini duyamazsınız. İslam'ın temel prensipleriyle uyuşmayan bir bakış açısıdır bu. İslam'a göre insanoğlu masum değildir. Bu yetki sadece peygamberlere verilmiştir. Onlar da yanıldığında Allah onlara doğru yolu göstermiştir. Peygamberimiz kendi kızı Fatıma'ya bile bu yönde sözler söylemiştir. Maalesef bu tür cemaatlerde liderler ahirette kurtarıcı olarak görülmektedir.

DİN OLMAMASI GEREKEN YERLERDE...

(Cemaatler ve samimi insanlar) Din var olduğu müddetçe cemaatler olacaktır. Burada hiçbir sorun yok. Sorun şurada; Dini alan içerisinde kaldığı müddetçe hiçbir oluşumda bir sıkıntı yok. Ama bunlardan bazıları durduğu yerde durmuyor. Ticarete, siyasete hatta mafyaya özeniyorlar. Tabi son örnekte gördüğümüz gibi cinsel sömürüyü de sayabiliriz. Dini alan dışında her alana kayan yapılarla karşılaşıyoruz. Dini alanda faaliyet göstermesi gereken bir oluşum doğası dışına çıkmış oluyor. Din olmaması gereken her yerde var, olması gereken yerlerde ise maalesef yok.

(Mehdi, Mesih, Kahtani beklentileri) Buna müdahale etmeden çözemezsiniz. Devlet gidip onların tepesine binsin demiyorum. Ama böyle yapılar tespit edildiğinde mutlaka önüne geçilmelidir. En azından bunlara verilen imkanlar ellerinden alınmalı.

'MEHDİYİM' DİYORSA SORUN BÜYÜK

(Bir insan bir dini oluşumla tanıştı ve sohbetlerine katıldı. Bunun doğru bir yer olup olmadığını nasıl anlayacak?) Önemli olan şu: Bir grup, bir lider kendisine kutsallık atfediyorsa ve görünmez alemden haberler veriyorsa orası tehlikelidir. Bir insan kendisine kutsallık atfediyorsa, Mehdi'yim, Mesih'im, evliyayım vs. diyorsa ya da bunun söylenmesine göz yumuyor, sesini çıkarmıyorsa orası doğru bir yer değildir.

(FETÖ'nün yaydığı "Sıra diğer cemaatlere de gelecek" korkusu...) Şeffaf olan, asli görevi olan din kulvarında yürüyen cemaatler niye korksun ki. Din dışında başka konularla ilgilenmiyorsan gönüllü kuruluşlar ve İslami oluşumların böyle bir endişeye kapılmasına bir neden yok. İktidarın dindar insanlara müdahale edeceğine kim inanır? FETÖ gibi bir tecrübeden sonra artık amacının dışına çıkmaya çalışanlara da izin verilmeyecektir.

İNSANLARI DİNDEN SOĞUTUYORLAR

(Çocukların böyle yapıların eline düşmemesi aileler neler yapabilir?) Aileler elbette çok seçici davranmalı ve iyi araştırmalıdır. Ancak ben bir konuya değinmek istiyorum. Din ihtiyacının olduğu kesin. Bu ihtiyacı aile ve okulun giderme ihtimali söz konusu değil. Burada cemaatler devreye giriyor. Bu yapıların bazılarının kendilerini değiştirmesi gerekiyor. Bu yapıların görevi dini bilgileri aktarmak ve eğitim hizmeti vermektir. Bu çocuklar, gençler reşit olduktan ve okullarını bitirdikten sonra cemaatlerin görevi bitmiştir. Ama bazı oluşumlar o insanın peşini bırakmıyor.

(Bu yapılar nedeniyle insanların dinden soğuduğu yönünde bir tespitiniz var mı?) Elbette var. Günün sonunda kaybeden yine din ve dindarlar oluyor. Haksız yere biz dini kötüye kullanıyoruz ve kaybeden yine din oluyor.

İSA TATLICAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber