Hakim ve savcı olmayanlar, Adalet Bakanlığında, neden daire başkanı olamıyor?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamaya geçmesinin akabinde, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile devlet sistematiğinde bir çok değişiklikler meydana getirilmiştir. Bunlardan birisi de Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı'nın 3 sayılı kararnamesidir. Bu kararnamede, Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine ilişkin kurallar belirtilmiştir.

Adalet Bakanlığı'nın muhtelif birimlerinde görev yapmakta olan zabıt katipleri, idari işler müdürü, mübaşirler, yazı işleri müdürlerinin; mesleklerinde hangi unvanlara kadar yükselebilecekleri Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde belirtilmiştir. Yani; yazı işleri müdürü olarak görev yapmakta olan personel, kendisini doğrudan ilgilendiren kararların alındığı dairelerde karar alıcı konumunda görevlendirilememektedir. Zabıt katibinin en fazla yükselebileceği unvan yazı işleri müdürlüğüdür, yazı işleri müdürünün ise yükselebileceği unvan yoktur. Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlıkları'nın almış oldukları kararlar, adalet çalışanlarını doğrudan ilgilendirmektedir. Hal böyle olunca taşra teşkilatında çalışan zabıt katibinin veya mübaşirin mesleki sorun/larının neler olduğunun bilinmemesi durumu ortaya çıkmaktadır. Gerek zabıt katipleri, gerekse mübaşirler veya yazı işleri ya da idari işler müdürünün mesleki anlamda yaşadığı sorunların çözümü kendi unvanında çalışmış olan kişilerin Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlıklarında karar alıcı konumunda görev yapması ile mümkündür. Öte yandan, bahsi geçen daire başkanlıklarına hakim ve savcı sınıfından kişilerin atanması hakim ve savcı sınıfı dışında çalışan personelin mesleki sorunlarının çözümünü göz önünde bulundurulmasını engellemektedir. Taşra veya merkez teşkilatında çalışan adalet personeli, kendisi ile ilgili alınan kararlarda; Personel Genel Müdürlüğü, Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlıklarında daire başkanı veya genel müdür olamasalar bile alınan kararlarda personel lehine düzenlemelerde etkisinin olacağı pozisyonlarda görevlendirilmeleri çok önemlidir.

Hakim ve Savcı sınıfında çalışan kişilerin Personel Genel Müdürlüğü, Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlıklarında görevlendirilmelerinde bu kişilerin unvanında çalışmayan personelin mesleki anlamda yaşadığı sorunların neler olduğunun bilinmemesi ya da mesleki sorunların çözümünün neler olacağı konusunda yeterli çözüm üretilememesini beraberinde getirmektedir. Adalet Bakanlığı çalışanlarının beraber görev yaptıkları hakim ve savcıların kendilerini doğrudan ilgilendiren dairelerin başkanı olmasından dolayı mesleki sorunlarının çözüme kavuşturulması mümkün olmamaktadır.

Hülasa; hakim ve savcı sınıfında olmayan adalet çalışanları içinden nepotizmden uzaklaşılarak, seçimle ya da tamamen liyakatlı olan kişilerin; Eğitim Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı, Personel Genel Müdürlüğü birimlerinde görevlendirilmeleri, adalet çalışanlarının mesleki sorunlarının çözümüne fayda sağlayacaktır. Mesleki sorunların giderilmesi ise, personelin motivasyon ve moralinin artmasına fayda sağlayacaktır.

Konuyu, Nasrettin Hoca'dan bir fıkra ile noktalayalım:

Hoca bir gün eşekten düşmüş, başına toplanan insanlar hocaya sormuşlar, "hocam bir hekim çağıralım mı?" Hoca: yok yok, benim halimden hekim değil, eşekten düşen anlar. Siz bana eşekten düşen birisini getirin" demiş.

Konunun önemi ilgililer tarafından dikkate alınıp gerekli düzenlemelerin en kısa sürede yapılması dileğiyle.

ÇOTANAK