Cumhurbaşkanı'ndan yeni askerlik sistemi açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Özel" TRT ortak yayınında konuştu. Erdoğan, yeni askerlik sistemine ilişkin ise yaptığı açıklamada; "(Yeni Askerlik Yasası) Nihai noktayı buna henüz Savunma Bakanlığımız koymadı ama '3-6-9-12 sistemi üzerinde duruluyor, Nokta konulmadı kısa zamanda açıklarız. Gençleri rahatlatacak sistemi getiriyoruz' dedi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Şubat 2019 20:51, Son Güncelleme : 03 Şubat 2019 22:47
Cumhurbaşkanı'ndan yeni askerlik sistemi açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Özel" TRT ortak yayınında, Serdar Karagöz ve Sermin Baysal Ata'nın sorularını cevaplandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Özellikle teşekkür ediyorum. Böyle manifestoyu açıkladıktan sonra ilk toplantıyı TRT ortak yayınında yapmak bizi ayrıca mutlu etti. Tarihi Çengelköy Çınaraltı Çay Bahçesi'nde vatandaşlarla 1,5 saat dertleştik, sohbet ettik, çaylarını içtik onlar da bizim çaylarımızı içtiler. Çenkelköy'ün 15 Temmuz darbe girişiminde özel bir manası var. Kuleli bir tarafta bir tarafta merkez bir tarafta köprü bu bakımdan unutulur bir yer değil. Çengelköy hakikkatten çok ciddi bir direniş ortaya koydu. Onun için de ilk toplantımı buradan başlatayım dedim. Uzun zamandır da gelmemiştirb Çınaraltı bizim biraz da geçmişimizden bu yana anlamlı bir yerdir ve Çınaraltı'nda hem dostlarla hem gençlerle orada bulunan tüm İstanbullu hemşehrilerle bir araya gelmek beni çok mutlu etti.

"Yerel yönetim dediğiniz zaman akla ilk gelen çevredir, temizliktir"

Her şeyden önce bir defa bir yerel seçime gidiyoruz. Bu yerel seçimde bir genel seçimin etkisi olur mu olmaz mı diye soracak olursanız tabiki onun da olacak hele hele bizim gibi şu anda iktidarda olan bir siyasi partinin buradaki bakışında merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki uyum çok çok önemli. Yani bir yerde yereli merkezi taşıyacağınız gibi merkezi de yerele taşıyacaksınız ki hizmetler çok farklı şekilde kendini gösterme imkanı bulsun. Özellikle bu dönemde dikkat edilirse halkımızın sıkıntıya düştüğü ve siyasi hareketlerin de üzerinde pek durmadığı bazı sıkıntılar var. Yani yerel yönetim dediğiniz zaman akla ilk gelen şey şudur; Çevredir, ilk gelen şey temizliktir. Eskiden ben mesela 1994 seçimlerine girerken üç şey ile girdim. Çöp, çukur, çamur. Niye? Çünkü İstanbul bu çöp, çukur ve çumurdan çok çekmişti. Çöp dağları vardı, çukurlar vardı, her taraf çamurlar içerisindeydi. Temizlik denen birşey yoktu, İstanbul'un suyu yoktu, hava kirliliği almış başını gidiyordu böyle bir İstanbul. Bunu tabi şu anki genç kuşak bilmez. Özellikle ilk defa oy kullanacak gençler hiç bilmez. Ancak annelerinden babalarından dinlediyseler bunu bilirler. Şimdi hafıza i beşer nisyan ile malüldür unutur insanoğlu ama bunları anlatmak lazım.

Yatay mimari neden önemli?

Az önce de ifade ettiğim gibi belediyecilik işi gönül işidir. Onun için de tüm belediye başkan adaylarımıza şunu söyleyorum; biz şunu bileceğiz, insanoğlu topraktan uzak olmamalı. Toprağa yakın olmalı ve şu anda böyle 50 kat 70 kat bir mimari aslında bizim medeniyet ruhumuza da uygun bir mimari değildir. Bakın şimdi soruşturun inanın o dikey mimaride oturanlar birbirini tanımaz. Ama ben doğduğum büyüdüğüm mahallede o zaman diyelim ki bizim komşularımız Suat abla, Müşerref abla bırakın bizi tanımayı onlar bizi çamurlandığımız zaman alıp yıkarlardı. Annem rahmetli onların çocuklarını aynı şekilde yıkardı. Ve bu muhabbet şimdi yok kayboldu. O yatay mimaride yani okulu ile camisi ile bütün oradaki adeta ailelerin bir araya geldiği kıraathaneleri ile onları merkeze almak suretiyle bir yapılanma bir şehircilik anlayışı çok çok önemli. Biz şimdi yeni dönemde daha önce de buna başladık kısmen TOKİ ile buna doğru bir yöneliş bunu başaracağız. Yani yaptıkları var onlar da yanlışlarını anladılar ama bunun yanında yatay mimari ile yaptıkları da bu konuda da ben kendilerine şunu söylüyorum zemin + 4 bazı yerlerde arazi sorunları var bundan dolayı orada sıkıntı yaşanıyor tabiki. Oralarda bile zemin + 4 bilemediniz zemin + 5 olmalı daha fazla olmamalı. Fakat arsamız var arazi imkan veriyorsa orada bu işi daha da düşürmemiz lazım mesela zemin +3 olsun. Niye? çünkü seyrek olsun hava sirkülasyonu konusunda sıkıntı olmasın ve okulumuz mabedimiz tüm Millet Kıraathanesi hepsi orada olsun ve bir de hepsinden öncelikli olarak Millet Bahçesi olsun. Bu şunu getiriyor bütün orada oturan komşular hep beraber o Millet Bahçesi'nde icabında pikniklerini yaparlar. Çocuklar orada gelir yatar koşar yuvarlanırlar. Ve bu çok daha farklı bir kaynaşmayı sevgiyi artıracaktır. Birbirinin derdi ile dertlenmeyi artıracaktır. Bu tarihin yeniden inşallah bir dirilişi geri dönüşü olacaktır. Bunu başarmamız gerekir diye düşünüyorum. O komşuluk ilişkilerini artırma noktasında bize ayrı bir heyecan kazandıracaktır. Onun için 94 ruhu özellikle bunu diyor ve bunu savunuyorum.

"HDP eşittir PKK"

HDP eşittir PKK eşittir YPG eşittir PYD. Hiç sağa sola bunu saptırmanın anlamı yok. Gerçek ortada bunu zaten başlarındaki kişiler kendileri açık açık söylüyorlar. Bütün bunlarla beraber dikkat edin bunlar kongrelerinde bile ne bayrağımızı asmışlardır ne İstiklal Marşımızı söylemişlerdir. Bizim kültürümüzde, derneklerin, resmi kurumların bu tür şeylerinde İstiklal Marşı'nı okumak zillet midir? O şereftir. O şeref de şerefli olanlara yakışır. Biz şu anda İstiklal Marşımızı bu gururla bu onurla bugüne kadar okuduk. Bayrağımızı da bugüne kadar bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyerek her zaman gönlümüzde gönderimizde taşıdık taşımaya da devam edeceğiz. Ama diğerlerinin böyle bir derdi yok. Zorla korku belasına bakıyorsunuz şimdi işte bir tane bayrağımızın ufak bir tane tek gelip kongrelerinde salona bazen birileri herhalde uyarırsa asıyorlar. Ama diğerlerinin böyle bir şeyi var sıkıntısı var ve böyle birşey yapamazlar yapmazlar. CHP'nin bunlarla beraber olması zaten anlaşılır gibi değil. Hele hele İYİ Parti'nin, Saadet Partisi'nin bunlarla beraber böyle iş tutması, o da tabi izahı mümkün değildir.

Türkiye ekonomisi

Bize biliyorsunuz ekonomik alandaki saldırı ilk değil. Bize bu saldırının bir nevini geçmişte de yaptılar 2008'de. Biz onları da yine aldığımız başarılı tedbirlerle hatta benim o meşhur teğet geçti sözüm vardı. Bizi hiç rahatsız etmeden geldi geçti. Buradan halkıma seslenmek istiyorum. Bir defa biz bu ülkede görevi üstlendiğimiz zaman Türkiye'nin milli geliri neydi şu anda Türkiye'nin milli geliri nedir? Buna bir baktığımız zaman nereden nereye geldiğimiz ortada. Kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğu bir ülkeyi biz bir ara biliyor sunuz 11 bine kadar çıkarttık. Şu son dönemde 10 bin küsür dolarda 2017 sonu itibarıyla söylüyorum. Dolayısıyla bu noktada 10 bin 602 dolar gibi bir seviyeyi yakaladı tabi enflasyonda da biz yüzde 7'lere düşmüştük. Ama faiz oranları da 4,6 da idi. Daha sonra tabi bu Gezi olayları ile bir tırmanma söz konusu oldu ve çift haneliye enflasyon biliyorsunuz çıktı. Şimdi de son gelinen aşamada malum işte politika faizi 24 enflasyon da 20 civarında bu noktaya düştü. Temennim o ki şu anda Merkez Bankası'nın bazı açıklamaları var, Hazine ve Maliye Bakanımızın yaptığı açıklamalar var bu açıklamalar inşallah tahmin olmaktan öte gerçek hale bir an önce gelir. Türkiye olarak benim düşündüğüm şey şu; Biz ekonomide ayakları sağlam basan bir ülkeyiz. Hayali değiliz ayakları sağlam basan bir ülke olarak da yatırımlarımızla bir defa yolumuza devam ediyoruz. Yatırımlarda durmak diye birşey yok. Şu anda Borsa İstanbul ciddi manada adeta pik yaptı yani 100'ün üzerinde buralara kadar tırmandı. Demek ki dünya gidecek yer olarak nereyi görüyor? Türkiye'yi görüyor ve buraya geliyor. Bunun yanında da bizim ihracatımıza bakıyoruz göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatımız varken şu anda ihracatımız bizim hamdolsun 168 milyar doların üzerine çıktı. Siz de bir güç, potansiyel varsa bunu yaparsınız. Bu bir artışın olduğunu gösteriyor ve bu konudaki bu kararlı yükseliş devam ediyor. Büyümeye bakıyoruz bizim 2003-2017 yılları arasındaki büyüme oranımız 5,9 civarındaydı şimdi bunu korumak veya bunun biraz altında da olsa böyle bir durumda bile olsak bu büyümemizin de devam ettiğinin bir alameti falikasıdır. Ben büyümede de geri gideceğimize ihtimal vermiyorum. Savunma Sanayinde biz çok ciddi atılımları gerçekleştiriyoruz. Savunma sanayi gerçekten bir ülkenin ekonomisinde adeta ona pik yaptıran sektörlerdir. Burada hani o beyaz yakalı dediğimiz beyin takımlar var ya onlar var. Siz eğer dışarıya ithalle para aktaracaksanız onu siz ithal ile değil siz bizzat yapıyorsanız üretiyorsanız bizim şu anda savunma sanayinden elde ettiğimiz rakamlara baktığmıız zaman 2 milyar doların üzerinde savunma sanayi ürünlerinin ihracatından elde ettiğimiz imkanlarımız var. Turizmde bizim şu anda sadece 40 milyon yabancı turist 6 milyon da yerli turist. Dışarıdan Türkiye'ye gelmek suretiyle 46 milyon şu anda bizim turist noktasında 2018'i böyle kapadık. Mali noktada da 30 milyar dolar turizmden bir gelir elde ettik. Bunlar da yine Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteriyor. İstihdamda da 33 milyona yaklaşan işgücü arzı ile tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. Bunların bence artarak devam edeceğine inanıyorum. Turizmdeki bu patlamaylada mevsimlikteki kaybımızı peyder pey azaltacağız.

YENİ ASKERLİK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Askerlik Yasası'na ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

"Nihai noktayı buna henüz Savunma Bakanlığımız koymadı ama 3, 6, 9, 12 gibi bir düzenlemenin üzerinde duruluyor. Burada bedelliyi bir kenara koyuyorum çünkü bedelli noktasında olay, şu anki uygulamanın hemen hemen aynısı şeklinde bir durum söz konusu. Özellikle 3, 6, 9'da mesela yedek subay olarak yapmadan tutun da astsubaya varıncaya kadar bütün bunların hepsinin bir değerlendirmesi şu anda yürütülüyor. Bana özet olarak verdikleri bilgilere baktığım zaman inanıyorum ki halkımızı, gençlerimiz çok daha rahatlatacak ve birikimi ortadan büyük ölçüde, büyük oranda kaldıracak bir sistemi inşallah getiriyor. Kısa zamanda da bunu zannediyoruz açıklarız."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber