Ömer Çelik: Bütün seçim süreçlerinin patronu YSK'dır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yerel seçime ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Nisan 2019 22:11, Son Güncelleme : 04 Nisan 2019 22:59
Ömer Çelik: Bütün seçim süreçlerinin patronu YSK'dır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino'nun seçim sonuçları ile ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösteren Çelik, "ABD Dışişleri Sözcüsünün Türkiye'deki seçim süreciyle ilgili yaptığı açıklama kınanacak bir açıklamadır." dedi.

Çelik, şöyle devam etti:

"Hiçbir yabancı devletin herhangi bir organı ya da açıklaması, Türkiye'deki seçim sürecinin sonuçlarının meşruiyetinin kaynağı değildir."

AK Parti Sözcüsü Çelik, seçimler için Türkiye'ye gelen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi temsilcilerine seslenerek, "Sizlere sağladığımız erişim hakkı, bilgi verme mekanizmaları dünyanın hiçbir yerinde bu kadar aktif ve bu kadar güçlü bir şekilde ortaya konulmuş değildir." ifadelerini kullandı.

"VATANDAŞIMIZ KİME YETKİ VERMİŞSE MAZBATA ONA VERİLECEKTİR"

Seçim sonuçlarına yapılan itirazlara ilişkin Çelik, şunları kaydetti:

"Vatandaşımız kime yetki vermişse mazbata ona verilecektir. Bu kararı da YSK verecektir."

Çelik, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir ziyaretine ilişkin, "Anıtkabir ziyaretinin ve Anıtkabir Defterinin mazbatasını almamış bir kişi tarafından resmi unvana, resmi yetkiye sahip olmayan bir kişi tarafından istismar edilmesine itiraz ediyoruz." diye konuştu.

"TÜRKİYE'Yİ SUÇLAYAN YAKLAŞIM KARŞISINDA ŞAŞKINLIĞIMIZI GİZLEYEMEDİK"

ABD Başkan Yardımcısının Türkiye'nin NATO üyeliğine ilişkin sözlerini şaşkınlıkla karşıladıklarını belirten Çelik, "Türkiye'yi suçlayan, basiretsiz bir yaklaşım karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik." dedi.

Çelik'in açıklamaları şöyle:

Bütün seçim süreçlerinin patronu YSK'dır.

ABD Dışişleri Sözcüsünün Türkiye'deki seçim süreciyle ilgili yaptığı açıklama kınanacak bir açıklamadır.

Başkan Trump'ın seçildiği seçim süreci halen Rusya'nın müdahalesi var mı yok mu gibi halen sıcak gündem olan yargı süreçlerinin parçasıdır. Bir başka ülkenin adli süreçlerle ilgili yargıda bulunurken hukuk mevzuatını göz önünde tutması, kendi ülkelerinde gerçekleşen hususlarla değerlendirmelerinde fayda vardır.

Avrupa Konseyi'nin yersiz açıklamaları oldu.

Her konuda konuşan CHP sözcülerin dışarıdan yöneltilen Türkiye'nin seçim kapasitesine ilişkin açıklamaları göz önünde bulundurmasını istiyoruz. Avrupa Konseyi'nin kendi görev alanlarına girmeyen konularda birtakım açıklamalar eleştirilere tabi olmuştu. Avrupa Konseyi yetkililerine şunu söylemek isterim; Bizim dışarıdan gelen gözlemcilere gösterdiğimiz yardımı dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Ayrıca iktidar partisi olarak bizlere başvurulduğunda her türlü bilgiyi veriyoruz. YSK görevini yerine getirilmelidir şeklinde otoritelere çağrıda bulunuyorlar. Ya çok çalıştıklarını göstermek için ya da tipik alışkanlıkları kendilerinin kafasında Avrupa'nı dışına çıkınca standart açıklamaları yapıyorlar.

YSK, dünyadaki pek çok demokratik ülkeye model olabilecek mekanizmalara sahiptir.

Demokratik devletlerde seçim süreçlerinin yöneticisi hukuk kurallarıdır.

İstanbul'daki itiraz süreçlerinde binde iki oranında farkı unutmamak gerekir.

Gururlu bir demokrasimiz var ve saygı bekliyoruz.

Getirilen iddialar ve yurtdışından ve Türkiye'nin içinden yapılan açıklamalara ilişkin değerlendirmelerimizi paylaşıyoruz.

Türkiye'de ilk defa bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. İlk defa bir kişi mazbata almadan program düzenliyor. Mazbata almadan resmi bir sıfat, ünvan kullanmaya kalkıyor. Gün boyunca bir sürü sözün içinde birtakım üst başlığı mazbata olan basın toplantıları düzenliyor. Bir kişi bir göreve talip olduğu zaman bu göreve talip olmanın ağırlığını taşımalıdır. Bunun da temeli hukuka saygıdır.

Vatandaşlarımızı karşı karşıya getirebilecek bir takım imalarda bulunmak doğru değildir.

Bir sürü iddialar ifade ediyor CHP adayı. Büyükşehir belediyesinden dosya kaçırıldığını söylüyor. Bir deliliniz var mı diye sorulduğunda 'Hayır bize gelen duyumlar' diyor. Bu yakışıksız bir durumdur. Yapılacak şey memlekette her şey normaldir, bir anormallik varmış algısı yapmaya çalışmak, vatandaşlarımız üzerinde baskı oluşturmaya çalışmak doğru bir tavır değildir. Hukuki süreç devam etmektedir. Bu seçimler hem neticeyi ortaya koyacaktır, arkasından kim ne kadar oy aldığı net bir şekilde görülecektir. Bu mekanizmaya saygı göstermek gerekirken sonuç değişmez denilerek hukuki sürecin devam etmesinden rahatsızlık ortaya koymak, hukuki süreci vatandaşın iradesine karşıymış gibi göstermeye çalışmak doğru bir şey değil.

Çok dikkatimizi çeken bir şey oluyor; CHP adayı konuşurken, çok sayıda cümlenin içinde hoşgörüden, çoğulculuktan, empati kurmaktan, eşitliğe saygıdan bahsediyor, bunları ima ediyor. Bunlar güzel ifadeler. Ama bunlar sadece sözden mi ibarettir yoksa bunlar gerçekten yürekten mi söylenmektedir? Bunların sözden ibaret olmadığını gösterecek şey hukuka saygıdır. Bir kişi bu cümleleri bol bol söyleyip de arkasına her seferinde hukuki sürece rahatsızlığını ortaya koyduğunda bu cümlelerin samimiyeti sorgulanmaktadır. Sempatik cümleler kurduktan sonra hukuki sürecin devam etmesinden rahatsızlık duymak sağlıklı bir yaklaşım değildir. Emptiden, milli iradeye saygıdan, çoğulculuktan bahsediliyorsa o zaman bunun en önemli göstergesi hukuka saygıdır.

Biraz sabretmek yetecek. Vatandaş kime yetki verdiyse, mazbata ona verilecektir, bu kararı da YSK verecektir. Vatandaşımızın iradesi net olarak görüldükten sonra da hepimiz başımızın üstünde yeri var, saygı duyuyoruz, bu vatandaşımızın bize emanetidir, ve kazananı tebrik edeceğiz.

Olağanüstü durum yok, memlekette her şey yolunda. Ama sürekli olarak olağanüstü bir şey varmış gibi açıklama yapmak sağlıklı bir yaklaşım değildir.

Twitter profilinize istediğiniz ünvanı yazabilirsiniz. Onu yazarken mazbata sormuyorlar. Kendisi de ifade ediyor, 'Anıtkabir herhangi bir yer değildir. Buraya yaptığımız ziyaret gelişigüzel değildir.' diyerekten. Biz de Atatürk'ün aziz hatırasına, Anıtkabir'deki ziyaret teammüllerine uygun davranmasını bekledrik. Oradaki komutaya yalan bilgi vererek sahip olmadığınız ünvanı kullanarak, Anıtkabir ziyaretini, Atatürk'ün hatırasını siyaseten istismar etmek doğrusunu söylemek gerekirse kimsenin aklına gelmeyecen yakışıksız tavır ortaya çıkmıştır. İstediği kart viziti bastırabilir. Resmi bir şey değil ama Anıtkabir defterine bunu yaptığınız zaman bunun eleştirebileceğini bileceksiniz. Bu telaş herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. Kişisel hırslara Anıtkabir ziyaretinin alet edilmesi siyasi tarihimize bir ilk olarak geçmiştir. Umarız bunlardan ders çıkarırlar ve daha sağduyulu, dengeli tavır gösterirler.

Son derece yakışıksız bulduğumuz bir tavır da, 'Hukuki süreç devam ederken, 'hukuki süreci mahsus uzatıyorlar', 'AK Parti içinde hesaplaşma var' diyerek CHP İstanbul adayı tarafından AK Parti camiasına dil uzatılmasıdır. Çok net söylüyorum; hiçkimse AK Partinin her seçimlerde gösterdiği birlik-bütünlüğün gücü konusunda bir kuşkuya sahip değildir. Normal bir hukuki süreci, AK Parti'nin iç meselesi diye siyasetin çok kirli bir tarafına yanaşacak şekilde dedikodu malzemesi yaparsanız, biz bu kürsüden buna cevap vermek durumunda kalıyoruz. Henüz mazbatasını almamış bir adayın Ankara'da, İstanbul'da normalde CHP Genel Başkanı'nın yapması gereken toplantıları yapma konusundaki iştahı tartışılıyor her tarafta. Herkesi talip olduğu makamın saygınlığına uygun davranmaya davet ediyoruz.

Bu AK Parti ile olarak AK Parti'nin ne içini, ne siyasetini analiz edebilecek birisi. Onun bakabileceği yer kendi partisidir. Bu CHP'yi ilgilendiren bir meseledir. Bir adayın, Genel Başkanın yapması gereken ziyaretleri yapması, ne manaya gelmektedir, bizi zerre ilgilendirmiyor ama ne konuşuluyor diye bakacaklarsa gitsinler bunlara baksınlar.

Sakin bir şekilde süreç beklenecek, sonuç ortaya çıktığında hepimiz sonucu selamlayacağız.

(Rusya'dan S400 alımı) Bitmiş bir anlaşmadan Türkiye'nin vazgeçmesini istemek, Türkiye'nin egemenlik haklarına saygısızlıktır. Türkiye, bu saygısızlığa herhangi bir prim vermeyecektir.

Tüm vatandaşlarımız müsterih olsun. Her şey kendi yolunda ilerlemektedir. Demokrasimiz gücünü göstermektedir. Bırakalım YSK işini yapsın, hukuk işlesin, sonuca saygılı duyalım.

Kazanan demokrasi olacaktır, milletimiz olacaktır. Olağanüstü bir durum yoktur.

NATO'nun kilit bir müttefiki olan Türkiye'nin ittifak içindeki kıymetini bilsinler.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber