'Erdoğan sistemin verimliliği için muhalefetle görüşebilir'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin milletvekilleriyle gerçekleştirdiği üçüncü toplantının bitimine yakın kameraların karşısına geçti. AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ve Yunanistan ile yaşanan gerginliğe ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 10 Temmuz 2019 13:35, Son Güncelleme : 10 Temmuz 2019 15:01
'Erdoğan sistemin verimliliği için muhalefetle görüşebilir'
Çelik'in açıklamasından satır başları şöyle:

Herkesin kendi illerine göre ve genel anlamda bir değerlendirme yapıyoruz. İç ve dış politikaya ilişkin arkadaşlarımızın soruları oluyor. Bu çerçevede geniş kapsamlı bir toplantı yapılıyor. Sorulara dönük Cumhurbaşkanımız yanıtlar veriyor. Üçüncü toplantımızı da tamamlamak üzereyiz. Önümüzdeki dönemle ilgili, Meclis gündemiyle ilgili yapılacak çalışmalar da söz konusu. Milletvekillerimiz yaz döneminde illerinde nasıl bir çalışma olduğunu, Türkiye genelinde nasıl bir çalışma yapılması gerektiğini geniş kapsamlı bir şekilde değerlendiriyorlar. Seçim zamanı sahada gördükleri doğru uygulamaları dile getirdikleri gibi eksiklikleri de dile getiriyorlar. Bütün bunlar parti yönetimimiz tarafından not alınıyor. Bunlar çerçevesinde de ilgili birimlere neler yapılmasıyla ilgili genel başkanımızın talimatları iletiliyor.

İç politikayla ilgili konular değerlendiriliyor. Yoğun bir dış politika gündemi var. Ayrıca Cumhurbaşkanımız katıldığı Japonya ve Çin ziyareti, G-20 Zirvesi ve en son Güneydoğu Zirvesiyle ilgili milletvekillerimize ayrıntılı bilgi verdi. Bu çerçevede bu toplantıyı da tamamlıyoruz. Yarın MKYK'mız olacak. Burada normal basın toplantısı formunda sizlerle bir toplantı gerçekleştireceğiz ve sorularınıza yanıt vereceğiz.

"Tıkanıklık, eksiklik görülen yerlerin üzerine gidilecek"

Soru: Daha önceki toplantılarda milletvekillerinin özellikle Meclis'le alakalı yeni sisteme uyarlanması anlamında bazı önerileri gündeme gelmişti. Cumhurbaşkanı da haklı bulduğunu ifade etmişti. Bugün de benzer öneriler ve çözüm önerileri gündeme getirildi mi?

Aslında şöyle bir tartışma yürüyor. Bizim bahsettiğimizin dışına çıkılsa da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milletimizin onayıyla hayata geçmiş bir sistem. Birinci yılını doldurdu. Bir yıl içerisinde uygulamanın çeşitli safhaları görüldü. Bürokraside bu sisteme uyum sağlayan ve sağlayamayanlarla ilgili geniş bir değerlendirme yapıldı. Burada tabii CHP sistemle ilgili bir meşruiyet tartışmasına çalışıyor. Bu demokrasi dışı bir durum. Bu sistem milletin onayından geçmiştir ve tamamen meşrudur. Uygulanması konusunda biz pratikle ilgili durumları biz tartışıyoruz. Cumhurbaşkanımız Balkan ziyaretinden dönerken de bunların tartışılacağını, önerisi olanlara açık olduğunu ifade etti. Bu çerçevede milletvekillerimizin bu tip değerlendirmeleri önemlidir. Kendilerinin illeriyle merkezi hükümet arasındaki ilişkinin hızıyla, verimliliği açısından yaptıkları değerlendirmelerde ortaya koydukları notlar dikkatle değerlendiriliyor. Bu sistemin en büyük özelliği vatandaşın devletten hızlı hizmet alabilmesi. Devlet makamlarının hızlı bir dönüş yaparak pratik bir şekilde bu sorunları çözebilmesiydi. Sayın milletvekillerimizin tabii zaman zaman ilettikleri bazı bürokratik makamlarda bu hızı göremedikleri değerlendirmeleri oluyor. Bunların notu alınıyor. Her bir milletvekilimiz kendi iliyle Ankara arasında köprü görevi görüyor. Vatandaşlarımız taleplerini onlara iletiyorlar. Onların da bu taleplerin yerine gelmesi için büyük bir gayreti var. Burada da biz notlarımızı alarak nerelerde aksaklık varsa tespit ederek bahsettiğim bir yıllık değerlendirmenin bir parçası haline getireceğiz bunları. Buradaki mesele şu; bir yıldır bu sistem uygulanıyor, bu sistem halk iradesinin en yüksek oranda seçime yansımasıyla ortaya çıkmış ve işleyen bir sistem. Arkasında halk desteği var. Sistemin ortaya koyduğu iradenin en temel özelliği bu. Vatandaşa hızlı, etkili hizmet gitmesi. Bununla ilgili eleştirileri elbette hassasiyetle not alıyoruz. Tıkanıklık, eksiklik görülen yerlerin üzerine gidilecek."

Soru: Cumhurbaşkanı MHP Genel Başkanı ile de bir görüşme yapacağını ifade etmişti. Detaylar netleşti mi?

Bununla ilgili çalışma devam ediyor. Fuat Oktay Bey'in başkanlığında bir yılın gözden geçirilmesiyle ilgili bir çalışma yapılıyor. Milletvekillerimizin ve parti yönetimimizin ortaya koyduğu değerlendirmeler var. Bütün bunlardan bir sonuç çıkacaktır. Bu sonuçlar Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilecektir. Tabii ki kendilerinin de ifade ettiği gibi Sayın Bahçeli ile bunu değerlendirecekler. Ayrıca cümleyi geniş manada da kullandı biliyorsunuz. Diğerleri de bu şekilde bir değerlendirme, burada sistemin meşruiyetiyle ilgili bir tartışma peşinde koşulması değil, sistemin verimliliğiyle ilgili pozitif önerileri varsa bu herkesle görüşülebilir diye daha geniş bir ifade de kullandı Sayın Cumhurbaşkanımız. Önemli olan şudur, sistem vatandaş için vardır. Ve vatandaşımızın daha verimli hizmet alması vardır. Tıkanıklık varsa o yerlere müdahale edilecektir.

Soru: Bu kapsamda sistemi güçlendirilmesi için muhalefetten de destek istenebileceğini mi anlamalıyız?

Bir şeyleri varsa, buna kapalı değil hiç kimse. Cumhurbaşkanımız orada son derece geniş bir alan açarak, bununla ilgili değerlendirmeleri varsa; sistemin güçlendirilmesi, vatandaş odaklı hizmetin kalitesinin artırılması, vatandaşın memnuniyetinin araştırılmasına yönelik bir değerlendirme varsa tabii ki buna herkes gayet memnuniyetle yaklaşır. Tabii şimdiye kadar bu şekilde bir yaklaşım yerine daha çok meşruiyet tartışması üzerinden gittiği için sağlıksız buluyoruz biz o tartışmayı.

Soru: Ali Babacan AKP'den istifa etti. Bu toplantıda gündeme geldi mi? Milletvekilelri ve Cumhurbaşkanı bu konuya ilişkin değerlendirmede bulundu mu?

Zaten bugün Cumhurbaşkanımızın Balkan Zirvesi'nden dönüşünde yaptığı değerlendirmeyi gördünüz. Onun dışında herhangi bir değerlendirme yok. AK Parti kendi gündemine hakimdir. Bahsettiğim çerçevede gidiyor toplantı. Diğer partiler ya da bahsettiğiniz tür oluşumlarla ilgili bir gündem söz konusu değil.

Soru: Genel tabloya baktığımızda Ali Babacan'ın kuracağı partinin Ak Parti'nin sandalye dağılımında etkisi olacağını düşünüyor musunuz?

Arkadaşlar Ak Parti Türkiye'nin en güçlü siyasi partisidir. Kendi işimize bakıyor, kendi gündemimize odaklanıyoruz. Onun dışındaki değerlendirmeleri ilgili muhataplarına sormak gerekir. Ak Parti'nin önünde Türkiye'deki reformların gerçekleştirilmesiyle ilgili çok geniş ve güçlü bir ajanda var. Odaklandığımız nokta orasıdır.

Soru: Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın, "Türkiye Doğu Akdeniz'de şımarık bir çocuk gibi davranıyor. Yunanistan'ı kışkırtıyor ve tepkisi ölçmeye çalışıyor" sözlerini nasıl değerlendirirsiniz?

Öncelikle yeni hükümeti tebrik ettik. Yeni dönemde bu tebrikte ilk arayanın Türkiye olmasına uygun bir ruhla dış politika söyleminin başlamasını arzu ederdik. Yeni bir sayfa açılabilir. Son zamanlarda Çipras hükümeti son derece kışkırtıcı söylemlerde bulunuyordu. Fakat maalesef Yunanistan Dışişleri Bakanı bir devlet adamının konuşması gereken üsluptan son derece uzak bir şekilde konuşmuştur. Kendisi daha önce çeşitli görevlerde bulunmuş biri bildiğim kadarıyla. Adalet Bakanlığı yapmış, vatandaşlıktan sorumlu bakanlık yapmış biri. Kullandığı üslup bir devlet adamı üslubu değil. Birincisi biz Yunanistan'ın hukuk dışı eylemleri nasıl hukukun gereğiymiş gibi gösterdiğini, Türkiye'nin hukuk çerçevesinde ortaya koyduğu icraatları sürekli AB'ye sağa sola şikayet etmek suretiyle iyi komşuluk ilişkilerine uymayan tavırlar içerisinde olduğunu görüyoruz. Tabii Rum kesimi ayrı bir problem kaynağı. AB'nin içinde de sorarsanız Rum kesiminin tek başına AB'ye alınmasının AB'nin başına ne kadar büyük bir sorun olduğunu söylerler. Kendi tabirini Rum kesimine iade ederek söylüyorum; Rum kesiminin bu haylaz çocuk olma durumu, bu şımarıklığı Avrupa Birliği içinde de gündemde esasında. Bunu bir türlü çözemiyorlar. Bunun bedelini KKTC'ye ve Türkiye'ye ödetmek istiyorlar. Bizim BM'ye bildirdiğimiz kıta sahanlığıyla ilgili sahalarda TC.'nin egemen bir devlet olarak çıkarlarını koruyacak iradesine sahibiz. KKTC'nin ruhsat verdiği alanlarda da bunu gerçekleştirebilecek güce sahibiz. Fatih gemisi Kıbrıs'ın batısında, Yavuz gemisi Karpaz'ın güneyinde faaliyetlerini sürdürüyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı'na tavsiyemiz şudur; son derece sıradan, bu Avrupa'daki sağcıların kullandığı şekilde bir üslup kullanmasın. Türkiye'nin dostluğu kıymetlidir. Türkiye'nin dostluğundan kimse zarar görmez. Herkes fayda görür. Ama tabii Yunanistan Dışişleri bakanı bu üslupla başlamış oldu, bu son derece üzüntü vericidir, bu üslupla devam edecekse bunun iyi sonuçları olmayacaktır. Biz de buna cevap vermeye devam edeceğiz. Doğrusu şudur; güney Rum kesimi Kıbrıs'taki hidrokarbon kaynakların paylaşımı konusunda mekanizmalarda KKTC'ne yer verseydi ve gelir paylaşımını garanti altına alsaydı bu sorunları yaşamayacaktık. Tek taraflı bir şımarıklık yaparak KKTC'nin haklarını gasp etmeye çalışıyorlar. TC.'nin kıta sahanlığı içinde hak iddia etmeye çalışıyorlar. Buna Türkiye hiçbir şekilde müsaade etmeyecektir. KKTC yetkililerinin yaptıkları açıklamaları sonuna kadar destekliyoruz Sonuna kadar arkasındayız. Gerginliği çıkaran, hukuksuz eylemlerde bulunan Yunan tarafı ve Rum tarafıdır. Bu üslup özür dilenmesi gereken bir üsluptur. Bu şekilde göreve başlaması iyi olmadı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber